Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1356 E. 2023/810 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1356
KARAR NO: 2023/810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2018/140 Esas – 2019/1126 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ASIL DAVADA
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın davacı müvekkilinden 678.500,00 TL tutarında mal ve hizmet satın aldığını, fatura karşılığı oluşan borç bedelini ödemediğini, bu nedenle müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul … icra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra tabine geçildiğini, davalının takibe itirazı neticesinde takibin durduğunu, ayrıca 03/08/2017 tarihinde açılan icra takibine istinaden davalının 09/08/2017 tarihinde Beyoğlu … Noterliği ihtarnamesi ile iade faturası düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, ilgili iade faturasının kabul edilmediğini, 16/08/2017 tarihinde Eyüp … Noterliği aracılığı ile müvekkili tarafından iade edildiğini, ikinci kez davalı tarafından Beyoğlu … Noterliği aracılığı ile 24/08/2017 tarihinde aynı iade faturasının gönderildiğini ve Eyüp … Noterliği aracılığı ile 11/09/2017 tarihinde müvekkili tarafından ikinci kez faturaların iade edildiğini, davalı tarafın takibe itirazının ve ihtarnamelerinin kötüniyetli olduğunu beyan ederek, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıya alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı ile davacının güvenlik-alarm ve görüntü sistemlerine ilişkin ürünleri ve ürünlerin kurulumunu müvekkili davalıya sağlaması, müvekkilinin de bunun karşılığında ücret ödemesi hususunda anlaştığını, davacı tarafından, ürünleri teslim edilmeyip, kurulumunun yapılmadığını, bu sebeple müvekkili tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacı tarafın fatura ve irsaliye düzenlemiş olsa da herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, irsaliyede teslimat bulunmadığını, bundan dolayı zaten taraflar arasında, bakiye alacağın sıfır olduğu yönünde yazılı mutabakat da yapıldığını, aynı zamanda alınamayan ürünler için Beyoğlu … Noterliğinin 09/08/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 07/08/2017 tarih ve … seri nolu iade faturasının gönderildiğini, davacı tarafın ise ürün teslimi ve kurulumu yapılmamış olmasına karşın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında müvekkili aleyhinde takibe geçtiğini, yapılan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 5 ATM’NİN 2018/141 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketten 839.771,84 TL tutarında mal satın aldığını, ancak davalı şirketin müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkili şirketin borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlattığını, davalı şirketin 11/09/2017 tarihinde icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu bildirerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinin TTK’nun 64. maddesi ve HMK. 222. maddesi kapsamında usulüne uygun şekilde tutulduğu, davacının incelemeye sunulan ticari defterlerinde dava konusu edilen faturaların yazılı olduğu, faturalar kapsamında davacının davalıdan 1.518.271,84 TL alacaklı bulunduğu, davalının incelemeye ticari defter veya herhangi bir belge ibraz etmediği, Sarıyer Vergi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının davacından şubat 2017 dönemine ait 2 adet fatura karşılığı KDV hariç 1.436.317,00 TL tutarında alım yaptığını bildirdiği, 2017 haziran dönemine ait 575.000,00 TL tutarında satışın Büyükçekmece Vergi Dairesine davacı tarafından bildirildiği, davalının da aynı satışı alım olarak vergi dairesine bildirdiği, Sarıyer Vergi Dairesi ve Büyükçekmece Vergi Dairesi tarafından gönderilen BA-BS karşılaştırma formlarından davalı tarafın davacının kesmiş olduğu ve dava konusu oluşturan faturaları teslim aldığı ve şubat ayı ve haziran ayı beyanına dahil ettiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüte düşürmediği, bu nedenle temerrüt faizi isteyemeyeceği hüküm vermeye elverişli bilirkişi raporu ile anlaşıldığından, Asıl davada; davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 678.500,00 TL üzerinden devamına, asıl alacak 678.500,00 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen 2018/141 E.sayılı dosyada; itirazın kısmen iptaline, takibin 839.771,84 TL üzerinden devamına, asıl alacak 839.771,84 TL’ye takip tarihinden itibaren davacının talebini aşmamak üzere yasal faiz uygulanmasına, asıl ve birleşen dava davalısı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak taraflarca belirlenebilir mahiyette bulunan likit alacak miktarına kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden, asıl ve birleşen davalar yönünden kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların davacının güvenlik-alarm ve görüntü sistemlerine ilişkin ürünleri ve ürünlerin kurulumunu davalıya sağlaması bunun karşılığında ücret ödemesi hususunda anlaştığını, davacı tarafından davalıya herhangi bir mal teslimi yapılmadığını, davacının düzenlediği irsaliyede teslimat olmadığını, bu durumun malların tesliminin yapılmadığının açık delili olduğunu, zira bir ürünün teslim alındığını kanıtlayan tek evrağın, teslimatlı irsaliye olduğunu, eğer teslimatlı irsaliye düzenlenmemiş ya da irsaliye düzenlenmiş olmasına karşın irsaliyede teslimat yoksa malın teslim edilmediğinin söyleneceğini, bunun yanında tarafların aralarında düzenlemiş olduğu, bakiye alacağın sıfır olduğu yönünde yazılı mutabakat da davacının malların teslimini yapmadığının diğer bir delili olduğunu davalı şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, takip konusu borcun müstenidinin fatura olduğunu ve fatura muhteviyatındaki ürünlerin davalıya teslim edilmemiş ve bunların kurulumunun yapılmamış olup mahkemece sadece yanlış bilirkişi raporu hükme esas alınarak, hüküm kurulduğunu, tarafların sözleşmesi ve sözleşme niteliği, irsaliyede teslimat olmaması, taraflar arasında imzalanan sıfır bakiyeye ilişkin mutabakatın dikkate alınmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, ticari satım sözleşmesine dayalı faturadan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, faturaya konu malın teslim edilip edilmediği, takibe konu faturalar nedeniyle davacının alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “02/06/2017 fatura alacağı” sebebine dayalı olarak 678.500,00 TL asıl alacağın 10.372,68 TL işlemiş faiziyle birlikte;İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “09/02/2017 tarihli fatura alacağı” sebebine dayalı olarak 839.771,84 TL asıl alacağın 40.585,14 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsili istemiyle 03/08/2017 ve 24/08/2017 tarihli takip talepleri ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takipler durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki davalar açılmıştır.Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.Bilirkişi aracılığıyla incelenen davacı ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davalıdan 6 adet fatura karşılığı 5.762.854,56 TL alacaklı durumdadır. Ancak davacı taraf 02/06/2017 tarih ve 678.500,00 TL bedelli fatura ile 09/02/2017 tarih ve 839.771,84 TL bedelli faturayı takibe konu etmiştir. Davalı ise ticari defterlerini bilirkişi incelemesine ibraz etmemiştir. Bununla birlikte davalı taraf, 07/08/2017 tarih, … nolu ve 5.762.854,12 TL bedelli iade faturası düzenlemiştir. Ancak bu iade faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Ayrıca, B/A bildirimlerine göre davacının takibe konu faturaları davalı tarafından vergi dairesine bildirilmiştir.Takibe konu faturaların B/A formu ile vergi dairesine bildirilmesi, ve hatta takibe konu faturaları da kapsar şekilde iade faturası düzenlenmesi, davacının faturalarına konu malın teslim alındığına karinedir. Bu halde davalının B/A formlarının aksini ve iade faturasının, haklı bir nedenle kesildiğinin ispatlanması gerekir. Ancak dosyada buna ilişkin herhangi bir delil mevcut değildir. Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan iade faturasının dayanağının usulüne uygun olduğunun ispatlanması gerekli olup, dayanağı kanıtlanamayan iade faturası tek başına davalının savunmalarını ispata elverişli değildir. Bu halde davacının takibe konu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunun kabulü gerekir.Davalı tarafça, taraflar arasında imzalanan 03/07/2017 tarihli mutabakatta bakiyenin sıfır göründüğü ve davacıya borçlu olmadıkları ileri sürülmüş ise de, davacı tarafça söz konusu belgedeki kaşe ve imza inkar edilmiştir. Mahkemece, imza incelemesine esas olmak üzere söz konusu belge aslının dosyaya sunulması davalıdan istenmiş ancak belge aslı dosyaya sunulmamıştır. HMK’nın 209/1. Maddesine göre imzası inkar edilen belgenin herhangi bir işleme esas olması ve delil teşkil etmesi mümkün değildir. Bu halde HMK’nın 211. Maddesi uyarınca sahtelik incelemesi yapılması gerekir. Ancak bu usulde imza incelemesi yapılabilmesi için belge aslının dosyaya ibrazı gereklidir. Davalının dayandığı ve davacı tarafından imzası inkar edilen mutabakat aslı verilen süre içerisinde dosyaya sunulmadığından delil kabiliyeti bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalının iddialarını da ispata elverişli değildir.Davalı tarafından gerek davacı faturalarıyla ilgili olarak iade faturası kesilmiş olması ve gerekse de B/A bildiriminde bulunulmuş olması karşısında, bilirkişi incelemesi sırasında davalı defterlerinin vergi incelemesinde bulunması, yine 2017 dönemi bakımından davacı hakkında sahte belge düzenleme fiili nedeniyle devam eden vergi incelemesi bulunması ve davacının ticari defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmaması hususları sonuca etkili değildir. Bu nedenlerle mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Asıl dava yönünden;a-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 11.587,08 TL ve 54,40 TL harcın, alınması gerekli olan 46.348,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 34.706,85 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Birleşen dava yönünden;a-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 14.341,10 TL harcın, alınması gerekli olan 57.364,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 43.023,71‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 37,00 TL posta giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023