Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1350 E. 2023/684 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1350
KARAR NO: 2023/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2015/561 Esas – 2019/1372 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların … Limited Şirketinin %50’şer hisse ile ortağı olduklarını; şirketin 30/04/2010 tarihinde vergi dairesince “faaliyette bulunmadığı”nın tespit edildiğini ve vergi kaydından terkin edildiğini; şirketin 2005 – 2006 yıllarında …’dan ihale yoluyla iş alan … İnşaat Limited Şirketi – … adi ortaklığının taşeronu olarak iş yaptığını; tahsil edemediği bir kısım iş bedeli için … Şirketince… İnşaat.. Şirketine karşı Kadıköy … İcra Müdürlüğünün ( bilahare İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün ) … sayılı dosyası ile 76.187,43 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını; takibe itiraz eden borçlu şirketin takibi durdurduğunu; … Şirketi tarafından açılan ve Kadıköy ( Anadolu ) 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/848 Esas 2014/98 Karar sayılı dosyasında davanın ret olduğunu zira borçlu şirketin bu borcu kestiği çekler üzerinden ödediğinin ortaya çıktığını; böylece müvekkilince tahsilatın davalı yönetici … tarafından gerçekleştirilip, paranın şirkete aktarılmadığının anlaşıldığını; ayrıca … Şirketinin borçlu olmadığı … Ticaret Limited Şirketi isimli firmaya da, şirket ana sözleşmesi gereğince çift imza ile ödeme yapılması gerekirken, davalının tek imzası ile 56.375,87 TL ödeme yapıldığını, oysa bu ödemeyi gerektirecek hiç bir borcun bulunmadığını; bundan ötürü de davalının İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1642 Esas 2015/20 Karar sayılı dosyası ile güveni kötüye kullanmaktan dolayı yargılandığını ve ceza aldığını; davalının yapmış olduğu usulsüzlüklerin halen tespitine müvekkilince devam edildiğini ve 600.000,00 TL üzerinde zimmetine para geçirdiğine dair kuvvetli şüphelerinin bulunduğunu belirterek; davalı yöneticinin temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların ortağı oldukları … Tic. Ltd. Şti’nin 20/04/2005 tarihli sözleşme ile dava dilekçesinde bahsi geçen ve …’ın yaptırdığı işle ilgili taşeronluk sözleşmesi imzaladıklarını; yapacakları işin bedelinin 5.517.587,50 TL olduğunu; Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1116 Esas 2014/8 Karar sayılı dosyası ile İpek İnşaattan olan alacaklarının sadece 100.275,25 TL olduğunun belirlendiğini; davacı ortağın şirket işleri ile ilgilenmediğini; oysa müvekilinin … Şirketinin hesabına kendi cebinden 12/12/2015 tarihinde Kadıköy …’daki … numaralı şahsi hesabından 100.000,00 TL yatırdığını; şirketin yaptığı harcamaların buradan karşılandığını; bu nedenle …’ın ihalesini alan ve kendilerine işveren adi ortaklıktaki … Şirketinin çekini; şirkete verdiği 100.000,00 TL karşılığında tahsil ettiğini; bu sebeple çek bedelini şirket kayıtlarına geçirmediğini; keza … Tic. Ltd. Şti ile … arasında milyonluk ticari ilişkiler bulunduğunu; akdi ilişki mevcut olduğunu, bu nedenle davacının söz ettiği 56.375,87 TL’lik çekin … Şirketine verildiğini, müvekkilince şirket içini boşaltma gibi bir kastının bulunmadığını; davacı tarafça iddia edilen ve 600.000,00 TL’yi bulan zimmetle ilgili iddialarının ise, tamamen soyut olduğunu belirterek, müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” Tarafların eşit hisse ile ortak oldukları … Limited Şirketi 09/10/2015 tarihinde Ticaret Sicili tarafından resen terkin olmuştur. Bu nedenle dava dışı şirketin tüzel kişiliği sona ermiştir. Ancak şirket davada taraf olmadığından dolayı ihya ettirilmesi söz konusu değildir. Dava anında mevcut olan hukuki menfaatin, dava devamında da ve karar aşamasında da korunuyor olması gerekir. Yargılama devam ederken, dava dışı şirket tüzel kişiliğini yitirdiğinden artık davalının şirket yöneticiliğinin devam ettiği söylenemez. Şirket yöneticiliği de sona ermiştir. Bu nedenle davalının temsil yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesi mümkün değildir. Dava, konusuz kalmıştır. Ancak konusuz kalan davada yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden dava anındaki haklılık önem kazanmakta olup; mahkememizce iddiasında davacı haklı bulunmuştur. Her ne kadar davacı, … Şirketinin kayıtlarının incelenmesi için ara karar kurulmamasını, bilirkişi inceleme ücretini karşılamayacağını beyan etmiş ve bu nedenle dava dışı şirketin kayıtları inceletilememiş ise de; … Limited Şirketinin yöneticisinin davalı … olduğu, …’nun da şirket adına yapması gereken çek tahsilatını, yapıp şirket hesabına aktarmaması nedeniyle, İstanbul Anadolu 21. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1642 Esas sayılı dosyasında yargılandığı; hakkında mahkumiyet kararı verildiği; o dosyanın kapsamında ve bizzat sanık …’in esas hakkındaki savunmasında, 2005 yılında şirket adına tahsil ettiği paraları kendi zimmetine geçirdiği en azından bir müddet sonra 100.000,00 TL olarak yatırdığı, yine 76.187,43 TL bedelli çeki de tahsil ettiğini; tahsil etmek içinde oğlu …’e çeki ciro ettiğini, parayı alıp kullandığını, o dönemlerde bir çok çeklere imza atarak tahsil işlemi yaptığını ancak amacının şirketi dolandırmak olmadığını beyan etmek karşısında; şirket namına yaptığı tahsilatları şirket kayıtlarına geçmediği açıkça anlaşıldığından; bu durumda davacının davalı yönünden temsil yetkisinin kaldırılmasını istemekte dava anı itibariyle haklı olduğu, tarafların ilgili oldukları … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından iş bu dava açıldıktan sonra resen terkin edildiği ve tüzel kişiliği kalmadığından ötürü; dava esnasında var olan hukuki menfaatin dava devamında kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama süreci devam ederken 09/10/2015 tarihinde ortak oldukları şirket Ticaret Sicili tarafından resen terkin olduğunu, bu nedenle dava dışı olan şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, dava anında mevcut olan hukuki yararın yargılama sürecinin sonuna kadar devam etmesi gerektiğini, HMK’nın esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331’inci maddesinde; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiş olup bu hüküm uyarınca, davanın taraflarından hangisinin yargılama giderini ödemekle yükümlü tutulacağına karar vermek için, dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla hukuka uygunluğunun denetlenmesi elzem olmakla işbu yargılamada davacı yanın haklılığını gerektirecek herhangi bir tespit yapılamamış olup mahkemece “karar verilmesine yer olmadığı” yolunda verilen karar, dava konusunun haklılığının tespitini içeren bir karar türü olmadığı gibi, davanın taraflarından herhangi birinin haklılığı ya da haksızlığını ortaya koyacak nitelikte bir karar da olmadığını, bu itibarla, yargılama sonucunda davalının haksız çıktığı veya davacının haklı olduğu sonucunu çıkarmak mümkün bulunmadığından, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesinde hukuki isabet bulunmadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haklı sebeple limited şirket temsilcisinin temsil yetkisinin sınırlandırılması, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, konusuz kalan davada vekalet ücretinden sorumluluk noktasındadır. Davacı tarafça, haklı sebeplerin bulunduğu iddiasıyla davalının dava dışı … Ticaret Limited Şirketinde temsil yetkisinin sınırlandırılmasına karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 630/2-3. maddesinde, her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği ve yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Yargılama devam ederken … Limited Şirketi 09/10/2015 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından resen ticaret sicilinden terkin edilmiştir. Bu haliyle dava konusuz kalmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 326/1. Maddesinde, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, düzenlenmiştir. HMK’nın 323/1-ğ maddesinde ise, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti, yargılama giderlerinden sayılmıştır. HMK’nın 331/1. maddesinde de, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde ise hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, tahsil ettiği şirket alacaklarının şirket kayıtlarına geçirilmediği hususu davalının da kabulünde olup, bu haliyle davanın açıldığı tarih itibariyle davacı taraf haklı olduğundan yargılama masrafı ve vekalet ücretinden davalı sorumludur. Bu nedenle mahkemece, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22/06/2023