Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1345 E. 2023/615 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1345
KARAR NO: 2023/615
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2016/997 Esas – 2019/133 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısı … A.Ş tarafından muhtelif bayilere sevk edilen yedek parça emtialarının davalı taşıyıcı şirket sorumluluğunda karayolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle, davacı/alacaklı müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden davalı taşıyıcı şirket aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı taşıyıcının asıl alacak ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, alacaklı müvekkili şirket nezdinde … numaralı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Sözleşmesi ile sigortalı olan dava dışı … A.Ş tarafından yurt içindeki muhtelif bayi ve servislere sevk edilen yedek parça emtialarının nakliye sırasında hasarlandığını, dava konusu hasarın ihbarı üzerine hazırlanan ekspertiz raporunda, sigortalıya ait yedek parçaların davalı taşıyıcı tarafından 12.03.2015-16.04.2015 tarihleri arasında Türkiye sınırları içerisinde muhtelif bayilere sevk edilirken hasara uğradığı, ihbar üzerine davalı taşıyıcının deposunda inceleme yapıldığını ve imha sırasında hazır bulunulduğunu, imha edilen 17 adet yedek parçanın muhtelif bölgelerinde kırılma /ezilme/ çatlama izleri olduğunun tespit edildiğinin rapor edildiğini ve hasardan sorumlu ana nakliyeci davalı şirkete rücu imkanının bulunduğunun belirtildiğini, hasar tespit tutanaklarında yedek parçaların taşıma sırasında hasara uğradığının açıkça belirtildiğini ve imza altına alındığını, iş bu hasarlanma sonucunda müvekkili sigorta şirketinin, ilgili nakliyat poliçesi kapsamında, dava dışı sigortalısına 08/07/2015 tarihinde % 20 poliçe marjı ilavesiyle birlikte 5.982,34 TL sigorta tazminatını ödediğini, böylece TTK m. 1472, alacağın temliki ve sair kanun maddeleri uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu ve zarar sorumlusuna %20 poliçe marjı hariç tutulmak üzere hasar tazminatı olarak ödenen 4.965,34 TL için rücu hakkının olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ve takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Aynı yargı çevresinde görülmekte olan tarafları aynı olan sayın mahkemede görülen 2016/995 Esas sayılı dava dosyası ile davaların birleştirilmesini, bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, her bir taşıma için ayrı ayrı zamanaşımı hesabı gerektiğini, TTK. md. 855 gereğince taşıma hukukundan kaynaklanan davaların bir yılda zamanaşımına uğradığını, davacının muhtelif tarihlerde yapılan taşımalar için rücuen tazminat istediği bakımından, her bir taşıma için ayrı ayrı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, her bir taşıma için ayrı ayrı bildirim yapılması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın dava dışı … şirketinin yedek parçalarının müvekkili şirket tarafından bayilere taşınmasına ilişkin nakliyat sözleşmesinden kaynaklandığı, uyuşmazlığa ilişkin hasar tespit tutanaklarından müvekkili şirket ile müvekkilinin sorumluluğunu tazmin edecek … Sigorta yetkililerinin bulunup bulunmadığının açık olmadığını, ekte sunulan tutanaklarda müvekkili şirketin onayının olmadığını, olanların ise okunaklı olmadığını, kendilerinde olan eklerde hem hasarı hem de yedek parçalarının imhasını gösteren herhangi bir belge/fotoğraf/ video bulunmadığını, imha nedeniyle tekrar tespiti imkansız olan yedek parçalar için herhangi bir talep ve iddiada bulunulamayacağını, TTK ve BTK uyarınca şu hususların tespitinin yapılmış olması gerektiğini, aksi takdirde hasar tespitini kabul etmediklerini, (1) teslimat tarihi, (2) kusurun teslimat yerinde görüntülü tespiti ve bildirimi, (3) yapılmış ise bildirimin gerçeğe uygun olması, (4) yapılacak tespitin tarihi ve tespiti, (5) tespit anında parçaların durumu, (6) kusurlu parçaların ağırlığı ve (7) kusurlu parçaların imha edildiğinin ispatını, kabul etmemekle birlikte TTK md. 882’de taşıyıcının sorumluluğunun sınırlandırıldığını, davacının sadece eksik bürüt ağırlığın kg başına 8,33 SDR miktarını talep edilebileceğini, davacının eksik emtianın ağırlığı ile ilgili herhangi bir belge sunmadığını, takibe itirazlarının haklı olduğunu, davanın birleştirilmesine, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı sigortalısı ile davalı arasında akdedilen 08.10.2002 tarihli Nakliye Sözleşmesi uyarınca Kartal’daki yedek parça mağazasındaki yedek parçaların yurt içinde çeşitli bayilere dağıtımı davalı tarafça üstlenilmiştir. Anılan Sözleşmenin 7.maddesi gereğince, alıcılar tarafından tespit edilen hasarlı parçaların satış fiyatı üzerinden … A.Ş. tarafından alıcılara tazmin edileceği, bu referans faturaların, zarar için kanıt oluşturacağı, …’ın bütün bayilerin yükümlülüğünde olan anlaşmazlıkları içeren global fatura düzenleyeceği, davalının yükümlü olduğu tüm anlaşmazlık tutarınını, bu faturanın gönderilmesinden itibaren ödeyeceği hususunda anlaşmışlardır. Davalı tarafça düzenlenen taşıma irsaliyeleri ve davalı taşıyıcıları tarafından da imzalanan Hasar Tespit Tutanaklarından 17 adet yedek parçanın taşıma esnasında hasarlandığı, bu kapsamdaki hasar tutarının taraflar arasındaki sözleşme ile davalı tarafça tazmininin taahhüt edildiği, davacı tarafça sigorta kapsamında ödeme yapılmakla sigortalının haklarına halef olunduğu, davacı sigortalısı ile davalı arasındaki sözleşme, taşıma irsaliyeleri ve hasar tespit tutanakları dikkate alındığında davalının zamanaşımı itirazının yerinde bulunmadığı, netice itibariyle; davacı talebinin yerinde bulunduğu ve icra takibine yönelik itirazın iptali gerektiği kanaatine varılmış ve davacının davasının kabulüne, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ihbarın değerlendirilmemesi davalı şirketi olumsuz etkileyeceğini, söz konusu hasarın davalı şirketin sorumluluğu altındayken gerçekleştiğini ispatı bahse konu evraklarla olamayacağını, davalı şirkete ait olduğu iddia edilen belgelerdeki isimsiz imzaların davalı şirket yetkililerine ait olmadığını, davalı şirketin, uluslararası bir taşımacılık şirketi olup, hangi konuda kimin imzaya yetkisi olduğu şirket ana sözleşmesinde açıkça belirlenmiş olup şirket yetkilileri tarafından imza edilmemiş ve üzerinde isim dahi bulunmayan bir takım belgeler ile dava konusu hasar sorumluluğunun davalı şirkete ait olduğu kanaatine varılmış olmasının kanunen kabul edilemeyeceğini, dosyaya sunulan tüm evrakların iddia olunan hasarların ne şekilde ve ne zaman meydana geldiği ve bunların nasıl tespit edildiği ve benzer diğer hususların belirsiz olduğunu, davacı tarafça iddia olunan hiçbir husus ispat edilemediğini, davalı şirketin iddia olunan hasarlara ilişkin olarak da herhangi bir yazılı kabul beyanının da söz konusu olmadığını, gerekli yasal bildirimlere uyulmaksızın (hasara ilişkin olarak tarafımıza yazılı bir bildirimde bulunulmamıştır), bir çok konuda belirsiz bulunan bir takım belgelerin dikkate alınarak hasarın davalı şirket nezdinde gerçekleştiği yönünde hüküm tesisine gidilmesinin ilgili yasalara aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yurtiçi kara taşıması sırasında meydana gelen hasar bedelini sigortalısına ödeyen sigorta şirketinin ödediği bu bedeli rücuen taşıyıcıdan tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, iddia olunan hasarın davalının sorumluluğunda yapılan taşıma sırasında meydana gelip gelmediği noktasındadır. Davacının sigortalısı ile davalı arasında Nakliye Sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı … A.Ş.’nin Avrupadan Türkiye’ye gelen … yedek parçaları, aksesuar v.b. Avrupa limanlarından; Türkiye’ye nakliyatı ve Türkiye içi dağıtımı konusunda Avrupa ülkelerinden Türkiye ye yapılacak sevkıyatların 31/12/2014-2015 tarihleri arasında Nakliyat Abonman Blok Poliçesi ile sigortalanmıştır.Hasar ihbarı üzerine davacı sigorta şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz çalışması sonunda 08/07/2015 tarihinde 5.982,34 TL hasar bedeli olarak sigortalısına ödenmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili” sebebine dayalı olarak 4.965,34 TL asıl alacağın 170,00 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsili istemiyle 04/11/2015 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın ifası için yararlandığı kişilerin bu sıradaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Davacının sigortalısı ile davalı … arasında akdedilen nakliye sözleşmesinin 7. maddesinde; “…’nun yüklenen kolilerin sayısından ve iyi durumda olmalarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun … mağazasında yük teslim formunun imzalanmasından itibaren başlayacağı ve alıcılara teslime kadar devam edeceği, sayısını kontrol edebilme imkanı bulunması şartıyla …’nun palet üzerinde bulunan koli sayısından sorumlu olduğu, alıcı tarafından gerektiği şekilde tespit edilen hasar veya zarar meydana gelmesi halinde alıcının …’a şikayette bulunacağı, bunun üzerine …’un alıcı adına tanzim edilen satış faturalarını esas alarak ilgili parçalar için tespit edilen zarar kadar alıcıyı tazmin edeceği, bu referans fatura ve yine tazminat talebinin, zararın … tarafından kendisine tazmin edilmesini isteyen …’un tazminat talebi için kanıt teşkil edeceği, …’nun kendi sigorta şirketi tarafından ekspertiz amacıyla bayiler nezdindeki bütün hasarlı malları masrafı kendisine ait olmak üzere toplama hakkını saklı tutacağı” hususları düzenlenmiştir. Davacı şirket tarafından yaptırılan ekspertiz incelemesinde 12/03/2015 ve 16/04/2015 tarihleri arasında Türkiye içerisinde muhtelif bayilere sevk edilen bazı parçaların hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu yedek parçaların tamamının bayilere yapılan sevkıyat sırasında hasara uğramış olabileceği belirtilmiştir. Ancak, söz konusu yedek parçaların nakliyat esnasında hasarlandığına dayanak yapılan tutanaklarda, yedek parçanın hangi taşıma sonucunda tesliminin yapıldığı hususu belirsizdir. Hasara ilişkin tutanaklarda “koli sağlam içinden çıkan parça hasarlı” şeklinde kutucuğun işaretlenmiş olup, bu durumda kolinin / ambalajın sağlam olması karşısında içindeki yedek parçanın ne şekilde hasarlandığı da belirsizdir. Taşıma irsaliyesinde gözüken alıcılara ürünler teslim edilirken, taşıma irsaliyelerine herhangi bir çekince konulmamıştır. Bu haliyle, eksper raporunun aksine bahsi geçen tutanak ve belgeler hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ispata elverişli değildir. Buna göre, hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğunda meydana geldiği ve usulüne uygun olarak hasar bildiriminin yapıldığı ispatlanamamıştır. Sözleşmenin 7. Maddesinde taşımalar sırasında ziya ve hasarlar için bir aylık global fatura gönderilecek olması hasarın tespiti ve bildirimi usullerini kaldırır nitelikte değildir. Bu halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince davalı tarafça düzenlenen taşıma irsaliyeleri ve davalı taşıyıcıları tarafından da imzalanan Hasar Tespit Tutanaklarından 17 adet yedek parçanın taşıma esnasında hasarlandığı, bu kapsamdaki hasar tutarının taraflar arasındaki sözleşme ile davalı tarafça tazmininin taahhüt edildiği, davacı tarafça sigorta kapsamında ödeme yapılmakla sigortalının haklarına halef olunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2-Davalının şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine, 3-Başlangıçta harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Yargılama sırasında davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.135,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; davalının yatırdığı avanstan artan kısmın kendisine iadesine,7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 31,50 TL olmak üzere toplam 152,8‬0 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023