Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1344 E. 2023/613 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1344
KARAR NO: 2023/613
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2018/208 Esas – 2019/1241 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün asıl dava davacısı ile birleşen dava davacısı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
Asıl Dosya Yönünden
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1999 yılından itibaren plastik kauçuk sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı banka (Masko Şubesi) ile de aynı tarihlerden beri çalıştıklarını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı bankanın Masko Şubesine; 08.09.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde 11 Adet 22.800 TL bedelli bonoların teslim Bordrosu ile teslim edildiğini, 14.10.2016 tarihinde davalı banka çalışanı kurye tarafından taşınması esnasında çalınması sebebi ile uğranılan zararın tazmini için huzurdaki iş bu davayı açmak zarureti hasıl olduğunu, davaya konu davalı uhdesinde çalınan veya kaybolan bonoların, Lehtarı müvekkilİ … San. Tic. Ltd. Şti., 10.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti., 11.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkilİ …, 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi …(…000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkilİ …, 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Ticaret) olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil …, 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … San.Tic.Ltd.ŞTİ. olan 1.000 TL bedelli bono, Hamil müvekkilİ …, 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Malz.) lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil …, 31.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (Yeşil Rulo Fırça) olan 3.000 TL bedelli BONO, Hamil müvekkil …, 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono, Lehtarı müvekkil …, 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Yapı) olan 800 TL bedelli …, Hamil müvekkil …, 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … San.Tic.Ltd.Şti. , lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono,… , 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Ticaret) , lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono, Hamil müvekkil…, 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono’nun 07.10.2016 tarihinde davalı bankaya ait kurye tarafından taşınması esnasında çalınmasından dolayı davalı bankanın TTK kapsamında kusursuz sorumlu olduğu ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dava konusu bonoların taşınma esnasında çalındığı bilgisi davalı banka tarafından bir hafta sonra 14.10.2016 tarihinde müvekkiline mail yolu ile bildirildiğini, olayın adli makamlara intikal ettirildiği hukuki süreç başlatıldığının beyan edildiğini, 20.10.2016 tarihinde dava konusu 11 adet bononun çalınması-kaybolması sebebi ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına 2016/91887 Sor.numarası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Tüm bu hukuki süreç sebebi ile müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, müvekkilinin kaybolan-çalınan bonoların zayii olması sebebinden kaynaklı olarak 152,14 TL noter harç masrafı, 62,70 TL mahkeme harç masrafı, 392,50 TL mahkeme ilan masrafı, 200 TL mahkeme masrafı, 7.400 TL avukatlık ücreti, 1.000 TL avukat yol, duruşma gideri olmak üzere 9.207 TL masraf, harç, ücret ödemek zorunda kaldığını ve maddi zarara uğradığını, davalı bankanın, bankacılık işlemlerinde dikkat ve özeni göstermediğini, müvekkilinin bütün bu sebeplerden dolayı haciz baskısı altında kaldığını, manevi olarak sıkıntı ve üzüntü yaşadığını, Bonoların gününde ödenmemesi sebebi ile kazanç kaybettiğini, Söz konusu olayın gerçekleşmesinde müvekkili tarafın hiçbir ihmal ve kusurunun bulunmadığını, bu sebeplerle, Davalı aleyhine fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydı ile temerrüt -ihtarname tarihi olan 19.10.2016 tarihinden başlamak üzere işleyecek reeskont faizi ile birlikte, 10.000-TL. manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak üzere temerrüt tarihi olan 19.10.2016 tarihinden başlamak üzere işleyecek reeskont faizi ile birlikte, şimdilik 1.000 TL.lik maddi tazminatın davalıdan rücuen tazmin ve tahsiline hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekaleti ücretin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya konu olan senetlerin, davacının da ikrar ettiği üzere 08.09.2016 ve 06.10.2016 tarihlerinde Müvekkili Banka’ya tevdi bordrosu ile teslim edildiğini, bu haliyle Davacı’nın dava konusu edilen senetler üzerine hak sahibi olmadığı ve bu nedenle dava konusu edilen senetler ile ilgili yetkili hamil olamayacağı nedenleriyle kıymetli evrakın iptali davasını açmasının da hukuken mümkün olmadığını, davacı’nın iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili Banka’nın hukuka aykırı bir eyleminin ve dahi kusurunun bulunmadığını, zararın ve illiyet bağının da bulunmaması gibi nedenlerle tazminat için yasal olarak zorunlu bulunan şartların hiçbirisinin de vaki davada söz konusu olmadığını, huzurdaki davada İstanbul Anadolu Mahkemeleri yetkili olduğundan davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın tüm talepler yönünden reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davacı’ya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/587 Esas Sayılı Dosyası Yönünden
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; azlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminatın rücuen tanzimini talep etmiş; meydana gelen bonoların çalınması olayı nedeninden kaynaklı olarak davalı banka aleyhine taraflarınca açılmış müvekkilin yetkilisi olduğu şirketin davacı olduğu Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/208 E. sayılı dosyası ile iş bu dava arasında irtibat bulunduğunu, davalar arasında irtibat bulunması sebebi, usul ekonomisi gereği 2018/208 E. sayılı dosyada müvekkilli …’nin sehven davacı olarak gösterilmemiş olması sebebi ile açılan bu davanın HMK 166 maddesi gereğince tarafları ve konusu aynı olan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/208 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı tarafça sunulan 28/03/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, esas dava 2018/208 E.yönünden maddi tazminat talebini 8.207 TL olarak ıslah ettiği, birleşen dava 2018/587 E. yönünden maddi tazminat talebinin 1.000 TL olduğunu beyan ile maddi tazminata ilişkin talebin her iki dava için toplam 9.207 TL olarak tahsiline karar verilmesi, her iki dava için toplam 20.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “6102 sayılı TTK’nin 651/2 maddesi gereğince, kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Buradaki “senet üzerinde hak sahibi olan kişi”den anlaşılan, senede malik bulunmak veya senet üzerinde sınırlı bir ayni hakkın sahibi olmaktır. Senet üzerindeki hak ile senetteki hak ilke olarak aynı şahsa ait bulunduğundan “senet üzerinde hak sahibi olan kişi”den sadece senedin maliki değil, aynı zamanda senetteki hakkın alacaklısı da kastedilmektedir. Bu itibarla, bir borç ilişkisi dolayısıyla senede haklı bir sebeple zilyet olan kimsenin dahi duruma göre TTK’nin 651/2 maddesi gereğince iptal davası açabileceğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacı banka dava konusu bonoların bankanın zilyetliğinde iken kaybolduğunu ileri sürmüş ve dava konusu bonolarla ilgili lehtarın imzasının bulunduğu tevdi bordrosunu dosyaya sunmuştur. Bu durumda, davalının işbu davada “senet üzerinde hak sahibi olan kişi” olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, savcılık dosyası, senet teslim bordrosu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; gerek asıl davada gerekse birleşen davada, davacı tarafından davalı bankaya teslim edilen ve davalı banka kuryesi tarafından Genel Müdürlüğe sevki esnasında davacıya ait kıymetli evraklarında içinde bulunduğu Kıymetli evrakların hırsızlama yoluyla elden çıkması sonucunda, davacı tarafından yapılan mahkeme harç masrafları, noter masrafı ve vekalet ücreti vb. adlar altında yapmış olduğu toplamda 9.207 TL tutarındaki harcamalann davalı bankadan talep ve dava edildiği, davalı banka tarafından çalınan senetler için el koyma talebini içeren Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2016/91987 sayılı soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğu, aynı zamanda davalı banka tarafından tedbir talebini havi zayi nedeniyle senetlerin iptali davasının ikame edildiği, zayi nedeniyle iptal davasında bütün senetler için tedbir kararı verildiği, bu haliyle davalı bankanın üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, davalı bankanın, dava konusu edilen senetler için hak sahibi olduğu, davacının bahse konu haksız davaları açmakta ve buna bağlı olarak yaptığı masraflarda hukuki yararının bulunmadığı, davalı bankanın kusurunun olmaması ile illiyet bağının kurulamaması göz önüne alındığında tazminat için yasal olarak zorunlu olan şartların gerçekleşmediği anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından, dosyada mübrez delillerin takdirinde, somut olayın aydınlatılmasında ve nitelendirilmesinde açıkça hata yapılmış olduğunu, çek iptali davasına konu bonoların davalı bankaya tahsil edilmek-protesto gönderilmek üzere teslim edildiğini, 11 adet bono üzerinde mülkiyet hakkının müvekkillere ait olduğunu, bankaya teslim edilmiş olması sebebi ile mülkiyet hakkının ortadan kalkmayacağını, müvekkillerinin çek iptali davası açmakta haklı olduğunu ve menfaati bulunduğunu, yasal haklarını kullanmaktan ibaret olduğunu, çek iptali davası açmak zarureti sebebi ile uğranılan 9.207 TL maddi zararın ve uğranılan manevi zararın davalı Bankadan tazmini gerektiği halde davanın reddine dair verilen kararın istinaf yolu ile kaldırılmasına, esas davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne, yargılama giderleri ile vekaleti ücretin karşı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından haksız istinaf taleplerinin reddedilmesi gerektiğini, icra takibine konu olan kıymetli evrakların zayi olmasında müvekkili banka’ya herhangi bir kusur atfedilemeyeceğinden müvekkili banka’ya sorumluluk yüklenmesinin hukuken mümkün olmadığını, maddi ve manevi tazminatın yasal hiçbir şartının oluşmadığının da mahkeme tarafından tespit edildiğini, davacının asıl ve birleşen davadaki haksız istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tahsil için bankaya tevdi edilen bonoların çalınması nedeniyle başlatılan hukuki süreçler nedeniyle uğranılan zararların tahsili istemli maddi ve manevi tazminat davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, iddia olunan zararın oluşmasında davalı bankanın kusurlu olup olmadığı noktasındadır. Davalı banka ile davacı … tarafından imzalanan 06/10/2016 tarihli tevdi bordrosu ile, 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti. olan 1.000 TL bedelli bono; 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Yapı Malz.) lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono; 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Ticaret) olan 1.000 TL bedelli bono; 30.10.2016 vade tarihli, keşidecisi …(… Ticaret) olan 1.000 TL bedelli bono; 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Yapı) olan 800 TL bedelli bono; 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono; 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … (… Ticaret) , lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono; 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi … San.Tic.Ltd.Şti., lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono; 30.11.2016 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan 1.000 TL bedelli bono; 08/09/2016 tarihli tevdi bordrosu ile 31.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … (Yeşil Rulo Fırça) olan 3.000 TL bedelli bono; davacı şirket ile davalı banka tarafından imzalanan 08/09/2016 tarihli tevdi bordrosu ile 10.10.2016 vade tarihli, keşidecisi … San. Tic. Ltd. Şti. olan, 11.000 TL bedelli bono tahsil için davalı bankaya teslim edilmiştir. Bu bonolar banka kuryesinde iken 07/10/2016 tarihinde çalındığından bahisle şikayetçi olunmuştur. Davacı tarafça, 19.10.2016 tarihinde Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/964 esas sayılı dosyası ile tedbir talepli olarak bono zayi-iptali davası açılmış, mahkemece 04/04/2017 tarihli kararı ile davaya konu bonoların iptaline karar verilmiş ve verilen karar 14/04/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafça, açılan kıymetli evrak iptali davası nedeniyle yapılan yargılama masrafları ve bu dava ile ilgili olarak ödenmek zorunda kalınan avukatlık ücretinden dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle eldeki maddi ve manevi tazminat davası açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 759. Maddesi uyarınca iradesi dışında bono elinden çıkan kişi tarafından, bonoyu eline geçiren kişi bilinmiyorsa, bononun iptaline karar verilmesi istenebilir. İptal isteminde bulunan kişi, bono elinde iken ziyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür. Bu düzenlemeye göre, iradesi dışında bono elinden çıkan kişi, yani bono elinde iken ziyaa uğrayan hamil tarafından iptal davası açılabilir. TTK’nın 688. maddesi, ciro, “bedeli tahsil içindir”, “vekâleten” veya bedelin başkası adına kabul edileceğini belirten bir şerhi ya da sadece vekil etmeyi ifade eden bir kaydı içerirse, hamil, poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir, şeklinde düzenlenmiştir. Senetlerin tahsil için bankaya verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamakla birlikte, dosya içerisinde suretleri bulunan senetlerin tahsil cirosuyla devredildiğine ilişkin cirolarda bir şerh bulunmamaktadır. Senetler tahsil cirosuyla devredilse dahi, senetten doğan hakları kullanma yetkisi senedi elinde bulunduran hamile, bu kapsamda bono iptali davasını açma yetkisi bono elinde iken zıyaa uğrayan kişiye aittir. Aynı senetler için davalı banka tarafından 19/10/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1167 ve 2016/1168 esas sayılı dosyalarında kıymetli evrakların iptali davası açılmış olup, sırasıyla 23/02/2017 ve 02/03/2017 tarihlerinde verilen kararlar 03/05/2017 tarihinde kesinleşmiştir. Somut olayda, davalı banka tarafından bono iptaline ilişkin dava ikame edilmiş olup, TTK’nın 688. Maddesi uyarınca tanınan yetkileri kullanmış, bu haliyle üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmiş durumdadır. Bu halde davacılar tarafından davalı bankaya ciro ve teslim ettikleri senetlerle ilgili bono iptaline ilişkin ayrı bir dava açmaları nedeniyle oluşan masrafların sorumluluğunun davalı bankaya yüklenmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece asıl ve birleşen davanın maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından asıl dava davacısı ile birleşen dava davacısı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Asıl dava davacısı ile birleşen dava davacısı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yan tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı yan tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/06/2023