Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1327 E. 2023/237 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1327
KARAR NO: 2023/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2019
NUMARASI: 2018/1040 Esas – 2019/743 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Bankası A.Ş. ile davalı … İma. Taah. Tic. Ve San. Ltd. Şti. arasında 28.05.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davalılar … ve …’nın söz konusu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, davalıların, sözleşme imza tarihi itibariyle … ortağı olup kefaletlerine hukuka aykırılık bulunmadığını, kredi sözleşmelerinden doğan borçlar süresi içerisinde ödenmemiş olup işbu sebeple davalılar aleyhine İstanbul … Noterliği 29.11.2016 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ile İstanbul … Noterliği … yevmiye numaralı, 02.01.2017 tarihli ihtarın keşide edildiğini, ihtarların tebliğine rağmen borcun ödenmediğini, borcunun ödenmemesi nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas dosyası üzerinden davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini, davalıların yapılan icra takibine ve borcun tüm asli ve ferilerine itiraz ederek icra takibini durdurduklarını, ileri sürerek fazlaya ilişkin her türlü talep hakları saklı kalmak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas dosyasına davalılarca yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle davalılann icra takibine konu % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına çarptırılmasına, dava harç ve masraflarının davalıdan alınarak müvekkili bankaya verilmesine ve lehe vekalet ücrcti takdirine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davacı banka ile davalılardan … San. Tic Ltd. Şti. Arasında 28/05/2014 tarihli 1.150.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacı banka tarafından davalı asıl borçluya kredi kullandırıldığı, diğer davalıların … ve …’nın sözleşmeye kefil oldukları, tüm borçlardan kefalet limitleri dahilinde sorumlu oldukları, kredi borçlarını gereği gibi ödemediğinden davalılara ihtarname gönderildiği ve icra takibine başlandığı, itiraz ile takibin durduğu, duran takibe devam edebilmek için iş bu davanın açıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı asıl borçlundan talep edilebilecek tutarın toplamda 148.456,81-TL olduğu, takip tarihinden başlamak üzere 147.830,65-TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar %32 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider avansının istenebileceği, davacı banka tarafından davalı asıl borçluya 25 adet çek karnesi verildiği bu çeklerden 10 adedinin davalı asıl borçlunun uhdesinde bulunduğu, 2016 yılı için her bir çek karnesi sorumluluk bedelinin 1.290,00-TL olduğu, 10 adet çek karnesi için 12.900,00-TL talep edilebileceği, davalı kefil …’dan takip tarihi itibarı ile 147.830,65-TL asıl alacak, 584,07-TL işlemiş faiz, 42,09-TL BSMV olmak üzere 148.456,81-TL talep edilebileceği, takip tarihinden başlamak üzere 147.830,65-TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar %32 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin istenebileceği, diğer davalı kefil …’dan 147.830,65-TL asıl alacak, 584,07-TL işlemiş faiz, 42,09-TL BSMV olmak üzere toplamda 148.456,81-TL talep edilebileceği, takip tarihinden başlamak üzere 147.830,65-TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar %32 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisinin davalıdan istenebileceği, kefillerden çek depo bedeli istenemeyeceği yönünde” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada karara esas alınan raporun hatalar içerdiğini, banka asıl alacağının içerisinde gayri nakdi kredi bulunduğu tespitinin hatalı olduğunu, icra dosyası kapsamında gayri nakdi talebi bulunmadığını, nakdi krediye dahil edildiği yönündeki tespitin kabulünün mümkün olamayacağını, tüm davalılardan talep edilen alacağın nakdi olduğunu, gayri nakdi bir talep varmış gibi yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, talep edilen gayri nakdi risk bulunmaması nedeniyle sözleşmelere atıfla kefillerinde gayri nakdi risk deposundan sorumlu olmadığı tespitinin, dava konusu ihtilafla uyuşmadığını, işbu sebeple gayri nakdi alacak olarak kabul edilerek, ayrık tutulan 12.900,00 TL çek depo bedelinin asıl alacak olarak hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, diğer kefillerin de taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerince çek depo bedelinden sorumlu olduklarını, sadece asıl borçlunun sorumlu olduğunun tespitinin hatalı olduğunu, yerel mahkemenin dosya üzerinden vermiş olduğu davanın kısmen kabulü kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde istinaf harç ve masraflarının davalılardan alınarak müvekkil bankaya verilmesini ve kendi lehlerine vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile davalı … Ltd. Şti. arasında 29/05/2014 tarihli, 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin limit artışıyla 1.150.000, TL limite ulaştığı, davalılar … ve …’nın müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme üzerinde kefillerin imzaları ile sorumlu oldukları kefalet miktarının el yazıları ile yazılı olduğu, ayrıca asıl borçlu … Ltd. Şti. ile banka arasıda şirket kredi kartı/kobi kart üyelik ve kredi sözleşmesi bulunduğu, Bankaca davalılara İstanbul … Noterliğinden 29 Kasım 2016 tarihinde gönderilen ihtarname ile toplam 170.365,15 TL nakdi ve 32.250,00 TL çek taahhüt bedeli toplamı 202.615,15 TL nin 3 gün içinde ödenmesi talepli ihtarnamenin gönderildiği, ihtarın asıl borçlu … ltd. Şti ve kefil borçlu …’ya 30/11/2016 tarihinde, diğer kefil …’ya ise 09/12/2016 tarihnide tebliğ edildiği, her iki kefilin sözleşme tarihinde asıl borçlu şirketin ortağı olduğu belirlenmiştir. Eldeki dosyada İstanbul … İcra Müdürlüğün … E dosyası ile 166.551,09 TL asıl alacak ve ferileri toplamı 167.453,33 TL üzerinden takibe geçildiği, tüm borçlular tarafından borca itiraz edilmesi üzerine eldeki itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür. Takip talebinde gayri nakdi kredi mahiyetindeki çek depo bedeli için bir talep bulunmamaktadır. Davacı tarafın takibe konu edilen alacak miktarı içerisinde gayrinakdi talebin bulunmadığı, tüm davalılardan talep edilen alacağın nakdi olduğu, gayrinakdi alacak olarak kabul edlien 12.900,00 TL yönünden çek depo bedelinin asıl alacak olarak hesaplamaya dahil edilmesi gerektiği, bu beyanlara itibar edilmese dahi akdedilen sözleşme hükümlerince çek depo bedelinden kefillerin sorumlu oldukları yönündedir.Kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’ nın kefalete ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Kefalet sözleşmesi alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. Kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir.Kural olarak kefilin gayrinakdi alacak yönünden depo sorumluluğuna gidilebilmesi için genel kredi sözleşmesinde bu yönde açık hüküm bulunması gerekmektedir. Bankaların verdikleri çek karneleri nedeniyle her bir çek yaprağı için zorunlu karşılık ödeme riski bulunması nedeniyle çek karnesi verilmesi gayri nakdi kredi verilmesi niteliğindedir. Ancak çekin karşılıksız işlemi sonucu zorunlu karşılığının bankaca ödenmesi sonucu gayrinakdi kredi nakit krediye dönüşecek ve kredi borçlusu nakit kredi kullanmış olacaktır.Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefilin çek yaprağı sorumluluk bedeli deposundan sorumlu tutulacağına dair açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtayın son yıllardaki yerleşik içtihatlarına göre, kefilden, imzaları bulunan sözleşme içeriğinde çek yaprağı ve teminat mektubu nedeniyle depo talebinde bulunulabilmesi için sözleşmede tereddüte mahal vermeyecek şekilde bu konuda açık hükmün yer alması zorunludur. Aksi halde kefil, gayri nakdi alacağın deposundan sorumlu tutulamaz.Dosyada alınan bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibarıyla alacağının kefiller ve asıl borçlu yönünden ayrı ayrı belirlendiği, ancak davacı tarafça takip talebine konu edilmeyen çek sorumluluk bedellerinin de hesaba dahil edildiği, itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı davalar olup takip talebinde talep edilmeyen bir hususta karar verilemeyeceği, eldeki davada davalılar tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle istinaf talebinde bulunan aleyhine kaldırma kararı verilemeyeceği, davacı tarafın istinaf sebeplerinin ise istinaf edenin sıfatına göre yerinde olmadığı anlaşılmıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; istinaf edenin sıfatına göre istinaf talepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.09/03/2023