Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1325 E. 2023/595 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1325
KARAR NO: 2023/595
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/10/2019
NUMARASI: 2018/844 Esas – 2019/1219 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişkinden kaynaklanan 11.300,14 TL cari hesap alcığının olduğunu, bu alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es., sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini ve icra takibinin durduğunu, davalı tarafın haksız ve kötüniyetli olarak borca ve takibe itiraz ettiğini, bu nedenle davanın kabulü İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası üzerinden yürütülen irca takibinin devamını, takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve mahkeme masraflarının karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibin haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkili firmaya herhangi bir fatura irsaliye vb. Evrak gönderilmediğini, talep edilen alacağın kaynağının müvekkili tarafından bilinmediğini, davacı tarafından hangi malı teslim ettiğinin ispatlanması gerektiğini, talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu merkez bankası faiz oranlarının uygulanması gerektiğini, bu nedenlerden dolayı açılan itirazın iptaline yönelik davanın reddini, taraflarına % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve mahkeme masraflarının karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen bilgi ve belgeler toplanılmış ve dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek rapor tanzim edilmiş olup uyuşmazlıkla ilgili olarak tanzim edilen 16.04.2019 havale bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının 36.105,40-TL alacağının göründüğü fakat uyuşmazlığa konu edilen irsaliye faturalarında, faturalardaki malların davalıya ya da yanında çalışanlara teslim edildiğine dair herhangibir kaydın olmadığı belirtilmiş, dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu ve Gebze SGM’den gelen yazı cevaplarından da anlaşıldığı üzere, uyuşmazlığa konu edilen faturalardaki malların, davalıya ya da davalının çalışanlarına teslim edildiği hususu davacı tarafça ispatlanamadığından, davacının davasının reddine” dair karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ürünleri tespit ettiğine dair sevk irsaliyesinin bulunduğunu, bu irsaliyelerin sağ alt tarafında, teslim alan olarak …’un teslim tarih ve saatini de belirterek imzaladığı tespit edilebileceğini, malların teslim edilip edilmediği hususunun maddi bir vakıayı teşkil ettiğini, HMK kapsamında maddi vakıaların her türlü delille ispat edilebileceğini, sigortasız çalışanların da malları teslim alabileceğinin yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davalı tarafça hiçbir delil ikame edilmediğini, davalı tarafın defterlerin incelenmesinden kaçındığını, yine müvekkilinin teslim edilen ürünlere ilişkin kesmiş olduğu fauraları e-fatura olarak davalıya gönderdiğini, davalı tarafın kesilen faturalara süresi içinde itiraz etmediğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında ticari satıma dayalı fatura alacağı/cari hesap ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça davalı hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünde başlatılan takibe yaptığı itiraz ile takip durmuş ve eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. İlk derece mahkemesince faturaya konu malların tesliminin ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddin karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının takibe konu ettiği 3 adet fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği, davacının cari hesap ilişkisine dayanak olarak ticari defterlerine kaydettiği fatura muhteviyatı mal nedeniyle alacaklı olduğunun ispat edilip edilmediği noktasındadır.Davacı taraf dava dilekçesinde taraflara ait ticari defterlere ve yemin deliline başvurmuş, mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları, ticari defterlerin sunulmamasının sonuçlarını 6100 sayılı hmk 220/3 maddesi gereği hatırlatılmadan ve dosya arasına ticari defterler dahi alınmadan bilirkişiye verilmiş, bilirkişi davacı ticari defterleri üzerinde yaptığı inceleme sonucu davacının 36.105,40 TL alacaklı olduğunu bildirmiş, ancak sevk irsaliyeleri üzeride malın teslim alındığına ilişkin imza olmadığı görüşünü bildirmiş, mahkemece başkaca deliller toplanmadan davanın reddine karar verilmiştir.Ticarî defterlerin ibrazı ve delil niteliği, HMK’nın 222. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 1. fıkrasında mahkemenin, ticarî davalarda tarafların ticarî defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Ticarî defter kayıtları ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan tarafın, ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticarî defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticarî defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olurlar. (HMK m. 222/4). Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222/5. maddesi uyarınca taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticarî defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Bu hüküm, taraflardan birinin ileri sürdüğü hususun ispatında münhasıran karşı tarafın defterlerine delil olarak dayandığı hâllerde uygulanacaktır. Ayrıca ticarî defterlerin ibraz edilmemesi durumunda ibrazı isteyen tarafın iddiasını ispatladığı kabul edilecek olup bu hususta hâkime takdir yetkisi tanınmamıştır. Öte yandan taraflardan birinin diğer deliller yanında karşı tarafın ticarî defterlerine dayanmasıyla karşı taraftan ticarî defterlerin ibrazının istenilmesi, ancak ticarî defterlerin ibrazından kaçınılması durumunda, HMK’nın belgelerin ibraz mecburiyetini içeren 219 ve devamındaki hükümler uygulama alanı bulacaktır. Bu çerçevede HMK’nın 220/3. maddesinde düzenlenen belgenin ibraz yükümlülüğüne aykırı davranışın sonucunda, HMK’nın 222/5. maddesindeki düzenlemeden farklı olarak hâkime takdir hakkı tanınmış olup hâkim, ibraz edilmeyen belgenin/ticarî defterin içeriği hakkında, somut durumun niteliğine uygun düştüğü ölçüde yapacağı değerlendirme sonrasında ibrazı isteyen diğer tarafın beyanının kabul edilip edilemeyeceğine karar verecektir (Pekcanıtez, Özekes, Akkan, Korkmaz, s. 1834).(Yargıtay HGK’nın 27.01.2022 tarihi ve 2019/11-172 E. – 2022/69 K. sayılı kararı ) Somut olayda; mahkemece az yukarıda açıklanan ticari defterlerin delil olarak sunulması ve değerlendirilmesine ilişkin usul kurallarına uyulmaksızın ve davalı tarafa ticari defterlerini sunması , ticari defterlerinin sunulmaması halinde HMK 220/3 maddesi gereği sonuçları hatırlatılarak ticari defterler istenip, defterlerin beraber incelenmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir. Davada icra takibine konu edilen 3 adet faturanın davalı tarafa teslim edilip edilmediği hususlarındaki belirsizliği gidermek amacıyla davalının ticarî defterlerinin ibrazına ilişkin usulüne uygun ara karar oluşturulmamıştır. Mevcut durum itibariyle satışa konu faturaların davalının ticarî defterlerinde kayıtlı olup olmadığı hususunun, taraflar arasında çekişme konusu vakıalar ve davanın aydınlatılması kapsamında belirlenmesi zorunludur. Dolayısıyla HMK’nın 220/1. maddesi çerçevesinde davalının ticarî defterlerinin, davacı tarafça ileri sürülen hususların ispatına elverişli olduğu ve ibrazına ilişkin talebin kanuna uygun olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece okunaklı sevk irsaliyelerinin dosya arasına alınması ve davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmesi için 6100 sayılı HMK 220/3 maddesinde düzenlenen sonuçları içerir ihtarlı tebligat çıkarılması, davalı tarafın verilecek kesin süre içerisinde defterlerini ibraz edip etmemesi ihtimalleri ile hasıl olacak sonuca göre bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.01/06/2023