Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1322 E. 2023/370 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1322
KARAR NO: 2023/370
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2019
NUMARASI: 2018/521 Esas – 2019/1136 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Sigorta A.Ş. ile … Tic. Ith. ve İhr. Ltd. Şti. arasında nakliyat abonman sigorta sözleşmesinin akdedildiğini, akdedilen bu sigorta sözleşmesinin, 14.02.2018 tarih … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sigortalı şirket tarafından Kuveyt’te bulunan … isimli firmaya 14.02.2018 tarih … numaralı fatura tahtında 198 koli (brüt 8.040 kg.) hazır giyim emtiası satıldığını, emtianın taşıma işinin davalı … A.O. tarafından taahhüt edildiğini, emtianın, Sabiha Gökçen Havalimanın’dan Kuveyt’e getirildiğini, davalı … A.O. tarafından 198 koli olarak tesellüm edilen emtianın 193 koli olacak şekilde 5 koli eksik teslim edildiğini, zararın tespiti amacı ile 5684 sayılı yasa uyarınca ekspertiz incelemesi yaptırıldığını, hasar tutarının 31.568,76 TL olarak belirlendiğini ve sigorta tazminatının 04.05.2018 günü sigortalı şirkete ödendiğini, davalı şirket’e gönderilen ihtarnamenin cevapsız kaldığını, somut olayda sigortalı … Tic. Ith. ve İhr. Ltd. Şti.’nin taşıtan/saklatan davalı … A.O.’nun ise taşıyan/saklayan sıfatına sahip olduğunu, uluslararası havayolu ile eşya taşıması ile ilgili yeknesak kurallar öngören ve ülkemizin de taraf olduğu Varşova/Lahey Konvansiyonu uyarınca hava taşıyıcısının, yükün hasara uğraması veya kaybolması halinde (md. 18/1) meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, somut olayda emtianın noksansız olarak davalı … A.O.’na teslim edildiğini ancak emtianın Kuveyt’te alıcısına eksik teslim edildiğini ve bu durumun tutanak altına alındığını, bu hali ile davalı havayolu eşya taşıyıcısının meydana gelen kayıptan 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu md. 18 vd. maddeleri gereğince sorumlu olduğunu, davalı … A.O.’nun meydana gelen noksanlıktan 1999 Montreal Birleştirme Konvansiyonu madde 18 vd. maddeleri gereğince sorumlu olduğunun tespitine, sigorta tazminatı olarak ödenen 27.670,56 TL’nin davalı … A.O.’dan tahsili ile davacı … Sigorta A.Ş.’ne ödenmesine, bu tutara ödeme tarihi olan 04.05.2018 gününden itibaren avans oranında ticari faiz işletilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşıma tarihinde yapılan sigorta poliçesi geçersiz olduğundan, geçersiz sigorta poliçesine dayanılarak açılan davanın reddinin gerektiğini, nitekim dava konusu emtiaya ilişkin sigorta poliçesinden görüleceği üzere sigorta poliçesinin düzenlenme tarihinin 14.02.2018 taşıma tarihinin de 14/15/16.02.2018 olduğunu, sigorta himayesinin abonman sözleşmesinin yapıldığı tarihte başlayabilmesi için, her şeyden önce, sözleşmeye bu hususta açık bir şartın konulmuş olmasının gerektiğini, abonman sözleşmesinde böyle bir kayıt bulunmadıkça olayda sigorta himayesinin doğmuş olmayacağı gibi, davacı sigorta şirketinin de kanuni halefiyetten yararlanamayacağını, dava konusu olaya 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu Hükümleri’nin uygulanacağını, ihtilafa konu taşımanın 14/15/16.02.2018 tarihinde Türkiye’den Kuveyt’e yapılmış olup, uluslararası bir taşıma olduğunu, dava konusu olaya 28 mayıs 1999 tarihli olan ve ülkemiz açısından 26.03.2011 tarihi itibariyle yürürlüğe giren, “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme” (Montreal Sözleşmesi) hükümlerinin uygulanmasının gerektiğini, ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, dava konusu olaya uygulanacak 1999 tarihli Montreal Sözleşmesi’nin 31. madde 2. ve 3. fıkrası hükümlerinin mevcut olduğunu, ancak eksik teslim olunduğu iddia edilen kargoyla ilgili olarak davacı tarafından Müvekkili Ortaklığa 14 günlük hak düşürücü süresi içinde ayrıca, açıkça ve yazılı olarak bir ihbar yapılmadığını, davacı tarafından delil olarak ibraz olunan sigortalısının … A.O. 2 ay yazılan ihtarnamenin tarihinin ise 26.03.2018 olup 14 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından geçerli olmadığını, davacı ve/veya sigortalısı tarafından 14 günlük hak düşürücü süresi içinde ayrıca, açıkça ve yazılı olarak hasar ihbarında da bulunulmadığından, öncelikle açılan davanın hasar mükellefiyetine uyulmadığından dolayı reddinin gerektiğini, bir an için davacının iddiasında haklı olduğu düşünülse dahi, müvekkil ortaklığının sorumluluğunun sınırlı olduğunu, Montreal Sözleşmesi’nin 22/3. ve 24/1. Maddelerindeki hüküm uyarınca, depoziter … tarafından yapılan limitlerin gözden geçirilmesi sonunda ekteki (Ek-2) tablodan görüleceği üzere, 17 SDR’lik limitin 19 SDR’ye yükseltildiğini, kaldı ki, eksik teslim olunan 5 kap kargonun kilogramı ile 19 SDR’nin çarpımı sonucu bulunacak üst limitin her halükarda ödenmesi gerekli bir meblağ olmayıp, davacı tarafın bu sınırlı sorumluluk limitleri içinde kalmak kaydıyla ancak ispat ettiği ölçüdeki gerçek zararını talep edebileceğini, davacı tarafından sınırı aşmamak kaydıyla ancak karar tarihinden itibaren faizin talep olunabileceğini, Montreal Sözleşmesi’nin 23/1. Maddesi hükümleri tahtında, davacının ödeme tarihinden itibaren değil, ancak karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin aynı mahiyetteki bir dava ile ilgili müvekkili tarafın karar düzeltme talepleri doğrultusunda Ortaklıkları lehine vermiş olduğu 2001/845 E. ve 2001/1012 K. sayılı 09.02.2001 tarihli kararının mevcut olduğunu, öncelikle, geçerli sigorta poliçesi olmadığından, davanın bu yönden reddine, olmadığı takdirde, davacı tarafından, ihbarda bulunma mükellefiyeti yerine getirilmediğinden dolayı davanın reddine, aksi takdirde, davacının, hukuki dayanağı olmayan maddi tazminat taleplerinin reddine, bir an için Ortaklıklarının maddi tazminat ödemekle sorumlu tutulması halinde, sorumluluklarının sınırlı sorumluluk limitleri içinde davacının ancak gerçek zararı kadar olduğu göz önünde bulundurularak fazla taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, ödeme belgesi, hasar dosyası ve bilirkişi raporu içeriğine göre; davacı sigorta şirketinin 14/02/2018 tarihli … numaralı abonman sigorta poliçesi ile sigortalısı … Tic. İth. ve İhr. Ltd. Şti.’nin 14/02/2018 tarih … numaralı fatura ile 198 koli hazır giyim emtiasının davalı aracılığıyla Kuveyt’e taşındığı, davalı tarafından 198 koli olarak teslim alınan emtianın 193 koli olarak teslim edildiği, kaybolan 5 adet koli nedeniyle ekspertiz raporu uyarınca tespit edilen 31.568,76 TL zararın davacı tarafından sigortalısına ödendiği, dava konusu taşıma işinin Türkiye’den Kuveyt’e gerçekleştirilen uluslararası hava taşıma işi olduğu, bu nedenle Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, kısmi kayıp nedeniyle yükleme tarihi itibariyle zararın 28.705,97 TL olduğu, konvansiyonun 22. maddesine göre davalının sorumluluk üst sınırının 4.085 SDR karşılığı olduğu, karar tarihi itibariyle davacı talebinin sorumluluk limitleri içinde kaldığı anlaşılmakla davanın kabulü ile, 27.670,56 TL’nin ödeme tarihi olan 04/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşıma tarihi ile aynı tarihte ve/veya taşıma tarihinden sonra yapılan sigorta poliçesinin geçersiz olduğundan, geçersiz sigorta poliçesine dayanılarak açılan davanın reddi gerektiğini, nitekim, dava konusu emtiaya ilişkin sigorta poliçesinin düzenlenme tarihinin 14.02.2018, taşıma tarihinin ise 14 ve 15 ve 16.02.2018 olduğunu, sigorta himayesinin abonman sözleşmesının yapıldığı tarihte başlayabilmesi için, her şeyden önce, sözleşmeye bu hususta açık bır şartın konulmuş olması gerektiğini, abonman sözleşmesinde böyle bır kayıt bulunmadıkça olayda sigorta himayesinin doğmuş olmayacağı gibi, davacı sıgorta şırketinin de kanuni halefiyetten yararlanamayacağını, buna göre taşıma tarihinde düzenlenen sigorta sözleşmesini imzaladığı anda sigortacının taşımanın yapılıp bittiğini bilmemesinin mümkün olmadığını, zira, dava konusu taşıma, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihle aynı gün yapılmış ve riziko gerçekleşmiş olup bu itibarla, davacının davasının reddi gerekirken kabulü yönünde karar tesisinin hukuka aykırı olup kararın öncelikle bu yönüyle istinafı gerektiğini, davada da kısmi kayıp olduğundan ekonomik değer kısmen ortadan kalkmıştır; yani burada hasar ve ziya kelimeleri arasında herhangi bir fark olmamakla işbu nedenle ihbar mükellefiyetine uyulması gerektiğini, oysa davacının mezkur süreler içinde ayrıca ve yazılı bir şekilde bir bildirimde bulunmadığını, bu itibarla, davanın ihbarda bulunma yükümlülüğüne riayet edilmediği göz önüne alınarak, davacı vekilinin de beyan dilekçesinde beyan ve kabul ettiği üzere, taşıyıcı davalı Ortaklığın sorumluluğu kilogram başına 19 SDR ile sınırlı olduğunu, davacı taraf, bulunacak üst limiti aşmamak kaydıyla ancak ispat ettiği ölçüdeki gerçek zararını talep edebileceğini, bununla birlikte Mahkemece gerekçeli kararda öngörülen ve davacının, ödeme tarihinden itibaren faiz isteyebileceğinin kabulünün mümkün olmadığını, 19 SDR cinsinden tazminatın Türk Lirası’na çevrilmesinin mahkemece; karar tarihindeki kurdan yapıldığı takdirde bulunacak meblağa ödeme tarihinden değil ancak karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Sigorta poliçesi akdedildikten sonra yapılan taşıma işinde; yükleme yerinde 198 koli olarak çıkışı yapılan sigortalı emtia Varma yerine 193 koli olarak, 5 koli eksik şekilde teslim edilmiştir. Davalı taşıyıcı 5 koli emtianın kaybederek zarara sebebiyet verdiğini, uyumazlık taşıma konusu emtianın hasarlı değil eksik teslim edilmesi olup Konvansiyonda eksik teslime ilişkin ihbar yükümlülüğü bulunmadığını, Davalı tarafça istinaf dilekçesinin üçüncü bendinde; Yerel Mahkeme’nin ödeme tarihinden itibaren faize hükmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia etmiş olup oysa ki 1999 Montreal Konvansiyonu’nda öngörülen sınırlı sorumluluk kuralı dikkate alınarak 27.670,56 TL’nin ve asıl alacağa ödeme tarihi olan 04.05.2018 tarihinden itibaren avans oranında ticari faiz işletilerek … A.O.’dan tahsil edilmek suretiyle davacı şirkete verilmesi gerektiğini, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hava taşıması sırasında oluşan zarar bedelini sigortalısına ödeyen sigorta şirketinin, ödediği bu bedeli taşıyan taraftan rücuen tahsili, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, geçerli bir sigorta poliçesi bulunup bulunmadığı, bildirimin süresinde yapılıp yapılmadığı, faizin işlemeye başlayacağı tarih noktasındadır. Dava konusu taşımaya ilişkin … numaralı hava taşıma senedi(air waybill), 14/02/2018 tarihinde, davacının sigortalısı … Tekstil ve Gıda Maddeleri Tic. İhr. Ve İth. Ltd. Şti. tarafından … firmasına gönderilen 198 koli giyim emtiasının Sabiha Gökçen Havaalanından, Kuwait Intl Havaalanına taşınmasına ilişkin olarak, taşıyıcı sıfatıyla … Tic. Hizm. Nak. Ltd. Şti. tarafından … acentesi olarak Türk Havayolları adına düzenlenmiştir. Taşımaya konu ihracata ilişkin satıcı tarafından kesilen faturada CFR teslim kaydı ve akreditif ödeme şekli kaydı işlenmiştir. Ayrıca gümrük beyannamesinde ödeme şekli akreditif olarak gösterilmiştir. Davaya konu taşıma davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup, hasar ihbarında bulunulması üzerine, ekspertiz raporu alınmış ve tespit edilen hasar bedeli 31.568,76 TL olarak 04/05/2018 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Davacı tarafça, 198 koli gönderiden 5 kolisinin alıcısına eksik teslim edildiğinden bahisle, sigortalısına ödediği zarar bedelinin rücuen davalıdan tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf, abonman sözleşmesiyle sigorta teminatının başlayamayacağını ve sigorta şirketinin kanuni halefiyetten yararlanamayacağını savunmuştur. Dava konusu taşıma spesifik olarak, davacı sigorta şirketi tarafından 14/02/2018 tarihinde düzenlenen sigorta poliçesi ile belli risklere karşı teminat altına alınmıştır. Ancak sigorta poliçesinin özel şartlarına ilişkin “kaybolma ve aşırma notu” maddesi ile, sebebi belli olmayan, açıklanamayan kaybolmalar, aşırma, yürütme rizikoları teminat harici bırakılmıştır. Davacı tarafça dosyaya sunulan eksper raporunda da bu hususun takdiri sigorta şirketine bırakılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi heyetinden rapor alınmış ise de, bilirkişi raporunda sigorta poliçesinin kapsamına ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir. Dolayısıyla mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu halde mahkemece, bilirkişi heyetine bir sigorta uzmanı bilirkişi eklenerek, davaya konu rizikonun sigorta poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı, davacının halefiyet sıfatı kazanıp kazanmadığı ve buna göre varsa davalının sorumlu olduğu zarar miktarının tespiti için rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 06/04/2023