Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1308 E. 2023/37 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1308
KARAR NO: 2023/37
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2018/1212 Esas – 2019/773 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirketle aralarında gerçekleştirilen ticari ilişkilerden kaynaklı olarak 22.162,92-TL tutarında borcu bulunduğunu, bu durumun dava konusu takibin dayanağı olan cari hesap ekstresinde ve müvekkili şirketin defter ve kayıtları ile de sabit olduğunu, davalı ile yapılan harici görüşmelerde borcun ödeneceğinin taahhüt edildiğini ancak bu güne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini ve fakat davalı borçlunun icra takibine itiraz ile icra takibini durdurduğunu, borçlu şirketin her ne kadar “borcunun olmadığını” iddia etmiş olsa bile takip konusu cari hesap özetinde borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, takip konusu alacağın tarafların ticari ilişkisinden kaynaklı olduğunu ve takip tarihinden itibaren yıllık %19,5 oranında avans faizi uygulanmasının da usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı borçlunun derdestlik itirazında bulunduğunu, ancak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında alacaklı olarak görünenin Marmara V.D. … nolu … Pazarlama A.Ş. Olduğunu müvekkili şirketin Ertuğrul Gazi V.D. … nolu … San ve Tic. A.Ş. Olduğunu, ticaret unvanları ve vergi sicil numaraları farklı olduğundan derdestlik itirazının geçerli olmayacağını, 22.162,92-TL bakiye borç miktarının müvekkili şirkete halen ödenmediğini, davalı şirketin takip konusu borcun ödenmemesinden dolayı temerrüde düştüğü ve bu nedenle faiz işletilmesi gerektiğini, davalı borçlu şirketin faize yönelik itirazlarının reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle; davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hiçbir nam altında davacıya borcu bulunmadığını, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve cari hesaba dayalı bir ticari ilişki bulunmamasına karşın mesnedi belirsiz alacak kalemleri çıkarılarak alacaklı olduğu iddiasına itibar edilemeyeceğini, davacı tarafından müvekkiline verilmiş ve alacak doğurur bir hizmet ve teslim edilmiş bir mal da bulunmadığını, cari hesap alacağına konu edilen takiple de sabit olduğu üzere faturaya dayalı bir alacak olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini, davalı müvekkiline tebliğ edilmiş bir fatura bulunmadığını, davalı müvekkilinin borcunun olmadığının ticari defter ve kayıtlarla sabit olduğunu, davacı tarafından tanzim edilip müvekkiline teslim edilen bir fatura bulunmadığını, davacı ile davalı müvekkilinin arasında imzalanmış bir cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, icra takibinde alacağa uygulanan faiz oranının geçersiz, fahiş ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı yanın icra inkar tazminat talebinin reddi gerekmekte olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkil şirket aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, ticari ilişkiden kaynaklı olarak davacı tarafından davalı tarafa satış faturaları keşide edildiği, faturaların her iki tarafın kanuni defterlerine kayıtlı olduğu, ödenmeyen fatura borçlarından dolayı davacı tarafın davalı taraf aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyası üzerinden 22.162,92-TL asıl alacak olarak icra takibine başlandığı, icra takibine süresi içinde davalı tarafından itiraz edildiği, duran icra takibine devam edilmek üzere Mahkememizde itirazın iptali davası ikame olunduğu, davalı tarafın incelenen ticari kayıtlarında 22.162,92-TL davalı taraftan alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinden, davalının davacı tarafa 22.162,92-TL borçlu olduğu, taraf ticari defterlerinin bu şekilde birbirini teyit ettiği, 01/11/2018 takip tarihi itibarıyla davalı tarafın davacı tarafa 22.162,92-TL borçlu olduğu, dolayısıyla davalının itirazının iptali ile davacının davasının kabulüne İcra takibinin 22.162,92-TL üzerinden devamına, takip tarihi 01/11/2018 tarihinden itibaren asıl alacak 22.162,92-TL’ye borç tamamen ödeninceye kadar yıllık %19,50 ve değişen oranlarda ticari avans faizi işletilmesine, alacak likit olduğundan 22.162,92-TL’ye %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya iadesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkeme karşısında aksi yönde kanaat hasıl olmuş ise de icra dosyasına yapmış oldukları itirazın haklı ve hukuka uygun olduğunu, mahkemenin kararının aksine, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme ve süregelen bir ticari ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline verilmiş ve alacak doğurur bir hizmet ve/veya teslim edilmiş bir mal da bulunmadığını, dava dilekçesinde fatura ve fatura alacağı olduğundan bahsedilmiş olup, cari hesap alacağına konu edilen takiple de sabit olduğu üzere faturaya dayalı bir alacak olduğu iddiası dinlenemezken mahkemenin aksi yönde hareket ettiğini, İstanbul 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.09.2019 tarih, 2018/1212E. ve 2019/773 K. sayılı karar’ının kaldırılarak dosyanın Mahkemeye iadesine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, yapılacak inceleme neticesinde Mahkeme yerine geçerek itirazlarımız doğrultusunda yeniden hüküm tesisi suretiyle davanın tümüyle reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı borçlunun müvekkil şirketle aralarında gerçekleştirdikleri ticari alışverişe bağlı 22.192,92 TL fatura ve cari hesap ekstresinden kaynaklanan borcu bulunduğu, davalı şirket tarafından satın alınan mal ve hizmet karşılığı düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından faturalara ilişkin itirazda bulunulmadığını, davalı şirketin faize yönelik itirazlarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, borç miktarının davalı şirket tarafından sabit ve bilinebilir olduğunu, bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilmesini yerinde olduğunu belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
GEREKÇE :Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura ve cari(açık) hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne e karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, faturalara konu ürün bedellerinin davacıya ödenip ödenmediği, hüküm altına alınan icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığı noktalarındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, ” fatura ve müvekkil şirket ticari defter ve kayıtları” sebebine dayalı olarak 22.162,92 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 01/11/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf, davacı ile hiçbir ticari ilişkileri bulunmadığını, mal ve hizmet almadığını ve borçlu olmadıklarını savunmuştur. Mahkemece bilirkişi aracılığıyla tarafların ticari defterleri incelenmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil olma niteliğinde olduğu belirlenmiştir. Rapor içeriğinden davacı tarafından düzenlenen faturaların davalıya ulaştığı, davalı yevmiye ve muavin defter kayıtlarına işlendiği, faturalara karşı herhangi bir itirazın yapılmadığı tespit edilmiştir. Her iki tarafın ticari defterlerindeki bire bir uyumlu kayıtlar ile 21/05/2018 tarihi itibarıyla davacının davalıdan 22.162,92 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Davalının ticari defterlerine 17/07/2018 tarihinde kaydedilen davacıya 21.950,00 TL çek ve ödeme emri ile yapıldığı şeklindeki ödeme kaydının davacı defterlerinde yer almadığı, bilirkişi raporuna göre bu bedelin ödenmediği, dolayısıyla bu kaydın dayanak belgesinin bulunmadığı, bu çekin ödendiğine yönelik davalı tarafça bir savunmada bulunulmamış ve dosyaya bir belge de sunulmadığı anlaşılmakla davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 22.162,92 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Alacak likit, davalı borçlunun itirazı haksız olmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde ve takip tarihi itibarıyla yürürlükteki mevzuata göre %19.50 avans faizi yürütülmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.513,95 TL nisbi istinaf karar harcından peşin alınan 324,08 TL nispi ve 54,40 maktu olmak üzere toplam 378,48 harcın mahsubu ile bakiye 1.135,47‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/01/2023