Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1305 E. 2023/599 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1305
KARAR NO: 2023/599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/608 Esas – 2019/1366 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap ilişkisine istinaden alacaklı olduğunu, davalı tarafından borcun ödenmemesinden dolayı İstanbul Anadolu …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilerek takibin durduğunu, borçlu tarafından borca karşılık çek verildiği iddia edilse de iddiaların asılsız olduğunu, yapılan incelmede borcun ödenmediğinin belirleneceğini iddia ederek; davanın kabulü ile müvekkililin alacağını karşılayacak kadar kısmı üzerinde tedbir konulmasını, haksız ve mesnetsiz olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 11/04/2016 tarihinde borcunu ödediğini, makbuzun ekte olduğunu, davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafta çekinin bulunduğunu, ödeme günün henüz gelmediğini savunarak; davanın reddini, %20’den az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir. davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” …Yapılan bu tespitlere göre, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, oluşan cari hesap bakiyesine karşılık gelen 14/12/2016 keşide tarihli 14.097,00 TL tutarındaki çekin davalı tarafından davacıya verilerek cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı, davacının da çeki ticari defterlerine kaydederek davalının borcundan bedeli düştüğü, çekin keşide tarihinde ibraz edilmesi üzerine karşılıksız çıkması üzerine davacının çek bedelini bu defa davalı hesabına borç olarak kaydettiği, davacının cari hesaba dayalı olarak bu davaya konu icra takibine açması dışında davalıdan aldığı çekin karşılıksız çıkmış olması nedeniyle çek bedeli yönünden (bankanın sorumluluk bedeli düşüldükten sonra kalan bakiye bedel üzerinden) ikinci bir icra takibi (İstanbul Anadolu …İcra Dairesinin … esas) başlattığı, davalının davacıya çek vermiş olması ve çekin davacı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine işlenmiş olması nedeniyle taraflar arasında artık cari hesap ilişkisine değil, kambiyo ilişkisinin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davacının aynı alacağın mükerrer olarak tahsili anlamına gelecek davaya konu icra takibini başlatmış olmasının hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı borçlu …’dan ticari alışverişten doğan cari hesap ilişkisine istinaden alacaklı durumda olduğunu, davalı borçlu ile yapılan tüm görüşmelere rağmen bahse konu borç tutarının ödenmediğini, bunun üzerine kendilerince davalı borçlu aleyhine icra takibi yoluna gidildiğini, kendilerince yapılan icra takibine karşı davalı-borçlu tarafından söz konusu borcun ödenmekten kaçınılması ve takibin durdurulması amacıyla cari hesap alacağına dayanan işbu borca ve ferilerine kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili firmanın alacaklı konumda olduğu hususunun alınan bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, söz konusu çekin icra dosyası açıldıktan sonra müvekkili firmaya devam eden ticari alışverişe istinaden verildiğini, müvekkili tarafından mükerrer takip yapılması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, borçlu tarafın kötü niyetli davrandığını, çeki olması gereken tarihten bir yıl sonraki bir vade olacak şekilde verdiğini, çekin vade tarihi, takip tarihi ve dava tarihi incelendiğinde davalının kötü niyetinin belirlenebileceğini, süreci kötü niyetli uzatmaya çalışan borçlu tarafın bu sefer de imzaya ve borca itiraz ettiğini, müvekkilinin mükerrer takip açması söz konusu olmayıp bu husus göz önüne alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekli tüm inceleme ve araştırmayı yaparak hüküm kurduğunu, söz konusu çek suretinin incelenmesinden ve gelen müzekkere cevaplarından da anlaşılacağı üzere davalının mükerrer takip başlatmış olduğunun açıkça görüldüğünü, işbu davada alınan bilirkişi raporunda da müvekkilin kayıtlarında davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığının belirlendiğini, belirtilen sebepler neticesinde davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini ve yerel mahkeme kararının onanmasını beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; cari hesap bakiye alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık ise takipten önce davacıya cari hesap alacağına karşılık olarak verilen ileri tarihli çek nedeniyle başlatılan ikinci icra takibi bulunması sebebiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, bir başka anlatımla cari hesap borcuna karşılık verilen çek nedeniyle borcun yenilenip yenilenmediği noktasındadır. 6098 sayılı TBK’nın 133. Maddesine göre; yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur. Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz. Borçlunun temel borç ilişkisine dayalı bir borcun ödenmesi amacı ile kambiyo senedi düzenleyerek alacaklısına vermesi halinde temel borç ilişkisinin varlığını devam ettirecek, ancak kambiyo senedinin ifa uğruna değil de, ifa yerine geçmek üzere düzenlendiği takdirde borcun yenilenmiş sayılacaktır. Kambiyo senedinin ifa uğruna düzenlemesi durumunda ise birisi temel borç ilişkisinden diğeri de kambiyo ilişkisinden doğan iki ayrı talep hakkı ortaya çıkacaktır. Tarafların ifa uğruna edim hususunda mı, yoksa ifa yerine edim hususunda mı anlaştıkları açıkça anlaşılamıyorsa doktrinde ifa uğruna edimin varlığı kabul edilmektedir. Eldeki uyuşmazlıkta taraflar arasında cari hesap ilişkisinin bulunduğu, dosyaya sunulan 04/11/2016 tarihli davacı … ..Ltd.Şti adına düzenlenen tahsilat makbuzu ile davalıdan 14.097,32 TL bedelli 14/12/2016 çek tarihi olarak bildirilen 1 adet çekin alındığı, dosyaya sunulan çek fotokopisine göre ise çekin keşide tarihinin 14/12/2017 olduğu, davacı ticari defterlerine göre de bahis konusu çekin davacı tarafa 04/11/2016 tarihinde teslim edildiği, davacı ticari defterlerine aynı tarihte kaydının yapıldığı görülmektedir. Her ne kadar davacı dava dilekçesinde bu çekin takip tarihinden sonra verildiğini iddia etmiş ise de kendi ticari defterleri ve kendilerince düzenlenen tahsilat makbuzu ile çekin davacı tarafa 04/11/2016 tarihinde teslim edildiği anlaşılmaktadır. Düzenlenen tahsilat makbuzunda borcun yenilendiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, bilakis “C. H. Mahsuben” kaydının bulunduğu anlaşılmakla, borcun yenilendiğinden bahsedilemez. Kaldı ki çek bir kıymetli evrak olup, ifa uğruna verilmektedir. Ancak çekin karşılığının ödenmiş olması halinde borç ifa edilmiş sayılır(Yargıtay 11. H.D.’nin 28/02/2018 Tarih, 2016/10878 Esas ve 2018/1532 Karar sayılı İlamı). İlk derece mahkemesince bahis konusu çekin davacı tarafın hesaplarına işlendiği, bilahare icra takibine konu edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasında asıl borç ilişkisine dayanan alacak ilişkisi bulunduğu gibi ayrıca kambiyo hukukuna dayanan bir ilişki daha kurulmuş bulunmaktadır. Aynı alacak için takipte tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yolu ile yapılan takibin kambiyo senetlerine mahsus takibe konu edilmesine engel teşkil etmediği, davaya konu icra takibinin kambiyo takibinden önce başlatılmasına göre mükerrerlik iddiasının bu davada dinlenebilir olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda davanın kısmen kabulü ile asıl alacak yönünden davanın kabulüne, takip tarihinden önce davalı temerrüte düşürülmediğinden takip öncesi faiz talebinin reddine karar vermek gerekmektedir. Taraflar tacir, iş de tarafların ticari işletmesi ile ilgili olduğundan takip tarihinden sonra avans faizi yürütülmesi gerekmiş, alacak likit itiraz haksız görülmekle davacı yararına hüküm altına alınan miktar üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekmiş, reddedilen kısım yönünden ise davacının kötü niyeti ispat edilmediğinden kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın kısmen KABULÜ kısmen REDDİ ile; Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 14.076,22 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 (avans faizi değişen oranlarda) uygulanması suretiyle devamına aynan devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-İtirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si olan 2.815,25 TL‬ TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 170,65 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 70,64 TL’nin, alınması gerekli olan 961,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 720,26 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 31,4 TL, posta ve tebligat gideri 123 TL, bilirkişi ücreti 700 TL, olmak üzere toplam 854,4 TL yargılama masrafının, davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 845,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 52,64 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, 9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine 10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL, posta ve tebligat gideri 62,5‬ TL olmak üzere toplam 211,1‬0 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.01/06/2023