Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/13 E. 2020/196 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/13
KARAR NO : 2020/196
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI : 2017/520 Esas 2018/459 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesini özetlle; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında 18/04/2017 tarihli 52.301.54 TL bedelli fatura içeriği malların sipariş edilmediği gibi teslim de almadıklarını, süresi içinde 25/04.2017 tarihli ihtarla faturanın iade edildiğini, davalı şirkete 120.000 TL nakit ödeme yaptıklarını ve … A.Ş nin 140.000,00 TL bedelli 15/06/2017 tarihli çekini verdiklerini, bu çekin fazladan verilmiş olduğunu belirterek 140.000,00 TL bedelli çekten davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çekin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Davacının 11/04/2017 , 18/04/2017 ve 19/04/2017 tarihli üç fatura ile toplam 395.524.24 TL lik alış yaptığını,11/04/2017 tarihli 260.483,93 TL bedelli fatura karşılığı davacının 120.000,00 TL nakit ödeme ve dava konusu 15/06/2017 tarihli çeki verdiğini, 18/04/2017 tarihli fatura içeriği malların sevk irsaliye ile … ye teslim edildiğini , davacının 18/04/2017 ve 19/04/2017 tarihli fatura bedellerini ödemediğini belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile mahkemece , bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan hatalı karar verildiği, raporda taraf defterleri arasındaki farkın 18/04/2017 ve 19/04/2017 tarihli faturalardan kaynaklandığının tespit edildiği, davalı elinde bulunan 140.000,00 TL bedelli çekin doğrudan mal alımı karşılığında verildiğini gösterir bir tespitin yapılmamasına rağmen açık ve yeterli bir gerekçe gösterilmeden davanın reddedildiğini belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı taraf, 18/04/2017 tarihli 52.301,54 TL bedelli fatura içeriği malların sipariş edilmediği gibi teslim de alınmadığını bu faturanın davacıya iade edildiğini ileri sürerek 140.000,00 TL bedelli 15/06/2017 tarihli çekten borçlu olmadığının tespiti istemektedir.Davalı ise davacının 3 adet toplam 395.524,24 TL bedelli fatura ile alım yapıp, karşılığında 120.000 TL nakit ödeme yaptığı ve dava konusu 140 bin TL bedelli çeki verdiği, çek bedelini ödemediği gibi davacının halen borcunun bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna uyarınca tarafların usulüne uygun tutulan taraf ticari defterlerine göre ;davacının 2017 yılı ticari defterlerinde, davalı tarafça düzenlenen 11/04/2017 tarihli 260.483,93 TL bedelli ve 19/04/2017 tarihli 82.738,77 bedeli toplam 343.222. 70 TL lik faturaların kayıtlı olduğu, karşılığında davacı tarafından 120.000 TL tutarlı havale ödemesi yapıldığı ayrıca 15/06/2017 tarihli 140.000,00 TL bedelli çekin verildiği buna göre davacının kendi defterlerine göre halen davalıya 83.222, 70 TL borçlu olduğu, davalının 2017 yılı defterlerinde de, davacı defterinde kayıtlı olan 2 adet fatura ile birlikte 18/04/2017 tarihli 52.301,54 TL bedelli olmak üzere toplam 395.524,24 TL bedelli faturaların kayıtlı olup, davacının 120.000 TL nakit ödemesi ile 140.000,00 TL bedelli çekinin ödeme olarak yer aldığı, davalının kendi defterlerine göre davacıdan 275.524,24 TL alacağının bulunduğu, taraf defterlerindeki farkın 18/04/2017 tarihli 52.301,54 TL bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı görülmüştür. Davacı tarafından 18/04/2017 tarihli faturanın davalıya iade edildiği ve bu fatura içeriği malların teslim alınmadığı ileri sürülmesine rağmen teslime ilişkin irsaliyeye veya irsaliyedeki imzaya herhangi itirazda bulunmamış ve fatura iadesi ile birlikte irsaliye içeriği malları davalıya iade ettiğine ilişkin iddiasını ispata yönelik herhangi bir delil ibraz etmediği gibi taraf defterlerindeki farka neden olan 18/04/2017 tarihli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen davalı tarafından düzenlenen ve davacı defterlerinde kayıtlı olan iki adet fatura (11/04/2107 tarihli ve 19/04/2017 tarihli faturalar) nedeniyle halen davalıya borcunun bulunması karşısında, her iki taraf defterinde cari hesapta ödeme olarak kayıtlı olan ancak ödenmediği anlaşılan dava konusu çek nedeniyle davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti istemi yerinde olmayıp, ilk derece mahkemesince davanın reddinde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Alınması gereken 54.40 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 361-(1) maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/10/2020