Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1292 E. 2023/271 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1292
KARAR NO: 2023/271
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2018/489 Esas – 2019/1003 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … ekipmanları ile ilgili mal alım satımı konusunda anlaşmaya varıldığını, bu kapsamda müvekkili tarafından 19/01/2018 tarihinde iki ayrı şekilde 3.500 TL’lik ödemelerin Mastercard ile yapılmasına rağmen davalı tarafından ürünler ile faturaların tesliminin gerçekleşmediğini, teslimin gerçekleşmesi amacıyla Bakırköy … Noterliğinin 06/02/2018 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek fatura ve malların tesliminin ihtar edildiğini, ancak yine teslimatın gerçekleşmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, % 20 oranında icra inkar tazminatı ile yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davalı tarafa yükletilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının eşi … tarafından 30/12/2017 keşide tarihli, … numaralı … bank Ereğli şubesine ait 29.000 TL bedelli çekin verildiğini, çekin bankaya ibrazı sırasında karşılıksız çıkması sebebiyle 7.000 TL nin davacı tarafından ödendiğini, bu kapsamda davacının müvekkilinden bir alacağının bulunmadığını savunarak haksız davanın reddi ile yargılama masrafları ile vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Kredi kartı ile yapılan ödemeyi nakit ödeme olarak değerlendirdiğimizde ödeme yapılır iken ödemenin ne amaçla yapıldığı hususunda borçlu tarafından ödeme sebebine ilişkin açıklama ya da herhangi bir belge dosya kapsamında bulunmamaktadır. Buna mukabil davalı taraf gerek keşide ettiği ihtara cevapta gerekse dava dosyasına cevapta ödemeye ilişkin dosyada sureti mevcut düzenlediği 19.01.2018 tarihli makbuzu düzenlemiş ve kayıtlarına söz konusu makbuz açıklaması ile 3.500 TL tahsilatı … adına olan hesabına işlemiştir. Ancak bu tahsilatın neye ilişkin olduğu dosya kapsamında sabit olmadığından ve davacının ödediği tutar olan 7.000 TL’lik mal sipariş ettiğine dair dosyada herhangi bir delil ve belge bulunmamakla davalı kayıtlarında yer almayan kaydı sunulmayan kalan diğer 3.500 TL’nin de davalının bildirdiği ödeme sebebine ilişkin ticari defterlerinde kayıtlanmamış olmakla taraflar arasında mal alım satımına ilişkin herhangi bir sözleşme ilişkisinin bulunduğu ve yapılan 7.000 TL’lik ödemenin neye ilişkin olduğunun kayıtlarda tespit edilememesi ve davacının delil listesinde açıkça yemin deliline dayanmadığı hususu da dikkate alınarak ispatlanamayan davanın reddine,…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı adına kayıtlı kredi kartının başkaca bir 3.kişiye (…) verilip kullandırması hayatın olağan akışına aykırı olup, Davalının bildirdiği beyan ve cevapları, itiraz ve beyanları gerçeği yansıtmadığı gibi, hukuki hiçbir mesnedi ve dayanağı bulunmadığını, dosyada mübrez kredi kartı ödeme makbuzları ile davacının davalıya yapmış olduğu 7.000-TL avans ödemesinin davalı tarafça da kabul edilmekle, ancak mezkur kredi kartı ödemesinin bir başka kişi ile aralarındaki ticari iş ve alacaktan kaynaklandığı iddiasında bulunduğunu, 15.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda somut olayı aydınlatmadığını, zira, işlem-ödeme davacıya ait kredi kartı ile yapılmış olmasına rağmen, 7.000-TL. Ödeme yapıldığı hususu davalı şirketin kabulünde olmasına rağmen; mezkur ödemenin sadece yarısı (3.500-TL) davalı şirketin ticari kayıtlarına dercedilmiş, o da davalı tarafa borcu bulunan dava dışı …’ın borcuna karşılık olarak kayıt altına alındığını, davalı tarafın kalan 3.500 TL ödemeyi hiç kayıtlarına işlememiş olup usulsüzlük yaptığını, gerekçeye dayanak alınan bilirkişi raporunun yetersiz olması, davacı ile davalı şirkete borçlu olan dışı 3.kişi … arasında huzurdaki dosya ve uyuşmazlık yönünden illiyet bağının bulunmaması, davalı tarafın davacı tarafça kredi kartı ile yapılan ödemenin kabullerinde olmasına rağmen işbu ödemenin davalı ticari defterlerinde hukuka aykırı şekilde kayıtlarına işlenmiş olması, eksik işlenmiş olması bir bütün olarak değerlendirildiğinde gerekçenin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın yargılaması esas işlem olan İstanbul …İcra Müd.’nün … E.sayılı dosyasının takip tarihi 09.05.2018 olup, yapılan haksız itiraz üzerine davanın açılış tarihinin ise 28.05.2018 olduğunu, davalı şirket yargılamanın en başından beri söz konusu ödemenin kabullerinde olduğunu ancak bunun ( dava konusu edilen kredi kartı ile yapılan ödemesinin) davacı eşi … tarafından keşide edilerek dava dışı …’ a, … tarafından da ciro yolu ile kendilerine verilen 30.12.2017 keşide tarihli … çek numaralı … bank Marmara Ereğlisi Şb.ne ait 29.000-TL bedelli çeke karşılık alındığı iddiasında bulunduklarını, taraflarınca bu yönlü iddia, talep ve beyanlar her ne kadar reddedilmiş ise de mahkeme delillerin taktirinde hataya düşmüş olup zira söz konusu edilen 30.12.2017 keşide tarihli 0298975 çek numaralı … bank Marmara Ereğlisi Şb.ne ait 29.000-TL. Bedelli çek, icra takibinin ve huzurdaki davanın açılmasından çok önce keşidecisi tarafından 06.04.2018 tarihinde bankasına, yani çekin keşide edildiği … bank A.Ş.’ye iade edilerek mudi-keşideci isteği ile iptal edildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, iddia olunan satım sözleşmesi kapsamında verilen avansın iadesi istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasında bir satım sözleşmesi kurulup kurulmadığı ve avans ödemesi yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “ihtarname ile talep edilen 7.000,00 TL alacağın tahsili” sebebine dayalı olarak 7.000,00 TL asıl alacak ve 188,14 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 08/05/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davacı tarafından davalı muhatabına çekilen Bakırköy …Noterliği’nin 06.02.2018 tarih ve … YN’lu ihtarnamesinde, taraflar arasında malların alım alımına ilişkin anlaşma yapıldığı ve kredi kartından 7.000 TL peşin ödeme yapıldığı, ancak malların teslim edilmediği belirtilerek malların teslimi ya da paranın iadesini ihtar edilmiştir. Davalı tarafından davacı muhatabına çekilen Kartal ….Noterliği’nin 15.02.2018 tarih ve .. YN’lu cevabi ihtarnamesinde, mal alım satımım konusunda herhangi bir anlaşma olmadığını, eşi …’ın …a verdiği ve … ın da kendilerine verdiği 29.000 TL bedelli çekin karşılıksız çıkması nedeniyle …’a verilen karttan 7.000 TL çeke istinaden çekildiği hususları ihtar edilmiştir. … bank’tan celbedilen kayıtlara göre, davacının kredi kartından 19.01.2018 tarihinde iki adet 3.500,00 TL olmak üzere toplam 7.000 TL davalının tahsilat yaptığı görülmektedir. 5464 sayılı Banka Kartları Ve Kredi Kartları Kanunu’nun 3/1-e maddesinde, Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fizikî varlığı bulunmayan kart numarasını ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Buna göre, kredi kartının bir ödeme aracı olup, kredi kartı ile yapılan ödeme, alınan mal veya hizmet karşılığında yapılan ödemeye karine teşkil eder. Bu karinenin aksini iddia eden taraf bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Davacı taraf, kredi kartıyla yaptığı ödemelerin, satım sözleşmesi kapsamında avans olarak ödendiğini malların teslim edilmediğini ileri sürmüş ise de, bu iddialarını ispatlayabilmiş değildir. Çekin takip tarihinden önce keşidece tarafından bankaya iade edilmiş olmasının da, davaya konu ödemelerin çekin bankaya iade tarihinden önce olması karşısında sonuca etkisi bulunmamaktadır. Davacı yanca, 7.000,00 TL avans ödemesinin davalı tarafça da kabul edildiği, ancak kredi kartı ödemesinin bir başka kişi ile aralarındaki ticari iş ve alacaktan kaynaklandığı iddiasında bulunduğundan ispat külfetinin davalı üzerinde olduğu ileri sürülmektedir.Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). Davalının iddia olunan vakıayı kabul etmekle birlikte hukuki niteliğinin davacının iddia ettiğinden başka olduğunu savunması vasıflı ikrar mahiyetinde olup, vasıflı ikrar bölünemez. Yani vasıflı ikrar, davalı aleyhine delil teşkil etmeyeceği gibi bu halde ispat yükü de yer değiştirmez. İspat yükü halen vakıayı ileri sürülen davacıya aittir. Davacı taraf da iddiasını ispatlayamadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023