Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1282 E. 2023/273 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1282
KARAR NO: 2023/273
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2018/127 Esas – 2019/753 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04/06/2013 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesi ile … İnş. Nakl. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’deki tüm hisselerinin toplam 35.000,00 USD bedel ile davalılara satışı konusunda anlaştığını, müvekkilinin sözleşme sebebi ile üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, davalıların ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalılara edimlerini yerine getirmeleri için ihtarname gönderildiğini, ancak sonuçsuz kaldığını, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalılar hakkında takibe geçilerek sözleşmeden doğan ödemelerin talep edildiğini, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek davalıların itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, taraflar arasında imzalanan hisse devir vaadi sözleşmesinin 12.maddesiyle sözleşmeden doğacak ihtilaflarda yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığını, HMK 17.maddesi uyarınca tacir sıfatına haiz tarafların aralarında çıkacak uyuşmazlıklar için yetki sözleşmesi yapmaya ehil olduklarını, bu nedenle davaya bakmaya yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, hisse devir sözleşmesine konu 35.000,00 USD’nin bir kısmının müvekkilleri tarafından ödendiğini, kalan kısmının ise müvekkillerinin alacaklarına mahsup edildiğini, sözleşmenin imzalandığı gün davacıya 10.000,00 USD ödeme yapıldığını, kalan 25.000,00 USD’nin ise davacının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle ödenmediğini belirterek davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı tarafınan, davalılar … ve … hakkında hisse devir bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle icra takibi başlatılmış, davalıların itirazı üzerine İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/619 esasına kaydedilmiş ve daha sonra davalılardan …’nın yetki itirazı kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmiş, diğer davalı yönünden ise süresinde yapılmayan yetki itirazının reddi ile hakkındaki davanın tefrikine karar verilmiştir. Yetkisizlik kararı üzerine dava dosyası incelemeye konu kararı veren mahkemenin yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “taraflar arasında 04/06/2013 tarihli dava dışı … inş. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin davalı ile dava dışı …’e devrine yönelik hisse devir vaadi sözleşmesi yapıldığı, devri vaadedilen hisselerin Beyoğlu … Noterliği’ nin 04/06/2013 tarih, … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile davalıya devredildiği, devrin sicile tescil edildiği, 17/06/2013 tarihli 8343 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, taraflar arasında varlığı inkar edilmeyen hisse devir vaadi sözleşmesine göre; devir bedelinin 10.000-USD’sinin hisse devir tarihinde, 10.000-USD’sinin 15/08/2013 tarihinde, 10.000-USD’sinin 30/08/2013 tarihinde ve 5.000-USD’sinin 10/09/2013 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacı tarafından hisse devir vaadi sözleşmesinin tarafı olan davalı ile dava dışı …’e Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 26/06/2013 tarihli ihtarnamesi ile hisse devir vaadi sözleşmesi’nin 8.1 maddesi uyarınca ihtara konu ihlallerin yedi gün içerisinde giderilmemesi halinde sözleşmeden doğan talep haklarının ihtara gerek kalmaksızın kullanılacağının ve ceza-i şartın ihtara gerek kalmaksızın ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiği, davalı ile dava dışı … tarafından davacıya gönderilen Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 03/07/2013 tarihli cevabi ihtarname ile davacıya vadesi gelmiş hisse devir borcu bulunmadığı, asıl davacının sözleşmenin 7.3, 7.9 hükümlerine aykırı hareket ettiğinin bildirildiği, bu kez davacının Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi sözleşmenin feshedildiğini bildirdiği ve cezai şart talep ettiği, son olarak davalı ve dava dışı … tarafından gönderilen Beyoğlu 1. Noterliği’nin 10204 yevmiye numaralı ve 17/07/2013 tarihli cevabi ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih beyanı geri alınmadığı sürece, bundan sonra muaccel olacak taksitlerin ödenmeyeceğinin bildirildiği ve cezai şart talep edildiği, ardından davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibi ile davalı ve dava dışı … aleyhine hisse devir bedeli alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe süresinde itiraz edildiği hususlar dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Gerek takibin yapıldığı gerekse davanın açıldığı tarih itibariyle taraflar arasındaki 04/06/2013 tarihli ve bu vaade dayalı olarak yapılan Beyoğlu … Noterliği’ nin 04/06/2013 tarih, … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesinin, davacının tek taraflı ve bozucu yenilik doğuran hakkın kullanımı mahiyetindeki dönme beyanı ile davacı tarafından sona erdirildiği açıktır. Taraflar arasındaki hukuki ilişki, sona erdirilen sözleşmenin tasfiyesine(tarafların verdiklerini iadelerine) yönelik devam etmekte olup, davacının döndüğü sözleşmeye dayalı hisse devir bedeli alacağı bulunmadığından davanın reddine …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin, davacının davalı tarafa gönderdiği ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, davalının bu ihtara cevabında fesih iradesinden vazgeçtiğine ve sözleşmeyi ayakta tuttuğuna dair bir bildirim olmadığı tespitinin yerinde olmadığını, davacının, 04/06/2013 tarihli hisse devir vaadi sözleşmesi ile … San. Ve Tic. Ltd.Şti. firmasındaki tüm hisselerini toplam 35.000 USD bedelle davalılara satışı konusunda anlaştığını, davacı, hisse devir sözleşme sebebi ile üzerine düşen edimlerin tamamını ifa etmesine karşın davalıların ne ödeme edimlerini ne de sair yükümlerini ifa etmediğini, bu durum üzerine davacı tarafça davalılara bir çok ihtarname keşide edilmiş ancak gerek ödeme yükümleri gerekse sözleşmeden doğan diğer vecibelerin yerine getirilmediğini, davalılarca keşide edilen cevabi ihtarnameler ile davacının sürekli oyalandığını, davacı hisse devir sözleşmesinden kaynaklnan tüm edimlerini ifa etmesine karşın ödemesini alamamış olup davacı tarafça keşide edilen ihtarnamelerde fesih iradesinin olmadığını, davalı tarafça keşide edilen cevabi ihtarnameler de sözleşme gereği yapması gereken ödemelerin ancak bir takım şartların gerçekleşmesi ile ödeneceği hususunda açık ikrarı olduğunu, misalen davalı tarafça keşide edilen ihtarnamede açıkça sözleşmenin yürürlükte olduğu, sözleşme gereği bir kısım ödemelerin yapıldığı, davacı hesabına 10.000 USD eft yapıldığı iddia edilmiş olup keza davalı tarafça iddia olunan ödemeyi gösterir eft makbuzu dosyaya ibraz edildiğini, davalı tarafça keşide edilen ihtar incelendiğinde davalı tarafça bakiye borç olduğunun da ikrar edildiğini, davalının cevap dilekçesinde dahi bakiye borçlu olduklarının ikrar edildiğini, davalı tarafça ödendiği iddia edilen bedellerin gerçek anlamda ödendiği hususu ispat edilememiş olup ilk derece mahkemesi ödemenin yapıldığını iddia eden tarafa bu hususta delillerini ibraz etmesi yönünde ara karar kurmasına karşın bu yükümlerini ifa etmeyen davalının ödeme yapıldığı savunmasına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, ortada bir sözleşme ve sözleşme gereği edimlerini ifa etmeyen davalı olduğunu, kaldı ki hisse devir bedelinin ödendiği ispat edilememişken ödenmediği sabit olan davaya konu alacağın icra takibi ile talep edilmesine herhangi bir engel olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hisse devir vaadi sözleşmesiyle kararlaştırılan devir bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının hisse devir bedelini talep edip edemeyeceği noktasındadır.Davacı …(devreden) ile davalı … ve … arasında dava dışı … inş. Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti’ndeki hisselerin devrine ilişkin 04/06/2013 tarihinde hisse devir vaadi sözleşmesi yapılmıştır. Daha sonra davacı, şirketteki 100.000 hissesinden 90.000 hissesini Beyoğlu … Noterliği’ nin 04/06/2013 tarih, … YN’lu hisse devir sözleşmesi ile …’e; kalan 10.000 hissesini de Beyoğlu … Noterliği’ nin 04/06/2013 tarih, … YN’lu hisse devir sözleşmesi ile davalı …’ya devrederek şirket ortaklığından ayrılmıştır. Anılan devir işlemi 17/06/2013 tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu ve … hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, 40.803,29 USD tutarında asıl alacak ve işlemiş faizinin tahsili istemiyle 15/12/2015 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır.Takipten önce Davacı tarafından, hisseleri devralan muhataplara çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 26/06/2013 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, hisse devir bedelinin ve ceza-i şartın ödenmesi ihtar edilmiştir. Davalı ile … tarafından davacı muhatabına çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 03/07/2013 tarih ve … YN’lu cevabi ihtarnamesi ile davacıya vadesi gelmiş hisse devir borcu bulunmadığı, asıl davacının sözleşmenin 7.3, 7.9 hükümlerine aykırı hareket ettiği ihtaren bildirilmiştir. Bu kez davacı tarafından çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 03/07/2013 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, sözleşmenin feshedildiği ve cezai şart ödenmesi ihbar ve ihtar edilmiştir. Buna karşı davalı ve tarafından çekilen Beyoğlu … Noterliği’nin 17/07/2013 tarih ve … YN’lu cevabi ihtarnamesi ile, sözleşmeyi fesih beyanı geri alınmadığı sürece, bundan sonra muaccel olacak taksitlerin ödenmeyeceği ve cezai şartın ödenmesi ihtar edilmiştir. Anılan ihtarnamelere göre, davacının sözleşme gereği olarak hisselerini devrettiği akabinde ise taksitler halinde ödenmesi öngörülen devir bedelinin ilk takdisinin ödenmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 595/1. maddesiyle, hisse devir vaadi sözleşmelerinin geçerli bir şekilde kurulabilmesi, yazılı şekilde yapılmaları ve taraf imzalarının noterce onaylanması şartına bağlı tutulmuştur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 12/2. Maddesinde de Kanunun sözleşmeler için öngördüğü şeklin geçerlilik şekli olduğu belirtilerek, bu şekle uyulmadan akdedilen sözleşmelerin hüküm doğurmayacağı düzenleme altına alınmıştır.Taraflar arasındaki hisse devir vaadi sözleşmesi yazılı şekilde yapılmakla birlikte taraf imzaları noter tarafından onaylanmamıştır. Bu halde Kanunun öngördüğü şekle riayet edilmeksizin akdedilen sözleşmenin geçersiz olduğunun kabulü zorunludur. Bu haliyle geçersiz sözleşmenin feshi veya bu sözleşmeden dönülmesi hukuken mümkün değildir. Ayrıca, bir an için sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse dahi ne hisse devir vaadi sözleşmesinde ne de daha sonra noterde yapılan hisse devir sözleşmesinde, satıcının, alıcının temerrüdü sebebiyle sözleşmeden dönerek, satılanı geri alma hakkını açıkça saklı tuttuğu bir sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacının edimini yerine getirerek hisselerini devrettiği, sözleşmede alıcının temerrüdü sebebiyle dönme hakkının açıkça saklı tutulmadığı, bu durumda davacının hisse devir bedelini talep edebileceği gözetilerek ve tarafların devir bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin iddia ve savunmaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir(Yargıtay 11. HD’nin 01.02.2021 Tarih ve 2020/1478 E.- 2021/620 K. sayılı kararı). Hal böyleyken mahkemece, davacının döndüğü sözleşmeye dayalı hisse devir bedeli alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/03/2023