Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1280 E. 2023/244 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1280
KARAR NO: 2023/244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2015/739 Esas – 2019/807 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı Sigorta Şirketi vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendisine ait 13 adet kamyonunun kaskosunun yapılması talebi ile sigortacı davalı … ile görüştüğünü, en uygun sigorta firmasını araştırmasını ve kendisine bilgi vermesini talep ettiğini, bunun üzerie …müvekkili şirket yetkililerini arayarak diğer davalı …Ltd Şti’nin en uygun fiyatı sunduğunu, acente … Sigorta Şirketinin en uygun teklifi verdiğini belirttiği bunun üzerine müvekkili şirketin gerekli işlemlerin yapılması için …’e talimat verdiğini, davalı … toplam bedelin 44.380 TL olduğunu fakat iskonto indirimi ile bedelin 42.500,00 TL’ye ineceğini belirtmesi üzerine müvekkili şirketin anlaşmayı kabul ettiğini, miktarı karşılar 5 adet çekin …’e teslim edildiğini, daha sonra kaskosu yaptırılan … plakalı aracın maddi hasarlı kaza yaptığını, kaza sonucu müvekkilinin poliçesinin olmadığını iptal edidiğini öğrendiğini, davalı …Ltd Şti’nin davalı acentenin ödemelerin tam yapılmaması nedeni ile … Sigorta’nın poliçeleri iptal ettiğini bildirdiğini ancak yapılan banka araştırmasında tahsilatın …Ltd Şti tarafından yapıldığının anlaşıldığını, müvekkilinin nekadar süre araçların poliçesinin devam ettiğini ne süreden sonra sona erdiğirildiğini bilmediğini belirterek tüm kasko bedelleri ödenen müvekkili davacının araçlarının ne kadar süre kasko poliçesi kapsamında kaldığını ve hangi tarihte kasko kapsamı dışına çıkarıldığının tespiti ile müvekkili davacıya ödenmesi gereken paranın en yüksek ticari faize ile tespitini ve daavalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili davacıya verilmesini, müvekkili davacı tarafından ödenen onarım bedeli olan 46.158,53 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkili tarafa verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ne müvekkili şirket nede diğer davalı acente …Ltd Şti ile muhatap olduğunu, diğer davalı …’in ne müvekkili şirket ne de ecente şirket şirketin çalışanı veya yetkilisi olmadığı gibi bu şirketler adın atahsilat yapmaya da yetkili olmadığını, …’e verilen çeklerin müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, bu çeklerin müvekkili yada acente şirket taraafından tahsil edilmediğini, davacı şirketin sigorta primlerini ödediğini ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafından …’e verilen çeklerin müvekkili şirkete ve acente şirkete teslim edilmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen sigorta poliçelerinin primlerin tahsil edilmediğinden müvekkili şirket tarafından iptal edildiğini, dolayısıyla ödenmeyen primlerin iadesinin istenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ilgili kazanın onarım bedeli müvekkili şirketten istenmiş olmasına karşın kaza tarihinden önce poliçenin iptal edilmiş olması nedeni ile müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmadığını ve davacının bu talebinin reddinin gerektiğin belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hiçbir zaman dava dilekçesinde belirtilen çekleri teslim almadığını ve tahsil etmediğini, dava konusu işin yani sigortalama işinin müvekkile merkezi Manisa’da bulunan … sigorta Acenteciliği ve bu acente ile bağlantısı bulunan … ve … isimli şahıslar tarafından getirildiğini, poliçe bedellerinin ödenmemesi üzerine davacı tarafa sigorta poliçelerinin iptal edildiğine dair iadeli taahhütlü posta yolu ile bildirim yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kendisinin trafik müşavirliği hizmeti verdiğini, hizmet verdiği davacı şirketin kendisini arayarak kamyonların kasko poliçesinin yapılması gerektiğini ve yardımcı olmasını istediğini, kendisinin de trafik sigortası yaptırdığı …’ı aradığı ve onun aracılığı ile davacı şirket ile davalı şirketler arasında poliçe anlaşması yapıldığını, ancak davacı şirketin çekleri bir ay sonra verebildiğini, bu çekleri teslim aldığı gün …’ın çekleri teslim almak üzere yanına gönderdiği elemanı …’ya teslim ettiğini, davacı şirketin poliçe yaptırması hususunda sadece acente ile bağlantı kurduğunu, olayda herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, daha sonra …’ın ortağı olan …’ün kendisini aradığını çeklerin …’a teslim edilmediğini bunun üzerine kendisinin …’ı aradığını ve çekleri posta yolu ile …’a gönderdiğini söylediğini, bu olay üzerine …’ın kendisini aradığını kendisine poliçelerin ödemesinin bir kısmının kredi kartı ile yapıldığını geri kalan taksitlerin halen ödenmediğini ve çeklerin de kendisine teslim edilmediğini söylediğini daha sonra … ile görüşmek için Antalyaya gittiğini, …’a o gün bir çek ile 7.000,00 TL bir ödeme daha yaptığını, daha sonra …’ın …’dan sahtecilik ve dolandırıcılıktan dolayı şikayetçi olduğunu, daha sonra kendisinin kalan bakiyeyi ödeyeceğini kasko poliçelerinin iptal olmamasını söylediğini ve bu konuda anlaştıklarını, kalan kasko poliçe bedelinnin önceden çalıştığı ve tekrar işe başladığı … ve …’in kredi kartından ödediğini, dava dilekçesinde söz konusu kazanın meydana gelmesi üzerine …’nun kendisini araması üzerine kasko poliçelerinin iptal olduğunu öğrendiğini, olayda sorumluluğunun olmadığını, … Ltd Şti’ne poliçe bedelinin tamamının ödendiğini ancak bu şerketin ödemeleri yapmayarak poliçelerin iptal edilmesine sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…davalı sigorta şirketinin acentesi olduğu anlaşılan davalı … şirketinin çalışanı statüsünde olan davalı … tarafından dava konusu aracın poliçesinin tanzim edildiği ve dosyaya sunulan belgelerden anlaşıldığı üzere sigorta piriminin de bu davalı tarafından tahsil edildiği sabittir. YHGK. 2007/11-250 E.- 2007/250 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sigorta şirketinin yetkili acentesi olduğu belirgin olan acentede bu yer çalışanı tarafından poliçe tanzim edilerek, yazılı belge karşılığı prim tahsil edilmiş olması, sigortacının sorumluluğunun başlaması için yeterlidir. Bu ödemenin acente tarafından ticari defterlere işlenmemiş olması veya sigorta şirketine intikal ettirilmemesi sigorta ettirenin prim ödemesi yapmadığının kabulünü gerektirmemekte, aksine sigorta şirketi ile acentenin iç ilişkisinde etkili olabilecek bir olgu olarak görülmektedir. Zira, aksine bir kabul tarzı, sigorta ettirene ödediği primin tahsil eden tarafından defter kayıtlarına alınıp alınmadığını araştırma yükümü getirir ki, bu hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca, tahsil ettiği paraları defterine kaydetmeyen kötü niyetli tacirin kendi kötü niyetli eyleminden yine kendi lehine sonuçlar elde etmesine de olanak sağlanmamalıdır. Bu sebeple davalı sigorta şirketinin ve acentenin sorumluluklarının bulunmadığı yönündeki savunmalarına itibar edilmemiş ve iptal edilen poliçe geçerli kabul edilmiş ve meydana gelen hasarın teminat kapsamında olduğu ve sonucundan davalıların sorumlu olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır. Mahkememizce teknik bilirkişiler eliyle yapılan inceleme neticesinde; meydana gelen hasarın taraf arasında akdedilen Kasko poliçesi ile sağlanan teminat kapsamında kaldığı, talep edilen 46,148,53 TL hasar bedelinin kadri maruf olduğu tespit edilmekle bu talep yönünden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Davacı tarafın kasko poliçelerinin iptali nedeniyle tekrar sigortalatmak zorunda kalınan sigorta poliçeleri dolayısıyla fazladan ödediği 6.176,93 TL (48.676,93 TL – 42.500.00 TL) primin iadesini talep etmekte haklı olduğu zira bu eylemine davalı tarafın çalışanı olan …’in kusurlu eyleminin sebebiyet verdiği, bu kişinin eyleminden TBK 116 uyarınca diğer davalıların da müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla munzam zarar niteliğinde ki bu talebinin de kabulüne,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirkete ait … plakalı araçta meydana gelen hasarın teminat kapsamında olduğu gerekçesiyle bu arasın hasarından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğuna karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyadaki zeyilnamelerden de görüleceği üzere araca ait kasko sigorta poliçesi kaza tarihi olan 01/02/2015 tarihinden önce diğer poliçeler ile birlikte ve sigorta primi ödemesi yapılmadığından iptal edilmiş olup iptal işlemlerinin poliçenin başlangıcından beri hüküm doğurduğunu, davalının kendisine hem bahsi geçen aracın kasko poliçesi için hem de davacı şirketin iddia ettiği diğer araçlar için herhangi bir pirim ödemesi yapılmadığından poliçeleri haklı olarak iptal etmesi sebebiyle; … plakalı araç kaza tarihinin 01/02/2015 tarihinde sigorta koruması altında olmadığını, dolayısıyla aracın o tarihte uğradığı hasardan davalı şirkete herhangi bir kasko poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, diğer davalı …’in … Sigorta Şirketi veya … sigorta acentelik şirketinin çalışanı olmadığını, Diğer davalı … TBK 116 anlamında davalı şirketin veya acente … Sigorta Acentelik şirketinin yardımcısı olmadığını, işçi işveren veya sözleşmesel bir bağlantısı bulunmadığını, mahkeme kararında davacı tarafından ödenen fazladan 6.176,93.-TL prim farkına diğer davalı … kusurlu hareketi ile sebebiyet verdiğine göre ve şirket ile sözleşmesel bir bağlantısı olmadığından; …’in kusurundan şirketin TBK 116. maddesine göre sorumlu olmadığını, beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kaskonun iptali nedeniyle kalan süreye ilişkin prim iadesi ve zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, kasko bedellerinin ödenip ödenmediği ve kasko iptalinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.Davacının 13 adet kamyonuna davalı sigorta şirketince 11/04/2014-2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere kasko poliçesi düzenlenmiş, daha sonra 31/10/2014 tarihinde sigorta primlerinin ödenmemesi iddiasıyla kasko poliçeleri iptal edilmiştir. Davacı tarafça, kasko poliçelerinin haksız iptali nedeniyle kalan süreye ilişkin prim iadesine, kazaya karışan bir araç nedeniyle ödenen onarım bedelinin tahsiline ve tekrar yaptırılan sigorta bedeli ile oluşan farkın tahsiline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 1434/2. Maddesinde, ilk taksidi veya tamamı bir defada ödenmesi gereken prim, zamanında ödenmemişse, sigortacı, ödeme yapılmadığı sürece, sözleşmeden üç ay içinde cayabilir. Bu süre, vadeden başlar. Prim alacağının, muacceliyet gününden itibaren üç ay içinde dava veya takip yoluyla istenmemiş olması hâlinde, sözleşmeden cayılmış olunacağı düzenlenmiştir.13 adet Kasko poliçesi bedeli olan 44.380,00 TL’ye karşılık davacı tarafından davalı … Sigorta Arac. Hiz. Ltd. Şti. adına toplam 42.500,00 TL tutarlı çek düzenlendiği ve bu çekler davalı … tarafından12.05.2014 tarihinde elden teslim alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davalı …’in cevap dilekçesine ise, aynı gün …’nın çekleri teslim almak üzere …’in yanına gönderdiği elemanı …’ya teslim ettiği, ancak çeklerin davalı acente yetkilisi …’a teslim edilmediğinin ortaya çıktığı beyan edilmiştir.Gelen banka yazı cevaplarına göre, ödeme iddiasına konu 5 adet çek davalı acente ünvan ve kaşesiyle cirolanmış ve çek hamilleri tarafından tahsil edilmiştir.Davalı acente yetkilisi … ödeme iddiasına konu toplam 42.500,00 TL bedelli 5 adet çekteki cironun sahte olduğu iddiasıyla savcılık nezdinde şikayetçi olmuştur. Ayrıca incelenen bilirkişi raporuna göre davalı acentenin ticari defterlerinde, davacıyla ilgili bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. Ancak, davalı …’in cevap dilekçesi ekinde sunduğu tahsilat makbuzları, çek ve kredi kartı ödemelerine göre davalı acenteye 43.103,25 TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı … Petrol kasko primlerine istinaden açıklamalarıyla 15/05/2014 tarihli ve 7.807,75 TL bedelli, 24/07/2014 tarihli ve 7.807,75 TL bedelli ve 10/09/2014 tarihli ve 7.807,75 TL bedelli makbuzlar karşılığında ödemeler yapılmıştır. … tarafından keşide edilen 7.000,00 TL bedelli çeke, 20/10/2014 tarihinde davalı acente yetkilisi … imzasına teslim edildiğine dair kayıt düşülmüş ayrıca bu çeke ilişkin davalı acente … Sigorta Ltd. Şti. Tarafından 20/10/2014 tarihli tahsilat makbuzu düzenlenmiştir. Ayrıca bunların yanı sıra … ve … kredi kartından 2014 Kasım-Aralık ve 2015 Ocak döneminde davalı acente ve sigorta şirketine toplam 12.680‬,00 TL ödeme yapılmıştır. Her ne kadar davacının ödeme iddiasına konu toplam 42.500,00 TL bedelli 5 adet çekin davalı acenteye teslim edilmediği savunulmuş ise de, yukarıda ayrıntısı ile açıklandığı üzere bahsi geçen çekler dışında davalı acenteye toplam 43.103,25 TL ödeme yapılmıştır. Davacının 13 adet aracının kasko primleri süreç içerisinde ödenmiş ve bu ödemeler acente tarafından kabul edilmiş olduğuna göre, sözleşmeden cayma ve poliçe iptali şartları oluşmamıştır. Acente tarafından tahsil edilen primlerin davalı sigorta şirketine aktarılmadığı hususu davalı acente ile davalı sigorta şirketi arasındaki iç ilişkiye ilişkin olup davacıya karşı ileri sürülemeyecektir. Bu nedenle, 01/02/2015 tarihinde kazaya karışan … plakalı aracın sigorta örtüsünden yararlandırılması gerekir. Davalı sigorta şirketi söz konusu aracın tamir giderleriyle ilgili olarak kasko poliçesi kapsamında sorumludur.Araçların yeniden sigortalanması nedeniyle ödenen prim ile iptal edilen sigorta poliçeleri için ödenen prim arasındaki fark da davalılardan talep edilmiştir.TTK’nın 1451. Maddesinde, bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde sigorta sözleşmesi hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 112. Maddesine göre ise, borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.Davacının iptal edilen kasko poliçelerinin süresi 11/04/2015 tarihinde sona erecek iken, bu poliçelerin iptal edilmesi nedeniyle davacı taraf 05/02/2015 tarihinde 48.676,93 TL bedelle tekrar kasko sigortası yaptırmıştır. Davacı taraf her ne kadar 48.676,93 TL-42.500,00 TL arasındaki 6.176,93 TL’yi zarar olarak talep etmiş ise de, zaten kasko poliçelerinin 11/04/2015 tarihinde yenilenecek olması karşısında talebe konu farkın davacının zararı olarak kabulü mümkün değildir. Zira davacının zararının tespiti için ekonomik varlığının 11/04/2015 tarihi itibariyle tespiti gerekir. Kasko poliçeleri iptal edilmeseydi davacının ekonomik varlığının daha iyi olacağı ispat edilememiştir. Bu nedenle talebe konu zarar iddiası nedeniyle davalı sigorta şirketi sorumlu değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece yeniden yaptırılan sigortalar nedeniyle oluşan prim farkından davalı sigorta şirketinin de sorumlu olduğundan bahisle sigorta şirketi yönünden bu iste itibariyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı Sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı prim farkına ilişkin istemin sigorta şirketi yönünden reddine dair Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davalı Sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın, davalı … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi ve davalı … yönünden KABULÜNE, davalı … Sigorta Şirketi yönünden kısmen KABULÜNE, kısmen REDDİNE, 2-52.333,58 TL’nin 46.158,53 TL’sinin dava tarihinden itibaren, bakiyesinin ıslah tarihi olan 26/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile -davalı … Sigorta Şirketininin asıl alacaktan sorumluluğu 46.156,55 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak ile davacıya verilmesine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.574,90.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 27,70.-TL peşin harç, 788,50.-TL tamamlama harcı ve 105,49 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 2.653,20.-TL karar harcının -davalı … Sigorta Şirketininin sorumluluğu 2.340,03 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan 27,70.-TL başvurma harcı, 27,70.-TL peşin harç, 788,50.-TL tamamlama harcı ile 105,49-TL ıslah harcı, 2.250,00.-TL bilirkişi ücreti ve 1.396,05.-TL posta gideri olmak üzere toplam 4.595,44.-TL yargılama giderinin -davalı … Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu 4.053,03 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalı tarafından dosyada yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.106,69.-TL vekalet ücretinin -davalı … Sigorta Şirketi’nin sorumluluğu 5.385,90 TL ile sınırlı olmak kaydıyla- davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince HMK 333. maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı Sigorta şirketi vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı Sigorta şirketi tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 52,70 TL olmak üzere toplam 174‬,00 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı … Sigorta Şirketi’ne verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 09/03/2023