Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1273 E. 2023/589 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1273
KARAR NO: 2023/589
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2019/152 Esas – 2019/884 Karar
DAVA: Çek İstirdadı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Kendisinin … San. Tic. Ltd. Şirketine kendisine ait olan postahane dükkanını temmuz 2016 tarihinde devrettiğini, bunun karşılığında diğer paraların haricinde 15.000,00-TL çek aldığını, kendisine çeki ciro ettiğini, kendisinin bu çeki kaybettiğini, bu çekin asıl sahibinin keşidecisinin … olduğunu ve bu çekin Bağcılar Yıldıztepe … Şubesine ait olduğunu, bu çekin … sahibi olan …k’den dükkanı devir nedeni ile aldığını, bu çeki Eylül 2016 tarihinde kaybettiğini, Bakırköy 3. ATM’nin 2016/804 Esas sayılı dosyası ile durdurulması ve iptali için dava açtığını, yapılan araştırmada bu çeki davalı tarafından ibraz edildiğini öğrendiğini, bahse konu çeki kendisine … sahibi …’in ciro ettiğini, davalının bu çekte hiçbir hakkının olmadığına dair istihkak iddialarını bildirdiğini belirterek gereğinin yapılması ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazında bulunduğunu, …’in davaya dahil edilmesini, davaya konu çekte yetkili ve iyiniyetli hamil konumunda olduğunu, tarafına çeki iktisap ederken ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu kesin delillerle davacı tarafından ispatlanması gerekir ki somut olayın özelliğine göre böyle bir durum söz konusu olmadığını, söz konusu çekte cirosu bulunmayan davacı çeki … Ltd. Şti ‘den devraldığını iddia ettiğini, fakat bu hususa yönelik hiçbir belge ibraz edilmediğini, haksız davanın reddini, lehine tazminat hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Somut olayda; davaya konu çekte ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde imzası bulunanların imzalarının gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu olmadığı, TTK’nın 792. maddesi gereğince davalının çeki iktisap ettiği anda kötü niyetli olduğu veya ağır kusurunun bulunduğunun davacı tarafından ispat edilemediği, ilgili madde gereğince davalı hamilin ağır kusur ve kötüniyetinin kanıtlanmasının gerektiği, dosya münderecatından davalı hamilin bile bile davacının zararına kötüniyetli olarak çeki ciro ile temlik aldığı hususu ile ağır kusur ve kötüniyetli olduğu hususu kanıtlanamadığından yerinde görülmeyen davanın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda her ne kadar ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde imzası bulunanların imzalarının gerçek olduğu belirtilmiş ise de bu hususun kabul edilemeyeceğini, söz konusu çeki çek teslim tutanağı karşılığında kendilerince alındığını, çekin ise Eylül 2016 tarihinde kaybedildiğini, davalının söz konusu çekte herhangi bir hakkının bulunmadığını, yerel mahkemece eksik ve hatalı bir inceleme sonucunda davanın reddine karar verildiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının bozulması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamış veya istinaf cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; yetkili hamilin elinden rızası hilafına çıkan çekin istirdatı, davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının çekin yetkili hamili olup olmadığı noktasındadır.Dava konusu çek, dava dışı … tarafından dava dışı …Ltd.Şti. Lehdar gösterilerek 15.000,00 TL bedelli olarak 30/09/2016 tarihinde, … Yıldıztepe Şubesi nezdinde tanımlı hesaba bağlı olarak keşide edilmiş ve sırasıyla lehtar, … Ltd.Şti., … ve … tarafından ciro edilmiştir. Dava konusu çek hakkında Barıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/804 esas dosyası ile açılan zayi nedeniyle iptal davasında ödeme yasağı kararı verilmiş, ödeme yasağına ilişkin müzekkere davacıya elden teslim edilmiş, bilahare 27/09/2017 tarihinde ödeme yasağı kaldırılmıştır. Dava konusu 11/04/2017 tarihli eldeki istirdat davası açılmadan önce … Ortaklar şubesine ibraz edilmiş ve çek bedeli 30/09/2016 tarihinde davalı …’e ödenmiştir. TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 788/1. maddesinde, açıkça “emre yazılı” kaydıyla veya bu kayıt olmadan belirli bir kişi lehine ödenmesi şart kılınan bir çekin, ciro ve zilyetliğin geçirilmesiyle devredilebileceği, TTK’nın 790. maddesinde ise, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişinin, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır.Dava konusu çekteki ciro silsilesi görünürde düzgün olup, şeklen çeki elinde bulunduran kişinin hamil sıfatını ispat eder niteliktedir. Ciro silsilesinde bir kopukluk söz konusu olmadığından hamil senedin illetten mücerret olması ilkesinden yararlanır.Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191).Eldeki davada, davacı öncelikle çekin yetkili hamili olduğunu, ardından davalı tarafın çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiğini ispat etmesi gerekir. Bununla birlikte davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, zira aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır niteliktedir. Davaya konu çekte, davacının cirosu bulunmamakla birlikte çeki lehdar … Ltd. Şti’den çek teslim tutanağı ile teslim aldığı sabittir. Bu halde davacının dava konusu çekin yetkili hamili olduğu iddiasını ispatladığının kabulü gerekir. Ayrıca TTK’nın 792. maddesi içeriği itibariyle önceki hamilin elinden herhangi bir şekilde çıkan çeki iktisap eden yeni hamilin, TMK’nın 3. maddesi anlamında iyi niyetli olduğunu kabul etmiştir. Burada ispat yükü üzerinde olan davacının, kötüniyete veya ağır kusura dair iddialarını her türlü delille ispat etmesi mümkündür. Bunun yanında kötüniyeti yahut ağır kusuru ispatlanması gereken kişi çeki hamil olarak elinde bulunduran ve davada taraf olan davalıdır.Davaya konu çekte, düzgün bir ciro silsilesi bulunmaktadır. Davacı taraf, dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre, davalının dava konusu çeki davacının zararına olarak kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu ve/veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğunu ispatlayabilmiş değildir. Dava konusu çekle ilgili zayi nedeniyle iptal davası açılmış olması da, tek başına, çeki elinde bulunduran davalının çeki kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu göstermez. Bu haliyle davalının çeki kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak iktisap ettiği ispat edilememiştir. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,5‬0 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.01/06/2023