Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1270 E. 2023/659 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1270
KARAR NO: 2023/659
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2018/1061 Esas – 2019/1132 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Bankası A.Ş arasında … plakalı araç hakkında OGS Etiketi Sözleşmesi yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşmeye konu aracı hakkında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 23/10/2013-13/12/2013 tarihleri arasında kaçak geçiş yapması nedeni ile toplamda 12.141,25 TL tutarında para cezası kesildiğini, bu cezaya ilişkin müvekkili şirketin indirimleri ile birlikte toplam 8.876,75 TL ödeme yaptığını, bu bedelin tazmini için İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/97 Esas 2018/429 Karar sayılı ilamı ile ödemeler dava açılışından sonra yapılması nedeniyle erken açılan davanın reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin davalı bankanın sözleşme yapılan Ümraniye Şubesinde aynı zamanda aktif hesabının bulunduğunu, hesaba para gelmesine rağmen bu parayı OGS cihazına yüklemediğini, davalı bankaya verilen otomatik ödeme talimatı uyarınca müvekkili şirketin hesabına geçen aralar öncelikli olarak boşalan OGS cihazının doldurulması için kullanılması gerekirken hesaptaki paraların başkaca işlemlerde kullanıldığını, davalı taraf, dava konusu para cezasının katlanarak büyümesine, ihmali ve basiretsiz davranışları ile neden olduğunu, hesapta para akışı giriş çıkışının aktif olarak devam etmesine rağmen Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili şirket hakkında kesilen cezaların otomatik ödeme talimatı olmasına rağmen ödemelerini gerçekleştirmediğini, bu ihmal ve basiretsizlik nedeniyle hesabında para bulunan ve bankaya vermiş olduğu otomatik ödeme talimatına güvenen müvekkili şirket geçiş yaptığını, davalının kusurlu davranışı ile dava konusu borç katlanarak büyüdüğünü, 12.141,25 TL para cezasına mahkum edildiğini, davalının kusurlu işlemi sonucunda müvekkili şirket toplam 8.886,75 TL kaçak ceza geçişlerine ilişkin olarak ödeme yapıldığını, davalı banka şubesinin müvekkili şirket hesabına doğan zararlarda kusurunun olduğu, sorumluluğunun bulunduğunu, dava konusu OGS cezalarının kesilme tarihleri 23/10/2013-13/12/2013 olduğunu, davalı bankada kayıtlı hesapta söz konusu cezaların kesildiği tarihte yüklü miktarda paranın mevcut olduğunu, otomatik ödemeyi yapmakla yükümlü banka hesapta para olmasına karşı yükümlü olduğu ödemeyi yapmadığını, … plakalı cezaya konu araç hakkında, banka tarafından son OGS hesaptan otomatik ödeme 04.10.2013’de yapıldığını, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından müvekkili şirketin … plakalı aracına cezalar kesildiğinde davalı bankada bulunan müvekkili şirketin hesabında para mevcut olduğunu, şirkete ait diğer araçların OGS geçiş ödemeleri de cezaların başlangıç tarihi olan 23.10.2013’de banka tarafından gerçekleştirildiğini, bütün bu hususlar İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/97 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporları ile tespit edildiğini, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kesilen cezaların müvekkili şirket tarafından ödemesine sebebiyet veren davalı banka hakkında iş bu davayı açtıklarını, müvekkili şirket tarafından ödenen 8.886,75 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili banka arasında OGS Etiket Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkili banka tarafından davacı tarafın … plakalı aracına OGS cihazı üretilerek verildiğini, davacı taraf müvekkili banka ile akdedilen sözleşme gereğince hesabında bakiye bulundurmakla yükümlü iken anılan yükümlülüğe davacı tarafça riayet edilmediğini, davacı tarafından müvekkili bankaya yapılan OGS başvurusunda davacının OGS cihazına otomatik yükleme tutarı olarak 20,00 TL yüklenmesi belirlendiğini, bu doğrultuda davacı taraf OGS cihazında bulunan tutarın 20,00 TL’nin altına düşmesi halinde … numaralı hesabından otomatik yükleme tutarının OGS cihazına aktarılması yönünde talimat verildiğini, davacının vermiş olduğu talimat ve akdedilen OGS etiket sözleşmesi gereğince, davacıya ait OGS cihazında mevcut bakiyenin 20,00TL’nin altına düşmesi durumunda sistem tarafından davacının hesabı üzerinde sorgulama yapıldığını, davacının cari hesabında bakiyesinin mevcudiyeti halinde otomatik yükleme tutarı olan 20,00 TL OGS cihazına aktarıldığını, 05/10/2013 tarihinde davacıya ait OGS cihazında bulunan tutar 20,00 TL’nin altına düştüğünü, sistem hesaptan sorgulama yaptığını, OGS sözleşmesinin bağlı olduğu hesapta bakiye yetersizliği söz konusu olduğunu, çekim yapılamadığını, davacı taraf akdedilen sözleşme gereğince hesabında sürekli bakiye bulundurmak zorunda olduğunu, davacının hesabında mevcut bakiyesinin bulunmaması nedeniyle OGS cihazının kapatılması durumunda davacının hesabında mevcut bakiyesinin bulunmaması nedeni ile OGS cihazının kapatılması durumunda sorumluluk bizzat davacı üzerinde olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan OGS Etiket Sözleşmesi uyarınca davacı cari hesap bakiyesinin yeterli olmaması nedeni ile vermiş olduğu talimatların gerçekleştirilememesi ve OGS etiketinde yüklü bulunan tutarların tükenmesi durumunda müvekkili bankanın OGS etiketini geçersiz hale getirmek üzere Karayolları Genel Müdürlüğüne bildireceğini, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından taahhuk ettirilen cezalardan müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, kabul, beyan ve taahhut ettini, zira akdedilen sözleşme ile davacı tarafın yükümlülüklerine açıkça yer verildiğini, davacının sözleşmeye aykırı tutum ve davranışlarının sebebiyet verdiği OGS kaçak geçişlerinden müvekkili bankaya kusur ve sorumluluk atfedilebilmesi mümkün olmadığını, davacıya ait OGS cihazı yeterli bakiye bulunmaması nedeniyle 05/10/2013 tarihinde kapatıldığını, davacının bu tarihten sonra hesabında bakiyesinin bulunması cihazın yeniden aktif hale gelmesi anlamı taşımadığını, 23/10/2016 tarihinden itibaren … plakalı araç tarafından 87 kez kaçak geçiş yapılmış olup, davacı tarafın yapılan kaçak geçişlerden haberinin olmamasının mümkün olmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Tüm dosya kapsamından; davanın, davalı bankanın OGS Etiketi Sözleşmesi gereği davacı firmanın sözleşmeye konu olan aracına Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kesilen cezayı takip etmemesi ve davacı firmaya katlanarak kesilen para cezasının tamamının davalı bankadan tahsili talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında … plakalı araç hakkında OGS Etiketi Sözleşmesi yapıldığı, davacının hesabında yeterli bakiye bulunmadığı için KGM tarafından 23/10/2013-13/12/2013 tarihleri arasında kaçak geçiş nedeniyle davacıya 12.421,25 TL para cezası kesildiği, bu hususun taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın sözleşme kapsamında tarafların üzerine düşen edimini yerine getirip getirmediği ve kaçak geçişe dair para cezasının hangi tarafın sorumlu olduğu hususlarında toplandığı, davacı tarafın kesilen 12.141,25 TL tutarında para cezasına istinaden indirimleriyle birlikte toplam 8.876,75 TL ödeme yaptığı ve ödediği bu bedeli davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, İstanbul Anadolu 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/97 Esas sayılı dosyasında deliller toplanarak tarafların ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle mali müşavir ve bankacı bilirkişiden oluşan heyetten bilirkişi raporu ve ek raporu alındığı, ilgili mahkemece alınan kök ve ek raporda davalı bankanın otomatik ödeme talimatı vererek ve hesapta yeterli bakiye bulundurarak sözleşme edimlerini yerine getiren davacı şirkete ait OGS etiketini ihbarsız ve sözleşmeye aykırı şekilde tek taraflı olarak kara listeye dahil edilerek kaçak geçiş ihlallerine sebebiyet teşkil ettiği ve kaçak geçiş ihlallerinden kaynaklanan cezai işlem ve ceza tahakkuk tutarlarından sorumlu tutulabileceğinin belirtildiği, her ne kadar davalı vekili yeniden rapor alınmasını talep etmiş olsa da daha önce açılan aynı davada zaten tüm delilleri toplanması suretiyle bilirkişi heyetinden kök ve tarafların itirazlarının değerlendirilmesi açısından ek rapor alındığı, alınan raporun olayın oluşuna uygun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alınması gerektiği ve yeniden rapor alınmasına gerek görülmediği, davalı bankanın otomatik ödeme talimatı vererek ve hesapta yeterli bakiye bulundurarak sözleşme edimlerini yerine getiren davacı şirkete ait OGS etiketini ihbarsız ve sözleşmeye aykırı şekilde tek taraflı olarak kara listeye dahil edilerek kaçak geçiş ihlallerine sebebiyet teşkil ettiği ve kaçak geçiş ihlallerinden kaynaklanan cezai işlem ve ceza tahakkuk tutarlarından sorumlu olacağı, her ne kadar dava dilekçesinin 1.sayfasının ilk paragrafında 8.876,75 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de ödeme dekontları toplandığında davacının yaptığı ödemenin 8.886,75 TL olduğu ve dava dilekçesinin sonuç kısmında doğru şekilde 8.886,75 TL’nin talep edildiği, davacının kaçak geçişler sonucu 8.886,75 TL ödediği sabit olmakla, 8.886,75 TL bedelin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, her ne kadar davacı vekilince her bir ödeme yönünden ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmişse de ödeme tarihinden sonra davalıya ödeme için ihtarname gönderilmediğinden davalının dava tarihi itibariyle temerrüde düştüğü anlaşılmakla, söz konusu bedelin dava tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerekmiş ve davanın kabulüne” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili süresinden sonra verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili banka ile akdedilen sözleşme gereğince hesabında bakiye bulundurmakla yükümlü iken anılan yükümlülüğe davacı tarafça riayet edilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede davacının OGS etiketini geçersiz hale getirmek üzere KGM’ye bildireceği hususunun düzenlendiğini, KGM tarafından taahhuk ettirilen cezalardan müvekkil bankanın sorumlu olmayacağına dair sözleşme hükmü mevcutken, davacının kusur ve sorumluluğunun değerlendirilmediğini, davacı tarafın kaçak geçişlerden haberdar olduğunu, kaçak geçişleri sonucu meydana gelen zararına bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, ayrıca davacıya ait OGS cihazının yeterli bakiye bulunmaması nedeni ile 05/10/2013 tarihinde kapatıldığını, davacının bu tarihten sonra hesabında bakiyesinin bulunması cihazın yeniden aktif hale gelmesi anlamı taşımadığını, bu nedenle davacı tarafın sebebiyet verdiği kaçak geçişlerinden müvekkili Bankaya karşı herhangi bir talepte bulunulamayacağını, davacı tarafın kendi kusurlu davranışı ile cihazın iptal edilmesine sebebiyet verdiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davacının haksız ve hukuka aykırı taleplerinin reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: yerel mahkeme dosyasında alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin hesabında yeteri kadar para bulunduğunu, müvekkilinin hesapta para bulunmaması halinde müvekkiline ait kredi kartlarından çekimin yapılabileceği hususunun açıkça belirtildiğini, dolayısıyla davalı tarafın hesapta bakiye bulunmadığı için yüklemenin yapılmadığı savunmasına itibar edilebilmesinin mümkün olmadığını, davalı bankanın müvekkilin OGS cihazını 05/10/2023 tarihinde kapattığını, davalının OGS cihazını kapatmasının bir nevi sözleşmenin feshi anlamına geldiğini, ancak hiçbir bildirim yapmadan taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin hesabında para mevcutken ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince otomatik ödeme talimatı verilmişken, davalı bankanın ihmali ve basiretsiz davranışlarından kaynaklı olarak müvekkili aleyhine KGM tarafından defalarca idari para cezaları düzenlenmesinde asli kusurlu ve tazmin etmekle yükümlü olduğunu belirterek davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen karar davalı vekiline 23/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince 30/12/2019 tarihinde başvuru sebepleri ve gerekçesi bildirilmeden kararın usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle istinaf istemini içerir süre tutum dilekçesi verilmiş, ayrıntılı istinaf gerekçelerini içeren dilekçe ise 05/02/2020 tarihinde 2 haftalık yasal süre geçtikten sonra verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 342/2-e maddesinde, Başvuru sebepleri ve gerekçesinin istinaf dilekçesinde bulunması gerektiği, HMK’nın 352/1-d maddesinde de başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde öncelikle gerekli kararın verileceği, HMK’nın 355. maddesinde ise, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun resen gözetileceği düzenlenmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, istinaf başvuru dilekçesinde istinaf sebepleri ile gerekçesi gösterilmemiştir. Sunulan istinaf dilekçesi süre tutum dilekçesi olarak sunulmuş olup, gerekçeli istinaf dilekçesi ise yasal 2 haftalık süresi geçtikten sonra sunulmuş olmakla değerlendirmeye alınma imkanı yoktur. Bu durumda dairemizce sadece mahkeme kararı kamu düzenine aykırılık yönünden incelemeye tabi tutulmuş ve mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık saptanmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık durumu ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’NUN 353(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 607,05 TL nispi istinaf karar harcından peşin alınan 152,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 455,05 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.15/06/2023