Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1263 E. 2020/158 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1263
KARAR NO: 2020/158
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2019
NUMARASI: 2018/487 2019/287
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı sigortalısı … A.Ş ye ait nohut emtiasının nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ve Abonman Sözleşmesi ile teminat altına alındığını ,12.11.2017 tarihli konşimento tahtında konteynere yüklenerek gemi ile ABD den Mersin ‘e taşınması işinin davalı tarafından yapıldığını, davalının fiili taşıyan olduğunu, teslim alınan emtianın ıslanmış ve küflenmiş olduğunun ekspertiz raporu ile tespit edildiğini, sigortalının uğradığı zararın ödenmesi nedeniyle TTK 1472.maddesi uyarınca haklarına halef olunduğunu, ödenen bu bedelin TTK 1178. Maddesi gereğince zarardan sorumlu olan davalı fiili taşıyıcıdan tahsili amacıyla İstanbul Anadolu …İcra müd.nün … E.sayılı dosyasıyla yapılan takibe davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın % 20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesiyle, müvekkili … nın Marsilya /Fransa da kurulu bir şirket olup, konşimentoda ihtilaf halinde Marsilya Mahkemelerinin yetkili olduğunun öngörüldüğünü, MHÖK40.maddesine göre, yabancılık unsuru taşıyan davalarda Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibarıyla yetki kurallarına göre belirleneceğini, HMK 6.maddesi dikkate alındığında da müvekkilinin Türkiye de ikametgahı olmadığından Marsilya mahkemelerinin yetkili olduğunu, izafeten davanın yönlendirildiği müvekkili acentenin ise kurulu olduğu yerin Mersin ili olması nedeniyle Mersin Asliye ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu ileri sürerek davanın öncelikle yetki yönünden usulden reddine olmadığı takdirde haksız olan davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Mahkemece, sigortalısına ödeme yapmak suretiyleTTK 1472.maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olan davacının açtığı bu davada davalı … nın acentesi tarafından düzenlenen konşimentoda uyuşmazlık halinde Marsilya mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılması ve davalı şirketin Marsilya da kurulu bir şirket olup, şirketin ve geminin yabancı olması nedeniyle davada yabancılık unsurunun bulunması MHÖK 47.maddesine göre yer itibarıyla yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde borç ilişkisinden doğan ve yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklarda davanın yabancı mahkemede görülmesi konusunda anlaşma yapılabileceği düzenlemesine göre somut olayda da MHÖK 47. Maddesinde koşulların bulunduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesini özetle, dava dışı sigortalının konşimentoda taraf olmadığından konşimentodaki yetki şartının müvekkilini bağlamayacağı, Yetki anlaşmasının tek taraflı yapılamayacağı aksinin TBK 14.maddesi ve HMK 17.maddesine aykırılık teşkil edeceği ayrıca TBK 20. ve 21. maddesindeki genel işlem şartlarına aykırı olduğu zira yetki klozunun karşılıklı müzakere edilerek kararlaştırılmadığını, bu konuda yargıtayın ve yerel mahkemelerce verilmiş emsal kararlar olduğunu, Yetki şartında mahkemenin belirli olmadığını sadece Marsilya mahkemeleri ibaresinin yazılmış olmasının yeterli olamayacağını kaldı ki acentenin özel yetki verilmediği sürece müvekkili adına sözleşme yapmaya yetkili olmadığını TTK 107.maddesinde bu hususun açıkça düzenlendiğini davalı adına acentenin yetki sözleşmesi yapma konusunda özel yetki verilmediğini belirterek geçersiz yetki şartına dayalı olarak verilen ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için mahkemeye gönderilmesine karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat sigorta poliçesi ve abonman sözleşmesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin deniz taşıyıcısı davalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dışı sigortalı … A.Ş ye ait nohut emtiasının 12.11.2017 tarihli konşimento tahtında konteynere yüklenerek gemi ile ABD den Mersin ‘e taşınması sırasında hasarlandığı iddiasıyla ve nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan hasar ödemesinin TTK 1472.maddesi uyarınca sigortalının halefi olarak davalı deniz taşıyıcısına rücuen yapılan takibe itirazın iptali istenmektedir. Yargılamanın geldiği aşama itibariyle istinaf incelemesine konu olan uyuşmazlığın, ilk derece mahkemesinin yetkili olup olmadığı konusundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalının yabancı bir şirket olduğu ve geminin de yabancı bayraklı olduğu bu haliyle davada yabancılık unsurunun bulunduğu ve davalının esasa cevap süresi içinde ilk itirazlardan olan yetki itirazını ileri sürdüğü tartışmasızdır. 5718 sayılı yasanın Türk Mahkemelerinin milletlerarası yetkisi başlıklı 40.maddesinde, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin, iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarna göre tayin edileceği belirtilmiştir. Yetki anlaşmasının sınırlarına ilişkin olarakta 47. maddesinde düzenleme yapılmış ve anılan maddede, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilecekleri, anlaşmanın, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olacağı, davanın ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülebileceği ifade edilmiştir. Bu düzenlemelere göre, Türkiye Cumhuriyetinin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri saklı olmak kaydıyla yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerine göre tespit edilmelidir. Bu kapsamda bir uyuşmazlıkta MÖHUK’un 47. maddesine göre, yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda taraflarca yapılacak yazılı bir sözleşme ile inhisari olarak kararlaştırılması halinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi sona erecektir. Dosyada mübrez 12/11/2017 tarih ve … nolu konişmento ekinde 30/1.maddesinde, taşımaya ilişkin ihtilaflarda Fransız yasalarının uygulanacağı, 30/2.maddesinde de, yetkili mahkemenin Marsilya Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Ancak yetki şartının bulunduğu bu düzenlemede davacı taraf sigortalısının imzası yer almamakla birlikte ayrı bir navlun sözleşmesi de bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 1237. maddesine göre; Taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkilerde konişmento esas alınır, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkiler ise navlun sözleşmesinin hükümlerine bağlı kalır. Anılan bu düzenlemede ‘taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkinin navlun sözleşmesi hükümlerine bağlı kalacağı’ öngörülmüş olmakla birlikte navlun sözleşmesi hakkında ayrı bir belgenin düzenlenmediği hallerde, taşıyan ile taşıtan arasındaki ilişkide de konişmento esas alınır; zira konişmento bir navlun sözleşmesi yapıldığını ve şartlarını tespit eder (Kender/Çetingil/Yazıcıoğlu, a.g.e, s.193). TTK’nın 1228 Maddesine göre; Konişmento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispatlayan, eşyanın taşıyan tarafından teslim alındığını veya gemiye yüklendiğini gösteren ve taşıyanın eşyayı, ancak onun ibrazı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir. Bu belge, bir gemi şirketinin veya onun yetkili acentesinin veya yükleme limanında acentesi yoksa gemi kaptanının malı yükletene verdiği, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilen ve belge konusu malların taşınmak üzere kabul edildiğini gösteren kıymetli evrak niteliğinde taşıma senedidir. Konişmento yükletene verildiği ve konişmentoda yer alan …nın hüküm ve koşullarına itiraz etmemiş olması nedeniyle, taşıyan ile taşıtan arasındaki hukuki ilişkiler için uygulanması gereken navlun sözleşmesinin bulunmaması nedeniyle onun yerine kaim olarak uygulanacak ve … adına acente olarak … A.Ş tarafından imzalanan konişmentoda yer alan yetki şartı geçerlidir ve bu kapsamda dava doğrudan acentenin şahsına da açılmadığından konişmentodaki yetki şartının gönderici yükleten ve onun halefi olan sigorta şirketi için bağlayıcıdır. Bu durumda konişmentodaki yetki şartına göre Marsilya Ticaret Mahkemesinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir. Buna göre bir sözleşmede genel işlem koşulları bulunması bu düzenlemeleri geçersiz kılmaz. Ancak sözleşme kapsamındaki karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının geçerli olması, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır.Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. 6098 sayılı TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarına ilişkin hükümler tacirler hakkında da geçerli olmakla birlikte, genel işlem koşullarının TTK’nın 18/2. Maddesinde düzenlenen her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü ile birlikte değerlendirilmesi gerekir. Konişmento ekinde taşıyanın hüküm ve koşullarına ilişkin düzenlemeler ticari hayatta yaygın olarak kullanıldığından, deniz yoluyla ihracat işiyle uğraşan yükletenin konişmentoyu kabul ettikten sonra basiretli bir iş adamı gibi konişmentodaki düzenlemeleri incelemesi ve varsa itirazlarını bildirmesi gerekir. Yükleten her hangi bir koşula itiraz etmeden taşıma tamamlandığına göre genel işlem koşullarının geçersiz olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. TBK’nın 46/1. Maddesine göre, bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. … adına acente olarak … A.Ş tarafından imzalanan konişmentoya konu taşıma taşıyan … tarafından kabullenilerek ifa edildiğinden artık acentenin yetki anlaşması yapabilmesi için bu hususta özel yetkisinin bulunup bulunmadığının önemi bulunmamaktadır. Yabancılık unsuru bulunan eldeki davada yetkiyle ilgili olarak MÖHUK’un 47. maddesi uygulanacak olup, buna göre Marsilya Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin yetkisinin kabul edilmesi karşısında iç hukuka ilişkin HMK’nın 18. Maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki Marsilya Ticaret Mahkemesi yetkili kılınmış olmakla mahkemenin açıkça belirli olduğu de görülmektedir. 6102 sayılı TTK 105/1.maddesinde, acentenin aracılıkta bulunduğu veya yaptığı sözleşmelerle ilgili olarak her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili adına yapmaya ve bunu kabule yetkili olduğu belirtilmiş, maddenin 2.fıkrasında da, bu sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acentenin müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisini karşı da aynı sıfatla dava açılabileceği, yabancı tacirler adına acentelik yapanlar hakkındaki sözleşmelerde yer alan, bu hükme aykırı şartların geçersiz olduğu açıklanmıştır.Maddenin gerekçesine bakıldığında, yabancı tacirlere Türkiye de dava açılması olanağının yaratılmasıdır. İsviçre ve Alman hukukunda acentenin aktif ve pasif temsil yetkisi hakkı koruyucu beyanların yapılması ile sınırlı tutulmuş, müvekkili temsil yetkisine yer verilmemiştir( Prof Dr. Arslan Kaya, Sempozyum 25-26 kasım 2011, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını ) 6102 sayılı TTK da ise farklı olarak 105/2 maddesi ile acentenin müvekkilini aktif ve pasif temsil yetkisi getirilmiştir. Anılan maddede düzenlenenin, acentenin, müvekkilini bir davada temsil yetkisi olduğu açıktır. Bu hüküm emredici nitelikte olup, yabancı bir şirketin Türkiye de ki acentesine karşı yabancı şirketi temsilen veya ona izafeten Türkiye de dava açılamayacağına ilişkin olarak sözleşme hükmü geçersiz olacaktır. Ne var ki bu düzenleme az önce açıklandığı gibi temsile ilişkin olup, acenteye karşı açılan veya acentenin açtığı davada taraf olanın müvekkili yabancı şirket olduğu şüphesizdir. O halde anılan maddedeki emredici düzenlemenin buna bağlı olarak geçersizlik yaptırımının, temsil yetkisinin ortadan kaldırılması dışındaki bir hususu kapsadığı kabul edilemeyecektir. Başka bir anlatımla MHÖK 47.maddesindeki “münhasır yetkinin olmadığı hallerde” yetkili mahkemenin kararlaştırılabileceği düzenlemesindeki, acentenin kurulu olduğu yer mahkemesinin yetkisinin münhasır yetki olduğu olduğu bunun aksine olan sözleşme hükmünün geçersiz olacağı şeklinde yorum yapılması mümkün görülmemelidir. Somut olayda, dava, davalı yabancı şirkete izafeten acenteye karşı açılmış olup, usulüne uygun süresinde ileri sürülen milletlerarası yetki itirazının olması nedeniyle yabancılık unsuru taşıyan davada Türk mahkemesinin yetkili olup olmadığının 5718 sayılı yasanın 40.maddesine uyarınca iç hukuka göre belirlenmesi gerekmekte olup, HMK da tacirler arasındaki uyuşmazlıklarda yazılı bir yetki sözleşmesiyle veya sözleşmeye konulacak yetki şartı ile yetkili mahkemenin kararlaştırılabileceği, bu durumda davaya sadece taraflarca kararlaştırılan mahkemede bakılabileceği, davanın konusu dikkate alındığında 5718 sayılı yasada münhasıran belirlenen yetki kurallarının uygulanmasını gerektirir nitelikte bulunmadığı bunun dışında yabancılık unsuru olan bu davada 5718 sayılı yasanın 47.maddesi hükmüne uygun olarak taraflarca Marsilya Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunun kararlaştırılması nedeniyle artık Türk mahkemelerinin yetkili olamayacağı sonucuna varılmıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, yetki şartının geçerli olması, uyuşmazlığın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir işlemden kaynaklanmaması ve kamu düzenine aykırılık bulunmaması ile deniz ticaretiyle ilgili özel hukuka ilişkin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması karşısında ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE 2-Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına 3- İstinaf yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 353-(1).a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.15/10/2020