Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/126 E. 2021/16 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/126
KARAR NO : 2021/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 09/10/2017
NUMARASI : 2015/313 Esas – 2017/731 Karar
DAVA: Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14.01.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava dışı … Sanayi Ltd.Şirketinden 39 kat kapısı satın aldığını, söz konusu ürünlerin Elazığ’a karayoluyla taşınması için davalı şirketle anlaşmaya varıldığını bu anlaşmaya dayalı olarak davalı şirketin malları davalı …’in yönetiminde … plakalı araca yüklendiğini ve sevk irsaliyesi düzenlendiğini, Gebze’den hareket eden aracın Akziyaret Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından düzenlenen tutanak ve Şanlıurfa Belediye Başkanlığı İtfaiye Müdürlüğü’nün yangın raporuna göre hasar gördüğü, yükün de zarar gördüğü, bu nedenle taşıma sözleşmesi gereğince müvekkile ait ürünlerin davalılar tarafından taşınırken zarar gördüğünden 49.984,47 TL’nin davalılardan ortaklaşa ve dayanışmalı olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine karar taşımacılığından kaynaklanan zarar iddiasına ilişkin huzurdaki açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında her hangi bir taşıma ilişkisi kurulmadığını, Davacı tarafın tazminat iddiasına ilişkin zararına konu taşımacılık ile firmalarının bir ilgisi bulunmadığını, davacının taleplerini taşımacılık ilişkisi içerisine girdiği taraflara ve ilgili aracın sigorta şirketine karşı ikame edilmesi gerektiğini, bu nedenle öncelikle husumet yönünden itiraz ettiklerini,davacı ile müvekkili firma arasında her hangi bir taşıma sözleşmesi yapılmadığını ve zarar iddiasına konu taşımacılığın firmaları tarafından yapılmadığını,ayrıca mahkemece aksi kanaat hasıl olsa dahi Türk Ticaret Kanunun Taşımaya ilişkin amir hükümleri uyarınca Taşıma nedeniyle oluşan zararların tazminine ilişkin davaların, eşyanın tesliminden itibaren 1 yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili firmanın davaya konu taşımacılık ile bir ilgisi bulunmaması sebebiyle oluştuğu iddia edilen zarardan da sorumlu tutulamayacağını, firmaları nezdinde yapılan taşımaların Karayolları Trafik Kanunu ve Türk Ticaret Kanunun Taşıma işlerine ilişkin amir hükümleri uyarınca yapıldığını beyanla huzurda ki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, yangının 19.08.2013 tarihinde Şanlıurfa’da gerçekleştiğini, yetkili mahkemenin Şanlıurfa mahkemeleri olduğunu, görev yönünden ticaret mahkemelerinin görevsiz olduğunu, davacı taraf ile herhangi bir ilişkileri olmadığını, asansör malzemelerinin … Nakliyatın sorumluluğunda olduğunu, kendilerine yönelik teslim edilmiş bir malın bulunmadığını, yanmış olan aracın şoförüne ve araç sahibine davanın yöneltilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, araçta kapasite dışı yükleme olduğu veya araçtaki bakımsızlıktan ötürü araçta yangının gerçekleştiği yönündeki davacı tarafın iddialarının gerçekten uzak olduğunu, kazaya sebebiyet verdiklerine ilişkin herhangi bir delilin mevcut olmadığını, bu nedenlerle görev, zamanaşımı ve husumet yönünden reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında, “Davacı …. TTK’ nın 881/1. maddesi ve 879. maddesi uyarınca taşıyıcı olarak sorumlu olduğu diğer davalılar ise fiili taşıyıcı olduklarından TTK’nın 880. maddesi uyarınca hesaplanan zarardan sorumlu olduğuna, bilirkişi heyet raporu ile belirlendiği gibi taşınan emtialara ilişkin bedelin ödendiği sabit olup ayrıca bilirkişi heyet raporu, olay yeri tutanağı ve itfaiye raporunda belirtildiği gibi eşyanın tamamının zayii olduğundan ötürü zarar gören emtiaların hurda bedelleri düşüldükten sonra zararın meydana geldiği tarihten itibaren talep ile bağlı kalınarak yasal faize hükmedilerek davanın kısmen kabulüne,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirket ile arasında her hangi bir taşıma ilişkisi kurulmadığını, yazılı veya sözlü sözleşme bulunmadığı gibi herhangi bir taşımacılık ücreti ödenmesinin söz konusu olmadığını, Davanın 20.08.2014 tarihinde açıldığını ancak dava konusu hasarın 19.04.2013 tarihinde meydana geldiğini, Taşıma nedeniyle oluşan zararların tazminine ilişkin davalar, eşyanın tesliminden itibaren 1 yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, davacının malların bedellerini ödemediğini, yapılan ödemenin uyuşmazlık konusu fatura bedeline ilişkin olmadığının gözden kaçtığını, dava konusu hasarın araç yanması neticesinde meydana geldiğini, bu hususları istinaf ederek, davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, iddia olunan taşıma sözleşmesi kapsamında taşımaya konu emtianın hasara uğraması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemli alacak davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin taşıma işini üstlenip üstlenmediği ve taşıma sırasında meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Davacının, dava dışı … aldığı 39 adet asansör kat kapısı emtiası bu firmanın Gebze’de bulunan fabrikasından taşınması için … plakalı araç şöförü davalı …’e teslim edilmiş ve Jandarma ekiplerince düzenlenen oay yeri tutanağına göre 19/08/2013 tarihinde Şanlıurfa-Diyarbakır karayolunun 10. km’sinde taşımayı yapan tırın … plakalı dorsesinin yanması sonucu taşının emtialar zarar görmüştür. Her ne kadar davalı şirket vekilince, zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de, TTK’nın 855/1-2. Maddesinde eşya taşımaları sırasında oluşan zarara ilişkin istem haklarının, eşyanın gönderilene tesliminden, eşya tamamen zayi olmuş ise eşyanın teslimi gereken tarihten itibaren bir yılda zamanaşımına uğrayacağının düzenlenmiş olması karşısında 19/08/2013 tarihinde meydana gelen hasar ile ilgili 14/08/2014 tarihinde dava açılmış olması nedeniyle eldeki dava, zamanaşımı süresinde açılmıştır. Taraflar arasında taşıma sözleşmesi yapıldığına ilişkin herhangi bir sözleme veya başka bir belge ibraz edilmemiştir. Bununla birlikte TTK’nın 856/2. Maddesinde, taşıma senedi düzenlenmemiş olsa bile, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun iradeleri ile taşıma sözleşmesinin kurulacağı, eşyanın taşıyıcıya tesliminin ise, taşıma sözleşmesinin varlığına karine teşkil edeceği düzenlenmiştir. Davalı şirketin taşıyıcı sıfatıyla taşımaya konu emtiayı teslim aldığı ya da diğer davalıların davalı şirket adına alt taşıyıcı sıfatıyla emtiayı teslim aldıklarına ilişkin davalı şirketi bağlayacak herhangi bir belge mevcut değildir. Bu nedenle davacının bahsi geçen karineden yararlanması mümkün değildir. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. İspat yükü kendisinde olmayan diğer taraf da ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191).Somut olayda davalı şirket ile taşıma sözleşmesi yapıldığı vakıasından lehine sonuç sağlayacak olan davacı taraf olduğundan, bu konuda ispat yükü davacı yandadır.HMK’nın 200/1. Maddesindeki bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunmasının gerektiğinin düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre, senetle ispatı gereken hususlarda karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.Davacı tarafın iddiasına göre davalı şirket 49.984,47 TL değerinde emtianın taşınması işini üstlendiği iddia olunan taşıma sözleşmesinin ispatı için, davalı şirket vekilince 25/01/2016 tarihli duruşmada tanık dinletme talebinin reddine karar verilmesini talep etmek suretiyle tanık dinletilmesine muvafakat etmediği nazara alındığında, tanık dinlenmesi ve dinlenen tanık beyanlarının hükme esas alınması mümkün değildir. Bu sebeple Mahkemece diğer davalıların cevap dilekçeleri ve duruşma beyanları ile tanık beyanları esas alınarak davacı ile davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında taşıma sözleşmesi kurulduğunun kabul edilmesi isabetli bulunmamıştır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece taraflar arasında taşıma sözleşmesi kurulduğundan bahisle davalı şirket yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı şirket vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının davalı şirket yönünden kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davalı şirket yönünden davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı şirket vekilinin istinaf talebinin KABULÜ İLE; istinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE; davalılar … ve … yönünden KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3- Hasar bedeli 48.424,74 TL’nin 19/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,4-Alınması gereken 3.307,89-TL ilam harcından peşin alınan 853,65-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.453,24-TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan 853,650-TL peşin harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereği hesaplanan 5.676,66-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı şirket yargılama sırasında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2. maddesi uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ye verilmesine, 7-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 204,00 TL tebligat gideri, 52,60 TL diğer giderler ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.481,80 TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre hesaplanan 1.435,56 TL’ sinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı tarafından davalı …Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti yönünden yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,9-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine,10-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak;a-İstinaf eden davalı şirket vekilince yatırılan 31,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-İstinaf eden davalı şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 85,70 TL, posta ve tebligat gideri 35,00 TL olmak üzere toplam 120,70 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalı … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti’ye verilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14.01.2021