Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1258 E. 2023/287 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1258
KARAR NO: 2023/287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2019
NUMARASI: 2018/1072 Esas – 2019/958 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından kredi borçlusu … AŞ lehine, …’ın müşterek ve müteselsil kefaletleriyle, taraflar arasında akdedilen Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden ve yine davalıların başvurularının kabul edilmesi neticesinde … AŞ teminatlı ve diğer kredi hesapları açıldığını ve kullandırıldığını, açılan ve kullandırılan kredilerin 04/12/2017 tarihinde kat edildiğini ve borçlulara Gebze …Noterliğinin 05/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesinin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, davalılar aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını borçlu/davalıların … AŞ teminatlı … nolu kredisi bulunduğunu, iş bu … teminatlı krediye istinaden … tarafından 10/01/2018 tarihinde müvekkiline 199.517,79TL ödendiğini, … tarafından gerçekleştirilen ödemenin müvekkilince kurum adına tahsil edilmek üzere takip edildiğini, talep edilen temerrüt faizinin yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davalıların takibe itiraz ettiklerini beyan ederek davalı borçluların itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalılar aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinde ifade ettiği üzere, borcun 199.517,79 TL.si … Fonunundan tahsil edildiğini, … Fonu adına davayı takip yetkisi taraflarınca bilinmediğini, bu konuda usulüne uygun bir vekaletnamenin yokluğu halinde davanın esasa girilmeksizin reddedilmesi gerektiğini, %30 temerrüt faizi olarak belirlenen oranın, genel işlem koşullarına aykırı nitelikte olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 13.2/b maddesi gereği davalı şirketin kayıtlarının esas alınacağının belirtildiğini, müvekkili şirketin ispat hakkını ortadan kaldıracak nitelikteki delil sözleşmesinin geçersiz olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Raporda Temerrüt tarihi ile takip tarihi olan 20/12/2017’ye göre bilirkişi tarafından takip tarihi itibariyle alacak miktarı hesaplanmış, toplam alacak tutarı takip tarihi itibariyle asıl alacak 250.479,10 TL , işlemiş faiz toplamı 4.098,97 TL, BSMV 204,95 TL, 249,06 TL masraf olmak üzere toplam 255.032,48 TL olarak bulunmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinde … tarafından 10/01/2018 tarihinde 199.517,79 TL ödendiği beyan edilmiştir.Takip tarihi ile dava tarihi arasında … tarafından 10/01/2018 tarihinde 199.517,79 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. … sözleşmeyi bir nevi kefil olarak imzalamıştır. Kefil tarafından ödenen miktarın mahsubu gerekmektedir. Davacı taraf … tarafından yapılan ödeme yönünden davaya devam ettiklerini belirtmiş ve dayanak olarak Bakanlar Kurulu karanını göstermiş ise de, kefiller tarafından yapılan ödemenin mahsubu gerektiğinden davacı vekilinin bu görüşü mahkememizce uygun bulunmamıştır. … tarafından 10/01/2018 tarihinde 199.517,79 TL ‘nin de mahsubu gerekmektedir. Bilirkişi raporunun 14. Sayfasındaki yöntemle hesaplama yapıldığında, dava tarihi itibari ile davacının davalılardan 37.666, 46 TL asıl alacak, 20.155,13 TL işlemiş faiz, 1.007,76 TL BSMV olmak üzere toplam 58.829, 35 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde … tarafından takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen 199.517,79 TL toplam yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik davacı talebinin dava şartı yokluğunda usulden reddi gerekmiştir. Davacının itirazın iptali davası ise yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Nitekim Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/ 507 Esas ve 2018/545 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalı aleyhine alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; … A.Ş.(…), 14 Temmuz 1993 tarih, 93/4496 sayılı “Almanya Federal Cumhuriyeti -Türkiye Teknik İşbirliği Anlaşması Çerçevesinde Akdedilen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) için Bir … Kurulmasına Yardım Konulu Proje Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Bakanlar Kurulu Kararı ile kuruluş organizasyonunu tamamlayıp ilk kefaletini 1994 yılında vererek faaliyetlerine başladığını, kredi değerliliği bakımından teminat yetersizliği içinde olan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, çiftçiler, esnaf ve sanatkârlar ile serbest meslek mensupları lehine kefalet vermek suretiyle finansmana erişimlerini kolaylaştırmak amacıyla kurulmuş ve bu amacı doğrultusunda vergi ve harçlardan muaf tutulduğunu, …, kar amacı gütmeksizin kurumsal bir kefalet kuruluşu olarak teminat yetersizliği nedeniyle çeşitli kredi ve destek imkânlarından yeterince yararlanamayan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) “müteselsil kefil” olmak suretiyle krediye erişimlerini sağladığını, … A.Ş.’nin kullandırmış olduğu Hazine Destekli kefalet, kamu hukuku karakterli ve teşvik amaçlı hususi düzenlemelere dayanmakta olduğunu, 31.10.2016 tarihli ve 2016/9538 … Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın 6. Maddesinde “(1) Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.” ve “(4) Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde edecekleri tahsilat tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır. Kanuni takip masrafları kredi veren ile Kurum arasında sağlanan kefalet oranında paylaşılır.” hükümleri yer almakta olup, Bankanın kredi alacağının … tarafından tazmin edilmesinden sonra dahi diğer borçlu ve kefiller hakkındaki icra takiplerinin Kredi Veren Banka tarafından yürütüleceğini, hazine destekli kefaletlerde … takip işlemlerini yürütmemekte olup takip işlemleri ilgili mevzuatın amir hükümleri doğrultusunda banka tarafından yürütülmesi gerektiğini, … alacağı devam etmekte ve takip işlemlerinin banka tarafından yürütülmesine devam edilmekte olup bu nedenlerle … tarafından yapılan tazmin ödemesi tahsilat niteliği taşımamakta olduğunu, bilirkişi raporunun 4. Bölümünde dava tarihi itibarıyla müvekkil bankanın davalılardan toplam alacak tutarı 58.829,35 TL olarak hesaplandığını ve … tarafından dava tarihinden önce davacı bankaya 199.517,79 TL ödeme yapıldığı, … adına davacı bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğunun belirtildiğini, …’den tazmin olunan tutar bakımından davacı Bankanın …’ye karşı sorumluluğunun devam ettiği ve …’den tazmin olunan tutar bakımından icra takibi ve dava Bankaca … adına tahsil edilmek üzere takip edildiği ve … tarafından Bankaya ödenen tutarın dava değerinden düşülmemesi gerektiğinin ayrıntılı olarak açıklandığını, Mahkemeye Bankanın davayı takip etme yetkisine ilişkin birçok belge sunulmuş ve bilirkişi tarafından da raporunda … adına müvekkil bankanın bu bedeli davalılardan tahsil etmekle yetkili ve yükümlü olduğunun belirtildiğini, mahkemece kararda davanın reddine ilişkin başkaca gerekçe gösterilmediğini ve delillerden söz edildiğini sunulan delillere davanın reddinin isabetli olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: verilen kararın usul, yasaya ve istinaf kararlarına da uygun nitelikte olduğunu, davacı banka tarafından 199.517,79 TL … Fonundan tahsil edilmiş olmasına rağmen, tekrar aynı meblağ için icra takibine geçmesinde hukuki yararı olmadığını, bu işlemi … adına yaptığına dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığını, davacı banka tarafından davadan önce ödemenin alınmasıyla alacak tahsili mükerrer hale gelmekte olup mahkemece verilen hükmün usul ve yasalara uygun olmakla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, kredi … tarafından takipten sonra, davadan önce yapılan ödemenin kredi alacağından düşülüp düşülemeyeceği noktasındadır. Davacı banka ile davalı … A.Ş. Arasında 04/04/2017 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalanmıştır. Ayrıca aynı tarihte … Ek Madde olarak kredi kullandırım protokolü imzalanmıştır. Davacı banka tarafından davalı muhataplarına çekilen Gebze … Noterliği’nin 05/12/2017 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, kredinin kat edildiği ve kredi borcunun 24 saat içinde ödenmesi ihtar edilmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “kredi sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti” sebebine dayalı olarak 250.479,10 TL asıl alacak, 6.946,62 TL işlemiş faiz, 347,32 TL BSMV ve 249,06 TL masraf alacağının tahsili istemiyle 20/12/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Takipten sonra ve davadan önce 01/01/2018 tarihinde … tarafından 199.517,79 TL davacıya ödenmiş olup, davalı tarafça bu ödemenin kredi borcundan mahsubunun gerektiği savunulmaktadır. Davacı taraf ise ilgili mevzuat ve protokoller uyarınca … adına takibe ve davaya devam etme yetkisinin bulunduğunu ileri sürmektedir. 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20/1. Maddesinde, Finansman imkanlarını geliştirmek ve kredi sisteminin etkin işlemesine katkı sağlamak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler ile ticari işletmelere kredi garantisi veren … kurumlarına 100 milyar Türk lirasına kadar nakit kaynak aktarmaya ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında da, bu madde kapsamında nakit kaynak ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi aktarılacak … kurumlarının belirlenmesine, aktarılacak kaynağın kullandırılmasına ve bu maddenin birinci fıkrasında belirlenen tutar dayanak gösterilerek söz konusu tutarın 10 katını aşmamak üzere bu kurumlarca verilebilecek kefaletin bakiye tutarına ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulunca belirleneceği düzenlenmiştir. 4749 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine dayanılarak çıkarılan … Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/1. maddesi, temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütülür, şeklinde düzenlenmiştir. Davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan 2018 tarihli protokolün C bölümünün “Hazine Destekli Kredilerde Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 3.2.1 maddesinde Kurum kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde kurumun alacağı dahil kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği, kredi verenin talep etmesi halinde kurum kanuni takip işlemlerinin yürütülmesini teminen kredi verenin yetkilendirileceği ya da göstereceği avukat/avukatlar adına vekalet düzenleneceği ifade edilmiştir. 3.2.3 maddesinde ise Kurum’un Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğünde olduğu belirtilmiştir. Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve Protokol 3.2.1 ve 3.2.3 maddelerinden de anlaşılacağı üzere … tarafından ödeme yapıldıktan sonra da, kredi veren davacı banka tarafından başlatılan icra takibinin sürdürülmesi bankanın yükümlülüğüdür. Bu durumda … tarafından somut olayda olduğu üzere icra takibinden sonra dava tarihinden önce 01/01/2018 tarihinde 199.517,79 TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemeler kredi borçlularının borcunu sona erdirir mahiyette yapılan bir ödeme vasfı taşımamaktadır. Bahsi geçen ödeme Bakanlar Kurulu kararı ve davacı banka ile dava dışı … arasında akdedilen protokol hükümleri kapsamında kendine özgü bir tazmin biçimi olup, davacı banka, … ödemesine ilişkin olarak da … adına alacağın tahsili için icra takibine devam etmekle yükümlüdür. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, … tarafından yapılan ödeme yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takipten sonra ve davadan önce … tarafından yapılan ödemelerin icra takip tarihinde belirlenen davacı bankanın kredi alacağından düşülerek bulunan kredi alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davada … tarafından yapılan ödeme yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takipten sonra ve davadan önce … tarafından yapılan ödemelerin icra takip tarihinde belirlenen davacı bankanın kredi alacağından düşülerek bulunan kredi alacağına hükmedilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın Kısmen KABULÜNE, Kısmen REDDİNE, 2-Davalı takip borçlularının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yürütülen icra takibine vaki itirazlarının, Taksitli ticari kredi için 224.323,40 TL asıl alacak, 3.811,41‬ TL işlemiş faiz ve 190,57 TL BSMV alacağı yönünden, Kredili mevduat ve kredi kartı için 26.155,70 TL asıl alacak, 287,56‬ TL işlemiş faiz ve 14,38 TL BSMV alacağı yönünden, 249,06 TL masraf alacağı yönünden ayrı ayrı İPTALİNE, taksitli ticari kredi asıl alacağı 224.323,40 TL’ye takip tarihinden itibaren %62,40 oranında faiz ve bu faize %5 oranında BSMV uygulanmasına, Kredili mevduat ve kredi kartı asıl alacağı 26.155,70 TL’ye %28,08 oranını geçmemek kaydıyla değişen oranlarda TCMB tarafından belirlenen faiz ve bu faize %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle devamına 3-Kabulüne karar verilen alacağın %20’si olan 51.006,41 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-Başlangıçta peşin olarak alınan 3.116,27 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 1.290,11 TL’nin alınması gerekli olan 17.421,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.014,86 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak hazineye irat kaydına, 5- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,90 TL, posta ve tebligat gideri 225,70 TL, bilirkişi ücreti 1200,00 TL olmak üzere toplam 1.461,60 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1.444,66 TL yargılama masrafına, peşin harç 3.116,27 TL, icra harcı 1290,11 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 5.851,04 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 16,94 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 38.704,49 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.990,02 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 9-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL, posta ve tebligat gideri 74,00‬ TL olmak üzere toplam 222,60 TL yargılama masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 23/03/2023