Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1241 E. 2023/856 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1241
KARAR NO: 2023/856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2019
NUMARASI: 2016/367 Esas – 2019/880 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firma ile davalı firma arasındaki anlaşma uyarınca davalının yönlendireceği akaryakıt istasyonlarından alınan akaryakıt bedellerinden iskonto yapılacağının kararlaştırıldığını, buna rağmen iskontoların uygulanmadığını, sözkonusu iskonto bedellerinin davalıdan tahsilini talep etme hakları bulunduğunu, bu nedenle davalı hakkında faturaya dayalı olarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazının iptaline, alacağın %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili aracılığıyla dava dilekçesinde her iki tarafın tacir olması nedeniyle yetkili mahkemenin sözleşmede kararlaştırıldığı üzere İstanbul Ticaret Mahkemeleri olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ile davacı ya da onun bildireceği 3. Bir gerçek ya da tüzel kişiye ait araçların satın alacağı akaryakıtta; akaryakıt pompa satış fiyatı üzerinden ve kendi kar marjından tenzih edilmek üzere belirli bir oranda iskonto yapmayı, davacının belirli aralıklarla aldığı akaryakıt bedelini davalıya ödemeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. ve 4. maddeleri hükümlerinin bulunduğunu, gerek EPDK’nın ilgili dönemdeki değişiklikleri gerekse davalının akaryakıt temin ve tedarikinde yaşadığı maliyet artışları nedeniyle davacıya bildiririm yaparak artık akaryakıt pompa satış fiyatı üzerinden indirim verilmeyeceğinin bildirildiğini, davacının ise tek taraflı işbu sözleşmeyi tazminatsız olarak feshettiği, neticeten, davanın reddine, dava değeri üzerinden %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama ve harç giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Taraflar arasındaki e-posta yazışmaları incelendiğinde 04.05.2015 tarihli davacı yetkileri tarafından davalıya gönderilen e-posta “…. ile işbirliğimiz şirketimize zarar yaşatmakta olduğundan dolayı aramızda imzalanmış olan yakıt sözleşmesini fesih etmek durumunda kaldığımızı üzülerek bildirmek durumundayım” denilerek sözleşmenin 17.maddesindeki önele uygun olarak fesih bildirimini yaptığı,Davalı yetkililerinin 22.05.2015 tarihli e-postada “…artan maliyet kar kayıplarından dolayı tarafınıza uyguladığımız iskontoyu,. 15 mayıs dönemi dahil olmak özere bundan sonraki dönemlerde de %0 (sıfır) olarak uygulayacağımızı tekrar defaten bildiririz” denilerek 15.05.2915 tarihli faturalar da dahil olmak üzere iskonto yapılmadan davacıya gönderildiği tespit edilmiştir. Davalı şirketin 22.05.2015 tarihi e-postası ile iskonto oranının %0 ‘a çekileceği ve bu uygulamanın 01.05.2015 tarihinden itibaren geriye dönük olarak uygulanarak davalı tarafından verilen %4 ‘lük iskontonun da iptal edilmesinin uyandırılan güvene aykırı davranış olarak MK. MD. 2 ‘ye aykırı görülmek gerekir. Zira yazılı olan sözleşmeye rağmen uzun süren uygulama ile sözleşme değişikliği yapılarak mal alımlarında %4 oranında iskontonun tarafların kabulünde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacının talep edebileceği iskonto tutarının ise 01.05.2015-31.05.2015 tarihleri arasındaki %4 tutarında iskonto talep etme hakkının olduğu kanaatine varılmıştır.Davacının talep edebileceği iskonto tutarının KDV DAHİL 11.941.89.-TL olduğu tespit edilmiştir. Tüm bu hesaplamalar dahilinde davacının takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacaklı olduğu tutarın ise toplam 15.363,89 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce taraf vekillerinin beyan ve itirazları göz önüne alınarak ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, 10/04/2019 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır. Davacı itirazlarının temeli, iskonto oranının %7 olarak uygulanması gerektiği yönünde olup kök raporda tespit edilen hususların geçerliliğini koruduğundan bilirkişi tarafından yeni bir tespit yapılmamıştır.Kök raporda yapılan hesaplama neticesinde davacı alacağının 15.363,83 TL olduğu tespit edilmiş olup, davalı itirazında hesaplanan iskonto tutarının davacının iskonto faturasından düşülerek hesaplanması gerektiği ve bu tutarında (26.322,64 – 11.941.89) 14.380,75.-TL olması gerektiğini beyan etmiş, davanın itirazın iptali davası olması nedeniyle davacı alacağının başkaca cari hesap işlemlerinden dolayı bakiye alacak tutarını da içerdiği ve takip tarihi itibariyle toplam alacaklı olduğu tutar üzerinden hesaplama yapılmış olduğundan bilirkişi tarafından yeni bir tespit yapılmamıştır. Davacının talep edebileceği iskonto tutarının kdv dahil 11.941.89.-TL olduğu, tüm bu hesaplamalar dahilinde davacının takip tarihi itibariyle davalı şirketten alacaklı olduğu tutarın ise toplam 15.363,89 TL olduğu tespit edilmiş olup, davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 15.363,89 TL asıl alacak, (kdv dahil) aynen devamına, 3.072,77 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduğunu ve bir sözleşme imzaladıklarını, davalının imzaladığı sözleşmenin hükümlerine uymakla yükümlü olduğunu, davacının sözleşmeye uygun hareket ettiği tespit edilmiş iken davalının sözleşmeye uymadığı da kesinlikle dosya kapsamında anlaşılmış iken davalının keyfi uygulamasının davacının zımni rızasına bağlanmasının mümkün olmadığını, davacı müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen anlaşmaya göre davacı müvekkilinin davalı şirketten akaryakıt almayı ve yapılan anlaşma gereğince de alınan bu akaryakıtlarda da davalı şirket tarafından da iskonto uygulanmasına yönelik olduğunu, davalı şirket ile yapılan anlaşma gereğince iskonto bedeli olarak akaryakıt bedeli üzerinden %7 olması yönünde anlaşıldığını, bu konuda tarafların itirazının bulunmadığını, ancak belli bir süre sonra bu iskonto bedelinin %4 olduğu ve yapılan son ödemelerde ise hiçbir iskonto bedeli uygulanmadan faturalandırma yapıldığının tespit edildiğini, hal böyle iken yerel mahkeme kararında iskontoyu yapması gerekenin davacı müvekkili şirket olduğuna dair bir izlenimin ortaya çıktığını, yerel mahkeme kararında davalı tarafın iskonto oranlarında yapmış olduğu tek taraflı indirimlere yönelik olarak herhangi bir itiraz bulunmadığından dolayı davacı müvekkili tarafından zımni olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olduğunu, bu tespitin kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerin kök raporunda daha fazla iskonto iadesi talep edebileceklerinin de tespit edilmesine rağmen gerekçesiz olarak düzenlenen ek rapora itibar edildiğini, müvekkilinin iskonto oranının indirilmesine yönelik hiçbir zaman yazılı kabulünün olmadığını, istinaf başvurusunda bulunan davalı tarafın ifa güçlüğü içerisinde bulunmadığını, davalı tarafın iskonto indirimini kendilerine dayatacak herhangi bir olağanüstü duruma ait sebeplerinin bulunmadığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararında kısmen red kısma ait kararının kaldırılmasını, davanın ve tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında 03/11/2014 tarihinde akaryakıt ikmal ve satın alınmasına yönelik … Ltd. Şti. Automatic Müşteri Sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından EPDK’nın ilgili dönem içerisinde yapmış olduğu uygulama değişiklikleri gerekse de müvekkili şirketin akaryakıt temin ve tedarikinde yaşamış olduğu maliyet artışları nedeniyle davacıya ödenen bildirim yapmak suretiyle artık akaryakıt pompa satış fiyatı üzerinden indirim verilemeyeceğinin bildirildiğini, davacının ise almış olduğu işbu bildirime istinaden taraflar arasında sözleşmeyi tazminatsız olarak feshettiğini, müvekkili şirketin davacıya yapmış olduğu bildirimi takiben davacının müvekkili şirketten akaryakıt alımına ilişkin herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili şirket ile akdetmiş olduğu sözleşmenin yürürlükte bulunduğu müddet içerisinde başka bir akaryakıt bayisi ya da ana dağıtıcı firma ile de benzer şekilde bir akaryakıt ikmal sözleşmesi akdetme yetkisine haiz olduğunu, dolayısıyla davacının akaryakıt pompa satış fiyatı üzerinden kendisine yapılan bildirimine rağmen müvekkili şirketten akaryakıt almaya devam etmesinin kendi ticari kararı olduğunun izahtan vares olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirket tarafından iskonto uygulanmayan faturaları basiretli bir tacir olarak ticari defterlerine kayıt ettiğini, süresinde itiraz veya iade etmediğini, iskonto talep hakkının tamamen yitirildiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, dava değerinin %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, tehir-i icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında yapılan sözleşmedeki iskonto oranlarına uyulmadığı gerekçesi ile oluşan zararın davalı şirketten tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karara karşı taraf vekillerince yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye aykırı düzenlendiği iddia edilen faturaların ihtirazi kayıt düşülmeden davacı ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının sözleşmenin ilgili maddesinin değiştirildiği anlamına gelip gelmeyeceği, davacının sözleşmeye aykırı olarak düzenlendiği iddia edilen faturalardan kaynaklanan tüm iskonto bedellerini davalıdan talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında davacının satınaldığı veya davacı talimatıyla 3. Kişilerin satınalacağı akaryakıtn satış, ödeme ve iskonto oranlarını düzenleyen 03.11.20114 Tarihli “… LTD. ŞTİ. AUTOMATIC MÜŞTERİ SÖZLEŞMESİ” düzenlenmiştir. Sözleşmenin 6. Maddesinin iskonto ve ödeme şekilleri başlıklı paragrafı ” ..Aylık alımlara istinaden müşteriye kesilecek olan 2 fatuaranın toplam tutaraının tahsilatı takip eden ayın 30.günü DBS(doğrudan borçlanma sistemi) ile anlaşmalı bankadan yapılacaktır. Fatura toplam tutarına (alınan her bir akaryakıttaki istasyon pompa satış fiyatları üzerinden) %7,25 (yedi yirmi beş)indirim uygulanacaktır.” 7. Maddesi ise “Satıcı EPDK’nın, ana dağıtıcı ve bayiler arasıdaki kar marjı uygulamasında değişikliğe gitmesi durumunda oluşabilecek kar kaybı ve maliyet artışlarını müşteriyi bilgilendirerek, iskonto uygulamasını tek taraflı olarak değiştirme hakkına sahiptir. Müşteri EPDK nın yapacağı uygulamada değişikliği nedeniyle satıcının yapacağı bu değişikli peşinen kabul beyan ve taahhüt eder.” düzenlemelerini içermektedir. Dosyaya alınan bilirkişi raporuna göre sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra davalı tarafça bir 28/02/2015 tarihine kada düzenlenen faturalara %7.25, yine bu tarihte düzenlenen bir adet faturaya %5,50, bu tarihten 30/04/2015 tarihine kadar düzenlenen faturalara %4, bu tarihten sonra düzenlenen faturalara ise %0 iskonto uygulanarak fatura düzenlendiği, faturaların herhangi bir ihtirazi kayıt düşülmeden davacı defterlerine kaydedildiği, bedellerinin de sözleşmenin 6. Maddesi gereği davacının banka hesabından DBS sistemi ile tahsil edildiği, davacı tarafça davalıya 4 mayıs 2015 tarihinde gönderilen e-mail ile sözleşmenin 04/06/2015 tarihinden itibaren feshedileceğinin davalıya bildirildiği, davacı tarafça düzenlenen 10/06/2015 tarihli iskonto iadesi açıklamalı faturanın davacı defterlerine kaydedildiği, davalı defterlerinde ise kaydının bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Davacı tarafça davalı adına toplam tutarı 3.422, TL tutarlı hasar masraf yansıması açıklamalı fatura ve 26.322,64 TL tutarlı iskonto iadesi açıklamalı faturalara dayalı olarak ve her fatura bedeli için takip tarihine kadar ayrı ayrı faiz işletilmek suretiyle toplam 29.992,78 TL üzerinden İstanbul Anadolu …İcra Müdürülüğü’nün … esas dosyası ile takibe geçildiği, davalı tarafça 3.422 TL bedelli hasar masraf yansıtması açıklamalı fatura bedelinin ve buna ilişkin icra giderleri kabul edilerek borcun diğer kısmına kısmi itirazda bulunulduğu, itiraz edilmeyen kısmın icra dosyasına ödendiği, davacı tarafça 26.570.78 TL harç değeri gösterilerek eldeki davanın açıldığı, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporuna göre davacının iskonto alacağı 11.941.89 TL hesaplanmasına rağmen, icra takibinden sonra ödenen ve dava konusu edilmeyen 3.422 TL’ lik takip miktarı üzerinden değerlendirme yapılarak 15.363,89 TL olarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 21/2. Maddesine göre; bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Bilirkişi raporuna göre, davacının adına düzenlenen tüm faturaları herhangi bir itiraz veya ihtirazi kayıt ileri sürmeden ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmaktadır.Fatura düzenlenebilmesi için taraflar arasında bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Bunun yanı sıra fatura tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı kabul edilmekte ve faturada yer alması olağan sayılan malın cinsi veya yapılan işin adedi, türü ve bedeli gibi fatura mündericatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine karine teşkil etmektedir. Ancak bu karinenin aksi elbetteki her türlü delil ile ispatlanabilir.Davacı adına düzenlenen faturalara itiraz edilmeden ticari defterlerine kaydederek çekincesiz olarak davalıya ödemiş olması karşısında tacir olan davacının TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, TTK 21/2 maddesi uyarınca, faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen içeriğin ve iskontonun kabul edilmiş sayılması gerektiği, fatura içeriğine itiraz etmeyip ödeme yapmış olmakla davalıdan fazla ödemenin iadesini isteyemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. (Emsal Yargıtay19. Hukuk Dairesi’nin 27/04/2016 Tarih 2015/10737 Esas ve 2016/7621 Karar sayılı ilamı). Ticarî defterlerin delil niteliği HMK’nın 222. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 2. fıkrasında ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği düzenlenmiştir. Ticarî defter kayıtları ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan tarafın, ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticarî defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticarî defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olurlar. (HMK m. 222/4). Davacı tarafça, davalının tüm faturaları ticari defterine kaydedildiğine göre, davalı tarafça faturalara konu alacak ispatlanmış durumdadır. Taraflar arasındaki protokolün 6. maddesinde iskonto oranları belirlenmiş olup faturaların bu maddeye aykırı düzenlendiği iddia edildiğine göre, davalının protokolün 6. maddesi gereğince düzenlediği söz konusu faturalarına itiraz etmeyerek ticari defterine kaydetmek suretiyle benimseyen davacının iddialarını ticari deftere kayıt tarihinden sonrasına ilişkin yazılı delille ispatlaması gerekir. İddiaya göre, sözleşmede belirlenen iskonto oranına uygun yapılmamasına rağmen sözleşmenin başından sözleşmenin fesih tarihine kadar alıma devam eden davacı sözleşmenin iskonto oranına ilişkin hükmünün fiili uygulama ile değiştirilmesine faturaları benimseyerek ticari defterine kaydedip çekincesiz ödemek suretiyle rıza göstermiştir. Bu durumda davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken iskonto alacağı yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine, davacı itirazın iptali davası açmakta haksız bulunmuş olsa da takibinde ve itirazın iptali davası açmakta kötü niyeti ispatlanmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davacı tarafın ise tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Davanın reddine,4-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 303,81 TL harçtan, alınması gerekli olan 269,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 33,96 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, 6-Yargılama sırasında davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 150,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; davalının yatırdığı avanstan artan kısmın kendisine iadesine, 10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak;a-Davalı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın, alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 225,45 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, c-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,d-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta gideri 11,75 TL olmak üzere toplam 133,05 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 21/09/2023