Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1239
KARAR NO: 2023/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2018/836 Esas – 2019/865 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, Kahramanmaraş adresine ulaştırılması için … Kargo Akse Şubesi ile … numarası ile gönderdiği kargo alıcı adrese gönderildiğini, ancak alıcı, malı hasarlı olası nedeniyle kabul etmemiş ve mal bedelinin de ödemediğini, müvekkili, malın taşıma esnasında hasarlanmasına istinaden zararın karşılanması için Kargo şirketi ile defaatle görüştüğünü, durumu 22.09.2017 tarihli yazı ile davalı yana bildirdiğini, ayrıca Kartal … Noterliğinin 21.05.2018 tarih, … yevmiye sayılı ve 11.06.2018 tarih, … yevmiye sayılı ihtarnameleri ile de malda (emtiada) meydana gelen hasar nedeniyle doğan zararın giderilmesini, faturada belirtilen … kodlu 18.004,11 TL tutarlı ürünün iadesini talep ettiğini, ancak davalı şirket anılan taleplere yönelik bugüne dek olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap vermediğini, mal iade edilmemiş ve ödemede bulunulmadığını, davalı şirket yetkilileri aleyhinde Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına da 2018/13713 soruşturma sayılı dosya ile suç duyurusunda bulunulduğunu, malın iadesi ile işin gereği gibi ifa edilmemesine bağlı olarak doğan 4.000,00 TL zararın uygulanacak avans faizi ile birlikte tahsilini, malın iade edilmemesi halinde ise, avans faiz ile birlikte malın fatura bedeli olan 18.157,51 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline iadesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Şirketin üzerine düşen edim yükümünü tam ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, müvekkili şirket tarafından kargo alıcısına teslim edilmek istenmiş ancak alıcı kargoyu almaktan imtina etmiş, gönderi davacı tarafından da kargo kabul edilmediğini, davacı da teslimden imtina ettiğinden kargo Oniki Şubat Şube’ye çekilmiş ve burada halen muhafaza edildiğini, kargoda herhangi bir zarar meydana gelmediğini, ortada herhangi bir zarar bulunmadığını, bir zarar olsa dahi kargoyu gönderen tarafından yapılan yetersiz ambalajlamadan kaynaklandığını, kargo şubede muhafaza edildiğini, müvekkili şirketin şüpheli haller haricinde kargoların içini açıp bakma gibi bir yetkisi bulunmadığını, kargoyu teslim edenin beyanına itibar edildiğini, bu sebeple gönderici tarafından ürünün hasarlı teslim edilmiş olma ihtimalinin de bulunduğunu, kargonun gönderen tarafından müvekkili şirkete teslimi anında kargonun içeriği beyan edilmemiş ve kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmediğini, içerik ve değerinin beyan edilmesi halinde kargonun taşıma esnasında uğrayabileceği olası zararlara karşı uygun şekilde sigortalanması söz konusu olabilecek iken bu hususun gereğinin yapılması, salt sigorta için ek ücret ödemekten imtina etmek adına, adeta taşıyandan gizlenmek suretiyle engellendiğini, davacının kargonun içerik beyanında bulunmaması müvekkili taşıyanın yanıltıldığını, davacının tazminat talebinde haksız ve tazminat miktarının da fahiş olduğunu, müvekkili şirketin tazmin yükümlülüğü bulunduğu kabul edilse dahi davacının zararın artmasına sebebiyet verip vermediği gibi hususların değerlendirilerek en azından müterafik kusurun göz önüne alınması gerektiğini, zamanaşımı itirazın kabulü ile davanın reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretininde davacı tarafa yükletilmesini beyan ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Dosyaya sunulan davacının ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, e-defterlerinin beratlarının süresinde oluşturulduğu, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfının olduğu, davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı, dava konusu taşıma hizmetinde davacının zararının teknik bilirkişi heyetince 15.526,94 TL olarak tespit edildiği, davalının taşımaya aldığı malı iadeden kaçınması nedeniyle tespit edilen zararı tazmin etmesi gerektiği, davacı tarafça davaya konu zarar miktarı davalıya ihtarname çekilerek ihtarnamede 5 günlük sürenin verildiği, 28.05.2018 tarihinde temerrütün oluştuğu, temerrüt tarihinden dava tarihine kadar 290,33 TL işlemiş faiz hesaplandığı, 18.07.2019 dava tarihi itibari ile avans faizi oranının %19,50 olduğu anlaşılmış ancak davacı tarafça ıslah dilekçesi ile işlemiş faizin talep edilmediği anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince davanın kabulü ile 15.526,94 TL’nin 4.000 TL’sine dava tarihiden itibaren ve 11.526,94 TL sine ıslah tarihi olan 23/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tesis edilen kararın usule aykırı olduğunu, huzurdaki davanın terditli dava olduğunu, davacının terditli taleplerinde asıl talep olan malın iadesi ile 4.000,00 TL zararın tahsilinin reddine ilişkin olarak bir hüküm tesis edilmediğini, doğrudan doğruya bedel iadesi talebi hakkında hüküm tesis edildiğini, terditli davada davacının kademeli olarak iki ayrı talepte bulunabileceğini, bu taleplerden birincisinin asıl talebi, ikincisinin ise yardımcı talebi olacağını, yardımcı talep hakkında asıl talep ret edildiği takdirde karar verilmesi gerektiğini, gerekçeli kararda toplanan delillerin ne olduğu belirtilmediğini, delillerin tartışılması yapılmadığını, buna göre de hangi delile neden üstünlük verildiği gibi hususların müphem kaldığını, taraflarınca itiraza uğrayan ve itirazlarının giderilmediğini, denetime elverişli olmayan bir bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, yerel mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini, mevcut olayda teslim engeli olduğundan bahisle tam tazminata hükmedilmesinin de yasaya aykırılık teşkil ettiğini, emtianın davacı tarafından alınmadığını, müvekkilinin iadeden imtina etmiş olmasının söz konusu olmadığını, ayrıca mezkur taşımada müvekkili şirkete izafe edilebilecek hiçbir bir kusurun bulunmadığını, müvekkilinin kusurlu olduğu da mevcut durumda ispat edilebilmiş olmadığını, tam tazmini gerektiren koşulların gerçekleşmediğini, bir tazminata hükmedilecekse bile özel çekme hakkına hükmedilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm tesisinin de hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca teslim anında kargonun içeriği ve değeri müvekkil taşıyana bildirilmediğini, davacı tarafın davasında kötüniyetli ve basiretli bir tacirden beklenmeyecek bir şekilde davranmakta olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın müvekkilinin malı teslim almaktan imtina ettiği yönündeki asılsız iddialarının kendilerince anlaşılamadığını, müvekkil şirketin her türlü özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, zararın davalı şirketin kusuru sebebi ile meydana geldiğini, davalının uğranan zararın ispat edilemediği yönündeki ifadesinin de izaha muhtaç olduğunu, davalı tarafın basiretli bir tacir olarak davranmadığını, yine davalı tarafın taşıma esnasında hasara sebep olduğunu ve bunu kabul etmediğini, malın nerede olduğuna dair bir bilgi de vermediğini, belirtilen sebepler neticesinde davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davalarının ise kabulüne karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yurtiçi kargo taşıması için davalıya teslim edilen emtianın taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle eşyanın iadesi ile tazminat, ikincil talep olarak eşya bedelinin tahsili davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hasarın bulunup bulunmadığı, eğer hasar var ise taşıma sırasında oluşup oluşmadığı, taşıma konusu eşyanın taşıtana teslimi hususlarındadır. Davacı tarafça (1 koli) 185 kg yükün Kahramanmaraş İlinde bulunan alıcısına gönderilmek üzere davalıya 08/09/2017 tarihinde teslim edildiği, eşyanın alıcısı tarafından hasarlı olduğu gerekçesi ile davalıdan teslim alınmadığı, davacı tarafça davalıya 22/09/2017 tarihli yazı ile kargoda hasarlanan üründen kaynaklı zararın karşılanmasını isteyen talebin iletildiği, ayrıca 21 mayıs 2018 ve 11 haziran 2018 tarihli noter ihtarları ile emtiada meydana gelen hasarın ödenmesi ve ürünün iadesinin ihtar edildiği, davalı tarafça davacının bu taleplerine dava öncesi herhangi bir cevap verilmediği, yargılama aşamasında verilen beyanlar ile taşıma konusu eşyanın Kahramanmaraş İlinde bulunan 12 Şubat Şubesinde bulunduğunun bildirildiği, eşyanın alıcısı tarafından hasar nedeniyle teslim alınmaması üzerine davalı tarafça TTK 868 ve devamı maddeleri gereği davacıdan eşya hakkında talimat istenilmediği gibi eşyanın mevcut olup olmadığı ve hasarı konusunda dahi bilgilendirilmediği, yine davalı tarafça eşyanın davacı tarafça teslim alınmadığına yönelik savunması bulunmakla birlikte eşyayı davacıya teslime hazır olduklarına dair hiçbir bildirimin davacı taşıtana gönderilmediği, bu durumda davalının tam kusurlu olduğu, eşyanın taşıma süresini izleyen 20 gün içinde teslim edilmediği, eşya hakkında tam ziya karinesinin gerçekleştiği, hasarın taşıyıcının pervasızca hareketinden kaynaklandığı anlaşılmakla TTK 882 maddesindeki sorumluluk sınırlarının uygulanmayacağı, davacı zararının düzenlenen fatura ve taşıma ücretinin belge ile ispatlandığı, bilirkişi raporu ile de zarar miktarının 15.526,94 TL olarak tespit edildiği, TTK’nun 875. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, mahkemece de dosyada toplanan delillere, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından alınması gereken 1.060,65 TL nispi istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023