Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1233 E. 2022/1476 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1233
KARAR NO: 2022/1476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2018/1036 Esas – 2019/920 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/10/2018
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline farklı zamanlarda almış olduğu mallara ilişkin olarak 24.825,73 TL borçlu olduğunu, daha öncesinde ihtarname çekilen 14.825,73 TL borcun ödenmesi için yapılan icra takibine borçlunun itiraz ettiğini ve açılan itirazın iptali davasında dosyada kısmi ödemesi düşülerek itirazın kaldırıldığını, işbu dosyada alınan bilirkişi raporunda davalı …’in 24.825,73 TL olarak belirlenen borcu olduğunu, borcun 14.825,73 TL’lik kısmı yukarıdaki dava ve davaya konu icra takibi ile görüldüğünü, 24.825,73 TL’den kalan bakiye 10.000,00 TL tarafımızdan iş bu itiraza ve davaya konu icra dosyası ile istenildiğini ancak davalı tarafın yan borca itiraz ettiğini belirterek Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptalini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı tarafa borçlu olmadığını, davanın reddini kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “İddia, savunma, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/739 esas sayılı dosyası ve tahsilat makbuzu uyarınca; davacı taraf Bakırköy 5. ATM dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunu esas alarak alacak talebinde bulunduğu, ancak davalı tarafça sunulan tahsilat makbuzu uyarınca toplam 19.000,00 TL’lik ödemenin çek ile yapıldığı, bu ödeme ile davacı alacağının son bulduğu anlaşılmıştır. Bu ödemenin taraf kayıtları ile uyumlu olması, … ve davalı …’in eş olması nedenleriyle davacı tarafın tahsilat makbuzundaki çekin … borcu için verildiği iddiasına itibar edilmemiştir. Bu açıklamalar ışığında takip öncesi davalı tarafından alacağın ödenmiş olması nedeniyle davacı tarafın davasının reddine ve davacı taraf yapılan ödemeye rağmen takip başlatmış olması nedeniyle kötüniyetli olduğu kabul edilerek davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne ve davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;… ve … Tasarım … ismi ile hem davalı hem de eşinin ayrı ayrı işletmeleri bulunduğunu, her iki işletmenin de müvekkil ile ticaret yapmakta olduğunu, ayrı ayrı cari hesapları mevcut olduğunu, ödeme aracı olarak verilen çek bilgileri ile makbuz da bulunan çek bilgilerinin aynı olmasına rağmen delil olarak sunulan çekte …’in imzası ve cirosu bulunmadığını, söz konusu çekin …’in borcuna binaen … tarafından imzalandığını ve verildiğini, …’in cirosu olmamasına rağmen eş durumları söz konusu olduğundan Yerel Mahkemece … cirolu çekin …’in ödemesi sayıldığını, bu hususun tamamen müvekkili aleyhine işlediğini, belirtilen sebepler neticesinde Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkiline 12/04/2011 tarihli tahsilat makbuzu verdiğini, bu makbuza göre müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin söz konusu çeki kendi borcuna karşılık davacıya verdiğini, davacı tarafın söz konusu ödemeyi almış olmasına rağmen haksız icra takibi yapıldığını, belirtilen sebepler neticesinde davacı tarafın istinaf sebeplerinin usul ve esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura ve cari(açık) hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı, davacının usulünce alacaklı olduğunu ispat edip etmediği noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “faturalı cari hesaba bağlı alacak” sebebine dayalı olarak 10.000 TL faturalı cari hesaba bağlı alacak ve 7.978,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 17.978,57 TL istemiyle ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı taraf, davacıya borçlu olmadıklarını belirtmiş, dilekçesine 12/04/2011 tarihli davacıya bir adet 10.000 TL bedelli yapı kredi bankası sefaköy şubesine ait … nolu çekin teslim edildiğine dair tahsilat makbuzu sunmuştur. Tahsilat makbuzu üzerinde davalı … den çekin alındığı kaydı bulunmaktadır. İlk derece mahkemesince çekin sureti ilgili bankadan temin edilerek dosya arasına alınmıştır. Yapılan incelemede çekin 10.000 TL bedelli olduğu, keşidecisinin dava dışı … lehdarının ve ilk cirantasının …, sonraki cirantanın davacı İbrahimoğulları … imza ve kaşesinin bulunduğu, çekin takastan tahsil edildiği bilgisi verilmiştir. Davacı taraf bahis konusu çekin davalının kocasının şirket hesabının ödemesine ait olduğunu savunmuş ancak buna dair herhangi bir belge ve bilgi dosyaya sunmamıştır. Davalı yargılamanın tüm aşamalarında borcu olmadığını savunmuştur. Davacı alacağına dayanak olarak davalıya karşı cari hesap ilişkisinden kaynaklanan icra takibine yönelik açılan Bakırköy 5 asliye ticaret mahkemesinin 2015/739 esas 2017/662 K. Dosyasına alınan bilirkişi raporu ile alacaklı olduğunun belirlendiğini iddia ettiği bilirkişi raporuna dayanmaktadır. Bahsi geçen bilirkişi raporu incelendiğinde davacının defterlerine dayanılarak hazırlandığı, davacı defterlerinin yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış kayıtlarının yapılmadığı, bu haliyle davacı lehine delil olma niteliğinde olmadığı belirlenmiştir. Bahsi geçen raporda delil olma niteliğine sahip olmayan davacı defterlerindeki veriler dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır. Ticarî defterlerin ibrazı ve delil niteliği, HMK’nın 222. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin 1. fıkrasında mahkemenin, ticarî davalarda tarafların ticarî defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceği ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise ticarî defterlerin, ticarî davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması gerektiği, ticarî defter kayıtları ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan tarafın, ticarî defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticarî defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticarî defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir (HMK m. 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticarî defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olurlar. (HMK m. 222/4). Bu düzenleme karşısında davacı usulüne uygun tutulmayan ticari defter kayıtları ile alacağını ispatlamış sayılamaz. Davalının borçlu olmama sebebi olarak herhangi bir vakıa belirtmeden borcu bulunmadığına yönelik savunması ile davacıya 10.000 TL ödeme yapıldığına ilişkin beyanı birleşik beyan niteliğindedir. Dosyaya sunulanan tahsilat makbuzu, çek görüntüsü ve banka yazısı ile davacıya ödenen 10.000 TL ödendiğinin kabulü gerekmiştir. Bu durumda davacı tarafça davalıdan alacaklı olduğu usulünce ispatlanmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak ilk derece mahkemesince davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin hüküm bölümü, davacının takip yapmakta kötü niyeti ispat edilmediğinden yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, ancak davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi isabetli olmamakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın reddine, davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın REDDİNE, 2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL maktu red karar harcının yerel mahkeme veznesine yatırılan 170,78.-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 90,08TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının istemi halinde ilgili tarafa iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafın istinaf istemi kabul edilmekle birlikte davanın reddine karar verilmesi nedeniyle istinaf aşamasında yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.27/12/2022