Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1229 E. 2023/396 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1229
KARAR NO: 2023/396
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2018/634 Esas – 2019/938 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/526 Esas , 1986/699 Karar , 11/08/1986 tarihli kararı ile kamulaştırıldığını, müvekkilinin hissesine düşen 98.000,00.-TL kamulaştırma bedelinin 05/06/1984 tarihinde … Bankası Halkalı Şubesine yatırıldığını, akabinde de söz konusu bankanın … Bank A.Ş.’ne devredildiğini, yazılı başvuruya rağmen söz konusu paranın müvekkiline ödenmediğini belirterek şimdilik 5.000,00.-TL’nin hesabın açıldığı 05/06/1984 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı itirazında bulunduğunu, 1984 yılından itibaren 34 yıl geçtiğini, … Bankası A.Ş. ile müvekkili banka arasında bir bağ bulunmadığını, husumet itirazında bulunduklarını, dekont fotokopisinin tek başına alacaklı olduğunu ispatlamadığını, ispat vasıtasının davacıya ait olduğunu belirterek öncelikle davanın husumet yokluğu ve zamanaşımı yönünden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Davacı hissesine düşen 98.000 TL kamulaştırma bedelinin 05/06/1984 tarihinde … Bankası şubesine yatırıldığını, 2001 yılında bankanın davalı Bankaya devredildiğini beyan etmiş olup huzurdaki dava 25.06.2018 tarihinde açılmıştır. Dava 10 yıllık zamanaşımına uğramış olup reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemesinin yaptığı yargılamada kendi içinde çelişki yaşadığını, evvelki mahkeme hakimi tarafından 16/11/2018 tarihli celsede davalının zaman aşımı itirazının reddine karar verildiğini, karar duruşmasında ise yeni mahkeme hakimi tarafından davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar verildiğini, bu çelişkinin mahkeme tarafından dosyanın yeterince dikkatli ele alınıp incelenmediğini gösterdiğini, davanın zaman aşımı nedeni ile reddine dair verilen kararın usul ve Yasaya aykırı olduğunu, emsal Yargıtay ilamlarının da bu husus yönünden dikkate alınması gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, dava konusu 98.000,00 TL’nin güncelleştirilmiş bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve davacı tarafın istinaf başvurusuna karşı cevap verilmediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava; davacıya ait kamulaştırma bedelinin bloke edildiği … Bankası hesabında bulunan paranın davalı … Bankasından faizi ile tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesine, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın zaman aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda; davacının İstanbul İli, Bakırköy İlçesi, … mahallesi, … parsel nolu taşınmazın Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırılması istemi ile Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 1985/526 Esas – 1986/699 Karar sayılı dosyası ile Kamulaştırma Yasasının 16. Maddesi istemli dava görüldüğü, bu dava aşamasında davacı ve diğer hissedarlar adına … Bankası A.O. Halkalı Şubesine davacı adına 98.000,00 Eski TL yatırıldığı, … Kredi Bankasının bilahare TMS tarafından 4684 sayılı Kanun uyarınca tasfiye sürecine girdiği, ilgili Kanun gereği … Bankası A.Ş. Ve … Bankası A.Ş. İle protokol yapıldığı, dosya içerisine alınan 13/12/2018 tarihli … Bankası A.Ş.’nin gönderdiği yazı cevabına göre … Bankası A.Ş.’nin Halkalı şubesinin … Bankası A.Ş. Halkalı şubesine devredildiği, mevduat hesapları da dahil bu şubeye devredildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı vekilinin kendilerine husumet yöneltilemeyeceğine ilişkin itirazları yerinde değildir. İlk derece mahkemesince, eldeki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirilip 2 ve 10 yıllık zaman aşımı ve hak düşürücü sürelerin gerçekleştiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun değildir. Mevduat hesaplarının zaman aşımına uğraması halinde yapılacak işlemler somut uyuşmazlıkta bankaya blokenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3182 sayılı Bankalar Kanunun da, bu Kanunun mülga edilmesi ile yerine geçen 4389 sayılı Bankalar Kanunun da ve bu kanunun da yürürlükten kaldırılması ile onun yerine geçen 5411 sayılı Bankacılık Kanunun da düzenlemeler bulunmaktadır. Davalı tarafça kendilerinde herhangi bir kayıt bulunmadığı davalı adına bir hesabın bulunmadığı TTK ve Bankacılık Mevzuatı gereği 10 yıllık kayıt ve belgeleri saklama zorunluluklarının da bulunmadığı savunulmuş, bankaya yazılan yazıda hesaba ilişkin herhangi bir kayıt örneği mahkemeye verilememiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 62. maddesi uyarınca, 10 yıl süreyle sahipleri tarafından aranılmayan mevduat, hak ve alacaklar zamanaşımına uğrayıp devir edileceği kanuni düzenleme gereğidir. Bu durumda devir işlemlerinin anılan yasa maddesi uyarınca BDDK tarafından çıkarılan yönetmeliğe uygun şekilde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekir. 01/11/2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki yönetmeliğin 8.maddesi devirde izlenecek yolu belirlemiştir. 8/1. maddesinde mevduatın 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı yasal düzenlemeye paralel şekilde düzenlenmiş olup, 2. maddede izlenecek yol belirlenmiştir. Buna göre, bankalar bir takvim yılı içinde zamanaşımına uğrayacak mevduatların fona devir edileceği hususunda mevduat sahibini iadeli taahhütlü mektupla uyarmalı, alacakları Şubat ayından itibaren kendi internet sitesinde yayınlamalı ve listenin kendi internet sitesinde ilan edildiği hususunu Şubat ayının 15. gününe kadar ülke genelinde yayım yapan tirajı en yüksek 2 gazetede 2 gün süreyle ilan etmelidir. Mevduat hesabının zaman aşımına uğradığı hususunun az yukarıda verilen Bankacılık Mevzuatı gereği usulüne uygun olarak yapılan işlemlerden sonra gerçekleştiğinin davalı bankaca ispatı gerekmektedir. Davalı banka tarafından bu prosedür yerine getirildiğine dair herhangi bir kayıt ve evrak dosyaya ibraz edilmemiş, kendilerinde kayıt bulunmadığı bildirilmiştir. O halde, ilk derece mahkemesince; dosya bilirkişiye tevdi edilerek münhasıran davalı bankanın o nitelik ve süredeki hesaplara uyguladığı faiz oranları uygulanmak suretiyle davacının davalıdan talep edebileceği faiz miktarının hesaplatılırak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile zaman aşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, ilk derece mahkemesince verilen karar isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023