Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1224 E. 2023/399 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1224
KARAR NO: 2023/399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2016/1183 Esas – 2018/876 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile … Ltd. Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borcunun borcunu ifa etmemesi üzerine, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davalının genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı bankanın Suadiye Şubesi nezdinde dava dışı şirketin kullanmış olduğu kredi borcuna 6.500,00-TL limitli olmak üzere kefil olduğu, borcun ödenmemesi üzerine davalı müteselsil kefil hakkında icra takibi başlatıldığı, takip tarihinin 26/10/1999 olduğu ve bu tarihte temerrüte düştüğü davalının kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olduğu, sözleşme ile kararlaştırılan temerrüt faizi oranının cari genel faiz oranının 30 puan fazlası olan %140 olduğu, ancak davacının %187 faiz üzerinden takip başlattığı dikkate alındığında faiz isteminin yerinde bulunmadığı kefalet limitininde 6.500,00-TL olduğu göz önüne alındığında davacının ana para takip tutarı ile takipte işleyecek temerrüt faizi oranının yerinde olmadığı kanaatine varılarak dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, likit nitelikte banka alacağına haksız itiraz nedeni ile yasal koşulları bulunan icra inkar tazminatı talebinin de kabulüne” karar verilmiştir. Bu karara karşı temlik alan davacı … A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Temlik alan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlıkta borçlu …’ün müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla yer almakta olduğunu, fakat gerekçeli kararda …’ün adi kefil olarak değerlendirildiği ve adi kefalet ilişkisine göre kefaleti nedeniyle sorumluluğunun kapsamının belirlendiğini, borçlu … adi kefil olmadığından asıl alacaktan sorumlu olduğunu, sorumluluğu mahkemece belirlenen 6.500,00 TL ile sınırlı olmadığını, dava dışı asıl borçlunun temerrüde düştüğü tarihin davalı müteselsil kefil için de geçerli olduğunu, gerekçeli karara mesnet bilirkişi raporundaki kefilin borçtan haberdar olduğu tarihte temerrüde düşmesi gerektiği görüşünün yersiz ve mesnetsiz olduğunu, müşterek borçlu ve müteselsil kefiller her ne kadar genel kredi sözleşmesine 6.500,00 TL tutara kefil olmuşlarsa da izahtan vareste olduğu üzere genel kredi sözleşmesi hükümlerine göre bu tutara işlemiş faizin dahil edilmesi gerektiğini, bu nedenle gerekçeli karardaki müşterek borçlu ve müteselsil kefilin sadece genel kredi sözleşmesindeki tutardan sorumlu olacağı şeklindeki tespitin kabul edilemeyeceğini, ayrıca bilirkişi kök raporuna yaptıkları itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı başlatılan ilamsız icra takibine kefil borçlunun itirazının iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı kefilin borcun tamamından sorumlu olup olmadığı ve temerrüt faizi oranının ne olacağı noktasındadır. Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmenin 39. Maddesinde herhangi bir temerrüt faizi oranı belirlenmemiştir. Madde içeriğine göre genel kredi faiz oranına 30 puan ilavesiyle bulunacak oranın temerrüt faizi olarak uygulanacağı belirlenmiştir.Bankanın temerrüt tarihinde yürürlükte olan faiz genelgesi, faiz oranlarına ilişkin davacı bankanın listesi ve bilirkişi raporu ile akdi faiz ve temerrüt faizinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun olarak %140 olarak belirlendiği, TBK 88 ve 120 maddelerindeki sınırlamanın uygulanmadığı görülmekle davacı vekilinin temerrüt faiz oranının %187 olması gerektiğine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Kefilin sözleşme ile sorumluluk limiti 17/10/1998 tarihli sözleşmeye göre 6.500.000.000 TL olarak belirlenmiş olmakla, kefil kullanılan kredi ve faizleri ve diğer borçlardan bu miktara kadar sorumludur. Kefil asıl borçlunun temerrüdünden kefalet limiti ile sınırlı olarak, kendi temerrüdünden ise kefalet limiti ile bağlı olmaksızın sorumludur. Kefil takip öncesi temerrüde düşürülmediğinden takip tarihinden itibaren belirlenen temerrüt faizinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik yoktur. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Temlik alan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Temlik alan davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,50 TL harcın temlik alan davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Temlik alan davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023