Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/122 E. 2020/458 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/122
KARAR NO : 2020/458
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2017
NUMARASI : 2015/235 Esas – 2017/346 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı … Şti arasında 25/08/2008 başlangıç tarihli 10 yıllık kira sözleşmesi yapıldığını, kiralanan mağazayı işletmek üzere taraflar arasında 20/08/2009 tarihli sözleşme imzalandığını, 29/09/2014 tarihinde mail yolu ile sorunlarını ilettiklerini bayilik sözleşmesinin 31/12/2014 tarihi itibariyle sona ereceği konusunda tarafların mutabık kaldığını davalının fesih sözleşmesi ile kira ilişkisini müvekkilinden bağımsız şekilde sonlandırıldığını, davalının 30/12/2014 tarihli ihtarname ile 31/12/2014 tarihi itibariyle sözleşmeyi sona erdirdiğini, bu süreçte davalı tarafın kira akdinin feshi nedeniyle dava dışı kiraya verene ödediğini belirttiği cezai şartı müvekkiline fatura ettiğini, faturanın iade edildiğini, mağazanın boşaltılması ve elde kalan ürünlerin iade edilmesi neticesinde cari hesap ve mahsuplaşma istendiğini, davalının müvekkilince kabul edilmeyen 92.800,80TL bedelli faturayı muhasebe kayıtlarına işleyerek iade etmesi gereken çekleri tahsil etttiğini, tahsilatlar suretiyle müvekkilinin 71.110,89TL zarara uğradığını belirterek, davalı tarafından müvekkiline yansıtılan 92.880,0TL’lik yansıtma faturası ve içerdiği ceza miktarı kadar müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, müvekkilden haksız tahsil edilen 31.3.2015 TARİHLİ 58.000-TL bedelli çek bedeli dahil 71.110,89-TL’nin , çekin ödenmemesi halinde çek bedeli mahsup edildikten sonra bakiye kalan 13.110,89-TL’nin ve çek aslının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında 31/08/2009 tarihli bayilik sözleşmesi ve 20/08/2009 tarihli kullandırma sözleşmesi bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin sonlandırılmasını davacının talep ettiğini ve 31/12/2014 tarihinde tahliye ve teslim edeceğini taahhüt ettiğini, bayiye teslim edilen mağaza ilişkin müvekkili ve dava dışı şirket arasındaki kira sözleşmesinin 06/11/2014 tarihi itibariyle fesh edildiğini, dava dışı şirketin müvekkili şirkete 92.880,00TL bedelli faturayı yansıttığını, faturanın 20/08/2009 tarihli kullandırma sözleşmesinin 7.b maddesine göre davacıya yansıtıldığını, davacının mali sıkıntılardan kaynaklı nedenlerle sözleşmeyi fesh edeceğini açıkladığını, sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğinden kira sözleşmesinin bu nedenle feshedildiğini belirterek asıl davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve karşı dava olarak 21.689,92TL alacağının dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte karşı davalından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “Davacı tarafından davalı şirket yetkilisine gönderilen 09/10/2014 tarihli mail ile 31/12/2014 tarihi itibariyle mağazadan çıkacaklarının bildirildiği, dava dışı şirket ile davalı arasında imzalanan fesih protokolünün 06/11/2014 tarihli olup, bu protokolde taşınmazın 31/12/2014’te tahliyesinin kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki 20/08/2009 tarihli kullandırma sözleşmesinin 7.b maddesinde davacının kira sözleşmesinde belirtilen tüm edimleri taahhüt edip uymayı kabul ettiği, bu taahhüt borcunu BK 195 maddesine göre borcun iç üstlenilmesi olduğu ve tarafları bağladığı, asıl davada davacının kira sözleşmesinin erken feshedilmesi nedeniyle cezai şart bedeli olarak dava dışı kiralayanın düzenlediği ve davalı tarafından ödenerek kendisine yansıtılan 31/12/2014 tarihli, 92.800,80 TL bedelli faturadan borcun iç yüklenilmesi sözleşmesinin varlığı nedeniyle sorumlu olduğu, bu nedenle asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalı karşı davacının davacı karşı davalıdan 21.869,80 TL alacaklı olduğu saptandığından , karşı davanın kabulüne,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı/karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kronolojik olarak taraflar arasındaki mailler ve içerikleri incelendiğinde sözleşmenin müvekkili tarafından değil, aksine davalı şirketin herhangi bir teyit veya protokol olmadan AVM ile sözleşmesini feshettiğini, müvekkilinin 17.12.2014 tarihinde göndermiş olduğu maile cevap beklerken davalı şirket tarafından 06.11.2014 tarihinde AVM ile kira sözleşmesini sonlandırdığına dair protokolün imzalandığını, davalı Şirket ile dava dışı AVM arasındaki sözleşmenin, bayilik ve kullandırma sözleşmelerinden 1 yıl önce akdedilmiş olup müvekkilinin herhangi bir dahlinin bulunmadığını, davalı Şirket ile yapılan bayilik ve kullandırma sözleşmesinin eki olarak gösterilmeyen müvekkilinin yazılı onay ya da parafı olmayan bir sözleşmeden müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, Halbuki BK 195. maddesinde ve ilgili yargıtay kararlarında müvekkilinin sorumlu tutulabilmesi için AVM ile yapılan sözleşmeden haberdar olmasının gerektiğini, bayilik Sözleşmesi’nin 7-b maddesinde genel ifadeler ile AVM ile davalı şirket arasında yapılan kira sözleşmesinden sorumlu tutulacağı belirtilmişse de müvekkili ile yapılan sözleşmelerin eki olarak düzenlenmemiş ve müvekkili tarafından da onaylanmamış içeriğinden de haberdar olunmayan sözleşmeden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Borçlar Kanununun 198. maddesinde de belirtildiği üzere üçüncü kişinin veya kefinin sorumlu olabilmesi için borç üstlenmesinin yazılı olması ve içeriğinden bilgi sahibi olunması gerektiğini, müvekkilinin kira sözleşmesi içeriğinden bilgi sahibi olmadığı gibi genel bir hüküm olmayan ve cezai şart gibi özel bir durumun haberdar edilmeden sorumluluk yüklemenin yasaya aykırı olduğunu, davalı Şirket ile AVM arasındaki sözleşmeden müvekkilinin sorumlu tutulduğu halde bayilik sözleşmesinin 10.1 maddesinin görmezden gelindiğini, bu maddeye istinaden davalı şirketin AVM ile yaptığı sözleşmeden kaynaklansa bile müvekkilinden herhangi bir nam altında tazminat talep edilemeyeceğini, AVM ile olan kira sözleşmesinin feshinin müvekkilinden kaynaklanmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesi talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, davalı ile dava dışı AVM arasındaki kira sözleşmesinin feshi nedeniyle davalıya fatura edilen cezai şart bedelinin davacıya yansıtılması nedeniyle, buna ilişkin yansıtma faturasından dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise davalının davacıdan cari hesaptan kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı ile dava dışı AVM arasındaki kira sözleşmesinin feshi nedeniyle AVM tarafından davalıya fatura edilen cezai şart bedelinden, davalıya karşı davacının sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Taraflar arasında emtianın şirketten alınarak mağazada müşterilere satılması konusunda 31/08/2009 tarihinde Bayilik Sözleşmesi imzalanmıştır. Ayrıca 20/08/2009 tarihli Kullandırma Sözleşmesi ile davalı …, 25/08/2008 tarihinde 2009 yılının 2. Çeyreğinde açılması planlanan AVM’de, mal sahibi … Tic. A.Ş.’den kiraladığı … I.kat FF-LI 14/1 17 nolu 209 m2 mağazayı işletme görevini 31/08/2009 tarihli bayilik sözleşmesiyle davacı bayi üstlenmiştir. Taraflar arasındaki görüşmeler üzerine dava dilekçesinde de ifade edildiği gibi 31/12/2014 tarihi itibariyle bayilik sözleşmesinin sona ereceği mutabakat ile belirlenmiş ve mağazanın boşaltılacağı tarih olarak davacı tarafından 31/12/2014 tarihi davalıya bildirilmiştir. Ayrıca 09/10/2014 tarihli mailde bunlara ek olarak çıkış tarihinden itibaren AVM için yapılacak ödemelerden sorumlu olmadıkları ve bu sebeple DBS sisteminin devre dışı bırakılması iletilmiştir. Bunun üzerine davalı tarafından AVM yatırımcısına çıkış tarihi olarak 31/12/2014 bildirilmiştir. Bunun üzerine 06/11/2014 tarihinde kiracı olarak davalı ile kiraya veren olarak dava dışı …. Ltd. Şti. arasında imzalanan fesih ve ibra protokolü ile 25/08/2008 tarihli kira sözleşmesinin kiracının talebi üzerine 31/12/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere feshedilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca bu protokolün 4. Maddesinde 6 aylık net garanti edilen asgari kira bedeline eşit cezai şartın kiracı tarafından ödeneceği taahhüt edilmiştir. Bu maddeye istinaden kiraya veren tarafından davalı kiracıya 31/12/2014 tarihinde 32.899,92 Euro karşılığı 92.800,80 TL fatura edilmiştir. Bu faturaya istinaden davalı tarafından da davacıya 31/12/2014 tarih ve 92.800,80 TL bedelli yansıtma faturası düzenlenmiştir.Davalı/karşı şirket tarafından davacı/karşı davalı …’e Bakırköy … Noterliği’nden keşide edilen 30.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamede taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin muhatap tarafından sonlandırılması talep edildiğinden bahisle ihtarnamenin tebliğ tarihi itibariyle bayilik sözleşmesi ve kullandırma sözleşmesinin feshedildiği ihtar edilmiştir. Söz konusu ihtarnamenin 02/01/2015 tarihinde muhatabına tebliğ edilmiştir. Davacının karşı davaya cevap dilekçesinde ve 14/11/2016 tarihli celsede de belirttiği gibi uyuşmazlık 92.800,89 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktır.Sözleşmenin kararlaştırılan süresi dolmadığı gibi davacı tarafça sözleşmenin kendileri tarafından feshedilmediği savunulduğuna ve sözleşmenin feshi için 90 gün önce yazılı ihbarda bulunulduğu iddia ve ispat edilmediğine göre bayilik sözleşmesinin 10.1 ve 10.2 maddelerinin somut olayda uygulanma imkanı yoktur.Davacının, 31/12/2014 tarihi mağazanın boşaltılacağını, çıkış tarihinden itibaren AVM için yapılacak ödemelerden sorumlu olmadıklarını ve bu bebeple DBS sisteminin devre dışı bırakılmasını davalıya ilettiğine göre, davacının sözleşme süresinden önce ve usulünce yapılmış bir fesih olmadan mağazanın boşaltılacağının anlaşılması karşısında davalı tarafından Bakırköy …. Noterliği’nin 30.12.2014 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin kabulü gerekir.Bayilik sözleşmesinin 10.3 maddesinde, şirketin, bayinin bu sözleşme hükümlerinden herhangi birine uymaması veya aykırı davranması halinde sözleşmeyi 10.2 maddede yazılı ihbar öneline uymaksızın derhal tek taraflı olarak fesih edebileceği, bu takdirde şirketin sözleşmeden ve sözleşmenin bu nedenlerden feshinden ötürü doğmuş, doğacak her türlü maddi-manevi, müspet-menfi zararları bayiye tanzim ettirmek hakkına haiz olduğu düzenlenmiştir. Buna göre davacının mağazayı boşaltacak olması nedeni ile dava dışı kiraya veren ile davalı arasındaki kira sözleşmesinin 30.1 maddesindeki, kiracının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi halinde, Kiracı, Kiraya verenin her türlü zarar ve ziyan tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla Kiraya Veren’e 1(bir) yıllık asgari kira bedelini cezai şart olarak öder şeklindeki düzenlemeye dayanılarak fesih ve ibra protokolünün 4. Maddesinde 6 aylık net garanti edilen asgari kira bedeline eşit cezai şartın kiracı tarafından ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacının bayilik sözleşmesinde belirtilen usule uyulmaksızın ve her ne kadar tarafı olmasa da kullandırma sözleşmesinin 7/b maddesi ile mal sahibiyle Benetton arasındaki kira sözleşmesindeki tüm yükümlülüklere vakıf olduğu ve bunlara uymayı taahhüt etmiş olması karşısında bahsi geçen kira sözleşmesindeki cezai şartsız şekilde sözleşmenin feshedilebileceği dönemlere uyulmadan mağazanın boşaltması nedeniyle davalının ödemek zorunda kaldığı cezai şart bedelinden bayilik sözleşmesinin 10.3 maddesi gereğince davacı sorumludur.Davacı, davalı … tarafından düzenlenen yansıtma faturası uyarınca davalıya borçlu olduğuna ve taraflar arasında bu fatura dışında bir uyuşmazlıkta bulunmadığına göre, gerek bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere, gerekse davacı vekilinin 14/11/2016 tarihli celsedeki beyanı karşısında davalının, davacıdan 21.689,92 TL alacağı bulunmaktadır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı/karşı davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı/Karşı Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Asıl dava yönünden başlangıçta davacı/karşı davalı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Karşı dava yönünden davacı/karşı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 370,41 TL’nin alınması gerekli olan 1.481,64 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.111,23 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,4-Davacı/karşı davalı tarafından asıl ve karşı dava yönünden istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemizce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/12/2020