Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1216
KARAR NO: 2023/405
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/11/2019
NUMARASI: 2017/378 Esas – 2019/481 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … nolu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ve … nolu Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … Tic. Ltd. Şti.’nin İspanya’da yerleşik … firmasından satın aldığı, toplam 666 koli/brüt 6.367,92 kg ekran kartı emtiasının Hong Kong/Çin’den İstanbul/Türkiye’ye deniz yolu ile nakliye işinin 30/11/2015 tarih ve … nolu navlun faturası kapsamında 1 nolu davalı/borçlu … A.Ş. Tarafından üstlenildiğini, emtiaların 06/11/2015 tarihinde … nolu konteyner içerisinde 2 nolu davalı fiili taşıyana ait … adlı gemiye yüklendiğini, konteynerlerin öncelikle Ambarlı Limanı’na sonrasında ise …’ya tahliye edildiğini, …’da konteynerin boşaltılması sırasında yapılan kontrolde konteynerde delik olması sebebiyle 6 koli emtianın ıslanmak suretiyle hasarlandığını, buna ilişkin tanzim olunan 02/12/2015 tarihli hasar tutanağı ile imza altına alındığını, sigortalı tarafından taşıma sırasında meydana gelen hasarın sigorta poliçesinden karşılanmasına ilişkin müvekkili şirkete yapılmış olan başvuru üzerine … nolu dosyadan ekspertiz raporu düzenlendiğini, müvekkili olan sigorta şirketi tarafından davaya konu hasar nedeniyle 25/02/2016 tarihinde ekspertiz raporunda tespit olunan 4.817,71 TL’nin sigortalısına ödendiğini, müvekkilinin sigortalının haklarına halef olduğunu ve 4.817,71 TL alacak için zarar sorumlusuna halef hakkı doğduğunu, 1 nolu davalının davaya konu taşımayı üstlenen taşıyıcı sıfatına sahip olduğunu, 2 nolu davalının ise yükün nakliyesi işini fiilen üstlenen olduğunu, davalıların yükü teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından veya hasarından sorumlu olduğunu, söz konusu alacak için davalı/borçlular aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, davaya konu taşıma sırasında oluşan zarardan sorumlu olmalarına rağmen icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamını, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı itirazı doğrultusunda usulden reddine karar verilmesini, davaya konu icra takibinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü ve müvekkili şirketin yerleşim yerinin “Bahçelievler” olması nedeniyle yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalı … Ltd’ye … A.Ş.’nin fiili taşıma işini üstlendiğini ve asıl taşıyan gibi sorumlu olacağını, müvekkili şirketin hasar ve zarardan sorumlu olduğu kabul edilemeyeceğinden husumet itirazında bulunduğunu, dava dilekçesinde yer verilen iddiaların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketin, dava dilekçesinde iddia edilen hasar ve zarardan sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından gereken özen gösterildiğini, müvekkil şirketin eylem ve işlemleri ile iddia edilen hasar-zarar arasında illiyet bağının bulunmadığının açık olduğunu, davacı yanın ispat yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek zamanaşımı, yetki ve husumet yönünden itirazlarımız çerçevesinde esas yönünden inceleme yapılmaksızın davanın usulden reddini, usuli itirazlar dikkate alınmaksızın esas yönünden inceleme yapılması halinde davacı yanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ikame ettiği itirazının iptali davasının esasa ilişkin itirazlar doğrultusunda reddini, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin iptalini, haksız ve kötüniyetli davacıdan %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davalı vekilinin mahkememiz yetkisine ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazı bulunmakla öncelikle bu hususların irdelenmesi gerekmiştir. Hakdüşürücü süre itirazının hasar tarihinin 02/12/2015 olması ve takip tarihinin ise 10/06/2016 olması nedeniyle TTK’nun 1188.maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin şirketin adresi itibariyle mahkememizin yetkisine yönelik itirazının ise TTK nun 5.maddesi gereğince ve davanın deniz ticaretine ilişkin olması nedeniyle mahkememiz yetkili ve görevli olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve yargılamanın esasına geçilmiştir. Dava halefiyete müsteniden açılmış olup davacı sigorta şirketinin halef sıfatını kazanabilmesi için, bir sigorta sözleşmesinin mevcut olması, sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle meydana gelen zararları ödemiş olması ve dava dışı sigortalının talepte bulunabileceği zararın ortaya çıkmasından sorumlu üçüncü bir kişinin varlığı gereklidir. İlk koşul bakımından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde yer alan … numaralı nakliyat abonman sigorta poliçe örneği ile de sabit olduğu gibi davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı …Tic. Ltd. Şti. arasında nakliyat rizikolarına karşı 03/11/2015 tarihli 1 yıl geçerli Emtia Nakliyat Abonman sigorta sözleşmesi yapıldığı görülmektedir. Zararın sigorta himaye kapsamında olmadığına dair bir savunmada bulunulmamıştır. Sigortacının himaye kapsamında yer alan riziko sebebiyle ödeme yapmış olma koşulu bakımından ise davacı sigorta şirketi tarafından 25/02/2016 tarihinde 4.817,21 TL ödeme yapıldığı dosyada dekonttan görülmekle davacının aktif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir. Dosyaya sunulan konişmento ile 30/11/2015 tarihli ve … numaralı navlun faturası bir arada değerlendirildiğinde, davaya konu emtiaların Hong Kong-İstanbul taşımasının fiilen dava dışı (hakkında milletler arası yetkisizlik kararı verilen) … Şirketi tarafından gerçekleştirildiği, ancak düzenlenen navlun faturası ile konişmento bir arada değerlendirildiğinde, davalının akdi taşıyan olarak taşıma işini dava dışı sigortalı şirkete karşı üstlendiği, fiili taşımanın ise dava dışı … Şirketi tarafından ifa edildiği mahkemece kabul edilmiştir. Buna göre de davalının TTK 921 maddesi gereği navlun faturası düzenlemekle ve TTK 1191 maddeleri gereği pasif husumet ehliyetini haiz olduğu kabul edilmiştir. Bu aşamada meydana gelen hasarın deniz taşıması esnasında meydana gelip gelmediği ve davalının hasar nedeniyle kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. TTK 1185 maddesi gereği zıya veya hasarın haricen belli olması durumunda en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında, haricen belli olmaması halindeyse eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde taşıyana ihbar edilmesi gerekmektedir. Bildirim süresinin tespiti için eşyanın fiilen gönderilene teslim tarihi esas alınmalıdır. Dosya içeresinde eşyanın hasarlı olduğuna ilişkin düzenlenen 02/12/2015 tarihli hasar tutanağı bulunmakla birlikte, bu tutanağın TTK hükümleri gereği usule uygun bir hasar ihbarı olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun açıklanması gerekmektedir. Zira ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde eşyanın konişmentoda yazılı olduğu şekilde teslim edildiği ve herhangi bir zıya veya hasar söz konusu ise bunun taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde iki karine doğmakta olup, eldeki dosyada davacının bu iki karinenin aksini ispat ederek davalıların sorumluluğunu ispatlaması gerekmektedir. Buna göre dosyaya sunulan hasar tutanağı incelendiğinde davacı itirazında belirtildiği gibi her ne kadar tutanak üzerinde yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin imzası bulunsa da ve bir an için gümrük müşavirinin TTK 1185/2 maddesi gereği bu iş için atanmış uzman olarak değerlendirilse dahi, yine TTK 1185/2 fıkrası tarafların katılımını da belirtmiş olmakla anılı tutanakta taşıyanı temsilen bir imzanın bulunmaması nedeni ile TTK gereği hasar ihbarının usule uygun yapılmamış olduğu kabul edilmiştir. Dava dışı sigortalı tarafından davacı Sigorta Şirketine gönderilen hasar raporuna göre, hasarın konteynerın delik olmasından dolayı ıslanma nedeniyle meydna geldiği anlaşılmaktadır. Ancak dosya içerisine konteynerlerdeki hasarın denizyolu taşıması sırasında meydana geldiğine dair, gerek yükleme ve tahliye limanında liman yetkilileri tarafından, gerekse gemide kaptanın gözetiminde güverte zabitleri tarafından düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağı sunulmamıştır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği gibi uluslararası konteyner taşımacılığında, tüm konteynerler yükleme limanında gemiye yüklenmeden önce ve tahliye limanında gemiden indirildikten sonra gerek liman görevlileri gerekse kaptanın gözetiminde güverte zabitleri tarafından kontrol edilerek varsa gözle görülen hasarlar tespit edilip ” …” olarak tanımlanan “Konteyner El Değiştirme ve Hasar Tutanağı” düzenlenmektedir. Ancak eldeki davada böyle bir tutanak bulunmamaktadır. Buna karşılık dava dosyasına getirilen maddi vakıa, emtianın ıslanmış olduğudur. Ne şekilde ıslandığı, ıslanma zararının taşıyanın sorumluluk alanı içerisinde mi yoksa dışarısında mı meydana geldiği belli olmamakla birlikte, davaya konu emtialar teslim alındığı esnada bir hasar tespiti yapılmamış, hasar tespiti ancak mallar antrepoya getirildiğinde belirlenmiştir. Ayrıca yapılan testler sonucunda emtialardaki ıslanmaya deniz suyunun sebep olmadığı sabit olmuştur Ancak konteyner hasarının ve ıslanmanın taşımanın hangi safhasında meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılamadığından gümüş nitrat testinin de negatif çıktığı değerlendirildiğinde ve taşımaya konu konişmentodaki “…, …” kaydı gereği emtiaların gemiye hasarsız olarak teslim edildiği de yukarıda belirtildiği üzere ispat külfeti kendisinde olan davacı tarafından ispatlanamadığından; hasarın, davalının sorumluluk alanı içerisinde ve deniz taşıması esnasında meydana geldiğine dair mahkemede kanaat uyanmamıştır. Dosyaya sunulan bilirkişi raporundaki tespitler mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuş ve dayandıkları gerekçeler ile ulaştıkları tespitler ise mahkemece dosya kapsamı ve deliller ile uyumlu bulunduğundan bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece, hasar ihbarının süresinde yapılmadığı ve hasarın denizyolu taşıması sırasında meydana geldiğine dair tutanak bulunmadığından bahisle davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı şirkete sigortalı bulunan, … Tic. Ltd. Şti.’nin, İspanya’da Yerleşik … firmasından satın aldığı ayakkabı emtiasının Hong Kong/Çin’den İstanbul/Türkiye’ye nakliyesi işi 30.11.2015 tarih ve … no.lu navlun faturası kapsamında davalı … A.Ş. tarafından üstlenilmiş olup davalının üstlenmiş olduğu taşıma sırasında sigortalı emtialarda oluşan hasar, dava dilekçemiz ekinde sunulan “ Hasar Tutanağı ” başlıklı antrepo sorumlusu ve yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin imzalarının mevcut olduğu tutanak ile belgelendiği için TTK 1066/2. Mad. gereğince eksikliğin resmi memur tarafından belirlendiğinin tespiti karşısında, konu emtialarda hasar sebebiyle taşıyana ihbar yapılmasına gerek olmadığını, ayrıca TTK 1061. Maddesi gereğince, taşımanın başlangıcından yükün teslimine kadar yükte oluşan hasardan dolayı taşıyanın sorumlu olduğu açık olup, bilirkişi raporlarında belirtilen görüş esas alınarak tesis olunan Mahkeme hükmünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece, konşimento üzerinde load stow and count ibaresi bulunduğundan bahisle davalının, davaya konu zarardan sorumlu tutulamayacağı yönünde yapılan değerlendirmelere hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, konşimentoya dercedilen ” …, …” kaydı taşıyanın nezaret yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: karara dayanak oluşturan bilirkişi kök ve ek rapor da haklılığını ispatlar nitelikte olup, davalı şirketin dava konusu olayda ”taşıyıcı” konumunda olduğunu ve davaya konuyu ürünü tam ve eksiksiz olarak limana getirip teslim ettiğini, davacının iddia etmiş olduğu hasarın ise malın limana ulaştırılması sırasında değil de antrepoya tesliminden sonraki safhada gerçekleştiğini, bu sebeple davalı yana herhangi bir kusur addedilemeyeceğini, gerek yükleme ve tahliye limanında liman yetkilileri tarafından, gerekse gemide kaptanın gözetiminde güverte zabitleri tarafından düzenlenmiş herhangi bir hasar tutanağı sunulmadığını, yapılan testler sonucunda emtialardaki ıslanmaya deniz suyunun sebep olmadığının sabit olmakla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, deniz taşımasına konu emtiada oluşan hasar bedelini sigortalısına ödeyen sigorta şirketinin, ödediği bu bedeli taşıyan taraftan rücuen tahsili istemi ile başlattığı icra takibine itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hasarın deniz taşıması sırasında meydana gelip gelmediği, hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı bulunmadığı noktasındadır. Dava konusu taşımaya ilişkin… numaralı Konşimento, 06/11/2015 tarihinde, davacının sigortalısı … Ticaret Ltd. Şti’nin … firmasından ithal ettiği ürünlerin …/Hong Kong limanından Ambarlı/İstanbul limanına taşınmasına ilişkin olarak, taşıyıcı sıfatıyla … Ltd. tarafından düzenlenmişmiştir. Aynı taşımaya ilişkin … numaralı Konşimento, 03/11/2015 tarihinde, göndereni … Ltd., alıcısı … A.Ş. olarak, taşıyan sıfatı ile … Ltd. tarafından düzenlenmiştir.Taşımaya konu ithalata ilişkin satıcı tarafından kesilen faturalara … teslim kaydı işlenmiştir.Antrepo sorumlusu … ve yetkilendirilmiş gümrük müşaviri … tarafından düzenlenen 02.12.2015 tarihli hasar tutanağı ile; ” … plakalı araç 02.12.2015 tarihli ve … sayılı tescilli antrepo beyannamesi. Araç içerisinden … Tic. firmasına ait 666 kap malzemesinin 6 kap kısmen ambalaj hasarlı olduğu kayıta alınıp teslim alınmıştır. ” şeklinde hasar tespiti yapılmıştır. Davaya konu taşıma davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup, hasar ihbarında bulunulması üzerine, ekspertiz raporu alınmış ve tespit edilen hasar bedeli 4817,71 TL olarak 25/02/2016 tarihinde sigortalıya ödenmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “taşıma sırasında oluşan hasar üzerine ödenen sigorta tazminatının rücuen tazmini” sebebine dayalı olarak 4817,71 TL asıl alacak ve 146,91 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 10/06/2016 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı taraf, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 1178/2. maddesine göre; taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur. TTK’nın 1185/1,2,4. maddesine göre, zıya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır, ancak zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. Eşyanın incelenmesi tarafların katılımıyla mahkeme veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılmışsa bildirime gerek yoktur. Buna karşın eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir. Davaya konu taşımaya ilişkin oluşan hasar ile ilgili … Tic. Ltd. Şti. adına … ile … Ltd. Şti. Yetkilendirilmiş gümrük müşaviri adına … tarafından 02/12/2015 tarihinde 666 kap malzemeden 6 kap malzemenin kısmen ambalaj hasarlı olduğuna ilişkin tutanak düzenlenmiş olmakla birlikte, iç taşımanın davalının sorumluluğunda yapıldığına ve tutanağı düzenleyen … ve …’ün taşıyıcı taraf adına hareket ettiğine ilişkin bir herhangi bir ispat bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda tespit edildiği ve mahkemece de kabul edildiği üzere 02/12/2015 tarihli tutanağın TTK’nın 1185/1,2. maddesi anlamında ihbar/tespit olarak kabulü mümkün değildir. Davacı tarafça, TTK’nın 1066/2. Maddesi gereğince eksikliğin resmi memur tarafından belirlendiğinin tespiti karşısında emtiadaki hasar nedeniyle taşıyana ihbar yapılmasına gerek bulunmadığı ileri sürmüşse de, davacının dayandığı kanun maddesi 6762 sayılı ve taşıma tarihinde yürürlükte olmayan Ticaret Kanununa ilişkin olup somut olayda uygulanma yeri bulunmadığı gibi, bir eksik teslim de bulunmadığından davacının iddialarına itibar edilmesi mümkün değildir. Taşıma tarihinde yürürlükte bululunan TTK’nın 1185/2. maddesi uyarınca veya yetkili makam ya da bu husus için resmen atanmış uzmanlar tarafından yapılacak tespitlerde taşıyanın hazır olması halinde ihbara gerek yoktur. 02/12/2015 tarihli tutanak düzenlenirken taşıyıcı taraf hazır olmadığına göre geçerli bir tespitin varlığından bahsedilemez. Bu halde davacının, zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten ileri geldiğini ispat etmesi gerekir. Yaptırılan ekspertiz çalışmasında, hasarın sebebi olarak konteynerdeki delikden dolayı emtianın ıslanmış olması tespit edilmiştir. Ayrıca eksper raporunda emtianın ıslanma sebebinin tuzlu olmadığı ve konşimento üzerinde herhangi bir not bulunmadığı, ancak ıslanmanın konteynere sefer sırasında yağmur suyu girmesi şeklinde olabileceği belirtilmiştir. Konteynerdeki deliğin ve emtianın ıslanmasının taşımanın hangi aşamasında oluştuğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Geçerli bir ihbar bulunmadığından ispat yükü davacı taraf üzerinde olup, zararın taşıyanın sorumlu olduğu bir sebepten ileri geldiğini ispata yarar bir delil de dosyada mevcut değildir. Davaya konu taşımaya ilişkin olarak tespit edilen hasarla ilgili, taşıyıcı tarafa süresinde yapılmış bir ihbar bulunmadığından ve hasarın deniz taşıması sırasında meydana geldiği de ispat olunamadığından, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023