Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1206 E. 2023/582 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1206
KARAR NO: 2023/582
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2017/403 Esas – 2019/1143 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan ticari iş nedeni ile bir kısım faturalara dayalı müvekkili şirketin kısmen alacağının kaldığını, tüm uyarılara rağmen ödemediğini, davalı aleyhine Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yapmak zorunda kalındığını, davalının icra takibine yaptığı itirazla takibin durduğunu, borçlunun bu itirazının haksız olduğunu, borçlunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, borçlunun itirazının iptaline, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki takibin asıl alacak tutarı üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte devamına, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin de borçlu-davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aradaki ticari ilişkiye istinaden müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiği ürünleri müvekkiline teslim etmediğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde davacı yanın müvekkiline karşı alacaklı değil borçlu durumda olduğunu ileri sürerek, davacı tarafın davasının reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeni ile karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Davacı tarafça irsaliyelerdeki malların teslimin gerçekleştirdiklerine dair araçlara ait uydu takip çıktıları dosyaya ibraz edilmişse de davalı tarafça aynı celse bu delile muvafakat edilmemiştir. HMK madde 145 ve Hukuk Genel Kurulunun 2014/2-695 Esas, 2016/522 Kararı uyarınca davacının süresinde sunulmayan bu deliline karşı davalının açık muvafakatı da bulunmadığından dikkate alınmamasına karar verilmiştir. Kaldı ki, çıplak gözle incelendiğinde bile araçların gidiş tarihleri ile irsaliye tarihleri uyuşmamaktadır. Davacı ile davalı arasında alüminyum çamaşırlık satışına dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma veya cari hesap sözleşmesi olmadığı, davacının 5 adet faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 04/03/2016 tarihinde, cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının ibraz ettiği yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği olmadığı, davalı şirketin yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı tarafın davalı şirketten defterlerine göre 8.082,52-TL alacak, davalının defterlerine göre davacıdan 14.322,08-TL alacak tutarında alacaklı durumda olduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık konusu 5 adet fatura davalı ticari defter ve kayıtlarında yer almamaktadır. Davacı bu faturaların davalıya teslim edildiğini ispat edememiştir. 6100 sayılı HMK’nın 119/f maddesinde uyarınca, dava dilekçesinde iddianın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin yazılacağı açıkça hükme bağlanmıştır. Davacı vekili ne dava dilekçesinde ne de delil listesinde açıkça uydu ve kamera kayıtlarına dayanmış değildir. Yine davacı yemin deliline de dayanmadığından davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamış olup ispat edilemeyen davanın reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda da tesbit edildiği üzere taraflar arasında niza konusu olan dava konusu alacağa ilişkin faturaların tamamının tarafların ticari defterlerine işlenmiş olduğu ve ticari defterlere işlenmiş olmak bakımından taraf kayıtlarının uyumlu bulunduğunun açık olmasına karşın, uyuşmazlığa konu teslim tesellüm hareketlerinin üzerinde teslim şerhi/imzası bulunmayan bir kısım faturalardan kaynaklandığı, 5 adet toplamda 14.207,20 TL tutarlı faturalarda belirli ürünlerin tesliminin nizalı olduğu, rapora göre “tesellüm fişlerinin üzerinde açıklama olmadığından bahisle” teslim olarak telakki edilemeyeceği yönünden ispatlanamadığından bahsedilmiş ise de; bu tesbit dosyada mevcut belgeler, taraf defterleri, teslim tesellüm fişleri ile faturalar karşısında gerçeği yansıtmadığını bu nedenle niza konusu faturaların üzerindeki davalı imzaları ve davalıya tebliğine ilişkin kargo evrakları (dosyaya mübrez olmasına rağmen) usulünce ve hakkaniyetle değerlendirilmediğinden, davalının da savunmasını aşar şekilde rapor ibrazı ve nihayetinde ilgili bilirkişi raporunun esas alınmak sureti ile davanın reddedilmesi hatalı olmuş olup, dosyaya araç uydu takip sistem çıktılarının ibraz edildiğini, bilirkişinin “uydu takip sistemi ile ilgili değerlendirmenin uzmanlık alanı dışında olduğunu da bildirmiş olması karşısında” aşama itibari ile yerel mahkemeye yaptığımız itirazlarımızın da kabul edilerek; uydu takip sistemi hareketlerinin değerlendirileceği uzman bir bilirkişi raporuna da ihtiyaç duyulduğunun açık olup buna rağmen ilgi talebinin kabul edilmeyerek sonuca gidilip aleyhe karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, masrafı tarafınca karşılanmak üzere “araç uydu hareketlerinin de irdelendiği bir uzman bilirkişi raporu alınarak” yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmak sureti ile sonuca gidilmemesinin hakkaniyetli olmadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: Davacının icra takibinde belirttiği gibi alacaklı olmadığı hatta davalı tarafa borçlu olduğu Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/403E., 2019/1143K. Sayılı dosya kapsamı ile sabit olup taraflar arasında mevcut ticari ilişkiye istinaden davacı yan 8.082,52 TL değerinde “aliminyum çamaşırlık” teslim etmeyi taahhüt etmişse de iş bu taahhüdünü yerine getirmediğini, davacının iddiasını somut delillere dayandıramadığını, davacı tarafça dava dilekçesinde ve delil dilekçesinde dahi dayanılmayan uydu takip kayıtlarına yargılamanın gelmiş olduğu aşama da göz önünde bulundurularak muvafakat etmediğinden sunulan evraklara dayanılmamasının usul ve yasalara uygun olduğunu kaldı ki 06.11.2019 tarihli gerekçeli kararda da belirtildiği üzere kayıtların çıplak gözle dahi incelenmesinde araçların gidiş tarihleri ile irsaliye tarihlerinin uyuşmadığını, böylelikle uydu kayıtlarının incelenmesi için dosyanın teknik bilirkişiye gönderilmesinde muvafakati olmadığı gibi hiçbir hukuki yarar da söz konusu olmadığını, davacı taraf ürünlerin teslimine ilişkin kargo evraklarına dayanmış olsa da iş bu evrakların hangi faturaya ve hangi ürünlere ilişkin olduğuna dair herhangi bir ticari belge veya ticari kayıt söz konusu olmadığını, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı cari(açık) hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, cari hesabı oluşturan faturalara konu malların davalıya teslim edilip edilmediği noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “cari hesap alacağı” sebebine dayalı olarak 8.082,52 TL asıl alacağın 1.016,04 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsili istemiyle 07/03/2016 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 222/2,3. Maddesine göre, Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Bilirkişi aracılığıyla incelenen davacı ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davalıdan 8.082,52 TL alacaklı durumdadır. Davalı ticari defterlerine göre ise, davacının takibe konu faturalar dahil tüm faturaları davalının kayıtlarında yer almakta olup, takip tarihi itibariyle davacıdan 14.322,38 TL alacaklı görünmektedir. Taraf ticari defterlerindeki mutabakatsızlık, davacının 5 adet toplam 14.207,20 TL bedelli satış faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından ve yine davacının ticari defterlerinde … açıklamasıyla kayıtlı olan 7.500,00 TL’lik işlem ile …arÇık açıklamasıyla kayıtlı olan 699,83 TL’lik işlemin davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 64/2. Maddesine göre , Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde gerekçesinde tacirin bu yükümlülüğü belgeleme ve kaydın belgeye(evrak-ı müsbiteye) dayanması(belge yoksa kayıtta yoktur) ilkesine dayandırılmıştır. Davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 5 adet satış faturasının dördünde teslim alan kısmında kaşe-imza bulunmamaktadır. 11/05/2013 tarih ve … nolu faturadaki teslim alan kısmındaki imza ise davalı tarafça kabul edilememiştir. Davacı tarafça da bu imzanın davalı çalışanlarına ait olduğuna ilişkin bir delil sunulmamıştır. Ayrıca davacı taraf araçlarına ilişkin uydu takip sistemi kayıtlarına dayanmış ise de, bu kayıtlar davacı araçlarının davalının adresine gitmiş olmaları mutabakatsızlığa konu 5 adet faturaya konu malın davalıya teslimini ispata elverişli bulunmadığından sonuca etkili değildir. Davacının ticari kayıtlarında davalının 22.407,03‬ TL borçlandırıldığı işlemin, davalının ticari defterinde karşılığı bulunmadığından ve bu miktara ilişkin TTK’nın 64/2. Maddesinde düzenlenen ilkeye uygun bir belge de sunulmadığından davacının 22.407,03‬ TL yönünden ticari kayıtlarına itibar etme olanağı yoktur. Davacının ticari defterlerinde gerekli düzeltme yapılarak davalının defterinde kayıtlı olmayan 22.407,03‬ TL tenzil edildiğinde davacının alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/06/2023