Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1202 E. 2023/224 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1202
KARAR NO: 2023/224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2019
NUMARASI: 2017/804 Esas – 2019/739 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … A.Ş. bayisi olduğunu, davalı ile davalının taahhüdü altında bulunan …Tekstil firmasına ait binanın çatısının ve parapetlerinin sandviç panel kaplanması hususunda anlaşıldığını, anlaşmaya göre 9964 m2 panel çatı ve 1110 m2 panel cephe satışı toplamı 209.866,07 USD olarak gerçekleştiğini, ayrıca davalıya sözleşme harici aynı yer ile ilgili 384,05 m2 daha cephe paneli satıldığı, bu durumun 30.12.2016 tarihli … seri numaralı faturaya toplam sandviç panel 1494,05 m2 ve sandviç panel 9953,55 m2 sandviç panel olarak da yansıtıldığını, ayrıca 1494,05 m2 ve 9953,55 m2 sandviç panellerin … Seri A sıra no sevk irsaliyesi ile 30.12.2016 tarihinde davalı şirkete teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalıya 30.12.2016 tarihli … seri nolu 217.788,27 USD. (665.273,43 TL.)’lik fatura tanzim ettiğini, ancak anlaşmanın ve satışın dolar üzerinden olması ve ödemelerin dolar çekiyle yapılacağı hususu sözleşmede belirtilmiş olmasına rağmen, davalı şirketin borcuna karşılık TL. çekleri verdiğini, davalının yaptığı ödemelerin sözleşme uyarınca ödeme tarihindeki dolar satış kuru üzerinden USD’ye çevrildiğini, davalının gerek sözleşmeden kaynaklı gerekçe sözleşme dışı 384,05 m2 için … seri numaralı faturaya konu diğer satıştan toplam 217.788,27 USD. alacağının oluştuğunu, davalının yaptığı ödemelerin sözleşme uyarınca vadesindeki TCMB döviz satış kuruna göre USD’ye çevrildiğinde davalının davacı şirkete 210.753,60 USD. ödeme yaptığını ve 7.034,67 USD. borcunun kaldığını, bu borcun ödenmemesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını davalının haksız itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek davalının 3.şahıslardaki hak ve alacakları ile varsa menkul ve başkaca gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini, asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faizi ile birlikte tahsiline, borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiği takip tutarı üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalının toplamda aldığı çatı ve panel USD borcunun 209,866.07+7930.62 USD=217,796,69 USD olduğunu, ancak davalının 210,753.60 USD ödeme yaptığını, 217,796.69USD-210,753.60USD=7043,09 USD aldığı mal ve hizmet ile ilgili müvekkiline ödeme yapmadığını, malın bedelinin USD olup toplam 217,796.69USD’nin müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalının ise USD olarak eksik ödeme yaptığını, davalının kendisine ait şantiyeye müvekkilinin bilgisi haricinde kendi gecikmelerini telafi etmek için bir iki gün 2 saat civarı başka işçi getirdiğini, müvekkilinin gerek can güvenliği, gerek iş güvenliği, gerekse sözleşmesel olarak bunun sorumluluğunu almayacağını belirttiğini, bunun maliyetini ise müvekkiline haksız ve afaki tutarlarla yıkmaya çalıştığını, davalının ödemeleri TL olarak yaptığı yönündeki beyanın sehven kaleme alındığını, davalının ödemelerini USD yaptığını, ancak ödemeleri eksik yaptığını, dava konusu alacak USD olmasına rağmen Vergi Usul Kanunu 215. Madde uyarınca “Kayıt ve Belgelerde Türk Para Birimi kullanılır Belgeler Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir düzenlemesine uygun olarak faturanın düzenlendiğini beyanla borçlunun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sunmuş olduğu 24.08.2016 tarihli sözleşmenin karşılıklı olarak imzalandığını, sözleşme konusu olan ve davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu malzemelerin ve imalatların davacı şirket tarafından yerine getirildiği,ni ancak davacı tarafça ödenmesi gereken 6.056,23 TL.’lik işçilik bedelinin davalı tarafından yapıldığı için kendilerine fatura edildiğini, ancak bu faturanın nedensiz olarak davalıya iade edildiğini, sözleşmede belirtilen hususların tamamının (6.056,23 TL.’lik bölümü hariç) davacı tarafça yerine getirildiğini bu sözleşme karşılığı davalının davacı firmaya 15.10.2016 tarihinden başlamak üzere en son 31.03.2017 vadeli 10 adet USD. çeki keşide edildiği ve davacı yana teslim edildiğini, bu çeklerin toplam bedelinin 210.887,54 USD. olduğu, vade tarihlerindeki satış kurlarından karşılığının 709.894,52 TL. olduğunu, ancak davacının 30.12.2016 tarihli 665.273,43 TL.’lik fatura düzenleyerek davalıya 24.01.2017 tarihinde ulaşacak şekilde gönderdiğini, ancak bu faturada sözleşmenin aksine ödeme tarihindeki T.C.Merkez Bankası döviz satış kurları dikkate alınmadığını, 1 USD. karşılığı 3,0547 TL’yi baz alarak 217.788,27 USD. karşılığı olarak düzenlendiğini, fatura tarihi olan 30.12.2016 tarihinde 1 USD. karşılığı 3,5255 TL. olup çek vadelerinin genel USD. ödeme ortalamasının ise 3,3662 TL. olduğu, bu sebeple sözleşmeye aykırı olarak eksik fatura düzenlendiğini, sözleşmenin 8.a maddesi gereğince davacı firmanın kur farkı faturası kesmemesinden dolayı davalının davacı firmaya hak ettiğinden fazla ödeme yaptığını, dolayısıyla takipte belirtilen 7.034,67 USD. borcu bulunmadığı gibi toplamda 11.054,30 USD. ve 6.056,23 TL. alacaklı durumda olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, davacı firmadan olan alacaklarına ilişkin haklarının saklı tutulmasına, harç, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında kabul edilen 24.08.2016 tarihli sözleşmenin 8 ve 8-a maddelerinde belirtiği üzere; müvekkilinin kendisine düşen ödeme planına uygun şekilde, Amerikan Doları Çekleri ile bizzat döviz olarak, zamanında ödeme yaptığını, ancak davacının döviz karşılığı yapılan Türk Lirası ödemelerinde ödeme tarihindeki TCMD Döviz Satış Kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı fatura kesmeyip, (+,-) kur farkı faturası da kesmediğini, müvekkiline döviz bedelli çekleri ödediği tarihten itibaren geçerli olacak ve kesmesi gereken 767.812,45-TL fatura kesmeyerek, noksan fatura kesildiğini, müvekkilinin davacı tarafından kesilen faturadan çok daha fazlasını davacıya ödediğini ve bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” ,Yapılan yargılama ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının ve sözleşmenin incelenmesine karar verilmiş ve tarafların ticari defter ve kayıtları ile sözleşme incelenmiştir. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davacının davalı şirketten takip tarihi itibariyle 12.777,56 TL alacaklı olduğu davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde davalı şirketin davacı şirketten 85.311,64 TL alacaklı bulunduğu görülmüştür. Bu aşamada taraflar arasındaki bu uyuşmazlığın kaynağının irdelenmesi gerekmiştir. Taraflar arasındaki satım sözleşmesinin irdelenmesinde işin birim fiyatının USD üzerinden hesaplandığı ödemelerin USD üzerinden yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Fakat davalı tarafça 26/08/2016 , 08/11/2016 , 03/12/2016 tarihlerinde USD ve EURO cinsinden çek ile ödemeler yapılmıştır. Davalı tarafça davacıya yapılan ödemelerin ödeme tarihlerindeki kurlar üzerinden USD hesabı yapıldığında toplam bedelinin 210.753,60 USD olduğu görülmüştür. Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus şudur ki; davacı tarafça davalıya kesilen fatura USD cinsinden olmayıp TL cinsindendir. Fakat 217.788,27 USD karşılığı 665.273,43 TL olarak gösterilmişse de kesilen faturanın tarihi itibariyle TL karşılığı yanlış hesaplanmış olup aslında 769.184,60 TL olarak hesaplanmalı ve bu şekilde fatura edilmeli idi. Zira davacı tarafça kesilen TL bedelli faturanın kesim tarihi itibariyle USD karşılığı 188.366,68 USD olmakla davalının çekler vasıtası ile yapmış olduğu ödemelerin tutarı 210.887,55 USD oluşu göz önünde bulundurulduğunda davacının eksik faturalandırma yaptığı görülmüştür. Bu noktada davacının faturalandırmadığı ve kendi ticari defter ve kayıtlarında alacaklı olarak görünmediği bir alacağı talep etme hakkının bulunamayacağı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçeler ışığında davacının davasının sübut bulmadığı için davanın ve koşullarının oluşmaması sebebiyle kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağının sözleşmeye, ticari satış ve hizmete ve içeriği Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerince kesinleşen faturaya dayanmakta olup son Bilirkişi raporunda 6,900.72USD olarak alacağın varlığı görüldüğünü yine dosyadan yaptırılan önceki bilirkişi raporunun 6.4 no’lu bendinde ve 4.5 bendinde açıkça takip tarihi itibari ile davalı yandan 7,034.67 USD alacaklı olduğunun tespit edildiğini ve raporun 6.1 maddesinde de incelemeye sunulan defterlerinin 6102 sayılı TTK. ilgili hükümleri açısından usulüne uygun olduğunu ve delil niteliğinde olduğunun belirtildiğini, ancak gerek sözleşme gerek ticari kayıtlarda alacağının varlığı görülmüş ve tespit edilmiş olmasına rağmen borcun istenebilirliği (muaccelliği) açısından yanlış ve Hukuk Genel Kurulu kararına aykırı bir hukuki değerlendirme yapıldığını, taraflar arasında dolar üzerinden anlaşma yapılmış olup davalı tarafa dolar üzerinden mal satıp montajını yapmış, mal teslim edildikten ve hizmet yapıldıktan sonra davalı ise almış olduğu malın bedelini müvekkilime eksik ödemiştir. Müvekkil ise dolar üzerinden fatura kesemeyeceği için o günkü kurdan mal bedeli ve hizmet ile ilgili fatura düzenlemiştir. Kesinleşmiş Fatura içeriğinde de malın USD karşılığı ve metrajı açık bir şekilde yazmaktadır. Davalı ise müvekkilimin tüm harici başvurularına rağmen eksik tutarı müvekkilime tamamlamamış ve kur farkı faturasını bahane etmiştir. Oysa davalı satın aldığı malın bedelini tam ödemediği için tüm tutar üzerinden (ödeme tarihi mevcut olmadığından) tam kur farkının hesaplanması da mümkün olamamıştır. Mahkeme kararının aksine, Dava konusu mal teslim edilip montajı yapılarak alacağımız zaten muaccel olmuştur. Kaldı ki ortada m2 ölçüsü ve birim tutarı ve dolar karşılığı mevcut keşide edilmiş ve kesinleşmiş bir fatura da zaten mevcuttur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kalan alacağı talep etmek için bırakın kur farkı faturasını, asıl faturanın bile varlığını aramamakta ve Faturanın tek başına borç doğuran bir belge olmadığını ve borcun doğumu ve istenebilir(muaccel) olmasında da faturanın önemli olmadığını açık bir şekilde vurgulamaktadır. Yerel Mahkeme ise, Hukuk Genel Kurulu kararına aykırı olarak borcun istenebilmesi için ayrıca bir de kur farkı faturası kesilmesi gerektiğine karar vermiştir.Oysa ki müvekkilim alacağını tam almamıştır. Kaldı ki kur farkı faturası taraflar arasında alacak vereceği değil vergisel konuları ihtiva eden bir hususturr . Hukuk Genel Kurulu kararında da görüleceği üzere Fatura tek başına borç doğuran bir belge olmayıp, (Kaldı ki müvekkilce davalıya metraj ve dolar karşılığı mevcut asıl fatura tanzim edillmiş ve fatura da kesinleşmiştir)alacağın istenebilirliği (muaccelliği) davalının almış olduğu malın bedelini ödememesi için işbu husus bahanesi de olamaz. Borcun tamamı ödendiği zaman ödenen tutarın kuru da ödeme tarihindeki kur üzerinden hesap edilerek tek bir kur farkı faturası tanzim edilecektir.Kaldı ki; bilirkişi işbu davanın konusu olmayan vergisel konulara havi kur farkı fatura tutarını da yanlış hesaplamıştır. Alacağımız sözleşme ve ticari kayıtlarla ortadadır ki dosyadaki her iki bilirkişi de alacağımızın varlığını açıkça tespit etmiştir. Tespit edilen alacağımızın muaccellik hususu ise hukuki bir tespit olup, vergisel kur farkı faturası ile hukuki hiçbir bağlantısı yoktur. Hukuki bir tespit olan borcun muaccelliği yine muhasebeci bilirkişilerin görev, yetki ve yetkinliğinde bir husus zaten hiç değildir beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari(açık) hesap-fatura ve sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının ürün bedelinin tamamını ödeyip ödemediği noktasındadır. Taraflar arasında 24/08/2016 tarihinde çatı sandviç panel ve cephe sandviç panel işiyle ilgili olarak 209.866,07 USD bedelli olarak sözleşme imzalanmıştır. Davacı tarafça, davalı hakkında 30/12/2016 tarih ve … nolu fatura “sandviç panel” açıklamasıyla 217.788,27 USD karşılığı 665.273,43 TL olarak düzenlenmiştir. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “fatura, cari hesap ekstresi ve sözleşme” sebebine dayalı olarak 7.034,67 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 16/03/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı tarafça diğer savunmalarının yanı sıra davacıya 210.887,54 USD ödeme yapıldığı savunulmuştur. Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Davacının incelenen ticari defterlerine göre davalıdan 7.034,67 USD alacaklıdır. Davalının davaya konu ticari ilişki nedeniyle ticari defterlerine göre davacıya 6.900,73 USD bakiye borcu bulunmaktadır. Taraf defterlerindeki 133,94 USD’lik bu fark davalının toplam 67.700,00 Euro ödemesinin USD’ye çevrilmesi sırasında davacının toplam ödemeyi 210.753,60 USD, davalının ise 210.887,55 USD olarak kayıtlarına almasından kaynaklanmaktadır. 05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda davalının ödemesinin 210.887,55 USD olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle davalının bakiye borcu 6.900,73 USD’dir. Ancak, davalı taraf cevap dilekçesinde, davacının TL cinsinden düzenlediği eksik fatura nedeniyle 5.237,30-USD yani 12.212,18-TL KDV kaybı ve 5.817,00-USD yani 13.569,09-TL kazanç üzerinden vergi kaybı olarak, ayrıca davacının yapması gereken montaj işine ilişkin işçilik işinin kendileri tarafından yapılması sonucu da 6.056,23-TL zarara uğradıklarını savunmuştur. Bilirkişi incelemelerinde davalının bu yöndeki savunmaları değerlendirilmediği gibi mahkemece de bu savunmalar üzerinde durulmamıştır. Mahkemece davalının savunmalarında ileri sürdüğü hususlar hakkında bir mali müşavir ve bir inşaat mühendisinden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/03/2023