Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1201 E. 2023/851 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1201
KARAR NO: 2023/851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2019
NUMARASI: 2015/442 Esas – 2019/223 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında bulunan cari hesap ilişkisi nedeniyle müvekkilinin 7.949,44 USD cari hesap alacağı doğduğunu, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarında bir kısım ödemeler yaptığını, bu ödemeler sonucunda kalan alacak bakımından davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ödeme emrine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26/05/2014 tarihli 7.449,44 USD tutarlı cari hesap ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin borcu zamanında ve eksiksiz olarak ödediğini, borcun ödenmiş olmasına rağmen müvekkiline ödeme emri gönderildiğini, müvekkilinin borca itiraz ettiğini, davacının cari hesap ilişkisini açık bir şekilde kanıtlaması gerektiğini, sunulan faturaların tek başına bu ilişkiyi ıspata yeterli olmadığını, buna ek olarak irsaliye ve teslim belgelerinin sunulması gerektiğini, müvekkilinin ödeme yapmış olmasına rağmen haksız olarak dava açıldığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verilen hizmetler karşılığında faturalar düzenlendiği, tarafların karşılıklı beyanları ve cari hesap ilişkisi kapsamında davalının yapmış olduğu kısmi ödemeler dikkate alındığında davacı tarafından hizmetin verildiği hususunun kanıtlanmış olduğu, hizmetin verilip verilmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davacının usulüne uygun tutulmuş yasal defter kayıtları ve kısmen davalının yasal defter kayıtları ile doğrulandığı üzere davacı ile davalı arasında cari hesabın USD ve TL bazında ayrı ayrı yürütüldüğü, bu kapsamda davacının 7.949,44 USD ve 3.351,10 TL alacağının bulunduğu, davacı tarafından USD ve TL alacakları bakımından ayrı ayrı Küçükçekmce … İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarında icra takibi başlatıldığı, her iki icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takiplerin durdurulmasına karar verildiği, davalı tarafından takip tarihlerinden sonra değişik tarihlerde toplam 6.800,00 TL ödeme yapıldığı, davacı vekilince bu ödemenin 3.800,00 TL kısmının … Esas sayılı dosyasına yapıldığının, 3.000,00 TL kısmının ise dava konusu olan … Esas sayılı dosyaya yapıldığının belirtildiği ve davamızın yapılan ödemenin TL karşılığı düşülerek 6.629,60 USD üzerinden açılmış olduğu, yapılan ödemelerin hangi dosya borcuna mahsuben yapıldığı hususunda bir kayıt bulunmaması nedeniyle davalının ödeme savunması doğrultusunda davalı tarafından yapılmış olan 6.800,00 TL ödemenin davamız konusu olan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya borcundan düşülmesi gerektiği, bu kapsamda 6.800,00 TL ödemenin bilirkişi raporuyla tespit edilen ödeme tarihlerindeki kur üzerinden USD karşılığının 2.731,29 USD olduğu, takip konusu asıl alacak tutarından tespit edilen bu tutarın düşülmesi sonucunda davamız bakımından davacının 5.218,15 USD alacağının kaldığı sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının takip tarihi öncesinde temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle işlemiş faiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ayrıca alacak likit olup, davalının itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına tazminata hükmedilmiş, davacının takipte kötüniyetli olmadığı gibi davanın işlemiş faiz istemi yönünden reddi nedeniyle yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin tesis ettiği kararda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalı müvekkili lehine vekalet ücreti tesis edilmeyerek gerekçeli kararın yazıldığını, kendi lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davada reddedilen kısım yönünden kendileri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar bilirkişi incelemesi sonucu tespit edilen toplam miktarın dava konusu icra dosyasından mahsup edilerek hüküm kurulmuşsa da bu durumun müvekkilinin kusurundan kaynaklanmadığını, davanın kısmen kabulüne karar verildiğinden Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığını, belirtilen sebepler neticesinde davalı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini ve yerel mahkeme kararının onanmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiş olmakla birlikte davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş, davalı tarafça lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle karar istinaf edilmiştir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasındadır.6100 sayılı HMK’nın Madde 326/1. Maddesinde Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, 2. Fıkrasında ise Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme yargılama giderlerini tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılacağı düzenlenmiştir. HMK’nın 323/1-ğ maddesine göre vekâlet ücreti de yargılama masraflarındandır. Somut olayda davacı tarafça 6.629,60 USD alacak için dava tarihindeki USD kuru 2.7293 TL üzerinden hesaplanan 18.094,16 TL üzerinden harç yatırılarak eldeki dava açılmış, itirazın sadece 5.218,15 USD asıl alacak yönünden iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece dava değerine göre reddedilen kısım 1.411.45 USD olup dava tarihi itibarıyla TL karşılığı 1.411,45 USD X 2.7293 TL=3.852,27 TL üzerinden hesaplanan vekalet ücretine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 341/2. Maddesine göre, miktar ve değeri 2019 yılı için 4.400,00 Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Mahkemece istinaf eden davalı aleyhine karar verilmeyen vekalet ücretinin hesaplanması gereken davanın reddedilen kısmı 3.852,27 TL’dir. Ayrıca anılan maddenin dördüncü fıkrasında da alacağın tamamının dava edildiği durumlarda asıl talebin kabul edilmeyen bölümü istinaf sınırının altında kalan tarafın istinaf yoluna başvuramayacağı düzenlenmiştir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince, karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesi de sonuca etkili değildir.Her ne kadar İlk derece Mahkemesince davalının lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi nedeniyle kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de; miktar itibariyle hüküm tarihinde geçerli olan istinaf sınırını geçmeyen bu kısma karşı HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca istinaf kanun yoluna başvurulamayacağından davalının istinaf dilekçesinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 346/1. Maddesi uyarınca REDDİNE,2-İstinaf yoluna başvuru sırasında alınan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde davalıya iadesine,3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/09/2023