Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/12 E. 2020/350 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/12
KARAR NO : 2020/350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2018
NUMARASI : 2016/1120 Esas – 2018/721 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki iş ilişkisinden doğan rekabet yasağının ihlalinden kaynaklanan cezai şart borcu sebebi ile K.Çekmece ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı sebebi ile durduğunu ve davalının itirazının haksız olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına,itirazın kötü niyetli olarak yapıldığından davalıdan % 20’den az olmamak üzere icra inkan ödencesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: alacağın zamanaşımına uğradığını belirtmiş ve davanın davacının iş aktinin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebi ile istenen cezai şart olduğunu ve ticari dava olup mahkemenin görevsiz olduğunu,davaya konu gizlilik sözleşmesinin geçersiz olup davalının sözleşmenin imzalanmaması halinde hakedişlerini alamayacağının belirtildiğini ve sözleşmenin davalıya işten ayrılma tarihinde imzalatıldığını ancak imza tarihi olarak davalının işe giriş tarihi olan 17.09.2012 olarak yazıldığını,sözleşmenin 17.09.2012 tarihinde … Ltd.Şti’nin kurulduğunu,gizlilik sözleşmesi olarak imzalatılan belgenin geriye dönük olarak davalının rızası dışında yasaya aykırı olarak imzalatılarak tarihinin sonradan atıldığını,davalının işe başladığı davacı ….Tic.Ltd.Şti’nin ortağı olan …’ın 12.08.2013 tarihinde davacı şirket ile paylarını devrederek ilişiğini kestiğini,…’ın 12.08.2015 tarihine kadar ortak olması sebebi ile davalının konumunun önemini yitirdiğini, davalının … Fuarcılıkta çalıştığı iddiasının doğru olmadığını,gizlilik sözleşmesi olarak imzalattırılan belgede davalının çıkarlarının korunmadığını ve ECR’de çalışmaması karşılığı herhangi bir ödeme yapılmadığını, imzalatılan sözleşmeden davalıya suret verilmediğini ve davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmede yasa hükümlerine uyulmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “davacı tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 12.456 TL alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın takibe konu cezai şartın davalının davacıya ödemesinin gerekip gerekmediği hususunda olup, davacı taraf davasını davalı taraf ile gizlilik sözleşmesinin davalı tarafından rekabet yasağının ihlali nedeniyle 12 aylık ücretin cezai şart olarak davalıdan alınmasına dayandırmış, duruşmada dinlenen davacı tanığı … yeminli beyanında; gizlilik sözleşmesinin davacı ile davalı arasında 2015 yılında imzalandığını, kendisinin de davacı şirket ile gizlilik sözleşmesini 2015 yılında imzaladığını, davacı tanığı … yeminli beyanında; davacı ile davalının arasında gizlilik sözleşmesine ilişkin bir bilgisinin olmadığını, davalıyı şirketten ayrıldıktan sonra katıldıkları … deki fuarda …Dergisi standında otururken gördüğünü, davalının hangi firmada ne iş yaptığını bilmediğini, davacı tanığı … yeminyi beyanında; taraflar arasında gizlilik sözleşmesi yapıldığını bildiğini ancak tarihini bilmediğini, davalının işten ayrıldıktan bir iki ay sonra kendisine … Dergisinde çalıştığını söylediğini, davalının çalıştığı firmanın davacı firmanın rakip firması olduğunu, davalının bu firmaya davacı firmanın bilgilerini verip vermediğini bilmediğini, davalının ayrıldıktan sonra kendi çalıştığı şirketin iş performansında bir değişiklik olmadığını, davalının çalıştığı firmanın isminin … olduğunu, davalı tanığı … yeminli beyanında; kendisinin … Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu, davalının kendi şirketinde hiçbir zaman çalışmadığını, bu şirketi 12/09/2013 tarihinde kurduğunu, davalı tanığı … yeminli beyanında; … ile 2013 yılında … şirketini kurduğunu, davalının bu şirkette çalışmadığını; olduğunu beyan etmişler, dinlenen tanık beyanları ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının gizlilik sözleşmesinde belirtilen rekabet yasağını çiğnediğine dair delil bulunmadığından ve yine tanık beyanlarında gizlilik sözleşmesinin 2015 tarihinde imzalandığı, davalının davacının aleyhine şirket sırlarını rakip firmalara verdiğine dair bir delil olmadığından subut bulmayan davanın reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirket diye 17.09.2012-01.10.2015 tarihleri arasında dış ilişkiler müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin kurulduğu tarihte davalı ile davacı şirket arasında TBK’nın 444 ve 445 maddelerine uygun olarak gizlilik sözleşmesinin imzalandığını, derginin Kasım 2016-104 sayısında davalının bizzat gizlilik sözleşmesinde adı geçen … Ltd.Şti. ile bu şirketin yayınlarından olan … dergisinde çalıştığının ispatlandığını, davacının … dergisinin Kasım 2016 sayısının 20 ve 21 sayfalarında … ekibi alt başlığı altında stant önünde yaka kartı ile davalı …’ın … dergisinin ortağı alan … ve diğer çalışanlar ile poz verdiğini, derginin 5. sayfasında dergi sahiplerinden …’ın giriş yazısı ve derginin çalışanlarının isim soyisim ve dergideki görevlerine yer verildiği kısımda …’a, … ismi ile dış ilişkiler müdürü olarak yer verildiğini, derginin internet adresindeki dergi arşivi incelendiğinde davalının davacı şirketten ayrılmasının hemen ardından Kasım 2015 sayısından itibaren davalık … ismi ile dış ilişkiler müdürü olarak yer verildiğini, tanık anlatımlarından davalının gizlilik sözleşmesini adı geçen firma ile çalıştığının doğrulandığını, Gizlilik Sözleşmesi’nin iş akli kurulurken imzalandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşme tarihinin doğru yazılmasının sözleşmenin geçerlilik şartı olmadığı gibi Davalı tarafından ispat edilen bir irade sakatlığı da bulunmadığını, davalının davacı şirketin dış ilişkiler müdürü olarak çalıştığını, dolayısıyla davacının üretim sırları ile müşteri çevresine nüfuz ettiğinin açık olduğunu, davanın konusunun tazminat değil cezai şart olduğu da dikkate alınarak davanın kabulü gerekirken davacı şirketin sırlarının rakip firmaya verildiğine dair delil yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, rekabet yasağının farkında olan … ve Davalının Davacı şirket diye 7.09 201 202 12.05 tarihleri arasında Dış İlişkiler Müdürü olarak çalıştığını, iş akdinin kurulduğu tarihte davalı ile Davacı şirket arasında Rebeka’nın 444 ve 445 maddelerine uygun olarak gizlilik sözleşmesinin imzalandığını, Kasım 2016-104 sayısında davalının bizzat gizlilik sözleşmesinde adı geçen … Ltd ile bu şirketin yayınlarından olan … dergisinde çalıştığının ispatlandığını, davacının … dergisinin Kasım 2016 sayısında 20 ve 21 sayfaların da … ekibi alt başlığı altında dans önünde yaka kartı ile davalı …’ın … dergisinin orta alan … ve diğer çalışanlar ile poz verdiğini, derginin 5. sayfasında dergi sahiplerinden …’ın giriş yazısı ve derginin çalışanlarının İsim soyisim ve dergideki görevlerine yer verildiği kısımda …’a … ismi ile Dış İlişkiler Müdürü olarak yer verildiğini, Derginin internet adresindeki dergi arşivi incelendiğinde davalının Davacı şirketten ayrılmasının hemen ardından Kasım 2015 sayısından itibaren davalık … ismi ile Dış İlişkiler Müdürü olarak yer verildiğini, Tanık anlatımlarından davalının gizlilik sözleşmesini adı geçen firma ile çalıştığının doğrulandığını, Gizlilik Sözleşmesi’nin iş adli kurulurken imzalandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşme tarihinin doğru yazılmasının sözleşmenin geçerlilik şartı olmadığı gibi Davalı tarafından ispat edilen bir irade sakatlığı da bulunmadığını, davalının davacı şirketin Dış İlişkiler Müdürü olarak çalıştığını, Dolayısıyla davacının üretim sırları ile müşteri çevresine nüfuz ettiğinin Açık olduğunu, davanın konusunun tazminat değil cezai şart olduğu da dikkate alınarak davanın kabulü gerekirken davacı şirketin sırlarının rakip firmaya verildiğine dair delil yokluğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, rekabet yasağının farkında olan … ve …ım rekabet yasağından kaçmak amacıyla davacıyı sigortasız çalıştırdığını, kanunda sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili için müşterilerin azalması zararın oluşması neye şirket sırlarının rakip firmaya verildiğinin ispatlanması şeklinde herhangi bir şart aranmadığını, zarar tehlikesinin bulunmasının sözleşmenin geçerliliği ve cezai şartın tahsili için yeterli olduğunu, bu sebeple takipteki itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, rekabet yasağından kaçmak amacıyla davalının sigortasız çalıştırıldığını, kanunda sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın tahsili için müşterilerin azalması, zararın oluşması, veya şirket sırlarının rakip firmaya verildiğinin ispatlanması şeklinde herhangi bir şart aranmadığını, zarar tehlikesinin bulunmasının sözleşmenin geçerliliği ve cezai şartın tahsili için yeterli olduğunu, bu sebeple takipteki itirazın iptaline karar verilmesi gerektiğini beyan ederek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 444 vd. maddelerinde düzenlenen ve gizlilik sözleşmesi ile kararlaştırılan işçinin rekabet etme yasağını ihlal etmesi nedeniyle rekabet yasağı kaydına bağlanan cezai şartın tahsili davasıdır.
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, rekabet etme yasağı kaydının geçerli olup olmadığı ve davalının eylemlerinin rekabet yasağını ihlal niteliğinde olup olmadığı noktasındadır.Davalı, davacı işveren nezdinde 17/09/2012 tarihinde çalışmaya başlamış ve 02/10/2015 tarihinde ise işten ayrılmıştır. Taraflar arasında 17/09/2012 tarihli gizlilik sözleşmesinin 5.4 maddesinde, iş sözleşmesinin bitiminden itibaren 2(iki) yıl süre ile rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçinin, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, aynı maddenin 444/2. maddesinde ise, rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı kaydının geçerliliği için zararın gerçekleşmesi şart olmayıp, işçinin edindiği bilgilerin iş verenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması yeterlidir. Davalının işten ayrılış bildirgesine göre, işten ayrılış nedeni(kodu) 04 olarak belirtilmiştir. SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Bağımsız ve Hizmet Akdiyle Çalışanlar Tescil ve Hizmet Daire Başkanlığı’nın 22/2/2013 tarih ve 2013/11 sayılı genelgesine göre 04 nolu işten ayrılış kodu belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshini ifade eder. Tarafların dilekçelerinde iş akdinin ne şekilde sona erdiğine ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır. Dinlenen davacı tanıklarından ikisi iş akdinin ne şekilde sona erdiğini bilmediklerini beyan etmişler, davacı tanığı … ise davalının anlaşmalı olarak davacı şirketten ayrıldığını bildiğini söylemiştir.TBK’nın TBK 447/2. Maddesi, sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer, şeklindedir. İşten ayrılış bildirgesine göre iş akdi davacı iş veren tarafından sona erdirildiğinden, davacı iş verenin sözleşmenin, haklı bir sebeple feshedildiğini ispatlaması gerekir. Davacı taraf kendisi tarafından SGK’ya bildirilen resmi kaydın aksini ispatlayabilmiş değildir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 02/10/2015 tarihinde davacı iş veren tarafından sona erdirilmesi karşısında 17/09/2012 tarihli gizlilik sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte sona erdiğinin kabulü gerekir. Yargıtay 11. HD.’nin 18/09/2019 Tarih, 2018/4426 Esas ve 2019/5555 sayılı Kararında, TBK 447/2 hükmünde de belirtildiği gibi; işverene yüklenebilen nedenlerle iş akdinin son bulması halinde rekabet yasağı hükümleri son bulacağı, Yargıtay 11. HD.’nin 13/12/2017 Tarih, 2016/5412 Esas ve 2017/7227 sayılı Kararında ise, işverenin işçinin rekabet yasağına aykırı davranmasından dolayı cezai şartı isteyebilmesi için TBK m.447/2 uyarınca sözleşmenin işçi tarafından haksız olarak feshedilmesinin gerektiği vurgulanmıştır. Davaya konu olayda işçinin rekabet yasağı sona erdiğinden davacının rekabet yasağının ihlali nedenine dayalı cezai şart talep etmesi mümkün değildir. Bu haliyle istinaf incelemesine konu Mahkeme kararı sonucu itibariyle doğru olup, istinaf talepleri yerinde değildir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/11/2020