Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1193 E. 2022/1475 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1193
KARAR NO: 2022/1475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2017/904 Esas – 2019/618 Karar
DAVA: Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 17/10/2017
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; iplik üretim ve satışı yapan davalı şirketle 05.01.2015 tarihinde varılan faks mutabakatına göre çeşit, miktar ve renkleri belirtilen toplam 14,666 kg ipliğin 05.03.2015-15.05.2015 tarihleri arasında davacılara teslimi karşılığında, birim fiyatı 4,5 USD olmak üzere hesaplanan toplam 66.000 USD bedelli, sıralı 30.10.2015-30.09.2012 başlangıç/bitiş tarihli 12 adet bono düzenlenerek verildiğini, davalı şirket tarafından sipariş konusu ipliklerden sadece 21.04.2015 tarihli 10057 sayılı ve 08.07.2015 tarihli … sayılı faturalara konu toplam 5.452,74 kg teslim edildiğini, geriye kalan 9.213,26 kg ipliğin ise müteaddit talep ve uyanlara rağmen bugüne değin davacılara teslim edilmediğini, davalı şirket tarafından 30.10.2015 vade tarihli 5.500,00 USD bedelli ve 30.11.2015 vade tarihli 5.500,00 USD bedelli iki senetten dolayı Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas, 30.12.2015 vade tarihli 6.000,00 USD bedelli ve vade tarihli 6.000,00 USD bedelli iki senetten dolayı da İstanbul … İcra Müd.’nün … Esas sayılı dosyalarından davacılar hakkında toplam 23.000,00 USD tutarında icra takibi başlatıldığını, bakiye 9.213,26 kg ipliğin teslim edilmediğinden, bedelsiz kalan 41.462,67 USD tutarındaki diğer senetler yönünden nasıl bir yol izleneceğinin ise taraflarınca öngörülemediğini, davalı şirketin teslim ettiği mal bedelinin 24.537,33 USD olup, karşılığı ipliğin teslim edilmediğinden yedinde bedelsiz kalan bakiye (66.000,00 – 24.537,33 =) 41.462,67 USD tutarındaki senetlerin tahsil hakkı bulunmadığını, davalı şirketin, müteaddit talep ve uyanlara rağmen sipariş konusu bakiye iplikleri teslim etmemesi sebebiyle davacıların, Gaziosmanpaşa …Noterliği’nin 05.02.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, kalan 9.213,26 kg ipliğin teslim edilerek vadelerinde senet bedellerinin tahsili ya da karşılığının mallar teslim edilmemekle yedinde bedelsiz kalan senetlerin iade edilmesi uyarısında bulunulduğunu, davalı şirketin ihtarname gereklerini yerine getirmediğini, Zeytinburnu … Noterliği ‘nden gönderdiği 16.02.2016 tarih … yevmiye numaralı cevabi ihtarında, sipariş konusu malların tümüyle teslim edildiğini, ellerinde bahsedildiği kadar senet de bulunmadığını belirterek muğlak ve gerçek dışı beyanda bulunduğunu, bu sebeplerle, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, öncelikle dava sonuçlanıncaya değin takdiren teminatsız, davalı şirket tarafından dava konusu senetlere dayalı olarak icra takibi başlatılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile, davalı şirket lehine avans olarak verilen ancak karşılığı mallar teslim edilmemekle bedelsiz kalan toplam 41.462,67 USD tutarındaki 28.02.2016-30.09.2016 vade tarihli sıralı 8 adet senetten dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitini, davalı şirket yedinde bedelsiz kalan senetlerin iptali ile asıllarının taraflarına iadesine, bedelsiz senetleri iade etmeyerek haksız surette tahsile çalışan ve bu suretle kötü niyeti sabit olan davalı şirketin alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr / kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı şirketçe karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından farazi bir anlaşmayla, davalının belirlenen kur üzerinden bir miktar mal vermeyi taahhüt ettiğini ve buna ilişkin senetler aldığını, senetler ödenmesine rağmen malların teslim edilmediğinden senetlerin istirdadının talep edildiğini, öncelikle böyle bir sözleşme yapılmadığını, her ne kadar davalının imzasına benzese de davalı tarafından böyle bir sözleşme hatırlanmadığını, davalı tarafından icraya konulan senetlerin farklı oluşunun da bunu ispatlar mahiyette olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyadaki senetlerin, davacının bahsettiği gibi 5.500,00 USD değil 6.000,00 USD bedelli senetler olduğunu, davalı tarafından davacıya düzenlenen faturalar karşılığı olarak 4 adet senet alındığını ve bu senetlerin icraya verildiğini, icraya konulan senetlerin tamamının düzenlenen faturaların (2 adet) karşılığı olan senetler olduğunu, defter incelemesinde de bu durumun ortaya çıkacağını, davacıların davalıya verdiği fazla bir para olmadığı gibi, fazla bir senette bulunmadığını, işbu nedenle davanın reddinin gerektiğini, bu nedenlerle, davacının davasının haksız ve mesnetsiz olduğundan reddini, kötü niyetli davacılar aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Söz konusu icra takip dosyaları ve tüm dosya kapsamındaki delillerden; davacıların iddia ettiği gibi taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğu, davacıların davalıya 12 adet bono teslim ettiği, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlüğünü eksik ifa ettiği, teslim ettiği ve fatura düzenlediği ipliklerin bedelinin icra takibine konulan 4 adet bono ile karşılandığı ve davalının edimini ifa etmemesi sebebi ile bedelsiz kalmış olan 6 adet bono olduğu, davalının edimini tam olarak ifa ettiğini kanıtlayamadığı anlaşılmakla; davacının davasında haklı olduğu kanaatine varılarak davalı tarafından karşılığında mal teslimi yapılmayan bonolardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptaline karar vermek gerekmiş, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine ve davanın kabulüne” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan sözleşmenin uygulanmaya konulmadığını, davacının iddiasındaki senetlerin kendilerine teslim edildiğine dair hiçbir belgenin olmadığını, yapılan ticarette dolar kuru üzerinden anlaşmalar yapıldığından ve senetlerin fatura tarihindeki kur üzerinden hesaplandığından icraya konulurken arada fark olmasının normal bir durum olduğunu, her ne kadar sözleşme yapıldığı iddia edilse de ilgili sözleşmenin uygulandığına ve kendilerine senetlerin teslim edildiğine dair hiçbir evrakın bulunmadığını, ticari defterlerde de bu yönde bir kaydın yer almadığını, belirtilen sebepler neticesinde Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve davacılar aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının aşamalardaki beyanlı savunmalarının çelişkili ve tutarsız olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin tartışmasız hale geldiğini, istinaf gerekçelerini dosya kapsamı delil, belge ve olgularla örtüşmediğinden istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı olarak davalıya verilen bono senetleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıya ticari satım gereği dava konusu edilen bonoların verilip verilmediği, bonolar verilmiş ise bu bonolar sebebiyle davacıların borçlu olmadığının tespitinin gerekip gerekmediği ve Mahkemece hüküm kurulurken talep ile bağlılık kuralının ihlal edilip edilmediği noktasındadır. Taraf ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış kayıtların yapıldığı ancak, davalıdan yargılama konusu ticari ilişki nedeniyle aldığı ve icra takibe konu ettiği bonolar dahil davacıdan aldığı bonoları ticari defterlerinde kaydetmemiştir. Bu durumda davalı ticari defterlerinin 6100 sayılı TTK 64. Maddesinde düzenlenen “defterlerinde, ticarî işlemleriyle ticarî işletmesinin iktisadi ve malî durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri,” göstermesi yönündeki düzenlemeye ve 6100 sayılı hmk 222 maddesindeki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş” olma kriterlerini sağlamadığından davalı lehine delil olma niteliğinde değildir.Davacının ticari defterlerine bilirkişi inceleme tarihi itibarıyla hiçbir kayıt yazılmamış olduğundan bu defterlerin de delil niteliği yoktur. Taraflar arasında düzenlenen 05/01/2015 tarihli ticari satış sözleşmesi uyarınca 14.666 kg ipliğin 4,5 usd/kg birim fiyatı ile satışı konusunda anlaşma sağlandığı, mal bedeli olarak davalıya 66.000 USD toplam bedelli 12 adet bono verilmiş ve , satışa konu mallardan 9.213,26 k2 lık bölümün davacıya teslim edilmemiş, davalı tarafça bu malların teslim edildiği de iddia ve ispat edilememiştir. Davacı tarafından davalının teslim ettiği mal bedeli düşülerek bedelsiz kalan senet miktarını 41.462,67 USD olarak talep edilmiş, davacı talebinin taraflar arasında yapılan sözleşmede belirlenen 4,5 usd/kg birim fiyatıyla uyumlu olup,buna göre davacının teslim edilmeyen mal bedeli kadar senetlerden borçlu olmadığının kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece eldeki dava hakkında kabul kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş ancak hüküm kurulurken taleple bağlılık ilkesi gözetilmeden talep aşılarak senet bedelinin tamamı üzerinden davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce davanın kabulü ile davacının davaya konu senetlerin 41.462,67 USD’lik kısmı yönünden borçlu olmadıklarının tespitine, alacaklı tarafından başlatılan takip haksız ise de; dosya kapsamındaki delillerle davalı alacaklının takip başlatmasında kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından İİK 72/5 maddesindeki yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜNE; 2-Davacıların; 05/01/2015 tanzim tarihli; 28/02/2016, 30/03/2016, 30/04/2016, 30/05/2016, 30/06/2016, 30/07/2016, 30/08/2016 ödeme tarihli 5.500’er USD bedelli ve 30/09/2016 ödeme tarihli 4.500 USD bedelli toplam 43.000 USD bedelli bonoların 41.462,67 USD’lik kısmı yönünden BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE, 3-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 10.357,50TL karar harcından peşin alınan 2.589,38TL harcın mahsubu ile bakiye 7.768,12TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 14.879,99 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, 5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 3.589,28 TL ( 31,40TL BVH, 2.589,38 TL Peşin Harç, 168,50 TL posta ve tebliğler, 800,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine, 8-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davalı vekilince yatırılan 2.589,37 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istemi halinde kendisine iadesine, b-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 37,00 TL olmak üzere toplam 158,30 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/12/2022