Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1189 E. 2023/439 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1189
KARAR NO: 2023/439
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2019
NUMARASI: 2015/978 Esas – 2019/348 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yetkilisi …’in … Bankası merkez şubesi … çek nolu 20/06/2015 keşide tarihli, 12.455,65 TL bedelli, dava konusu çekin cüzdanının çalınması sonucunda kaybolduğunu, bununla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/44347 Soruşturma dosyasından dava açıldığını, müvekkili şirketin dava konusu çek ile ilgili İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/497 Es. sayılı dosyasından ödeme yasağı alındığını, kayıp çalıntı çekin … isimli şahsa geçtiğini, çeki ciro ederek son hamil olan davalı … A.Ş ye verildiğini, aradaki ciro silsilesinin bozulmuş olduğunu, müvekkili ile … arasında hiçbir organik bağ ticari ilişkinin olmadığını, dava konusu çek ile ilgili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, bu nedenle çekin son hamili alacaklıya ödenmemesi için dava kesinleşinceye kadar teminatsız olarak İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. dosyasından yapılan takibin iptalini, çekin ödemek zorunda kalınması halinde davanın istirdat davasına dönüştürülmesini ve çekin iptalini, davalıların kötü niyetle hareket etmelerinden dolayı % 40 dan az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile akdedilen faktoring sözleşmesine istinaden 20/06/2015 keşide tarihli 12.455,65 TL bedelli çek ile ilgili 04/05/2015 tarihinde faktoring işlemleri yapıldığını, müvekkili şirketin çekin çalıntı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, fatura ilişkisinin incelendiğini çekteki alacağın önceki alacaklıyla borçlu arasındaki mal satışından kaynaklandığının ispat edildiğini, müvekkilinin çekin meşru hamili olduğunu, bu nedenlerden dolayı haksız davanın reddini, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Dava, dava konusu çekin çalınmış olduğu gerekçesiyle davalı cirantalar tarafından çekin iadesine ilişkindir. Davalı … şirketi dava konusu çeki ciro yoluyla devralmıştır. Kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsızdır ve temel ilişkiden kaynaklanan defiler ancak hamilin poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde mümkündür. 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu 9/3 maddesine göre faktoring şirketi bile bile borçlunun zararına hareket ederek kambiyo senedi iktisap etmemişse şahsi def’ilerin faktoring şirketine karşı ileri sürülemeyeceği düzenlenmiştir. Açıklanan nedenle davalı … şirketine karşı açılan davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davalı ciranta yönünden ise; her ne kadar menfi tespit davasında ispat yükü davalı tarafta olsa dahi; davalının elinde kambiyo senedi bulunması nedeniyle ispat yükü yer değiştirdiğinden davacının çekin elinden rızası dışında çıktığını ve kötüniyetli davalı … tarafından ciro edildiğini ispatlaması gerekir. Her ne kadar çekin çalındığına ilişkin savcılık başvurusu yapılmış ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/44238 soruşturma numarası ile soruşturma dosyası açılmış ise de dosya faili meçhul olarak 4 yıldan bu yana devam etmektedir. Öte yandan davacının İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/497 Esas sayılı dosyası ile açtığı çek iptali davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Ayrıca davacı mahkememizde yapılan defter incelemesinde ticari defterlerini sunmamıştır. Davacı davasını ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenlerle her iki davalı yönünden de davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortada sahte şekilde düzenlenmiş olan ve müvekkilinin ticari defterlerinde ve merkezi fatura kaydı sisteminde kaydı bulunmayan bir fatura karşısında …’in …’a ortada gerçek bir fatura bulunmamasından dolayı ödeme yapmaması gerektiğini, bilirkişi raporunda bu hususa ve daha birçok önemli hususa değinilmediğini, bu sebeple raporun hatalı ve eksik tanzim edildiğini, öte yandan bilirkişi raporunda çekin çalınmasından, ciro silsilesinden ve TTK’daki kıymetli evraka ait hükümlerden bahsederek bir rapor hazırlandığını, hazırlanan bilirkişi raporunun davaya hukuki bir katkısı ve dava konusuyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, …’in …’a çek bedelini ödedikten sonra çek keşidecisi ve tüm cirantalara karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü nezdinde kambiyo senetlerine mahsusu icra takibi başlattığını ve çek bedelini çekin keşidecisi olan … A.Ş’den tahsil ettiğini, yönetmelik hükmüne aykırı şekilde çek bedelini tahsil eden …’in tahsil ettiği çek bedelinin ticari faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalılar tarafından istinaf talebine karşı cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava; icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve çekin ödenmek zorunda kalınması halinde istirdat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İcra takibine konun … Bankası merkez şubesi muhataplı 20/06/2015 keşide tarihli, 12.455,65 TL bedelli keşidecisi dava dışı … A.Ş lehtarı davacı … Ltd.Şti olan çekin ilk cirantasının davacı lehtar sonraki cirantasının …,son hamilin … A.Ş nin çeki bankaya ibrazı üzerine ödemeden men yasağının çek arkasına şerh edildiği, anlaşılmıştır. İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/497 esas dosyası ile davac şirket yetkilisinin cüzdanının çaldırmış olması nedeniyle elinden rızası dışında çıktığı iddiasıyla 12/05/2015 tarihinde zayi nedeniyle çek iptaline ilişkin açtığı davada dava konusu çekin ödenmemesine yönelik ödeme yasağı konulduğu, çekin davalı …. tarafından bankaya ibraz edilmesi ve mahkemeye çekin kendilerinde bulunduğu bildirimesi üzerine mahkemece davacıya TTK 665 maddesi gereği istirdat davası açmak üzere 2 haftalık süre verildiği, 15/03/2016 tarihli celsede davacı vekilince menfi tespit davasının mahkemece verilen süreden önce açıldığı, çekin …. tarafından tahsil edildiği bildirdiği ve dosyanın takip edilmeyerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İstanbul cumhuriyet başsavcılığının 2015/44348 soruşturma numaralı dosyası incelendiğinde; şikayetçi …’in 30/03/2015 tarihli dilekçesi ile dava konusu çekin içinde bulunduğu cüzdanını kaybettiğini belirtir dilekçe verdiği, savcılık makamı tarafından 02/04/2015 tarihinde Daimi arama kararı verilmiştir. İstanbul …. İcra müdürlüğünün … esas dosyası incelendiğinde; alacaklı …, nin borçlular …, … Ltd.Şti. Ve … A.Ş hakkında dava konusu çeke dayanarak 03/09/2015 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe geçildiği, davacı vekilinin 18/12/2017 tarihli beyan dilekçesinde çek bedelinin keşideci … A.Ş tarafından ödendiğinin beyan edildiği, ayrıca davalı vekilince 11/03/2019 tarihli duruşmada icra tarihinden sonra çek bedelinin ödendiğini beyan ettiği görülmüştür. Davacının gerek eldeki davada gerek şikayet dilekçesindeki beyanlarında çek üzerinde davacı adına atılı imzaları inkar etmediği, 29/08/2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinin 7. Maddesinde “müvekkilimin ciro edip kaybetmiş olduğu çeki ciro ederek ..” şeklinde bulunan beyan karşısında; davacının elinde bulunan çeki şirket kaşesini basıp üzerine imzası atılmış vaziyette kaybedildiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. Davalı …. tarafından sunulan belgelerden davalı … tarafından davacı adına 01/05/2015 tarihli 12.496,20 TL bedelli çatı cephe paneli açıklamalı bir adet fatura tanzim edildiği, bu fatura ve dava konusu çekin diğer ekleriyle birlikte davalı … şirketine sözleşme ekinde sunulduğu görülmektedir. Az yukarıda açıklanan delil ve belgeler ile dava konusu çekin davacı tarafça beyaz ciro ile ciro edildiği, çekin bu haliyle hamile yazılı çek vasfını aldığı, ayrıca davalı … tarafından davacı adına çek bedelini karşılar miktarda fatura tanzim edilmiş olduğu, davacının çek kaybettiğine/rızası dışında elinden çıkması sonucu haksız şekilde elinde bulunduranlara yönelik yaptığı şikayet üzerine başlatılan soruşturma dosyasına çekin bulunduğu bilgisini vererek ceza soruşturmasının yürütülmesini dahi sağlamadığı, kendi ticari defterlerini mahkemece belirlenen inceleme günü hazır etmediği, davalı …’ın elinde şekli ciro silsilesi tam olan bir kıymetli evrak olan çekin bulunduğu, davacı tarafça dava konusu çekin elinden rızası dışında çıktığını ve davalı … ve diğer davalı … nin dava konusu çeki TTK 687 hükmünce “hamilin poliçeyi (çeki) iktisap ederken bile bile borçlunun zararını hareket etmiş olması” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak iktisap ettiği hususları ispat edilmediği anlaşılmaktadır. Son hamil …. nin dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiği iddia ve ispat edilmediği gibi bu firma ile çekin cirantası … arasında yapılan faktoring işlemlerinin usul ve yasaya uygun yapıldığı, çek üzerindeki ciro silsilesinde şeklen kopukluğun bulunmadığı, davalının 6361 sayılı yasanın 9/2 maddesine göre kambiyo senedi ile birlikte bir mal veya hizmet satışından doğan fatura ile tevsik edilmiş bir alacağı temlik aldığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023