Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1181 E. 2022/1401 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1181
KARAR NO: 2022/1401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2015/478 Esas – 2018/581 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı vekili tarafından Mahkememize verilen dava dilekçesinde özetle; 2013 ve 2014 yıllarında davalı bankadan 6 dilim halinde yüksek meblağlı ve toplam anapara değeri 9.000.000-TL’yi bulan, 24 aydan 60 aya kadar vadelerde Taksitli Ticari Krediler kullandığını, ancak bu kredilerin 19/08/2014 tarihinde erken ödeyerek kapattğını, kredilerin erken kapatılması/erken ödemesi anında, davalı banka tarafından Kredi Kapama değerleri üzerinde %5 olmak üzere toplam 397.705,92-TL erken kapama komisyonu alındığını, komisyon bedelinin fahiş olduğunu,erken kapama komisyonunun hakkaniyete uygun olarak makuliyet esasları çerçevesinde belirlenmesini, bu esasın üstünde kalan bedelin iade edilmesini, davalı bankadan iadesinin gerektiğini, haksız ve orantısız şekilde fahiş miktarlarda tahsil edilen Erken Ödeme Komisyonunun bilirkişi marifeti ile tespit edilecek hakkaniyete uygun ve makul oranı aşan kısmının ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, alınan Erken Ödeme Komisyonunun davacının bilgisi dahilinde olduğunu, kredi işlemlerinde komisyon ücret ve masraf talep edilmesinin bankanın yasal hakkı olduğunu, taraflar arasında akdolunan Genel Kredi Sözleşmesinde bu duruma değinildiğini, davacı tarafın tacir olduğunu, ticari işlerinin devamı için kredi kullandığını, davacının basiretli bir tacir gibi davrandığını, banka ile olan kredi ilişkisini, yasal mevduat da dahil olmak üzere tüm yönleri ile ele almak zorunda olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yapılan yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında birden çok kredi kullandırıldığı, kullandırılan kredilerin ticari kredi niteliğinde olup davacının da tacir olduğu hususları sabittir. Diğer yandan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesinde; Bakanlar Kurulu bankaların ödünç para verme işlemleri ve mevduat kabulünde uygulanacak azami faiz oranlarını, katılma hesaplarında kar ve zarara katılma oranlarını, özel cari hesaplar dahil bu madde de belirtilen işlemlerde sağlanacak diğer menfaatlerin nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarını tespit etmeye, bunları kısmen veya tamamen serbest bırakmaya yetkilidir. Bakanlar Kurulu bu yetkilerini Merkez Bankası’na devredebilir hükmüne yer verilmiş olup görüldüğü üzere kredi işlemlerinde bankaların sağlayacakları faiz dışındaki diğer menfaatlerin de istenebileceği hüküm altına alınmış ve Bakanlar Kurulu tarafından da 16/10/2006 tarih ve 11188 Sayılı Karar ile yapılan düzenlemede, Diğer Menfaatler başlıklı 4/2. maddesinde faiz dışındaki diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ile azami miktar ya da oranlarının ve bunların kısmen veya tamamen serbest bırakılmasının T.C. Merkez Bankasınca yayınlanacak tebliğler ile düzenleneceği kararlaştırılmıştır. Merkez Bankası tarafından yayınlanan tebliğler uyarınca da, bankaların komisyon ve masraf listelerinin tanzimle Merkez Bankasına bildirdikleri kredinin kullanıldığı tarihte de, kredi erken kapama ücretinin %5 olarak düzenlenip Merkez Bankasına bildirildiği, erken kapama işleminde de bu hususlara göre komisyon tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Diğer yandan davacının kredilerin erken kapatılması nedeniyle erken ödeme komisyonu ödeyeceğini bilerek talepte bulunduğu, 15/08/2014 tarihli dilekçesinde de bankadan kullanılan kredilerin tamamının ödeneceği beyan edilerek, erken kapama tutarlarının bildirilmesi ve teminatların fekhine dair talepte bulunduğu görülmektedir. Davacı tacir olup, ticaretine ait bütün faaliyetlerine basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek durumundadır. Davacının kredi sözleşmelerinin imzalanması ve kredinin kullandırılmasında, bankanın erken kapama komisyonuna dair düzenleme ve bildiriminden haberdar olduğu ve kredinin erken kapatılması safhasında da bankadan bu hususa işaretle erken kapama tutarının da bildirilmesinin talep edildiği, anılan komisyonun baştan itibaren davacı tacirin de kabulünde olduğu bu nedenle kredi erken kapama işlemlerinin tamamlanmasından sonra iadesinin talep edilmesinin yerinde olmadığı” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; erken kapama cezası oranının banka tarafından tek taraflı bildirilmesinin hukuka uygun olmadığını, davalı banka tarafından tek el olarak sadece Merkez Bankasına bildirimle sonuç doğuracak bir erken kapama oranının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, hukuk düzeninin genel işlem şartını korumayacağını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede erken kapama ücretinin olmadığını, sözleşmede dahi yer alamayan, taraflar arasında istişare edilmemiş erken kapama oranının bankanın tek taraflı kararıyla Merkez Bankasına bildirdiği rakam üzerinden kabul edilmesinin de hukuka, ahlaka, iyiniyet ve dürüstülük kurallarına aykırı olduğunu, bilirkişi kök ve ek raporunda da belirtildiği gibi taraflar arasında imzalanan sözleşmeye dayanılarak erken kapama bedeli alınmayacağını, ödemelerin ihtirazi kayıtla yapıldığını, taraflar arasında imzalanan yazılı sözleşmede bulunmayan erken kapama bedelinin sadece mail olarak sorulması ile kabul edilmiş olacağının hukuki dayanağının olmadığını,müvekkilinin banka ile yaptığı görüşmelerde kendisine erken kapama bedeli ödeyeceği açıkça belirtildiğini ve banka tarafından tahsil edilecek tutarlar mahsuben tahsil edileceği için tutarların ödenememesi halinde kredinin kapanmayacağın açık olduğunu, bu nedenle ihtirazi kayıtla ödeme yapıldığını,basiretli tacir olmanın, bankanın tek taraflı kararını kabul etmek demek olmadığını, davalının da basiretli tacir olduğunu,Yargıtay kararları gereğince diğer bankaların erken kapama oranları alınarak değerlendirme yapılması gerektiğini, emsal olarak dosyaya sundukları, benzer nitelikte ticari kredi ilişkisinin olduğu … Bankasının ticari kredi kapama yazısının bilirkişiye ulaşmadığını ve bu nedenle rapor kapsamında değerlendirilemediğini, bu yazıda … Bankasının erken kapama komisyonunun binde elli (0,050) olduğunu, ticari hayat gereği bankaların Merkez Bankasına üst sınırdan bildirim yaptığını ve bu bildirimlerin fiili olarak uygulanmadığını,sadece 5 bankanın ortalamasının alınması da hukuki olarak uygulanabilir bir durum olmadığını, örnekleme metodunun uygulanabileceği bir sistem olmaıdğını, örneğin … yerine yine %2 oranında bir bankadan yazı alınmış olsa idi ortalama çok ciddi oranda düşeceğini,konuya ilişkin Kamu Denetçiliği Kurumun (Ombudsmanlık) verdiği kararında Bankalar tarafından bildirilen rakamların tek taraflı olarak uygulanamayacağının açıkça belirtildiğini ve Kamu Denetçileri Raporuna göre de %5 oran makul olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari kredi sözleşmesinin erken kapatılması nedeniyle erken kapama komisyonu adı altında tahsil edilen kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş,karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinafa gelen uyuşmazlık, erken kapama komisyonu olarak yapılan tahsilatın sözleşme koşullarına ve bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler gereği davacıya 2013 ve 2014 yıllarında, 6 adet 24, 26 ve 60 aylık vadelerle toplam 9.000.000,-TL Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığı, davacının kullanmış olduğu 6 adet taksitli krediyi erken ödeyerek kapatmak istediği, bu talebini davalı bankaya Bankaya 15.08.2014 tarihli yazıları ile iletmiş kapama tutarları ile teminatların fekkine ilişkin yazı istediği,19.08.2014 Kredi Erken Ödeme tarihi itibariyle 6 adet krediden kaynaklanan anapara borcu 7.944.118,54 TL, faiz ve BSMV tahakkuku ile bulunan kapama değeri ise, 8.068.023,16 TL olduğu, davalı bankanın kapama değeri olan 8.068.023,16 TL üzerinden komisyon alabilecek olduğu, davalının anapara alacağı üzerinden 397.705,92 TL faiz tahsil etmiş olduğu, ve %5 erken kapama komisyonu tahsil ettiği ihtilafsızdır.Erken kapama maliyet tutarının hesabı, söz konusu kredinin kullandırıma tarihi, kredinin vadesi, kredi tutarı, erken kapama tarihinden kredinin vade bitimine kadar kalan bakiye süresi, kredinin erken kapama tutarı, piyasa koşulları ve benzeri bir çok etkene göre yapılmakta olup, her kredinin kapatıldığı tarihteki piyasa koşullarına göre yaratacağı maliyet farklı olduğundan erken kapama halinde her kredi türü için ayrı olarak erken kapama oranı belirlenmektedir.6098 sayılı TBK’nın 96/1. maddesinde, sözleşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmadıkça borçlunun, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebileceği düzenlenmiş olup, erken ödemeye konu kredi borcu taksitli ticari krediden kaynaklandığından kredi sözleşmesinin özelliği gereği davalı bankanın erken ödemeyi kabul zorunluluğu bulunmaması karşısında davalı bankanın erken ödeme nedeniyle oluşacak faiz kaybı nedeniyle bir bedel karşılığı erken ödemeyi kabul etmesi bankacılık uygulamalarına uygundur. Bankaların kredi müşterilerinden yaptıkları işlemlerin karşılığında faiz dışı menfaat ve komisyon talepleri TTK’na dayanmaktadır. TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir olan bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin mümkün olup, Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi çerçevesinde kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği belirtilmiştir.TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler ve kullandırılan krediler yönünden; Genel işlem koşulları içeren sözleşme düzenlenmesi, yasal sınırlar içinde hukuken mümkündür. TBK’nun 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda genel işlem koşulu içeren sözleşmede, dürüstlük kuralına aykırı ve karşı tarafın aleyhine olacak hükümler varsa, bu hükümler hiç yazılmamış (hükümsüz) sayılacaktır. Bankacılık kanunu ve diğer bankalarca uygulanan teamüller gereği kredi kulanımı ve kredilerin erken kapamalarda ücret alınmasına yönelik uygulamalar mevcuttur olup,bankanın yaptığı işlemler nedeniyle TTK 20 .maddesi uyarınca ücret talep edeceğine yönelik düzenlemeler genel işlem şartı yada haksız şart olarak kabul edilmesi mümkün değildir.5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi ile, Bakanlar Kuruluna verilen, kredilerle ilgili olarak faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarını belirleme yetkisi 16/10/2006 tarih ve 2006/11188 Bakanlar Kurulu Kararı ile Merkez Bankasına devredilmiş, buna istinaden 09/12/2006 Tarih ve 26371 Sayılı Resmi Gazete yayımlanarak 09/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen Merkez Bankasının Mevduat Ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr Ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında 2006/1 sayılı tebliğin 4/1. Maddesinde, Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. Tebliğin 6/2. maddesine göre ise; bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlanacağı düzenlenmiştir.Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli; sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Y.11. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar ,Y.11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları). Taraflar arasındaki imzalanan genel kredi sözleşmesinin 12,3 maddesinde; “müşterinin sözleşme uyarınca kullandığı veya kullanacağı krediler nedeniyle komisyon, fon, ücret ,KKDF gibi sair teferruat ..ödemeye taahhüt ettiği”düzenlenmiştir.Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir.Mahkemece yapılan emsal banka uygulamaları araştırmasına göre bankalar tarafından %2 ile %10 arasında erken kapatma komisyonu alındığı tespit edilmiştir. Her ne kadar bankacı bilirkişi diğer bankalarca bildirilen komisyon oranlarını toplayarak aritmetik ortalamasını almış ise de, komisyon oranının makul olup olmadığının tespiti için aritmetik ortalamanın alınmasının gerekli değildir. Zira mahkemece sorulan banka sayısına göre aritmetik ortalamanın değişme ihtimalinin bulunduğundan esasen alınan komisyon oranının makul olup olmadığı hususunun tespitinde davalı bankanın almış olduğu komisyon oranının diğer banka uygulamalarına göre fahiş olup olmadığının belirlenmesi gerekli ve yeterlidir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de davalı bankaca erken kapama komisyonunda uygulanan % 5 oranının orantılı ve taraflar arasındaki menfaati bozacak şekilde fahiş olmadığı ve emsal banka uygulamalarına ve cari bankacılık uygulamasına göre davalı banka uygulamasının makul düzeyde olduğu anlaşılmıştır.(Y,11.H.D 02.04.2020 tarih ve 2018/3971E-2020/884 K). Bu durumda mahkemece davalı bankanın davacıdan fazla ve haksız bir tahsilatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1(b)-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2022