Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1175 E. 2023/80 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1175
KARAR NO: 2023/80
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/10/2019
NUMARASI: 2019/39 Esas – 2019/1070 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı ve davalı vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası ile fatura alacağından kaynaklanan borçlanndan dolayı icra takibi yapıldığını, davalı tarafın borçlu olmadığından bahisle takip dosyasına 24.12.2014 tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, dvalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu ve iptalinin gerekmediğini, müvekkilinin 13.122,00 TL, 6.000,00 TL, 6.406,00 TL ve 16.505,26 TL toplamda 42.033,26 TL’lik 4 adet fatura alacağı söz konusu olduğunu, takip talebinde olan takip tarihinden önceki (7.587,88 TL’lik) faizlerin davaya konu edilmediğini, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki var olduğundan davalı tarafın itiraz dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, müvekkilinin fatura keserek davalı tarafa teslim ettiği ürünlerin ayıplı çıkmamış tam ve sağlam bir şekilde teslim edildiğini, ayrıca söz konusu ürünlerin de davalı tarafça kabul edildiğini, bu yüzden yapılan haksız itirazın reddini, sonuç olarak bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulünü, davalının haksız itirazının reddini ve takibin devamını, davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin ihracat yapan bir firma olduğunu, davacıdan dava konusu dantaller alındığını, daha sonra bu dantellerin elbise yapılmak üzere ilgili atölyelere gönderildiğini, gerekli kesimler ve kumaşların üzerine dikimler yapılarak elbise haline getirildiğini, dantellerin kumaşın üzerine dikilerek elbise haline getirildiğini, yapılan kontrollerde dantellerin bir kısmının ayıplı olduğunun ortaya çıktığını, derhal davacının çağrılıp ayıpların gösterildiğini, davacının ayıpları kabul ettiğini, bu dantellerin ayıplı çıkması nedeni ile 2347 adet elbise eksik yükleme yapıldığını, ayıpların vermiş olduğu zararın hesaplandığını ve karşılıklı olarak anlaşmaya varıldığını, ayıplı dantellerin bedeli olan 40.132,00 TL 15/06/2013 tarihli … nolu fatura ile davacıya yansıtıldığını, davacının da faturayı imzalayarak teslim aldığını, faturaya hiçbir itirazının da olmadığını, aynı faturanın ayrıca Bakırköy … Noterliği 20/06/2013 tarihinde … nolu yevmiye il noter yolu ile de gönderildiğini, daavcının buna itirazının da olmadığını, davacıyla görüşülmüş ürünlerin iadesinin alınmasının istendiğini, kendisinin de bunu almayınca ve ikinci el satışı talep edilince 30/07/2013 tarihinde diğer ayıplı ürünlerle birlikte 2,5 TL’den satıldığını, davacının gelip hesaba oturmadığından karşılıklı olarak ibralaşılmadığını, fakat anlaşmanın sağlandığının en büyük delilinin davacının reklamasyon faturasına davacının hiçbir itiraz ileri sürmeden imzaladığını ve faturada itiraza uğramadığını, yaptıkları araştırmalarda tüm mağazalardan delil olması için ürün sorulduğunu fakat tümünün satılmış olduğunun öğrenildiğini, bundan dolayı numunenin ellerinde olmadığını, sonuç olarak davanın reddi ve lehlerine %20 tazminata hükmedilmesini telep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davacı tarafın yaptırılan bilirkişi incelemesinde 2013-2014 yılı ticari defterlerini ve bir kısım belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu, ancak ticari defterlere kayıt edilmesi zorunlu belgelerin kayıt edilmediği (çekler), ilgili belgelerin talep edilmesine rağmen bilirkişi incelemesine ibraz edilmediği, bu nedenle davacı ticari defterlerinin kendi lehine delil olması yönünde kanaatin oluşmadığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu, buna göre davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfı taşıdığının bilirkişi tarafından tespit edildiği, davacının ibraz edilen ticari defterlerine göre davalıdan takip tarihi itibariyle 50.693,84 TL alacaklı olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacıya borçlu olmadığı, davalı tarafından 15/06/2013 tarihli … nolu 40.132,24 TL tutarında reklamasyon açıklaması ile fatura tanzim edildiği, faturanın davalı tarafından Bakırköy … Noterliğinin 20/06/2014 tarih ve … nolu ihtarnamesi ile davacıya gönderildiği ancak davacının tebliğ aldığına ilişkin bir belgenin ibraz edilmediği, davalının reklamasyon faturasına ilişkin ispat külfetini yerine getirmesi halinde aleyhine yürütülen takip sebebiyle borçlu olmadığı, davalının ispat külfetini yerine getirememesi halinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacının takibe konu ettiği faturalardan dolayı davalıdan 29.024,56 TL alacağı olduğu, 15/06/2013 tarihli … nolu 40.132,24 TL tutarında reklamasyon açıklaması ile tanzim edilen faturada … adı soyadı ve imzasının olduğu anlaşılmakla Mahkememizce davacı şirket yetkilisinin reklamasyon faturasında ismi geçen ve imzası bulunan …’nun şirket çalışanı olup olmadığı, şirket çalışanı ise yetkisinin ne olduğu ile ilgili isticvap edilmesine karar verilmiş olup davacı şirket yetkilisinin 28/06/2019 tarihli duruşmada beyanında … isimli kişinin bir müddet şoför olarak şirkette çalıştığını, reklamasyon faturasının alındığı tarihte de yanlarında çalıştığını, görevinin sadece mal bırakmak olduğunu, reklamasyon faturası almak gibi bir görev ve yetkisi olmadığını beyan ettiği, …’nun imzasının bulunduğu tahsilat makbuzlarının bulunduğu, bunların tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirket yetkilisinin yaptığı açıklamalar da dikkate alınarak Esenler Vergi Dairesinin yazı cevabına göre ilgili Sigorta Müdürlüğüne yeniden müzekkere yazılarak davacı şirketin 2013 yılı sigortalı çalışan listesinin istenmesine gerek duyulmamış olup 15/06/2013 tarihli … nolu 40.132,24 TL tutarında reklamasyon açıklaması ile tanzim edilen faturanın davacıya tebliğ edildiğinin Mahkememizce kabul görmesi sebebiyle davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline dayanmış olmakla davanın ispatı bakımından karşı tarafa yemin teklif edip etmeyeceği konusunda beyanda bulunmak üzere kendisine 2 haftalık süre verilmesine, yemin teklif edeceğini belirtilmesi halinde sunulan yemin metninin davalı tarafa tebliğine karar verilmiş ise de davacı vekilinin 04/10/2019 tarihinde sunulan dilekçesinde yemine ilişkin ara karardan rücu edilmesi talebinde bulunduğu, yemin deliline de dayanmayacağı anlaşılan davacının icra takibine konu alacağını ticari defter-kayıtlar ve diğer deliller ile ispatlayamadığı hüküm vermeye elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi tarafından sunulan rapor da dikkate alınarak davanın ve takibin kötü niyetle yapıldığı ispatlanamadığından bu sebeple koşulları oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından reklemasyon adı altında kesilen faturanın müvekkile tebliğ edilmediğini, davalı tarafından reklemasyon adı altında kesilen faturanın, davacının maddi hukuk anlamında sorumlu olmadığı bir zararı yansıttığını, tamiratı yapılarak teslim edilen ürünlere ilişkin herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmamış olup dolayısıyla bu ürünlerin davalı tarafça hukuki olarak kabul edildiğini, her ne kadar davalı, reklemasyon adı altında kesilen faturanın zararın paylaşılması kapsamında düzenlendiğini ileri sürsede, taraflar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan ve davacının sorumluluğunu doğuran bir davalı zararının söz konusu olmadığını, reklamasyon adı altında kesilen bu faturanın, davacının sorumlu olmadığı bir zararı yansıtmakta, dolayısıyla davacının maddi hukuk anlamında davalıya böyle bir borcu da bulundığını, iş bu nedenle fatura içeriğinin kanıtlanması ve sözleşmeye uygunluğunun ispatının davalı taraf üzerinde olduğunu, davanın ispatı bakımından karşı tarafa yemin teklif edip etmeyeceğimiz hususunda beyanda bulunmak üzere tarafına süre verilmesine ilişkin mahkemece 28/06/2019 tarihli 2 nolu celsede alınan kararın, usul ve yasaya aykırı olduğunu ve mahkemenin hükmüne dayanak yapılan bilirkişi ek raporunun aydınlatılmaya muhtaç hususlar nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığını, ek raporun aydınlatılmaya muhtaç olduğunu ve tespit edilen miktara itiraz edildiğini ancak itirazının dikkate alınmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; malların ayıplı olması sebebiyle 2347 adet elbisenin ihraç edilemediğini, ayıbın derhal davacıya bildirildiğini, davacının yapılan sözlü anlaşmaya göre ayıbın 40.132,00TL lik zararını kabul etmiş olup bu sözlü mutabakat gereği davalıya 15/06/2013 Tarihli … Nolu fatura ile yansıttığını, fatura kesilince davacıya teslim edildiğini, Faturayı davacı adına … isimli çalışanın aldığını, davacı bu kişinin tebliğ alma yetkisinin olmadığını iddia etmişsede dosyaya makbuzlarını sunduğu üzere bu kişinin 19/04/2013 Tarihinde davacı adına … Nolu çeki teslim aldığını, yine aynı kişinin davacı adına 30/07/2013 Tarihinde … Nolu çeki teslim aldığını, … isimli çalışanın şirket adına evrak ve fatura teslim almaya yetkili olduğunu, ayrıca faturanın Bakırköy … Noterliği 20/06/2013 Tarih … Nolu ihtarname ile de gönderildiğini, davacının kötü niyetle hareket ederek davalının elindeki ayıplı ürünleri elinden çıkarmasını beklemiş yaklaşık iki yıl sonra icra takibi başlattığını, dolayısıyla ayıplı ürünler üzerinde inceleme yapılma imkanı kalmadığını, bilirkişi ek raporunda da açıkça bu durumun izah edildiğini, Davacı tebliğ aldığı faturaya 8 gün içinde itiraz etmediğinden faturayı kabul etmiş sayıldığı, kötüniyetle açılan ve reddedilen dava nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden bahisle beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı olarak faturadad kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, satılanın ayıplı olup olmadığı ve davalının reklamasyon faturasının davacı çalışanınca teslim alınmasının davacı alacağını sona erdirip erdirmediği noktasındadır.Taraflar arasında satış sözleşmesi bulunduğu ihtilaf konusu değidir.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “13.122,00 TL fatura, 6.000,00 TL fatura, 6.406,00 TL Fatura, 16.505,26 TL fatura” sebebine dayalı olarak 42.033,26‬ TL asıl alacak ve 7.587,88 TL işlemiş faizinin tahsili istemiyle 29/09/2014 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Davalı tarafça, satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu ve bu nedenle davacıya reklamasyon faturası düzenlendiği savunulmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre, davacının takibe konu faturaları davalının ticari defterinde kayıtlıdır. Buna karşın davalının reklamasyon faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı değildir.Davalı tarafça, reklamasyon faturasının davacıya teslim edildiği ve faturaya itiraz edilmediği, bu surette faturanın kabul edildiği ileri sürülmüş ise de, fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan bu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına kanıt oluşturmaz. Kanunda aksine özel bir düzenleme olmadıkça; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü (TMK 6), diğer bir ifadeyle, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükü altında (HMK 190) olup, bu temel kuralların da sonucu olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda davalının reklamasyon faturasının düzenlenme sebebini yani ayıp iddiasına ilişkin hususları da ispatlaması gerekir. Bu halde, davalının ayıp savunması ve delilleri üzerinde durularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yargılamanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin istinaf başvurusu bu aşamada incelenmeksizin davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,4-İstinaf başvurusu bu aşamada incelenmediğinden davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.02/02/2023