Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1170 E. 2022/1273 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1170
KARAR NO: 2022/1273
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2019
NUMARASI: 2018/981 Esas – 2019/879 Karar
DAVA: Ticari Satımdan Kaynaklanan Ürünün Ayıpsız Misli ile Değiştirilmesi
DAVA TARİHİ: 22/10/2018
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde İlk Derece Mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıdan 25.07.2018 tarihli … plakalı 2018 model … marka … tipi aracı 25.07.2018 tarihli faturada görüldüğü üzere 211.994,71-Tl bedelle satın aldığını, aracın garanti kapsamında olduğunu, araç satılırken aracın orijinal ve hatasız olduğunun bildirildiğini, aracın sol arka kapısında boya farklılığı tespit edildiğinden genel ekspertiz muayenesinin yaptırıldığını, 01.08.2018 tarihli raporda da görüleceği üzere aracın sol arka kapısının boyalı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun davacı tarafından davalıya bildirildiğini, davalıdan bir sonuç alınmaması üzerine aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini ihtar ettiklerini, davalının cevap vermediğini belirtmiş ve aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, değiştirilemediği takdirde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, 26/07/2018 tarihinde dava konusu aracın teslim alındığını, boya farklılığı dikkati çekince ekspertiz raporu alındığını, 02/08/2019 tarihinde davalı tarafa e-posta yollandığını, ayıp ihbarının 7. Günde yapıldığını, davalı tarafın aracın ince enmesi ve boya ölçümlerinin yapılması için aracın davalıya getirilmesini talep ettiklerini, 21/09/2019 tarihinde yapılan inceleme ve ölçümler neticesinde araçta ürün kaynaklı herhangi bir sorun bulunmadığının bildirildiğini, davalının bu iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, davacının sıfır araç bedeli ödemiş olduğunu ancak arka kapısı hasarlı ve boyalı bir araç teslim edildiğini, davacı tarafın aldatıldığını, bunun yanında oluşan zararlara maruz kalmış olduğunu, dolayısıyla davanın kabulü ile aracın sıfır ve ayıpsız misli ile aracının değiştirilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde sıfır araç bedeli ile hasarlı ve boyalı aracın ikinci el piyasasındaki satış değeri dikkate alınarak hesaplanacak araç değer düşüklüğü ile yapılan masrafların davalı tarafça tazmin edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alıcının TBK. 223. Maddesine göre aracı imkan bulur bulmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse bunu uygun bir süre içinde bildirmek zorunda olduğunu, alıcının bunları ihmal etmesi halinde satılanı kabul etmiş olacağını, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp olması halinde bu hükmün uygulanmayacağını, araçta ayıp olduğu kabul edilse dahi niteliğine göre 2 gün veya 8 gün içinde bildirmek zorunda olduğunu, aracın fatura tarihinin 25.07.2018 olduğunu, Beyoğlu … Noterliğinin 17.09.2018 tarihli ihtarnamesini çok sonra gönderdiğini, 01.08.2018 tarihinde ayıbı öğrendiği halde 17.09.2018 tarihinde ihtarname gönderdiğini, ayıp ihbar süresine uymadığını, davacının talebinin açık olmadığını, net olarak açıklaması gerektiğini, araçta bir imalat hatası veya ayıp olmadığını, davacının misli ile değişim talebini haklı gösterecek bir husus olmadığını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davanın ithalatçı … Türk A.Ş. şirketine ihbarının gerektiğini belirtmiş ve davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; davaya konu araçta herhangi bir imalat hatası veya ayıp bulunmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan ekspertiz raporunun dava konusu araç ile aynı marka ve model ile kıyaslandığını, oysa ki dava konusu araçta davacı tarafın talebi doğrultusunda boya koruma işlemini yapıldığını, dolayısıyla davacı tarafın satın almış olduğu aracın ayıplı olduğu yönündeki iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu, davacı tarafın misli ile değişimi haklı gösterecek bir hususun olmadığını, davanın reddedilmesi gerektiğini ve davanın ithalatçı firma olan … Türk A.Ş’ye ihbar edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince,”Davacının 25/07/2018 tarihinde … plakalı 2018 model … marka … Model 1595 Silindir Beyaz Renkli aracı davalı taraftan teslim aldığı, bunun karşılığında 211.994,71-TL ödemiş olduğu, teslim aldıktan 7 gün sonra 01/08/2018 tarihinde aracı muayeneye tabi tuttuğu , alınan ekspertiz raporunda aracın sol arka kapısının boyalı olduğunun tespit edildiği, davalıya bu durumun 02/08/2018 tarihinde bildirilerek, aracın değiştirilmesinin istendiği , davalının talebi üzerine aracın aracın muayene için davalıya gönderildiği , uzunca bir süre muayene sonucunun davacı tarafla paylaşılmadığı, davacı tarafın da 17/09/2018 tarihinde Noter İhtarnamesi ile ayıba karşı seçimlik haklarını bildirdiği, dava tarihine kadar davalı tarafça olumlu bir cevap verilmemiş olduğu, davacının gizli ayıbı muayene suretiyle tespit edip süresi içinde davalı tarafa ayıbı ihbar ettiği ve ayıplı malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini talep ettiği, aynı talebini Noter İhtarnamesi ile de tekrar etmesine rağmen davalı taraftan olumlu bir cevap alamadığı, alıcının ayıplı mal karşılığında seçimlik haklarından olan ayıplı malı ayıpsız misli ile değiştirilmesini istemeye hakkı olduğu,yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde dava konusu aracın ayıplı olduğu ayıbın gizli olduğu anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile dava konusu … plakalı 2018 Model … Marka … model 1595 Silindir Benzinli Beyaz renkli aracın aynı marka ve aynı özellikli misli ile değiştirilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığından davanın bu yönü ile reddi gerektiğini, davacının ihbar külfetini yerine getirmesi gerektiğini, dava konusu araçta bir imalat hatası ve/veya açık-gizli ayıp olmadığını, “aracın boya kalınlığının orijinalinden farklı olduğu, boya hatası olduğu” iddiası üzerine herhangi bir ölçüm ve tespit yapılmadığını, dava konusu aracın gizli ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacının misli ile değişim talebi açıkça hukuka ve menfaatler dengesine aykırı olduğunu, kullanılan aracın misli ile değişimi kanunlara ve ölçülülük ilkesine aykırı olacağını, somut olay, belirtilen ilke ve kurallar ışığında aracın bagaj kapağında 1500 tl değerindeki boyama işlemi değerlendirildiğinde ayıp nedeni ile bedel indirimine karar verilmesi gerektiğinin kabulünü, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun, dava konusu uyuşmazlığın esaslı noktası konusunda herhangi bir inceleme, irdeleme ve tespitte bulunmadığı, bu sebeple işbu raporun hükme esas teşkil etmesinin hukuka aykırılık oluşturduğu, objektiflikten, denetimden, teknik incelemeden ve esastan uzak oluşturulan bu rapora riayet edilse dahi tespit edilen 4 bin tl’lik değer kaybının alıcıya misliyle değişim imkanı tanımayacağı, yargıtay içtihatları, genel hukuk ilkeleri (ölçülülük, menfaatler dengesi) uyarınca somutolayda alıcının seçimlik haklarından misliyle değişim hakkını kullanmak istese dahi, hakim takdiriyle bedel indirim hakkının kullanılmasının mecburiyeti, açıkça görülecek ve tespit edildiği, yerel mahkemece yukarıda detaylı olarak açıklanan hususlar değerlendirilmeden usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen kararın ortadan kaldırılması ve davanın reddi gerekmekte ve talep edilmektedir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça ileri sürülen ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmadığı iddiasının kabulünün mümkün olamayacağını, müvekkili tarafından satın alınmış olan aracın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, davalı tarafça aracın misli ile değişiminin hukuka ve menfaat dengesine aykırı olduğu iddiasının kabulünün mümkün olamayacağını beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava satın alınan otomobilin ayıplı olduğu iddiasıyla TBK 227 maddesi gereği aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi olmadığı takdirde maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinafa incelemesine konu uyuşmazlık temelde, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı, iddia edilen ayıbın bulunması halinde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesinin TBK 227/4 maddesine aykırılık teşkil edip etmediği etmediği hususlarıdır. 6098 sayılı TBK’nın 227. Maddesi uyarınca satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı: “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme. 4. İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” seçimlik haklarından birini kullanabilir. Alıcının genel hükümlere göre uğradığı diğer zararlar için tazminat isteme hakkı saklıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 23/1-c maddesi; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Alıcının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanabilmesi için muayene ve ihbar külfetini yerine getirmesi gerekir. TTK’nın 18/3. Maddesine göre, tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılmalıdır. Elbetteki bu düzenleme bir geçerlilik şartı getirmemekle birlikte bir ispat kuralı getirmektedir. Buna göre ayıp ihbarının yapıldığı hususunun tanıkla ispatı mümkün değildir. Öğretide ayıp satılanda, vaad edilen niteliklerin bir diğer ifade ile bulunması gereken bir özelliğin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bir kusurun ya da eksikliğin bulunması ya da dürüstlük kuralı gereğince ondan beklenen lüzumlu vasıfları taşımaması hali olarak tanımlanmakta ve maddi, hukuki ya da ekonomik ayıp şeklinde sınıflandırılmaktadır. Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK’nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir. Aksi halde satılan, alıcı tarafından mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır. Dosyaya sunulan E-posta yazışmaları ile davacı taraf 25 Temmuz 2018 tarihinde satınaldığı araçta bulunan gizli ayıbı yasal 8 günlük süre içinde 2 ağustos 2018 tarihinde davalı tarafa ihbar etmiş olmakla süresi içerisinde muayene ve ihbar külfetinin yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dosyaya sunulan ekspertiz raporu ve mahkemece araç üzerinde inceleme yaptırılarak alınan bilirkişi raporu ile “aracın sol arka kapısında bariz bir ton farklılığı olduğu, ayrıca sol arka kapısının çerçevesiyle arasında diğer kapılarındaki normal değerin dışında daha yüksek değerli bir boşluk olduğu, aracın sol arka kapısının orjinal olmadığı, ve onarım işlemi gördüğü tespit edilmiştir. Aynı bilirkişi raporu ile ayıbın gizli ayıp olduğu ve araçtaki değer kaybı 4.114,50 TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda satışa konu aracın ayıplı olduğu, ayıbın teslim sırasında açıkça belli olmayıp gizli ayıp mahiyetinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davaya konu araç … marka sıfır (0) kilometre bir araç olup ,(0) kilometre aracı ayıpsız ve hasarsız olarak satınalmak isteyen alıcıya arka kapısı boyalı aracın satılmış olması önemli bir ayıp olup davacı alıcının satılandan beklediği faydayı önemli ölçüde azaltan bir durumdur. (Emsal Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/4546 e. 2016/10361 k. Sayılı ilamı).Buna göre araçtan beklenen faydayı maddi ve manevi anlamda önemli ölçüde azalttığı sabit olmakla alıcının seçimlik haklardan aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etmesinde TMK 2 maddesi ile menfaatler dengesine aykırı bir yön bulunmadığı gibi bu seçimlik hakkın kullanılması bilakis alıcının sözleşme yapmaktaki amacını gerçekleştirmektedir. Somut olayda ise davacı taraf sözleşmeden dönme ve bedel iadesi değil sözleşmeyi ayakta tutarak ayıpsız misli ile değişim talebinde bulunmasına göre TBK 227/4 maddesi uygulanma ihtimali bulunmayan davada mahkemece davanın kabulü ile ayıp nedeniyle satışa konu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 3.620,34‬ TL nispi harcın, alınması gerekli olan 14.481,35 TL harçtan mahsubu ile eksik 10.861,01 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17/11/20220