Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1169 E. 2020/452 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1169
KARAR NO : 2020/452
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI : 2019/451 Esas – 2019/1045 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde …Tic. Ltd. Şti.’nin tasfiye memuru …”şirketin aktifi ve pasifi yoktur” beyanında bulunarak şirketin tasfiye sürecinin sona ermesini sağladığını, ancak İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/415 E. sayılı dosyasından ikame olunan davada tapu iptali ve tescili davasının konusu olan … Mah. … Sk. No:… pafta No:…, Ada No:… Parsel No:… konumundaki taşınmaz kaydında, 35/200 hissede malik olarak Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti.’nin göründüğü, anılan davanın sonuçlandırılabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/415 E. Sayılı dosyasında tapu iptali ve tescili konulu davada, uyuşmazlık konusu … Mah. … Sk. No:… pafta No:…, Ada No:… Parsel No:… konumundaki taşınmazın tapuda kayıt maliki görünen kişiler arasında, işbu davada ihyası talep olunan .… Ltd. Şti. de bulunduğu, anılan dava dosyasından 18/12/2018 tarihli oturumda dava konusu şirketin ihyası konusunda dava açılmak üzere süre verildiği ve dava dosyasının halen derdest olduğu belirlendiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bağlı 2036-8 sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde … Tic.Ltd.Şti.’nin İstanbul İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/415 Esas sayılı davanın sonuçlanması ile sınırlı olmak üzere ihyasına son tasfiye memuru’nun görevinin devamına, ihya hususunun Ticaret Siciline tescil ve ilanına, davacı kuruma bu işlemleri yapmak üzere yetki ve mehil verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın niteliği uyarınca basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen yargılamanın basit yargılama usulü ile yapıldığını, şirketin tasfiyesinin üzerinden 12 yıl geçmesi ile taleplerin zamanaşımına uğraması ve zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın açılmasına sebep olmadığını ve yasal hasım olması sebebi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde “şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir.Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir.HMK 357 maddesinde resen gözetilicek hususlar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenmeyeceği ,yeni delillere dayanılamayacağı düzenlenmiştir. Zamanaşımı defii taraflarca ileri sürülmediği sürece mahkemece resen nazara alınamaz.TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya( ek tasfiye ) davaları için kanunda herhangi bir zaman aşımı süresi düzenlenmediği gibi davalının yargılama aşamasında ileri sürmediği, istinaf aşamasında ileri sürdüğü davanın zamanaşımına uğradığı defii dinlenebilir olmadığından yerinde görülmemiştir.Somut olayda ihyası talep edilen …Tic. Ltd.Şti ‘nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 05/02/2007 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul Anadolu 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/415 Esas sayılı dosyası ile açılan tapu iptali ve tescil davasının derdest olduğu, bu hale göre davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Buna göre tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında usulsüzlük bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Yargıtay HGKnın 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağından mahkemece davanın görülmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; yine anılan HMK’nın 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tespiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu”nun tespit edilmesi ve bu tespitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK ‘nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından harcanan 49,00-TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/12/2020