Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1154 E. 2022/1230 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1154
KARAR NO: 2022/1230
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2019
NUMARASI: 2018/469 Esas – 2019/1080 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili başlangıçta tüketici mahkemesine verdiği dava ve ıslah dilekçesinde özetle; 06/09/2017 tarihinde … adlı kişiden … takip numaralı kargonun … adına gönderildiğini, kargonun kaybolduğunu, davalı tarafın hiçbir şekilde mağduriyetini gidermediğini ileri sürerek uğradığı 9.912 TL zararın giderilmesini, yargılama masraflarının davalıya yükledilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kargo taşımasında edimlerini ifa ettiğini, davacının taraf sıfatının bulunmadığını, kargo gönderiminin … tarafından gerçekleştirildiğini, davacının kargonun alıcısı konumunda olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davada müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafından süresinde bildirim yapılmadığını, teslim edilen kargo içeriğinin ne olduğunun, tam ve eksiksiz teslim edildiğinin davacı tarafından ispatlanmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte sorumluluğunun özel çekme hakkı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacı taraf, gönderdiği gönderinin davalı tarafından kaybedildiği ile ilgili ve alıcısına teslim edilmediğini belirterek cihazın fatura bedelinin tazminat olarak tahsilini talep etmiştir, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya ait perukların davalı tarafından taşıma sırasında kaybedilmesinde kasten veya pervasızca bir davranışın bulunup bulunmadığı, sınırlı sorumluluğun söz konusu olup olmadığı, tazminat miktarının ne kadar olduğu hususlarındadır. TTK’nın 886. maddesi gereğince zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla veya böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı sınırlı sorumluluktan yararlanamaz. Taraflar arasındaki uyulmazlığa baktığımızda davacıya ait kargonun davalıya teslim edildiği, ancak dava dışı alıcıya ulaşmadan kaybolduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır. Davalıya teslim edilen gönderinin kasten veya davalının pervasızca bir davranışa veya bu bilinçle işlenmiş bir ihmaliyle kaybolduğuna dair bir delil ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla davacı bu yöndeki iddiasını ispat edememiştir. TTK’nın 882. maddesi gereğince gönderinin tamamen ziyanı ve hasarı halinde aynı yasanın 880 ve 881. maddeleri gereğince sınırlı sorumluluğuna göre tazminatın hesaplanması gerekmektedir. Bu maddede kilogram başına 8,33 özel çekme hakkını karşılayan tutarla sınırlı tutulmuştur. Bu hususlar dikkate alınarak bilirkişi raporunda 4 kg üzerinden yapılan hesabın kabul edilmesi gerektiği” gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 163,04 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avanz faizleriyle bilrikte davalıtan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı tarafın fiillerini hafif ihmal olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, kargo şirketinin yükümlü olduğu taşımacılık hizmetini ikame ederken gerekli özeni göstermediğini, davalının kargonun yerine ulaştığını sadece iddia ettiğini, ancak yapılan yargılama sonucu sipariş edilen paketin müvekkiline ulaştığına dair hiçbir delil ve teslim tutanağı dosyaya sunulamadığını, gönderi takip sisteminden dava konusu paketin, müvekkiline teslim edilmek üzere davalı şirkete bırakıldığı tarihten 75 gün sonra dava dışı üçüncü bir şahsa verildiğinin gözüktüğünü, bir an için kargonun teslim edildiği varsayımında dahi kargonun 75 gün içimde alıcıya teslim edilmesinde TTK madde 886’da düzenlenen pervasızca davranış şartları oluştuğunu,Bilirkişi raporunda da davalı kargo şirketinin, kargoyu yasada belirtilen sürede iade etmek yerine gerçeğe aykırı bir biçimde ve yasal sorumluluktan kurtulmak niyetiyle 75 gün sonra paketi dava dışı bir kimseye teslim ettiği yönünde bir kayıt oluşturduğunu,TTK’nın 886. maddesindeki düzenleme ile yasa koyucunun, sınırlı sorumluluk ilkesinin kalkması için işlenen fiilin “kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle” yapılması şartını aradığını, Karayoluyla Uluslararası Yük Taşıma Anlaşması’ndan (CMR) iktibas ettiğimiz işbu kanun maddesinde Türk Hukukunda öngörülmeyen bir kusur derecesi belirlendiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket, taşıma ilişkisi kapsamındaki edimlerini tam ve eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, kargo içeriğinde davaya konu edilen emtianın bulunduğu ve bu emtianın müvekkili şirkete tam ve hasarsız olarak teslim edildiğinin davacı tarafça kesin delillerle ispatı edilemediğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; göndericinin, ürün teslimi sırasında gönderilenin cinsi, miktarı, niteliği gibi hususları tam ve doğru olarak bildirmekle yükümlü olduğunu, davacı tarafından süresinde bildirim yapılmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesi ihtimalinde dahi talep edilebiecek tutarın TTK 880 ve 882. maddelerine göre gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 özel çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu savunarak istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, kargo taşıması için davalıya teslim edilen emtianın alıcısına teslim edilmeden kaybolması nedeni ile uğranılan zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının görevlilerince teslim alındıktan sonra alıcısına teslim edilmeden kaybolduğu iddia olunan üründen dolayı davalının zarardan sorumlu olup olmadığı, kargo içeriğinin ispatlanıp ispatlanamadığı ve zararın miktarı noktasındadır. Davacı tarafça, dava dışı …’ya sipariş edilen perukların kendisine gönderilmek için … Kargoya verildiğini, bedelin ödendiğini, gönderilen kargonun ulaşmadığını, gönderi takip sisteminden bakıldığında perukların kargoya verildiği tarihten itibaren 75 gün sonra başka bir adrese teslim edildiğinin anlaşıldığı ididasıyla oluşan zararın tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. TTK’nın 875. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Davalı taşıyıcı, taşımaya konu emtiayı alıcısına teslim edememesine ilişkin hiç bir somut gerekçe ileri sürmemektedir.Alıcısına malı teslim etmeyen taşıyıcının sorumluluğu kural olarak TTK nun 882. maddesi uyarınca sınırlı sorumluluktur. Ancak, TTK’nın 886. maddesi uyarınca zarara, taşıyıcının, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verilmesi halinde taşıyıcı sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Davalı kargo şirketi … Barkod numarası ile davaya konu kargonun son durum gönderi bilgisinin kargo hareketlerinde 20.09.2017 tarihi itibari ile Kargonun Hasar Görmesi nedeniyle teslim edilemediğini belirtilmesine rağmen 20.11.2017 tarihinde sevkiyattan 72 gün sonrasında “gönderi teslim edildi” şeklinde belirtmiş ancak teslim edilen imza veya kişiyi göstermemiştir.Davalı taraf her ne kadar cevap ve istinaf dilekçesinde davalının üzerine düşen edimi yerine getirdiğini beyan etmiş ise de, kargonun alıcısına teslim edildiğine ilişkin herhangi bir belge sunulmamıştır.Davacının gönderisinin, davalının görevlilerince teslim alındıktan sonra alıcısına teslim edilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre kargoya konu emtianın taşıyıcı sorumluluğunda iken ziyaa uğradığının ve kargonun pervasızca bir davranışla kargonun alıcısı dışında bir üçüncü kişiye teslim edilmesi nedeniyle davalı taşıyıcının sınırlı sorumluluktan yararlanma hakkını kaybettiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle davalı taşıyıcı, taşıma konusu emtianın gerçek değerini ödemekle yükümlüdür. TTK’nın 880/1. Maddesine göre, taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Anılan maddesin 3. fıkrasına göre ise, eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu(VUK)’nun 230/5. Maddesi uyarınca da, satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim edilen malın alıcı tarafından taşınması veya taşıttırılması halinde alıcının taşınan veya taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlemesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.24/12/2015 tarih ve 29572 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 464 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin Kargo ve Lojistik İşletmeleri başlıklı 3.4. Maddesinde, kargo ve lojistik işletmeleri ticari nitelikteki gönderileri Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu tevsik edici belgeler ile birlikte kabul edecekleri ve taşıma esnasında istenildiğinde ibraz edilecek şekilde gönderiye ekleyecekleri hususları düzenlenmiştir. Davalı şirket, dava konusunun ticari bir taşıma olması ve taşıttıranın tüketici olmaması nedeniyle taşımaya konu emtiayı kabul ederken gönderiye ilişkin sevk irsaliyesiyle birlikte kabul etmek zorunda olduğundan, davacının gönderi ile birlikte sevk irsaliyesini de verdiğinin kabulü gerekir. Aksinin davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Dosyada böyle bir ispat bulunmadığı nazara alındığında kargo içeriğinin dava dışı …’ya sipariş edilip bedeli 6.9.2017 tarihli 9.912,00 TL tutarındaki faturayla ödenen perukların kendisine gönderilmek için … Kargoya verildiğini, bedelin ödendiğini, gönderilen kargonun ulaşmadığını, gönderi takip sisteminden bakıldığında dava dışı …’nın kestiği 06.09.2017 tarih ve … nolu fatura içeriğiyle aynı olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda da davacının 06.09.2017 tarihli fatura kapsamındaki 9.912,00 TL tutarındaki malın bedelini göndericiye ödediğini, sevkiyata konu 4 Kg/Desi ölçüsündeki kargonun ödemesini yaptığı dikkate alındığında TTK.880 maddesine göre malın değeri 9.912,00 TL’nin tazminat olarak verilmesinin uygun olacağı tespit edilmiştir. Bu durumda, bu miktarın davacının zararı olarak kabulü gerekir. Davalının taşıma bedelinin ödenmediği yönünde bir iddiası bulunmadığından fatura bedelinden taşıma maliyetinin düşürülmesine de gerek bulunmamaktadır. Dolayısıyla davanın üzerinden 9.912,00 TL zararın kabulü gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak sınırlı sorumluluk esaslarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.Bu itibarla, HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile; 9.912,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2-Başlangıçta peşin olarak alınan 205,17 TL harcın alınması gerekli olan 677,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 471,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta, tebligat, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 814,40 TL, yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 6-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL, posta ve tebligat gideri 58,90 TL olmak üzere toplam 180,20 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.08/11/2022