Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1150 E. 2022/1329 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1150
KARAR NO: 2022/1329
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2018/433 Esas – 2019/836 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2022Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sigortalı “… AŞ”e ait muhtelif emtia, müvekkil şirket nezdinde … numaralı Nakliyat Emtia Sigorta poliçesi ile nakliye muhataralarına karşı sigortalı olduğunu, davaya konu polyester iplik emtiası davalı tarafından düzenlenen Navlun Faturasına istinaden Polonya’da Mukim … şirketine gönderilmek üzere davalıya sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, 21.06.2017 tarihinde alıcı firmaya varışına müteakip yapılan kontrollerde emtianın araç içinde ezildiği ve hasar gördüğünün tespit edildiğini, meydana gelen zarardan kaynaklı müvekkil şirkete müracaat edildiği ve müvekkil şirketin … sayılı hasar dosyası açarak ekspertiz incelemesi yaptırdığını ve 2033,74 USD hasar tespit edildiğini ve müvekkil şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, taşıyıcının malı teslim alındığı andan teslim edilene kadar hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, davalının 2.033,74 USD’yi müvekkil şirkete ödemesi gerektiğini, sürücünün kusurlu olduğunun aşikar olduğunu, müvekkil şirket tarafından, emtianın davalının sorumluluğunda zarara uğramasından dolayı davalı şirkete müracaat edilmiş ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek davalı şirketin mal varlıklarının dava sonuçlanıncaya kadar 3 kişilere devrinin önlenmesi bakımından teminatsız olarak ihtiyati tedbir karar verilmesi ve 2.033,74 USD’nin 26.09.2017tarihinden itibaren davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, dava dilekçesinin HMK maddelerine aykırı olduğunu, mahkemece eksik hususların davacıya tamamlatılması ve eksik harçın davacı vekilince yatırılması gerektiğini, davanın zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın ikamesinin mümkün olmadığını, davaya konu olaydaki hasarın müvekkil şirketin taşıması sırasında değil ara taşımada meydana geldiğini, emtianın ambalajlanması ve yüklenmesindeki sorumluluğun göndericiye ait olduğunu, hasara ilişkin müvekkil şirket tarafından imza altına alınmış bir belge bulunmadığını, davacı tarafından talep edilen tutarın sorumluluğunun üst sınırı aşmakta olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, sigorta poliçesi geçerliliğinin de incelenmesi gerektiğini belirterek icra ve dava zamanaşımı bakımından davanın reddine karar verilmesini mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “CMR hükümlerine tabi taşımalarda taşıyıcının, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar meydana gelen hasar ve kayıplardan sorumlu olacağının esas olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, anılan konvansiyonun 17/4-b maddesinde ambalajlanmadıkları veya fena ambalajlandıkları zaman, mahiyetleri icabı fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yahutta hatalı ambalajlanmış olması, c bendinde ise, malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınması yüklenmesi, istif edilmesi veya boşaltılması hallerinde hasardan taşıyıcının sorumlu olmayacağı öngörülmüştür. Fakat, bu halde de taşıyıcının yükün sağlıklı taşınabilmesi için yükleme ve istiflemeye gerekli özeni gösterme, nezaret etme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bahse konu yükümlülüğün ihlali, taşıyıcı bakımından kusur oluşturmaktadır. Taşınan emtianın ambalajlanması, araca yüklenme ve istiflenmesi gönderene ait ise de, yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi gözetmesi hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekmektedir. Bu kapsamda somut olay üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda taşımaya konu emtianın ambalaj şeklinin yüke uygun olmasına rağmen üzerine ağır yük istiflenmesi nedeniyle hasarın meydana gelmiş olduğu, bu durumdan davalı taşıyıcının sorumlu olduğu, davalı taşıyıcının aksini yani kusurlu olmadığını ispata elverişli delil ibraz etmediği, CMR Konvansiyonu’nun 23 ve 25. maddeleri gereğince hasarlı emtianın kg başına 8,33 SDR hesaplaması kapsamında (1.517,72 kg) sınırlı sorumluluk miktarının 12.642,61 SDR olarak hesaplandığı, böylece gerçek zarar miktarı olan 2.033,74 USD’nin üst sınır içerisinde kaldığı, dolayısıyla davacı yanın 2.033,74 USD’nin rücuen tahsili isteminin yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Son olarak faiz istemi yönünden yapılan inceleme kapsamında tatbiki gereken CMR Konvansiyonu’nun 27. maddesinin; ” Hak sahibi, ödenecek tazminat için faiz isteyebilir. Yılda % 5 üzerinden hesap edilecek, bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak, tasımacıya gönderildigi tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamıs ise, tahakkuk dava açıldıgı tarihten itibaren yapılır.” şeklinde düzenleme altına alınması karşısında davacı tarafın davalıya rücu talepli bildirim yaptığını gösterir herhangi bir deliline rastlanılmadığı tespit edilmekle dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca yine CMR Konvansiyonu’nun 27/1. maddesi uyarınca somut olayda olduğu gibi yabancı para üzerinden hüküm kurulması hallerinde hak sahibine ödenecek tazminat miktarı için yıllık %5 oranı üzerinden temerrüt faizine hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hasarın, yükleme-boşaltma istifleme sabitleme süreçlerinde meydana gelmiş olabileceği kanaati ile oluşturulan bilirkişi raporuna göre verilen karar eksik inceleme ile verilmiş olup, TTK madde 863,864 ile CMR madde 17/4-b,cde yasa hükümlerinde ambalajlama, yükleme, istifleme, boşaltma süreçlerinden göndericinin sorumlu olduğunu, bu aşamalarda meydana gelen zararlara göndericinin katlanması gerektiği, taşıyıcının sorumlu tutulamayacağının açıkça belirtilmekte olup, davalının taşıyan olarak kusuru olmadığını, CMR belgesinin ve ticari faturanın türkçe tercümelerinin dosya kapsamında olmadığını, usuli eksikliğin de göz ardı edilmesi diğer taraftan, hasara ilişkin davalı tarafından imza altına alınmış bir belge de bulunmamakta olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: dosyada mübrez bilirkişi heyet raporu ile davalının sorumluluğunun sübut bulmuş olup, davalı tarafça her ne kadar ambalaj hasarından sorumlu olmadıkları iddia edilmişse de, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere somut olayda grupaj yük taşıması mevcut olup ayrıca, ambalajın yüke uygun olduğu tespit edildiğini, hasarın ambalajdan kaynaklanmadığını, sorumluluğun ise davalıya ait olduğunu, CMR konvansiyonu gereği davalı taşıyanın meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, taşıyıcının, malı teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar gerçekleşen hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, mevzuata göre, nakliyeci taşıma sırasında malın kayba veya hasara uğramasından ya da gönderilene geç teslim edilmesinden doğan zararı tazmin etmekle yükümlü olup dolayısıyla, davalının itirazlarına itibar edilmeyerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası karayolu taşımasına konu yükün alıcısına hasarlı teslim edilmesi nedeniyle sigortalısının uğradığı zararı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği zarar tutarını taşıyıcıdan rücuen tahsili istemiyle açtığı alacak davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hasar ihbarının yapılıp yapılmadığı, hasarın ambalaj, yükleme-boşaltma, istifleme-sabitleme hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davalının sorumluluğu için kusurunun gerekip gerekmediği, zararın göndericinin sorumluluğunda olup olmadığı noktasındadır. Dava dışı … A.Ş. tarafından … firmasına ihraç edilen polyester iplik emtiası … plakalı araç ile taşınmasına ilişkin … nolu taşıma senedi düzenlenmiştir. Ayrıca davalı tarafından, dava dışı … A.Ş.’ye … nolu taşıma senedine atıf yapılarak 12/06/2017 tarihli navlun faturası düzenlenmiştir. Taşımaya konu ihracata ilişkin satıcı tarafından, alıcıya 113.393,54 USD bedelli fatura kesilmiş ve teslim şekli CIP olarak belirtilmiştir. Dava konusu taşımaya ilişkin 08/05/2017 tarihli gümrük beyannamesine göre ödeme şekli ise peşin olarak gösterilmiştir. Davaya konu taşımalar davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup, hasar ihbarında bulunulması üzerine, ekspertiz raporu alınmış ve tespit edilen hasar bedeli 2.033,74 Euro olarak 26/09/2017 tarihinde sigortalı … Ticaret A.Ş.’ye ödenmiştir. Davacı taraf, hasarın taşıma esnasında meydana geldiğinden bahisle sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Taşımaya konu malların teslim şekli taşıma senedinde ve satış faturasında CIP satış olarak belirtilmiştir. Bu satış türü, taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş olarak yapılan satış ve teslim şeklini ifade etmektedir. Buna göre, taşıma sözleşmesi satıcı-gönderici tarafından yapılıp, alıcının taşıma sırasındaki hasar riskini karşılayacak sigorta poliçesinin de alıcı nam ve hesabına satıcı tarafından yaptırılması gerekmektedir. CIP satışta hasarın alıcıya geçmesi nedeniyle rizikodan sonra sigortacının sigortalı konumundaki alıcıya ödemede bulunması gerekmekte olup, bu koşullar altında sigortacının halefiyet hakkı doğacaktır. Somut olayda, davaya dayanak poliçede sigortalı, satıcı-gönderici olup böyle bir durumda satış yapan sigortalıya sigorta bedelinin ödenmesi, sigortalının mal bedelini tahsil edememiş olmasına bağlıdır. Bu durumda mahkemece gümrük beyannamesinde yazılı banka kayıtlarının getirtilip incelenmesi, gerekirse dava dışı sigortalının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle taşımaya konu mal bedellerinin satıcıya ödenip ödenmediğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.29/11/2022