Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1140 E. 2022/1204 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1140
KARAR NO: 2022/1204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2019
NUMARASI: 2017/89 Esas – 2019/50 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline 700.000,00 TL kredi kullandırıldığını, müvekkilinden bu krediyi kapatması esnasında 32.000,00 TL “erken kapama komisyonu” alındığını, bankaca “erken ödeme komisyonu” olarak alman 32.000,00TL’nin, ayrıca kredi kullandırma aşamasında alınan sigorta bedeli ve dosya masrafının ödeme tarihlerinden itibaren ticari faizi eklenerek taraflarına ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin Eyüp/İstanbul Şubesi müşterisi olup, alman genel kredi sözleşmelerine istinaden 700.000,00TL tutarlı taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kullandığı bu krediden 1.865,78TL sigorta ücreti, 3.500,00TL tahsis ücreti ve 33.878,89TL (BSMV DAHİL) tahsil edildiği, davanın somutlaştırma ilkesine aykırı açıldığını, dava konusu talebin niteliğini içerir unsurların somutlaştırılması gerektiğini, sonuç kısmında belirsizlik olduğundan öncelikle talebin netleştirilmesinin gerektiğini, Türk hukukunda sözleşme serbestliği ilkesinin olduğunu, genel kredi sözleşmesinin de taraflann serbest iradesi ile imzalandığını, bankalann kar amacı ile kurulan teşekküller olduğunu, dolayısı ile kredi kullandırmalarda kar elde etmesinin olağan olduğunu, söz konusu kredilerin erken kapamaları sonucunda elde edeceği karın düştüğünü ve bunun erken kapama komisyonu ile tasfiye edildiğini, davacının erken kapama esnasında hiçbir itirazi kayıt ileri sürmediğini, bu nedenle yapılan ödemenin iadesini talep edemeyeceğini, tacir olan bankanın bankacılık hizmetlerine istinaden erken kapama ücreti tahsil etmesine yasal bir engel olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “açılan dava bankaca yapılan kesintilerin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davalı banka ile davacının taksitli ticari kredi sözleşmesi imzaladıkları, davacının daha sonrasında krediyi erken kapatmak istemesi nedeniyle davalı banka tarafından %5 oranında erken kapatma komisyonunun alındığı, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda Türkiye’de faaliyet gösteren diğer bankaların da erken kapatma işlemlerinde komisyon aldıkları ve davalı bankaca uygulanan oranın sözleşme ve bankacılık uygulama ve teamüllerine uygun olduğu” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, tatmin edici, somut vakayı her yönüyle irdeleyen ve talepler bakımından tümüyle açıklayıcı ve belirleyici gerekçenin bulunmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını,Sözleşmenin güçlü tarafını oluşturan bankanın karşı taraf aleyhine tek taraflı olarak olarak yaptığı düzenlemelerin hüküm ifade etmeyeceğini ve yapılan sözleşmede bu hususların karşı tarafa bildirilmesinin ve kabulünün gerektiğini, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi 2014/13315 Esas 2014/13503 Karar sayılı ve 19.04.2014 tarihli kararında “davacı yan aleyhine sözleşmeye konulan muhtelif masraflar, erken kapama komisyonu ücreti, ipotek fek ücreti yazılmamış sayılmalıdır. Yazılmamış sayılan kalemlerin davalı bankaca tahsil edilmiş olması genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesi gerekir. Bankalar esas faaliyet alanı itibariyle sürekli parayla iştigal etmektedirler. Haksız surette alınan bu bedellerin hesaba girdiği andan itibaren banka tarafından nemalandırıldığı ve bundan gelir elde edildiği kuşkusuzdur. Genel hukuk prensiplerinden olan hiç kimse kendi kusuruna dayanarak menfaat elde edemez ilkesi gözetildiğinde bankanın yasal dayanağı olmaksızın aldığı bu kalemleri hesabına girdiği andan itibaren faizi ile birlikte iade etmesi gerekir.” şeklinde karar verdiğini,yine Yargıtay’ın davalı bankaların erken kapama komisyonu adı altında kredi kullanıcısından fahiş oranlarda erken kapama komisyonu alamayacağı, alınmış ise bunun iadesinin gerektiği yolunda yerleşik içtihatları olduğunu,somut olayda, davalı bankanın almış olduğu muhtelif ücretlerin haksız ve hukuka aykırı olduğu aynı zamanda da fahiş olduğunu, bu hususun sözleşmenin güçlü tarafını oluşturan banka tarafından tek taraflı olarak müvekkil aleyhine genel işlem şartını oluşturduğunu, Mahkemece bankalardan komisyon oranlarının sorularak uygun bir oran üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, bilirkişinin banka oranlarını web sayfalarından alarak raporunda belirtmesinin yeterli olmadığını, incelemenin eksik olduğunu, kapama nedeniyle bankanın zarara uğradığı iddiası afaki olduğunu, müvekkili tarafından teminat amaçlı olarak davalı bankaya 1 yıl vadeli bir milyon TL para yatırılmış olup bankanın bu teminattan da nemalandığı ve bu kredi sözleşmesi nedeniyle ekstra kar sağladığını, müvekkili ile banka arasındaki bu teminata rağmen bankanın müvekkiline düşük faiz teklif ettiğini, müvekkili tarafından para çekildiğini, bankanın kötü niyetli olarak müvekkilinden tahsilatlar yaptığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi nedeniyle alınankredi tahsis komisyon ücreti ile kredinin erken kapatılması nedeniyle alınan erken kapama ücretinin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurması üzerine istinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında akdedilen 10.10.2016 tarihinde % 1,11 aylık faiz oranı ile 12 ay vadeli 62.846,37 TL aylık eşit taksit ödemeli olan 700.000,00 TL anapara tutarında taksitli ticari kredi tahsis edilerek-kullandırıldığı, , Kredi tahsis ücreti 3.500,00 TL, Sigorta primi 1.865,78 TL, Erken kapama komisyonu 33.878,89 TL olmak üzere toplam 39.244,67 TL tahsilat yapıldığı hususu ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, bankaca yapılan tahsilatların sözleşme koşullarına ve bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığı ve bu işleme dayanak sözleşme hükmünün genel işlem şartlarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bankaların kredi müşterilerinden yaptıkları işlemlerin karşılığında faiz dışı menfaat ve komisyon talep etme konusundaki temel dayanakları TTK’na dayanmaktadır. TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir olan bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin mümkün olup, Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi çerçevesinde kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği belirtilmiştir.TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler ve kullandırılan krediler yönünden; Genel işlem koşulları içeren sözleşme düzenlenmesi, yasal sınırlar içinde hukuken mümkündür. TBK’nun 20-25. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiş olup sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda genel işlem koşulu içeren sözleşmede, dürüstlük kuralına aykırı ve karşı tarafın aleyhine olacak hükümler varsa, bu hükümler hiç yazılmamış (hükümsüz) sayılacaktır. Bankacılık kanunu ve diğer bankalarca uygulanan teamüller gereği kredi kulanımı ve kredilerin erken kapamalarda ücret alınmasına yönelik uygulamalar mevcuttur olup,bankanın yaptığı işlemler nedeniyle TTK 20 .maddesi uyarınca ücret talep edeceğine yönelik düzenlemeler genel işlem şartı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacı kullandırılan kredinin teminatı olarak davalı banka tarafından 1.000.000,00 TL nakit bloke alındığı ve bu tutarın vadeli hesaba bağlandığını belirterek ,davalı bankanın herhangi bir faiz geliri kaybı olmadığını ileri sürmektedir. Davacı anılan mevduatı bloke etmesine rağmen davaya konu ödemeleri ihtirazı kayıt olmaksızın ödemiştir. Dosya kapsamındaki deliller ile de davaya konu ödemelerin karşılığı olarak mevduatın bloke edildiğini yada bankanın mevduat blokesi karşılığında dava konusu ödemelerden vazgeçtiği hususunu iddia ve ispat edememiştir. Krediye bağlı Ferdi kaza Sigortası bir kaza sonucu maluliyet veya kaza sonucu vefat durumunda; kredi borçlusunu bankaya olan borcu; sigortayı düzenleyen Sigorta Şirketi tarafından ödenir.Somut olayda bankacılık teamüllerine uygun olarak kullanılan kredinin temini için ferdi kaza sigortası yapılması ve sigorta primi tahsil edilmesi haksız bir kazanç niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki imzalanan genel kredi sözleşmesinin “1.4 maddesinde; kredinin tamamının veya bir kısmının vadesinden önce kapatılması halinde komisyon tahsil edileceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar sayılı ilamı). Taraflar arasında imzalanan sözleşmede komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenlemeye yer verilmemiş ise de bankaca kredi kullandırılırken alınan kredi tahsis ücreti ve erken ödeme ücretinin , Emsal banka uygulamalarına göre de, davalı bankaca kredi tahsisi için uygulanan %0,05(binde beş )ve erken kapama komisyonunda uygulanan % 5 oranının orantılı ve taraflar arasındaki menfaati bozacak şekilde fahiş olmadığı ve cari bankacılık uygulamasına göre davalı banka uygulamasının makul düzeyde olduğu anlaşılmıştır.(Y,11.H.D 02.04.2020 tarih ve 2018/3971E-2020/884 K). Bu durumda mahkemece davalı bankanın davacıdan fazla ve haksız bir tahsilatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 01/11/2022