Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1137 E. 2022/1363 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1137
KARAR NO: 2022/1363
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2019
NUMARASI: 2014/684 Esas – 2019/507 Karar
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ: 06/08/2012
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/12/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı ile davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalıları … Aş tarafından üretimi gerçekleştirilen yükte kademe değiştiricili yağlı tip güç transformatörünün müvekkili şirket nezdinde nakliyet poliçesi ile sigortalandığını, sigortalı emtianın 28/04/2012 tarihinde davalı … Aş tarafından … plaka sayılı römork üzerinde … plaka sayılı çekici ile … Trafo merkezine götürülmek üzere Balıkesir’den Hatay’a nakliyesi sırasında, sürücünün direksiyon manevrası sırasında hakimeyetini kayıp ederek dorsenin yol kenarına yaklaşması ve asfaltın bittiği kademeden bankete düşmesi nedeni ile dorseden düşerek hasarlandığını bu hususun 28/04/2012 tutanak ve davalı taşıyıcı sürücüsü …’nın beyanları ile sabit olduğunu yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde trafonun onarılamaz derecede tam hasarlı olduğunun tespit edildiğinin fatura bedeli olan 950.000,00Euro’dan 196.392,75Euro olan trafonun kullanılabilir sağlam parçalarının değeri ile, 189.227,17Euro sovtaj bedelinin düşülmesi sonucunda müvekkili şirket tarafından sigortalı şirkete 26/07/2012 tarihinde 1.314.159,02TL tazminat bedeli ödenerek TTK 1472.maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olunduğunu belirterek müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenen 1.314.159,02TL tazminatı 26/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı …AŞ vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ; davacı … şirketi ile dava dışı sigortalı şirket arasında imzalanan nakliyet abonman sözleşmesinin açıklamalar bölümünde sigortalının aksine bir beyanı olmadıkça taşıyıcı sıfatı ile hareket eden özel ve tüzel kişilere sigortacı tarafından rücu işlemi yapılamayacağının kararlaştırıldığını bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, trafoları taşımakta olan dorsenin donanımlı ve yeterli olup araç yeterlilik formu ile yetkili birimlerce düzenlenen özel yük taşıma izin belgesi bulunduğunu ayrıca sürücününde donanımlı ve tecrübeli olduğunu kaza esnasında 10km civarında hızla ilerlediğini bu hızın araç hakimiyetini kaybettirecek bir hız olmadığını, banketle asfalt arasında kayda değer bir yükseklik bulunmadığını, meydana gelen hasarın sebebinin trafonun taşıma aracına hatalı yüklenmesi ve istif edilmesinden kaynaklandığını, taşınan emtianın trafo olup yükleme ve istifinin emtia sahibi dava dışı sigortalı … Şirketi tarafından yapıldığını, tüm sorumluluğun … firmasına ait olduğunu, diğer davalı sigortalı şirket tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda trafonun alt tabanının daha dar olmasından bahisle özel önlem gerektirdiği ve kaymayı önleyici ayrıca destek konulması gerektiğinin belirtildiği, yolların dümdüz ve pürüzsüz olmayıp birçok eğim ve çukur bulunduğunu ancak trafoyu yükleyen sigortalı şirket görevlilerinin yükleme esnasında bu riskleri bertaraf edecek önlem almadıklarını, davacı ile sigortalı arasında düzenlenen sigorta poliçesinde, emtianın cinsine, ağırlığına ve özelliklerine uygun olmayan istifleme ve/veya sabitlemeden dolayı meydana gelebilecek hasarların teminat dışı olduğunun hüküm altına alındığını bu nedenle açılan davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek koşulu ile birlikte dorse şoförünün kusurlu olduğunun tespiti halinde dahi müvekkili ile diğer davalı … Sigorta arasında imzalanan yurt içi sorumluluk poliçesi ile …’ın zararının 2.048.600,00TL bedelle teminat altına alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı … Sigorta Aş vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde ; iki trafo için toplam sigorta bedelinin 2.048.600,00TL olup buna göre dava konusu trafo için sigorta bedelinin 1.024.300,00TL olduğunu, düzenlenen ekspertiz raporunda hasarın trafonun taşıma aracına hatalı yüklenmesi ve kötü şekilde istif edilmesinden kaynaklı olduğunun belirlendiğini bir diğer etkenin istiab haddinin aşılması olduğunu müvekkilince düzenlenen yurt içi sorumluluk poliçesinin istisnalar başlıklı maddesinin “h” bendinde taşınan malların özelliğine göre yöresel veya ulusal kural ve geleneklere uygun olmayan yetersiz ambalajlama, hatalı ve/veya yanlış istiflemeden veya yüklemeden kaynaklı her türlü hasarın teminat dışında olduğunun kayıtlı olduğunu bu nedenle hasarın sigorta kapsamı dışında bulunduğunu, davacının iddiası dışında kazının şoförün kusurundan kaynaklandığı yönünde hiçbir delil olmadığını, trafonun özel bir yük olup taşımanın özel izinli yapılabildiğini, istiab haddinin aşıldığını müvekkili tarafından düzelenen poliçenin “i” bendine göre emtianın yeterli olmayan araçlar ile taşınması, taşımayı yapan aracı yola elverişsiz olması istiab haddinin aşılması halinde zararın teminat kapsamı dışında olduğunu, davacı tarafından düzenlenen poliçede bu hususların teminat kapsamı dışında olmasına rağmen davacının poliçeye aykırı olarak ödeme yaptığını bu ödemenin lütuf ödemesi olması nedeni ile rücu davası açılamayacağını, nakliye yükümlüsünün sigortalı … Firması olması nedeni ile müvekkilinin … Firmasının kusuru nedeni ile teminat vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda,”İstiab haddinin aşılmadığı, taşıyıcının yükleme ve istiflemeye nezaret etmesi gerektiği ancak dava konusu olayda taşıyıcının nezaret ettiğine ve yükleme ve istiflemenin hatalı yapıldığına ilişkin ihtirazi kayıt koyduğuna dair delil bulunmadığı, kazanın istifleme – yüklemeden ve araç şoförünün aracın niteliklerine ve yol durumuna göre sevk edilmemesinden kaynaklandığı, taşıyıcının yükleme ve istiflemeye nezaret etmemesi, aracı uygun şekilde sevk etmemesi sebebi ile kusur oranının %75 olduğu, istifleme yüklemeyi yapan dava dışı şirketin kusur oranının %25 olduğu, taşıyıcının ve sigortacısının oluşan zarardan birlikte sorumlu olduğu dikkate alınarak dava sırasında ödenen asıl alacak miktarı düşülerek 469.923,93TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dava sırasında ödenen 515.695,33TL yönünden ise davanın konusunun kalmaması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … Sigorta A.Ş vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargılama esnasında üç tane bilirkişi raporu alındığını, bir ve ikinci raporlarda şöförün %100 kusurlu olduğu belirtilirken üçüncü raporda %75 kusur atfedilmiş ve Mahkeme de üçüncü raporu karara esas aldığını, bilirkişilerin çoğunluğu şöförün %100 kusurlu olduğu hususunda hem fikir iken kusur oranının neye göre verildiği dahi açıklanmayan son bilirkişi raporunun dikkate alınarak davanın kısmen kabul edilmesinin uygun olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, emtia hasarı, araç sürücüsünün son derece dikkatsiz, tedbirsiz ve hatalı davranışları sonucunda meydana geldiğini, bu nedenle hasarın hatalı yüklemeden ve istiflemeden kaynaklandığını, karara esas alınan raporda istinaf hatası nedeniyle taşıyıcının %75, dava dışı sigortalının %25 kusurlu olduğu tespitine yer verilmiş ise de aynı raporda istif hatasının ne olduğu, istifin ne şekilde yapılması durumunda hasarın meydana gelmeyeceği ve zararın oluşmayacağı yönünde bir tespitin mevcut olmadığını, zorlama bir yorum ile yeterli ve uygun gerekçelerle altı doldurulmadan sigortalıya kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını ve Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı yükleme – istif – sabitleme nedeniyle meydana gelen riziko, bunda taşıyanın kusur derecesi ne oranda olursa olsun davalı müvekkilimiz … Sigorta A.Ş.’nin düzenlediği poliçenin istisnalar başlığı altındaki (h) bendi uyarınca teminat dışı olduğunu, Yerel Mahkemenin davalı müvekkilimizin düzenlediği poliçenin istisnalar başlığı altındaki (h) bendindeki düzenlemeyi dikkate almadan hüküm kurmuş olmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, yükleme – istifleme – sabitlemedeki kusurun gönderen %25 kusurlu – taşıyıcı %75 kusurlu şeklinde paylaştırılmasının kabul edilemeyeceğini, davalı müvekkilleri … Sigorta A.Ş’nin taşıyıcı için düzenlediği poliçenin istisnalar başlığı altındaki (h) bendinde kusurun kimde olduğu fark etmeksizin hatalı yükleme-istifleme-sabitlemede nedeniyle oluşan zararı teminat dışı bıraktığı ve bu nedenle haksız davanın davalı müvekkilleri … Sigorta A.Ş yönünden tamamen reddi gerektiği yönündeki istinaf sebepleri saklı kalmak kaydıyla belirtmek isteriz ki Yerel Mahkemenin yükleme-istifleme-sabitlemedeki kusuru gönderen %25 ve taşıyıcı %75 kusurlu olacak şekilde paylaştırmasının yanlış olduğunu, kara taşımalarında yükleme, istifleme ve sabitleme gönderenin sorumluluğunda olduğunu, taşımada istiab haddi aşımı olduğunu ve istiab haddi aşımı durumunda müvekkili … Sigorta A.Ş.’nin tazminat borcu olmayacağı poliçede açıkça yazılı olduğunu, istiab haddi aşımı yokmuş gibi hüküm kurulması yanlış olduğunu, davacının lütuf ödemesi yaptığını ve kanuni halefiyete dayalı olarak rücu davası açamayacağı gözetilmeden hüküm kurulmuş olmasının usule ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde davalılardan müteselsilen tahsil talebi olmadığını, bu durumda davacının iddia ettiği alacağı davalılardan yarı yarıya talep ettiği kabul edilerek hüküm kurulması gerektiğini, bu husus gözetilmeden verilen hüküm usule ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada alınan ilk bilirkişi raporunda eksik sigorta uygulanması gerektiği ve davalı … Sigorta A.Ş’nin sorumluluğunun 515.695,38 TL ile sınırlı olacağı bildirildiğini, bahsi geçen kök bilirkişi raporu, davacıya 06.06.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı, kök bilirkişi raporuna iki haftalık kesin sürede itiraz etmediğini, bu nedenle, kök bilirkişi raporunda, davalı … Sigorta A.Ş yönünden eksik sigorta hükümlerinin uygulanacağını ve sorumluluğunun 515.695,38 TL ile sınırlı olacağı hususundaki tespit ve görüş, davacı yönünden kesinleşmiş ve müvekkilimiz yönünden usuli müktesep hak oluştuğunu, bu husus gözetilmeden oluşturulan Yerel Mahkeme kararı usule ve yasaya aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; Malları gönderen dava dışı Sigortalıya %25 kusur izafe edilirken, müvekkil Firma’ya %75 kusur izafe edilmesinin hatalı olduğunu, hasarın dava dışı Sigortalı Firma’nın sorumluluğunda bulunan bir görevin yerine getirilmemesinden kaynaklandığı tespit ediliyor ise, bu durumda taşıyıcı konumunda bulunan Müvekkil Firma’ya %75 kusur atfedilmesinin alenen çelişki içerdiğini, bu hususa ilişkin itirazlarının Sayın Mahkeme tarafından değerlendirilmemiş olduğunu, çelişkili kusur raporu esas alınarak hüküm kurulduğunu, belirtilen sebepler ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı …Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; kara taşımalarında yükleme, istifleme ve sabitleme taşıyıcının değil, gönderenin sorumluluğunda olduğunu, yükeleme – istif – sabitlemedeki kusurun taşıyıcıya ait olduğu varsayımında bile davanın müvekkili … yönünden tamamen reddi gerektiğini, zira, hatalı yükleme – istif – sabitleme nedeniyle meydana gelen riziko, bunda taşıyanın kusur derecesi ne oranda olursa olsun davalı müvekkili …’nin düzenlediği poliçenin istisnalar başlığı altındaki (h) bendi uyarınca teminat dışı olduğunu, taşımada istiab haddi aşımının bulunduğunu ve istiab haddi aşımı durumunda müvekkili …’nin tazminat borcu olmayacağı poliçede açıkça yazılı olduğunu, davacının, davasının talebi doğrultusunda müvekkili … yönünden de tamamen kabulü gerektiği yönündeki istinaf talebinin de haksız olduğunu, davacının lütuf ödemesi yaptığını ve kanuni halefiyete dayalı olarak rücu davası açamayacağını beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ”nakliyat abonman sözleşmesi” ne dayanarak düzenlenen ”Nakliyat Emtea Kati Sigorta Poliçesi” kapsamında ödenen hasar bedelinin, akdi taşıyıcı ve onun “yurtiçi sorumluluk poliçesi” ile sorumluluğunu üstlenen sigortacıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalılar ayrı ayrı yukarıda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinafa incelemesine konu uyuşmazlık, temelde meydana gelen hasarın yükleme/istifleme hatası yahut da taşıyıcının hatası sonucu meydana gelip gelmediği, eğer hasar iki etkenin birleşmesinden meydana gelmiş ise tarafların kusur durumu ile davalı … yönünden eksik sigorta şartlarının bulunup bulunmadığı, davalılar yönünden müteselsil sorumluluk hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, hasarın davalı … şirketinin düzenlediği poliçenin istisnalar başlıklı (h) bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususlarıdır. Genel anlamda; taşıma ilişkisinde ifa yardımcısının sorumluluğu haksız fiil sorumluluğu olup, kusur esasına dayanmaktadır. Ancak; davaya konu taşımanın tabi olduğu Ticaret Kanunu hükümlerinde taşıma sözleşmesi uyarınca sözleşmenin ihlal edilmesi nedeniyle meydana gelen zararlar ve taşımaya konu eşyanın hasar ve ziyaı halinde taşıyıcının sorumluluğu sözleşmeye aykırılık hükümleri kapsamında değerlendirilmelidir. Kural olarak taşıma ilişkisinde ambalajlama, yükleme ve sabitleme yükümlülüğü gönderene ait olsa bile davalı taşıyanın yüklemeye nezaret yükümlülüğü bulunmaktadır. Dosyaya toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, ekspertiz raporları ile taşınan yükün tonajı ve hacmi dikkate alındığında özellikli bir taşıma işi olduğu, taşıma işinin Balıkesir İlinden başlayıp Hatay İlinde sonuçlanmasının planlandığı, aynı anda iki ayrı araç ile benzer iki yükün taşınmaya başlanıldığı, yüklerden bir adedinin hasarsız olarak taşıma mahalline ulaştığı, uyuşmazlık konusu olan trafonun yüklendiği dorsenin ise Mut – Silifke arasında şoförün hatalı manevrası sonucu dorsenin tekerleklerinin yoldan çıkıp alçak kottaki bankete düşmesi sonucu oluşan sarsıntı ile birlikte yükün dorseden düşerek hasarlandığı, dosyaya alınan tüm raporlar ile yükte meydana gelen hasar miktarının, sovtaj bedelinin ve hasarlanmayan kısımların belirlenmiş olduğu, taraflar arasında bu bedeller yönünden bir uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Taşıma konusu yükün yaklaşık 140 ton olması, dolayısıyla yükleme işinin taşıyıcı tarafından üstlenildiğine dair bir bilgi de sunulmadığından yükün özelliği dikkate alınarak taşıtan tarafça araca yüklenilmesinin üstlenildiği anlaşılmaktadır. Ancak taşıyıcının da TTK hükümlerince yükün araca yüklenmesine nezaret etmesi gerektiği, aracın özelliği, gidilecek mesafe, yoldaki riskler, hava durumu gibi tüm unsurları dikkate alarak yüklemenin araca uygun yapılmasını sağlaması gerektiği, uygun yükleme yapılmadığı takdirde taşımayı reddetmesi gerekmektedir. Dosyaya alınan raporlar ile hasarın meydana gelmesinde yükün istiflemesinden/ yüklenmesinden/sabitlenmesinden kaynaklanan kusur ile birlikte taşıyıcının şoförünün düzgün manevra yapmayarak dorsenin tekerleklerinin düşük kottaki bankete düşürerek oluşan sarsıntının da etkisi ile yükün dorseden kayarak düştüğü, bu sebeple hasarlandığı sabit olmakla dosyaya alınan denetime elverişle bilirkişi heyet raporu ile hasarın meydana gelmesinde dava dışı taşıtanın %25, davalı taşıyıcının %75 oranında kusurlu bulunduğuna ilişkin rapor ve buna dayanarak kurulan İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyaya sunulan davacı ile dava dışı … A.Ş. Arasında yapılan nakliyat abonman sözleşmesi ve nakliyat emtea kati sigorta poliçesi kapsamında hasarın ödendiği, yapılan ödemenin lütuf ödemesi olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmayan hasar ödemeleri nedeniyle sigortalının mesul olanlar hakkındaki dava hakkını veya alacağının sigorta şirketine devir ve temlik etmesi halinde sigorta şirketinin temlik alan sıfatıyla zarar sorumlularına başvuruda bulunmasına yasal bir engel bulunmamaktadır (Y11.H.D 11.09.2017 tarih ve 2016/7257 E-2017/4196 K.). Oysa somut olayda meydana gelen hasar sırf yükleme, istifleme veya sabitleme kusurundan meydana gelmediği, hasarın meydana gelmesinde diğer etken olan sürücünün kusurunun da temel etken olduğu bilirkişi raporları ile anlaşıldığı gibi, aynı iş yerinden aynı şekilde yüklenen diğer yükün taşıma mahalline hasarsız olarak ulaşmış olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen hasarın sırf yükleme/ istifleme/ sabitleme kusurundan meydana gelmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı tarafından yapılan ödemenin poliçe kapsamında kaldığı, lütuf ödemesi olmadığı, TTK hükümlerince rücu imkanının bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davalı …nin meydana gelen hasarın kendilerince düzenlenen poliçenin istisnalar başlıklı bölümünün ( h) maddesi kapsamında kaldığı yönündeki istinaf sebebi de yerinde değildir. Bahsi geçen genel şarta göre “taşınan malların özelliğine göre yöresel veya ulusal kural ve geleneklere uygun olmayan yetersiz ambalajlama, hatalı ve/veya yanlış istiflemeden (yerleştirmeden) veya yüklemeden kaynaklanan her türlü hasar, ziya ve masraflar, poliçenin teminat dışında tuttuğu zararlar olarak düzenlenmiştir. Ancak bir önceki paragrafta izah edildiği gibi zarar istifleme / yükleme hatasından daha ziyade taşıyıcının şoförünün hatalı manevrası sonucu meydana gelmiştir. Bu durumda zararın istisnalar kapsamında kaldığının kabulü mümkün değildir. Sigorta bedelinin sigorta değerinden düşük olması durumunu düzenleyen eksik sigorta kurallarının teknik olarak sigorta değeri bulunmayan sorumluluk sigortalarında uygulama yeri bulunmamaktadır. Eksik sigorta zarar sigortalarına ilişkin bir kavramdır. Meblağ sigortalarında “sigorta bedeli” vardır. Tartışmalı olmakla birlikte pasif sigortalarda sigorta değeri olmaz. Sınırlı sorumluluğun kural olduğu durumlarda sorumluluğun üst sınırı sigorta bedeli olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle davalı … Sigorta vekilinin eksik sigorta kurallarının uygulanmasına yönelik istinaf talepleri yerinde değildir. Hasar tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 7. Maddesi: “iki veya daha fazla kimse, içlerinden yalnız biri veya hepsi için ticari mahiyeti haiz bir iş dolayısiyle diğer bir kimseye karşı müştereken borç altına girerlerse mukavelede aksi kararlaştılmış olmadıkça müteselsilen mesul sayılırlar.” düzenlemesi içermektedir. Bu durumda davacının halefi olduğu taşıtana karşı sözleşme ile sorumlu bulunan taşıyıcı ile taşıyıcının sorumluluğunu üstlenen … Sigortanın müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmakla davalının bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf peşin karar harcının alınması gereken 80,70-TL harçtan mahsubu ile 36,30-TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davalı …Ş. tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 8.025,13 TL harcın, alınması gerekli olan 32.100,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24.075,37‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-Davalı …Ş. tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 8.025,13 TL harcın, alınması gerekli olan 32.100,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24.075,37‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/12/2022