Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1127 E. 2023/36 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1127
KARAR NO: 2023/36
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2018/790 Esas – 2019/805 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/01/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı ile ticari alışveriş yaptığını, her ikisinin de tacir olup aralarında yapılan bir takım sözleşmeler gereği mal alım satımı yapıldığını, bu alım satımların teminat altına alınması amacı ile ek olarak sunulan teminat mektubunun davalıya verildiğini, davalının müvekkili ile iş ilişkisi çerçevesinde … sayılı 26/10/2016 tarihli faturaları kesip müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin ilgili faturaları güven duygusu içerisinde işlemesine rağmen ilgili faturaların içeriğindeki malların hiçbiri müvekkiline teslim edilmediğini, malları teslim alan kişinin ismi ya da bilgisi veya bu malların teslim alındığına ilişkin herhangi bir imzanın olmadığını, bu durumun davalıya sözlü olarak bildirdiğini, Erzurum … Noterliğinin … yevmiye numaralı 18/08/2017 tarihli ihtarnameye cevap verilmediğini, tüm bu haksızlıkların yanı sıra davalıya ilgili fatura bedellerinin ödenmesi konusunda taraflarına müracaatta bulunduğunu, ödemenin yapılmaması halinde … Bankası Erzurum Şubesine ait olan 29/05/2017 tarihli teminat mektubunun nakte çevrileceğinin ifade edildiğini, müvekkili ise ticari itibarının zedelenmemesi için … Banaksının … seri numaralı 10/07/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Banaksının … seri numaralı 10/11/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/04/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Banaksının … seri numaralı 10/05/2018 tarihli 4.979,72.-TL bedelli, … Banaksının … seri numaralı 10/10/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankasının … seri numaralı 10/06/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankasının 1591 seri numaralı 10/12/2018 tarihli 11.000,00.-TL bedelli, … Bankasının … seri numaralı 10/08/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli çekleri vermek zorunda kaldığını, bu çeklerin davalıya bizzat elden teslim edildiğini, yukarıda belirtilen faturaların içeriğindeki malların hiçbirinin müvekkiline teslim edilmediğini, bu durumda malların teslim edildiğini, gerek borçlar kanunu ve ilgili mevzuat gereği gerek ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013-279 Esas ve 2013-7408 karar sayılı ilamı dikkate alınarak davalının ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin çek vadesinin yaklaşması nedeni ile davalıya ulaşmaya çalıştığını, ancak bir sonuç elde edilemediğini, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin tüm iyi niyet ve basiretli bir tacir gibi davranmasına rağmen halen daha malları eline ulaşmadığı gibi davalıya da ulaşamadığını, bu nedenlerle … Bankası’nın … seri numaralı 10/07/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/11/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/04/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/05/2018 tarihli 4.979,72.-TL bedelli, … Bankası’nın 1589 seri numaralı 10/10/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/06/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın … seri numaralı 10/12/2018 tarihli 11.000,00.-TL bedelli, … Bankası’nın 1583 seri numaralı 10/08/2018 tarihli 10.000,00.-TL bedelli çeklerin davalıya ödenmemesi takibe konulmaması için % 10 teminat karşılığında ayrı ayrı ihtiyati tedbir konulmasına, ilgili tedbir kararının ilgili bankaya ve Erzurum icra dairelerine gönderilmesine, haksız ve karşılıksız olarak çeki elinde tutan davalının elindeki yukarıda belirtilen çeklerin tamamının ayrı ayrı iptaline ve müvekkilinin davalıya bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin işyeri adresinin “Sancaktepe İstanbul”da olduğunu, yetkili Mahkemenin davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ayrıca işin esasına girilmesi halinde haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…davacı ile davalı arasında 11/02/2017 tarihli 29.865,37 TL borç bakiyesinde mutabık olduklarını teyit eden mutabakat mektubu olduğu, 173 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine göre toptancı davalının faturalı irsaliyede her iki firma bilgilerine yer vererek müşterisi davacının talep ettiği malları davacının dava dışı müşterisine (…) gönderilmesini talep edebileceği, somut olayda davalının davacıya kesmiş olduğu faturaların bu usule göre (her iki alıcı bildirilerek) düzenlenmiş olduğu davacı ile dava dışı … Ticaret ve İş makineleri LTD. ŞTİ. arasında 90.000,00-TL tutarında senetlerin bulunduğu, bu senetlerin alacaklı ve borçlularının her iki taraf yetkililerinden oluştuğu, davaya konu irsaliyeli faturaların davacı tarafından stoklara alınarak yasal defterlere işlendiği, fatura içeriğindeki malların davacı adına dava dışı … tarafından teslim alındığı, davaya konu edilen toplam 75.979,72-TL tutarındaki çeklerin cari hesap borcuna istinaden davalıya verilmiş olduğu anlaşıldığından …” davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan teslim borcunu yerine getirmediğini ve temerrüde düştüğünü, dava konusu irsaliyeli faturalar üstünde teslim alanın kim olduğuna dair herhangi bir kaşe veya imzanın mevcut olmadığını, dava konusu irsaliyeli faturaların davalı şirket tarafından usule uygun düzenlenmediği gibi müvekkiline usulüne uygun olarak teslim de edilmediğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki uzun süreli ticari ilişkiye dayanan karşılıklı güven ilişkisinin davalı şirket tarafından suiistimal edildiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının bozulmasını ve kaldırılmasını, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının tüm edimlerini yerine getirdiğini, dava tarafın ise edimlerini yerine getirmediğini, davacı tarafın gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafın teminat mektubunun bozdurulacağına ilişkin tehdit altında çekleri keşide ettiği, taraflar arasında ticari güven ilişkisinin suistimal edildiği şeklindeki beyanlarının dosyaya sunulan faturalar ile aksinin ispatlandığını belirterek istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72. maddesi kapsamında, bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Taraflar arasında, Distribütör sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşme kapsamında davalı tarafa mal satışı yapıldığı taraflar arasında da ihtilafsızdır. İhtilaf konusu; davacı tarafından düzenlenip davalı ticari defterlerine de kaydedilen …, …, … ve … seri numaralı fatura içeriği malların davalıya teslim edilip edilmediği, buradan varılacak sonuca göre bu fatura konusu mal bedeli olarak davacıya verildiği iddia edilen 8 adet çek nedeniyle davacının borcunun bulunup bulunmadığı konusundadır.Çek, bir ödeme aracı olduğu gibi 6098 sayılı TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiş olup, bu kuralın aksine taraflar arasındaki satımın, peşin satış olmadığı başka bir anlatımla satım bedeli olarak düzenlenen çeklerin mal teslim edilmeden önce avans olarak verildiği, malların teslim edilmediği böylece çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasının davacı tarafından yazılı belge ile ispatı gerekir.Dava konusu olan faturaların davacının kendi beyanı ve dosyaya alınan bilirkişi raporu ile ticari defterlerine işlendiği, ayrıca davalıya vergi çeklerinde ticari defterlerine işlendiği, kendi ticari defter kayıtlarına göre bahsi geçen çeklerin davalıya ait satıcılar hesabına borç verilerek kaydedildiği, bu haliyle davalı ticari defterlerine göre davalıdan malların teslim alınıp bedellerinin de dava konusu çekler ile ödendiğine dair kayıt bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı ticari defterlerinde de davacının ticari defterleri ile uyumlu kayıtlar ile taraflar arasındaki fatura ve çeklerin kayıt altına alındığı görülmektedir. Tarafların birbirleri ile uyumlu ticari defter kayıtları ile davaya konu 4 adet fatura konusu malların davacıya veya onun yetkilendirdiği kişiye teslim edildiği, çekin havale hükmünde bir ödeme aracı olduğu kuralı birlikte gözetildiğinde; malların teslim edilmediğini ispat yükü davacıya ait olup, bu iddiayı ispata yarar yazılı bir delil ibraz edilemediği bilakis kendi ticari defterlerinde malların teslim alındığına dair kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakla, davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 179,90 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 135,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.17/01/2023