Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1123 E. 2022/1225 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1123
KARAR NO: 2022/1225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2019
NUMARASI: 2018/1110 Esas – 2019/736 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/05/2018
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi gereğince davacının, davalı tarafa ait malların Türkiye’den Belçika’ya transferini gerçekleştirdiğini, taşıma ücretine ilişkin borcun ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalının takibe ve borca vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiğini beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Dava dilekçesi ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” …İş bu davada ispat yükü davacı tarafta olup dava konusu edilen alacağın varlığını ve miktarını kesin deliller ispat ile yükümlüdür. Ancak davacının ibraz ettiği dava dilekçesinin “deliller” kısmında ” yemin” veya başkaca kesin delil bildirilmemiştir “Tasarruf” (HMK 24.md) ve ” taraflarca getirilme ilkesi”(HMK 25.md) nin uygulandığı eldeki davada , davacı tarafın dava konusu alacağın varlığın ispata yarar kesin ve yasal delil suna- madığı sonucuna varıldığı ve davanın sübuta ermediği gerekçesiyle .” davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilmiş olan 03.10.2017 tarihli 2 sayfadan ibaret ve 27.10.2017 tarihli yine 2 sayfadan ibaret iki farklı taşıma anlaşmaları uyarınca müvekkili davalıya ait malların, Türkiye’den Belçika’ya transferini üstlendiğini, davalı taraf da bu iki taşıma ile alakalı olarak Faturalardan da anlaşılacağı üzere 400,00 EURO ve 370,00EURO olmak üzere toplam 770,00EURO ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bahse konu olayda müvekkili tarafından taşıma işlemi kusursuz ve zamanında yerine getirildiğinden doğal olarak teslim alan da CMR belgesine böyle bir şerh düşmediğini, mahkemenin davanın reddine dair verilen kararının gerekçesinde belirtmiş olduğu CMR belgesinin tek taraflı düzenlendiğine dair görüşünün hatalı olduğunu, CMR belgesinin tek taraflı düzenlenmesi mümkün olmayan ve muhataba şerh düşülmesi imkanını kanıtlayan bir belge olduğunu, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, alacağın tahsilini engellemeye ve sadece zaman kazanma amaçlı olduğunu, kararının istinaf incelemesi yapılarak bozulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, uluslararası taşıma nedeniyle ödenmeyen navlun ücretinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunup bulunmadığı, sözleşme bulunması halinde davacı taşıyıcının davalı taşıtanın emtisanı taşıyıp taşımadığı, ve navlun alacağı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Taşıma sözleşmesi şekle tabi olmadığından,icap ve kabulle dahi taşıma sözleşmesi kurulabilir ancak bu husus geçerlilik koşulu olmayıp ispat aracıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. Maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” hükmünü içermektedir. Yine HMK’nın 190/1. maddesine göre ise, ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Öte yandan ispat yüküyle ilgili kanunda açık bir hüküm bulunması halinde öncelikle ona bakılmalıdır. Davalı taraf davaya cevap vermemiş olmakla 6100 sayılı HMK 128 maddesi gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır. Somut uyuşmazlıkta HMK 200 maddesi uyarınca dava değerine göre davacı taraflar arasında bir taşıma sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme gereği taşımanın yapıldığı ve ücretin miktarı davacı tarafça ispat edilmelidir. Davacı tarafça dosya delil olarak 03/10/2017 tarihli ve 27/10/2017 tarihli 2 adet taşıma anlaşması, 06/10/2017 ve 24/11/2017 tarihli davalı adına düzenlenmiş 2 adet fatura, göndereni faz …, alıcıcısı …, taşıyıcı firma … olan 04/10/2017 tanizm tarihli cmr belgesi ile göndereni …, alıcısı … San.Tic.A.Ş, taşıyıcısı …, düzenleme tarihi 27/11/2017 olan cmr belgeleri ile davacı tarafından davalıya keşide edilen ihtarname delil olarak sunulmuştur. Sunulan delilerden taraflar arasında düzenlendiği bildirilen 2 adet sözleşme üzerinde davalı şirketin kaşe ve imzası bulunmamaktadır. Sunulan sözleşmenin delil olarak kabul edilebilmesi için TBK 14. Maddesi gereği borç altına girenlerin imzası bulunması gerekmektedir. Bu durumda sunulan bu 2 sözleşmede davalı imzaları bulunmamakla taşıma ilişkisini ispatladığı kabul edilemez. Dosyaya sunulan 2 adet CMR belgesinde de davalının taşıyan, taşıtan, mal teslim alacak gibi hiçbir sıfatla unvanının bulunmadığı, bu belgelerin taraflar arasında düzenlenmediği anlaşılmakla, taraflar arasındaki taşıma ilişkisine dair bir delil niteliği yoktur. Davalı tarafından kendisinin düzenlediği 2 adet faturanın da tek başına taraflar arasındaki ilişkiyi ve alacak miktarını ispatlamaya yetmediği, yine davalıya davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin de taraflar arasındaki ilişkiyi ispata yeter kanıt olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince ispat olmayan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı tarafın istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin karar harcının alınması gereken 80,70 TL harçtan mahsubu ile 36,3‬0 TL eksik harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 03/11/2022