Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1120 E. 2022/1327 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1120
KARAR NO: 2022/1327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/04/2019
NUMARASI: 2018/490 Esas – 2019/361 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki neticesinde fatura ve cari hesap alacağının doğduğunu, borçlu tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, söz konusu alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasıyla şirket aleyhine takip başlatıldığını, dosya borçlusu davalı tarafa ödeme emri usulüne göre tebliğ edilmesine rağmen borçlu icra dosyasına herhangi bir ödeme de bulunmadığı gibi mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialarla takibi geciktirmek amacıyla icra dosyasındaki borca faize ve tüm ferilerine kötü niyetle itiraz ettiğini, bu haksız itiraz neticesinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün takibin durdurulduğunu belirterek davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından davaya süresinde cevap verilmemiş ancak sonrasında sunulan beyan dilekçesinde özetle; davacının 06.12.2017 tarihli İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. sayılı ilamsız icra takip talebiyle, 371.768,59. TL fatura ve Cari hesap alacağı olduğunu ileri sürdürdüğünü, müvekkili tarafından süresinde yapılan itirazla, takip dayanağı faturaların icra takip dosyasında olmaması, dayanak faturaların tebligat ekinde gönderilmemesi ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin sonuç itibarıyla likit olmaması, inceleme, muhasebeleştirme ve denetime elverişli hesaplamayı gerektirmesi nedeniyle talep edilen miktarda borçlu olmadıkları gerekçesi ile itirazda bulunduklarını, müvekkilinin … ünvanı ile …’de hazır giyim satışı yaptığını, uygulamada davacı gibi bazı imalatçı kişi veya şirketler kendilerinin hazırladığı tekstil ürünlerini davalının mağazasına bırakarak satışını talep etiklerini, bu teslimatta ürün bedelinin ödenmeyip, ürün satıldıktan sonra bedelinin ödendiğini, teslim edilen ürünlere karşılık açık fatura kesilerek satış yapıldıktan sonra, satış miktarı kadar nakit, çek gibi ödeme araçlarıyla ödeme yapıldığını, bu ödemeden sonra, ödemeyi alan firmanın ödeme yapıldığını gösterir makbuz imzalayarak gönderdiğini ve her iki tarafın muhasebesi fatura ve ödemeleri karşılaştırarak muhasebeleştirildiğini, satılmayan bakiye ürün varsa talebe göre iade edildiğini, taraflar arasındaki tüm ticari ilişkinin mali hesabı, davalı ve davacı şirket sahibi … ile birlikte 05.04.2016 tarihinde yapıldığını, mutabık kalınan hesap bakiyeleri de müvekkili tarafından davacıya ödediğini, davacıya 08.05.2018 tarihinde cari hesap ödemesi adı altında davacıya ait …- Gültepe Şub. … nolu hesabına ayrıca 200.000.TL ödeme yapıldığını, davacının icra takibine konu ettiği alacak miktarının afaki olup herhangi bir hesap ve muhasebeleştirme yapılmadığını, bu nedenle bu miktar borçlarının olmadığı yolunda itirazda bulunduklarını, alacak likit olmadığından davacının %20 icra inkar tazminatı da haksız ve yersiz olduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” Davaya yasal sürede cevap verilmemesi ve taraflar arasında yazılı sözleşme de bulunmaması nedeniyle, öncelikle davalı tarafa akdi ilişkinin varlığı konusunda HMK 169’a göre ve madde 171 ihtarını içerir isticvap davetiyesi tebliğ olunmuş, isticvaba icabet edilmediği için akdi ilişki ikrar edilmiş sayılmıştır. Yazılı yargılama usulüne tabi olan dosyada ne dava dilekçesi ekinde ne de ön inceleme duruşmasında HMK madde 140/5 gereği verilen kesin süre içinde davacı tarafça herhangi bir delil sunulmamış ve bildirilmemiş, sadece dava dilekçesinde fatura ve cari hesap ekstresinin sayfa sayısının sayıca fazla olması nedeniyle mahkeme kalemine sunulacağı belirtilmekle yetinilmiştir. Dosyaya celbedilen takip dosyasında da takip dayanağı hiçbir belge bulunmamaktadır. 10.12.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilince henüz sunmadıkları delilleri ve fatura örneklerini dosyaya sunmak üzere süre istenerek bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş ise de, duruşmada verilen iki haftalık yasal süre geçtikten sonra davacı vekilince 16.01.2019 tarihli dilekçe ile, müvekkilinin ticari defterlerinin yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi aracılığıyla müvekkilinin işyerinde inceleme yapılması talep edilmiş, daha sonra da 18.01.2019 tarihli dilekçe verilerek davacı şirketin ticari defter suretlerinin ekte sunulduğu belirtilmiş, incelenmesinde ise tarama merkezinden Uyap’a taranarak sunulduğu anlaşılmıştır. HMK madde 121 gereği dava dilekçesi ekine delillerin eklenmesi, başka yerden getirtilecek delillerin ise bildirilmesi zorunludur. HMK madde 140/5’te ise, yazılı yargılama usulünde dava dilekçesinde bahsedilen ancak henüz sunulmamış olan delillerin en geç ön inceleme duruşmasında mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içinde sunulması gerektiği hükme bağlanmıştır. Davanın 10.12.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen iki haftalık yasal süre içinde ispat yükü kendisinde olan davacı tarafça, takip ve alacak dayanağı olan, davacıyla davalı arasındaki ticari ilişki çerçevesinde alacağın kaynağı ne bir fatura, ne mal veya hizmet teslimine dair sevk irsaliyesi vb. belge, ne de bunların kayıtlı olduğu bir açık hesap kaydı dosyaya sunulmamıştır. Üstelik ön inceleme duruşmasında kesin sürede dosyaya deliller sunulmazsa bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı taraflara ihtar da edilmiştir. Dolayısıyla, yasal süreler ve mahkemece verilen kesin süre geçtikten sonra, sadece davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında sözlü beyan ettiği “fatura örneklerini dosyaya sunacakları ve deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerine dair” beyanı esas alınarak, davacı tarafın hiç bir delil bildirmediği ve sunmadığı dosyada tek başına, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali bilirkişi incelemesi yoluyla delil elde edilmesi ve davacının ispat yükünü yerine getirdiğinin kabulü mümkün değildir. Üstelik davacı vekili dava dilekçesinde ne ticari defter deliline ne de bilirkişi incelemesi deliline dayanmıştır. Sonuç itibariyle, dosyaya hiçbir delil sunulmamış olması nedeniyle, ispatlanamayan davanın reddine ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkemece “Yazılı yargılama usulüne tabi olan dosyada ne dava dilekçesi ekinde ne de ön inceleme duruşmasında HMK madde 140/5 gereği verilen kesin süre içinde davacı tarafça herhangi bir delil sunulmamış ve bildirilmemiş’ şeklinde bir gerekçeye dayanılmış ise de mahkemenin kapsamlı olan ticari defterlerinin ayrı bir emanette tutulması sebebiyle mahkemenin alındı belgesini (ek-1- ticari defter suretlerinni ibrazı 2 klasör) şeklinde mahkemeye sunulmuş olup, mahkemeye gönderilen (ek-2 dilekçe ile) ticari defterlerin yerinde incelenmesi talebinde bulunulduğunu, ancak mahkemece herhangi bir ara karar dahi oluşturmadan ispatlanamayan davanın reddine karar verildiğini, Türk Ticaret Kanununa göre faturadan kaynaklı ticari defter incelemesinin zorunlu olduğunu, alındı belgesi ile ticari defterlere ilişkin evrakların mahkemeye elden sunulduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında fatura ve cari(açık)hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, mevcut delil durumu itibariyle davanın ispatlanıp ispatlanamadığı noktasındadır. Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “fatura ve cari hesap” sebebine dayalı olarak 371.763,59 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 06/12/2017 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur. Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın 171.713,59 TL yönünden iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Mahkemece, davacı tarafın dava dilekçesinde ticari defter ve bilirkişi deliline dayanmadığını, sonuç itibariyle, dosyaya hiçbir delil sunulmamış olması nedeniyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, 10/12/2018 tarihli celsede verilen 2 nolu ara karar ile taraflara dilekçelerinde dayandıkları ancak sunmadıkları delillerini sunmaları, başka yerden getirtilecek ise buna dair açıklamanın yapılması için 2 haftalık süre verilmiştir. Bunun üzerine davacı taraf 16/01/2019 tarihli dilekçesiyle ticari defterlerin yerinde incelenmesini talep etmiş ve ticari defter suretlerinin ibraz edildiğine dair 18/01/2019 tarihli alındı belgesini sunmuştur. Dava dilekçesi içeriğinden davacının icra dosyasına, cari hesap ekstresi ve faturalara delil olarak dayandığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı taraf her ne kadar ticari defter ve bilirkişi deliline açıkça dayanmamış ise de, mahkeme, HMK’nın 222/1. maddesi uyarınca ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ve yine aynı şekilde HMK’nın 266/1. maddesi uyarınca çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. Buna göre taraflar dayanmasa da mahkemece ticari defterlerin bilirkişi aracılığıyla incelenmesine resen karar verilebilir. Bu halde, mahkemece tarafların ticari defterleri bilirkişi aracılığıyla incelenenrek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/11/2022