Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1110 E. 2022/1212 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1110
KARAR NO: 2022/1212
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2017/715 Esas – 2019/942 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/08/2017
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
2017/1173 ESAS , 2017/1101 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/10/2017
KARAR TARİHİ: 27/10/2017
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı birleşen davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı … SAN VE TİC LTD ŞTİ vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili olan firmanın işlenmiş çelik, hammadde ithalat, imalat ve satışı işi yapmakta olduğunu, davalı firmanın dönem dönem müvekkili firmadan çelik hammadde ürünleri sipariş ederek satın aldığını, taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen alım satım ilişkisi bulunduğunu, bu cari ilişkiye göre davalının müvekkil şirkete 16.01.2017 tarihi itibariyle 12.503,89.-TL borcu bulunduğunu, bu bakiye borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhinde önce İstanbul … İcra Müdürlüğünde icra takibinin başlatıldığını, davalı borçlunun borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiğini, yetki itirazı sonucu takibe Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden kaydedildiğini, davalı borçlunun yapmış olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğunu, takibe konu edilen malzemenin bedelinin ödemediğini, ayıplı olduğu iddia edilen malzemelerin de iade edildiğine dair bir belge ya da faturanın sunulmadığını, borçlunun itirazlarından sadece işlemiş faize yönelik itirazının taraflarınca haklı görüldüğünü, icra takibinde talep ettikleri işlemiş faiz kalemi olan 290,59.-TL tutarın bu davaya konu edilmediğini, davanın sadece asıl alacak olan 12.503,89.-TL tutara yönelik olduğunu belirterek Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlunun asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, davalının itirazının haksızlığı sebebiyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … SAN TİC LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle,Davalı şirketin elbise askı üretimi ve satış pazarlama işiyle uğraştığını, kalıp imalatında kullanılmak üzere davacı şirketten sipariş verildiğini, siparişlerin mail ortamıyla yapıldığını, teslim edilmek istenen siparişe ilişkin ürünlerden 2 adet çeliğin ölçülere uygun olmadığının tespit edildiğini, durumun davacı firmaya bildirilip değiştirilmesinin istendiğini, satın alınan çeliklerle kalıp üretimine başlandığını, ancak bir kısım sıkıntıların ortaya çıktığını, yapılan ölçümler neticesinde çeliklerin sertlik derecesinin siparişte belirtilenle aynı olmadığının belirlendiğini, ayıplı imalat ve teslim sebebiyle kendilerinin talep edilen bedelden sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA: Birleşen İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2017/1173 Esas Sayılı Dosyasında davacı … SAN TİC LTD ŞTİ vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, elbise askısı üretimi yaptığını ve yurtiçinde ve yurtdışında satış ve pazarlama işi yaptığını, müvekkilinin davalı şirketten mal aldığını, malın kabulü sırasında 2 adet çeliğin istenilen ölçülerden daha düşük olduğunun davalı tarafa bildirildiğini, davanın öncelikle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/715 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, ayıplı ürünlerin işletilmesi nedeniyle oluşan sarf giderleri ve uğranılan tüm maddi zararların davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Birleşen İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2017/1173 Esas Sayılı Dosyasında Davalı … SAN VE TİC LTD ŞTİ vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan firmanın çelik hammadde ithalat, imalat ve satışı işi yapmakta olduğunu, faaliyette bulunduğu süre içinde, birleşen-davacı firmanın siparişleri nedeni ile taraflar arasında hammadde alım satım akdinden kaynaklı ticari bir ilişki kurulduğunu, bu ticari ilişki içerisinde müvekkilinin birleşen-davacı firmaya yaptığı ürün satışları için son dönemde kestiği faturaların ; 01.12.2016 tarihli … seri no.lu 14.217,94.TL bedelli fatura, 14.12.2016 tarihli … seri no.lu 6.235,16.TL bedelli fatura, 22.12.2016 tarihli … seri no.lu 744,49.TL bedelli fatura, 28.12.2016 tarihli … seri no.lu 1.475,50.TL bedelli fatura, 05.01.2017 tarihli … seri no.lu 1.529,60.TL bedelli fatura, 16.01.2017 tarihli … seri no.lu 1.242.27.TL bedelli faturalar olduğunu, birleşen-davacı firma vekilinin iddiasının aksine, resmi kayıtlara göre, müvekkilinin yaptığı dönemsel mal satışlarının bir kısım bedelinin dönem içinde havale veya çek teslimi ile ödendiğini, birleşen-davacı firmanın ilk malı teslim almasının 01.12.2016 tarihinde olduğuna göre birleşen-davacı firmanın en geç 01.12.2016 + 8 gün= 09.12.2016 tarihine kadar muayene etme ve bildirme yükümlüğünün olduğunu, benzer şekilde ikinci mal teslimi 14.12.2016 tarihinde olduğuna göre birleşen-davacı firmanın en geç 14.12.2016 + 8 gün= 22.12.2016 tarihine kadar muayene etme ve bildirme yükümlüğünün olduğunu, birleşen-davacı firma bu alışveriş sürecinde, 28.12.2016 tarihli iade faturası kestiğini, yani bu tarihten önce teslim aldığı malları incelediğini ve muayene ettiğini, beğenmediklerini müvekkiline iade ettiğini, kalanının bedelini ödediğini, birleşen dosya davacısının davasının tümüyle reddine, birleşen dosya yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; ”Davacı-birleşen davalının işlenmiş çelik hammadde ithalat, imalat ve satış işi yaptığı, kalıp imalatında kullanılmak üzere davalı-birleşen davacı tarafından sipariş verilen bir kısım çelik malzemenin davalı-birleşen davacıya teslim edildiği, ancak teslim edilen malzemelerde istenen sertlik derecesinin bulunmadığı iddiasıyla davalı-birleşen davacı taraflar arasında mail yazışmaları bulunduğu, son olarak bu hususta davalı-birleşen davacı tarafça makul sayılabilecek süre içerisinde ihtarname ile ayıp ihbarında bulunulduğu,taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu olan çelik malzeme üzerinde Metalurji uzmanı bilirkişi marifetiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda dosyaya sunulan tarihsiz bilirkişi raporuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu olan çelik malzemenin mikro yapısal bir kusur içermediği, çelik malzemenin plastik kalıp yapma sertlik aralığında olduğu, dolayısıyla malzemede açık veya gizli ayıp bulunmadığının tespit edildiği, tarafların bilirkişi raporuna yapmış olduğu itiraz neticesinde aynı bilirkişiden aldırılan ek raporda ise kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmelerin tekrarlandığı, yargılama devam ederken dosyanın ikinci bir defa bilirkişiye gönderildiği, mali müşavir bilirkişi ve metalurji uzmanı bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporun teknik kısmında yine daha önceki raporla aynı minvalde değerlendirmelere yer verildiği ve taraflar arasındaki ticarete konu olan malzemede herhangi bir ayıp bulunmadığının tespit edildiği, bilirkişiler tarafından yapılan tespit ve teknik değerlendirmeler ışığında mahkememizce de taraflar arasındaki uyuşmazlığa konu olan çelik malzemenin davalı-birleşen davacı tarafça plastik kalıp imalatında kullanılabilecek durumda olduğu ve malzemelerde açık veya gizli bir ayıp bulunmadığının kabulü gerektiği, diğer yandan tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede siparişi verilen malzemeler ile davacı-birleşen davalının davalı-birleşen davacıdan 12.503,88.-TL alacaklı olduğu, bu hususta taraf defterlerinin birbiriyle uyumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile alacağın cari hesap temelinde faturaya ilişkin olması bu nedenle likit ve belirlenebilir olması, davacı-birleşen davalının da icra inkar tazminatı talebinde bulunmuş olması hususları birlikte değerlendirilerek asıl alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalı-birleşen davacıdan alınarak davacı-birleşen davalıya verilmesine ,birleşen dava yönünden ise davacı-birleşen davalı her ne kadar terditli olarak ileri sürmüş olduğu taleplerinden ilkinde, ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlere yönelik faturalar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de, asıl davanın itirazın iptali davası olduğu ve bu davada zaten tarafların alacaklılık ve borçluluk durumunun tartışıldığı, dolayısıyla birleşen dosya davacısının bu talebinde hukuki bir yararının bulunmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine , birleşen dosyanın davacısı ayıplı olduğunu iddia ettiği ürünlerin işlenmesi nedeniyle oluşan zararını talep yönünden ise asıl davada açıklandığı üzere davaya konu çelik malzemede açık ve gizli bir ayıp bulunmadığı, bu nedenle birleşen dosyanın davacısı tarafından ileri sürülen zarar tazminine ilişkin talebin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle asıl davanın kabulüne,birleşen davanın davalı-birleşen davacı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünlere yönelik faturalar nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle , ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin işlenmesi nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin talebin esastan reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-birleşen davacı … SAN TİC LTD ŞTİ vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, mahkemenin hatalı tespit ve değerlendirmeler içeren bilirkişi raporunu karara esas alarak sonuca ulaştığını, müvekkiline teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu yönündeki itirazlarının incelenmediğini, hükme esas alınan kök ve ek rapordaki sertlik analizleri ile … tarafından yapılan analizler arasında fark olduğunu, çelişkinin giderilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kabul edilen sertlik analizleri doğru olmamakla birlikte söz konusu raporlarda 8 çelikten 5 tanesinin 46 HRC sertlikten daha düşük sertlikte olduğunun tespit edildiği, …’ in yaptığı analizde de müvekkilinin talep ettiği 46 HRC sertliğe yaklaşan bir değer dahi olmadığının belirlendiği, yargılama aşamasında aldırılan raporlarda dava konusu çeliklerin gizli ayıplı olduğunun ortaya çıktığı, kalıplardaki çelik sertliklerinin askı kalıbı için yeterli olmasından öte kaliteli ve uzun ömürlü kullanımı için talep edilen 46 HRC sertlik derecesinde olmadıklarının açığa çıkartılması gerektiğini, kullanılan çeliğin sertlik derecesinin üretilecek kalıbın kalitesini ve kullanım ömrünü etkilemeyeceğini zira bu hususta bilirkişi raporuna itirazda bulunduklarını, davacı/karşı davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin karşı tarafça kandırıldığını ve düşük sertlikte çelikler için yüksek fiyatlar ödediğini, ilk derece mahkemesince ürünlerin ayıplı olup olmadığı belirlenirken aslen müvekkilinin siparişteki talebinin ve satıcının taahhüt ettiği kriterleri sağlayıp sağlamadığının incelenmesi gerektiğini ancak bu hususun gözardı edildiğini, bilirkişi heyetinde hukukçu bilirkişi olmamasında da kararın hataya yol açtığını, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda sadece mali inceleme yapıldığını, teknik bilirkişi tarafından itirazları karşılar şekilde ek rapor sunulmadığını, dosya kapsamındaki raporlarda davaya cevaplarının ve karşı davadaki talep ve iddialarının değerlendirilmediğini, icra dosyasındaki itirazlarında da ürünlerin ayıplı olması nedeniyle de borca itiraz ettiklerinin açıkça yazıldığını, sipariş formuna uygun ürün teslimi yapılmadığının mahkemece hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, müvekkilinin esasen sipariş formunda bildirilen 46 HRC sertliğinde çeliğin sertlik derecesinin oldukça altında çelik teslim edildiğinin, bahsi geçen sebeplerle asıl ve birleşen davaya ilişkin kararların ortadan kaldırılmasını, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın davası, birleşen dava ise asıl davadaki icra takibine konu faturalardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile ayıplı mal teslimi sebebi ile oluşan zararın tahsili davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, asıl davalı birleşen davacı vekili tarafından yasal süresi içinde asıl ve birleşen davalara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca, kararı istinaf eden asıl davacı ve birleşen davalı vekilinin istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Davacı -birleşen davalı alacaklı … ve Isı İşlem…LT.Şti ‘nin . Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı birleşen davacı borçlunun … ..Ltd.Şti hakkıında 12.503,89 TL cari hesap 290.59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 12.794,48 TL alacak için başlattığı ilamsız icra takibi borçlunun itirazı üzerine durmuştur. Davalı- birleşen davacı ……Ltd.Şti davacı – birleşen davalı muhatap …Ltd.Şti ‘ye keşide ettiği 18.04.2017 tarihli ihtarname ile 29.11.2016 tarihinde toplam iki adet, 19.12.2016 tarihlerinde toplam sekiz adet çelik siparişi yapıldığını, ancak söz konusu çelik kalıpların istenilen ölçülerde olmadığı, sertlik ölçülerinin düşük olduğu, çeliklerde gizli ayıbın mevcut olduğu bu sebeple siparişlerinin geciktiği ve zararının ortaya çıktığı, ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içinde fabrikalarındaki ayıplı malların geri alınması ve ayıplı çelikleri işlemesi sürecinde ortaya çıkan masraf tutarı olan 10.120 TL bedeli ödemesi gereği bildirilmiştir. 23.12.2016 tarihinde iki adet çeliğin değişimi davalı tarafından yapılmıştır. Davalı -birleşen davacı ……Ltd.Şti tarafından 29.11.2016 ve 19.12.2016 tarihinde gönderilen e-postalar ile davacı -birleşen davalıdan belli teknik özelliklerde toplam 8 adet kalıp çelik sipariş edilmiş olup,sipariş formları dosyaya ibraz edilmiştir. Siparişe konu, 2 adet çelik kalıbın dış görünüş ve fiziki ölçü itibariyle istenilen nitelikte olmadığından bahisle davalı- birleşen davacı tarafından 23.12.2016 tarihli yeni bir e-posta gönderilmesi üzerine davacı -birleşen davalı tarafından değişimin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı-birleşen davacı ……Ltd.Şti , davaya esas icra takibine önceden ayıplı olduğu iddiası üzerine değişimi yapılan bu iki adet emtia haricindeki diğer emtiaların ayıplı olduğu iddiasına dayanılarak itiraz etmiştir. Teknik bilirkişi raporlarında ; dava konusu çelik malzemede yapılan kimyasal analiz ve metalografik etüt incelemesi sonucu imalattan veya ısıl işleminden gelen yapısal bir hatanın olmadığı, kusursuz veya homojen bir yapıda olduğu, sertlik ölçme cihazında da numunelerin ortalama sertlik değerinin belirlendiği, dava konusu çelik malzemelerin ölçülen sertlik değerlerinin plastik kalıp yapma sertlik aralığında olduğu, örneklerin kimyasal açıdan uygun analiz değerlerine sahip oldukları , bir kusur içermedikleri, dolayısıyla malzeme, şekillendirme ve ısıl işleminden kaynaklanan gizli ve açık ayıp olmadığı, doğrudan plastik kalıp imalatında kullanılabilecekleri tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları uyarınca davaya konu çelik malzemede gizli yada açık ayıp bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilmiş ise de bilirkişi raporları dosya kapsamında yer alan az yukarıda bahsi geçen e-postaya konu ve dosyada mübrez sipariş formlarında belirtilen teknik özelikler göz önünde bulundurulmadan ve incelenen ürünlerin sipariş konu ürünlerde belirtilen sertlikte ve diğer teknik özelikleri taşıyıp taşımadığı hususu açıklığa kavuşturulmadan düzenlenmiş olup bu haliyle alınan teknik bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu halde mahkemece alanında uzman yeni bir teknik bilirkişiden siparişe konu malzeme üzerinde inceleme yaptırılarak, …Ltd.Şti’nin itirazları üzerinde durulup, siparişe konu malzeme ile teslim edilen çelik malzemenin seri numarası gibi belirleyici özellikler de karşılaştırılarak teslim edilen ürünlerin taahhüt edilen kriterlere uygun olup olmadığı konularında teknik özelikleri değerlendirilip, teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığını açıklar nitelikte , taraf ve yargı denetimine elverişli, bilimsel verilere uygun şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporuna göre varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği sonucuna varıldığından; davalı-birleşen davacı vekili ……Ltd.Şti tarafından vekilinin HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 03/11/2022