Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1108 E. 2022/1232 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1108
KARAR NO: 2022/1232
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/1001 Esas – 2019/807 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Taraflar arasındaki Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı şirket arasında 15/04/2016 tarihli Otogaz Bayilik Sözleşmesi ve protokol akdedildiğini, işbu sözleşmenin 5 yıl için geçerli ve devam eden süreçte 5’er yıl fesih edilmedikçe uzatılmış kabul edilen prensiple imzalandığını, davalı tarafından 13/07/2016 ve … yevmiye numaralı Malatya … Noterliğinin tek taraflı fesih ihbarı keşide edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin Denizli … Noterliğinin 10/09/2016 tarih ve … yevmiyeli ihtarlara cevaplar verildiğini ve karşı taleplerde bulunulduğunu, davalının ariyetlerini süresinde teslim etmediğini, sözleşmenin ifasını engellediğini, yeni bayiliğin yaşanan sorunlar yüzünden yapılamadığını, firmanın zarara uğradığını, zarar kaybının 75.000 TL civarında olduğunu, müvekkili şirketin tüm bu gelişmelerden sonra iş yapamadığını, zarar gördüğünü beyan ile manevi tazminat talepleri saklı kalmak üzere haksız fesih nedeniyle, oluşmuş olan menfi zararlarının, oluşan kar mahrumiyetlerinin bilirkişi marifetiyle tespiti ile ihtar tarihi olan Denizli … Noterliğinin 01/09/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarının tebliğ tarihinden itibaren en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkil davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın Türkiye genelinde otogaz dağıtımı yaptığını ve davacı firma ile 15.04.2016 tarihinde 5 yıllık Otogaz Bayilik Sözleşmesi yaptığını, sözleşmenin ve eki protokolün gereklerini yerine getirdiğini, davacı şirketin, davalı şirketin sözleşme gereği L3 kurumsal kimlik çalışması ve 6 mt. Büyük boy fiyat panosu vermeyi taahhüt ettiğini, ancak sözleşmenin 6-7-8 ve 9. Maddeleri incelendiğinde üst başlığın “Ariyetler ve Bakım bedelleri” olduğu, bu ariyetlerin verileceğine ait bir taahhüttün olmadığını, buna rağmen davalı firmanın fiyat panosu kurulumunu 13.06.2016 tarihinde yaptığını, davacı istasyonunda davalı şirket teknik müdürü tarafından yapılan tespitte fiyat panosu, kanopi altı logo ve bayrak direği kurumsalının yapıldığına ilişkin davacının imzasının bulunduğu tutanağın bulunduğunu, davalı tarafın, davacı ile sözleşme yaptığı zaman ayrıca davacının bir diğer grup firması olan dava dışı VTM Akaryakıt adlı akaryakıt firması ile de bayilik sözleşmesi imzaladığını, davalı firmanın kanuni yükümlülüğü gereği kurumsal kimlik çalışmasını tamamladığını, buna ilişkin … Reklam firmasına ait sevk irsaliyesi ve faturanın ekte dosyaya sunulduğunu, davalı firmanın, davacı firmaya 13.07.2016 tarihinde gönderdiği ihtarda, davalının uzun süreden beri ürün alımında bulunmaması ve sözleşmeyi fiilen terk ettiğini, ayrıca sözleşmede ve protokolde belirtilen 11 gün vadeli çek ile ürün alması gerekirken alınmış olan son ürünü çek ile ödenmediğini ve üç parça halinde ödeme yapıldığını, buna rağmen 294,44 TL borcunun kaldığını, bu nedenle akdedilen bayilik_sözleşmesİni fesh ettiklerini belirttiklerini, Davacı tarafın borca batık olduğunu gizlediğini, ayrıca davalının grup firmasının kurumsal kimlik çalışmalarını sökerek EPDK’ya şikayette bulunduğunu belirterek; davacı yanın haksız ve hukuka aykırı davasının reddine karar verilmesini verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Taraf defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için dosya mali müşavir bilirkişiler ve akaryakıt sektör uzmanı bilirkişiye verilmiş, bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda: davacının ticari defterlerinin açılış tasdiklerini süresinde yaptırdığı, yevmiye defteri kapanış tasdikinin yaptırmadığı, davacı defterlerinde davacı şirket tarafından davalı şirketin kesmiş olduğu fatura toplam tutarlarının defaten kasa hesabından nakit olarak ödendiği, bunun sonucu olarak da bakiyenin kapandığı ve sonraki yılların devrolmadığının tespit edildiği, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, lehine delil teşkil ettiği, davacı şirkete kesilen faturanın davalı defter ve belgelerinde usulüne uygun olarak yer aldığı, davalı şirket tarafından kesilen fatura bedelinin 17.237,44 TL olduğu, davacı tarafından banka havaleleri ile 16.943 TL’sini ödemiş olduğu, 294,44 TL’nin sonraki yıllara devrolunduğu, davacının zararının ispatına yönelik herhangi bir delil sunmadığı, dosya kapsamında davalı … A.Ş. tarafından düzenlenmiş ariyet sözleşmesi, fiyat panosuna yönelik olarak da teslim tesellüm tutanağı, ya da benzer evrakın bulunmadığı, davalı şirketin kurumsal kimlik ve fiyat panosu konusunda kendi üzerine düşen edimini yerine getirmediği, kurumsal kimlik, fiyat panosu ekipmanları olmaksızın akaryakıt istasyonunda ticari faaliyet yapmanın EPDK’nin cezai yaptırımını gerektireceği, davalının teslim ettiği otogazın karşılığını çek olarak değil, cari açık hesap olarak uyguladığı, cari borçta da davacı tarafından üç parça halinde ödeme yapıldığı, yüksek ciro potansiyeli olan sektörde kalan 294,44 TL’nin davacı açısından önem teşkil edecek bir ekonomik büyüklükte olmadığının rapor edilmiş olduğu görülmüştür. Dosya içerisindeki sözleşme örneği, düzenlenen tutanak ve sözleşmenin feshine ilişkin çekilen ihtarname örneği, bilirkişi raporunda yapılan tespitler itibariyle taraf defter ve kayıtlarındaki sözleşmeye konu mal alım ve yükümlülüklere ilişkin kayıtlar itibariyle, davalının sözleşmeyi haklı olarak fesh ettiği, bu nedenle davacının sözleşmenin feshinden dolayı menfi ve müspet kar kaybı isteyemeyeceği” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda; davalı dağıtım şirketinin sözleşmeyle taahhüt etmiş olduğu dosya kapsamında sabit olmak üzere ve Yasa ve yönetmeliklerle de dağıtım şirketlerine verilen temel yükümlülüklerden olan ‘’kurumsal kimlik’’ ve ‘’fiyat panosu’’ konusunda, kendi üzerine düşen edinimi yerine getirmemiş olduğunun ve sözleşmenin bu anlamda haksız Fesih edildiğinin raporlandığını, bu tespitten zarar hesabı yapılması lazım iken zarar tutarının hesaplanmadığını,Haksız Fesih nedeniyle bayilik sözleşmesi eki Protokol maddede 4.3 göre ürün alım taahhütnamesinde müvekkilinin yıllık 200 (İkiyüz) … satacağının taahhüt ettiğini, (5) yıl süre ile yapılan sözleşmede 1000 (bin) … ürünü satışı yapamadığından kar kaybından zararının meydana geldiğini, 01.09.2016-15.04.2021 tarihleri arasında Bayilik sözleşmesi eki Protokol madde 4.1 göre ne kadar satış ve kar kaybı olduğunun hesaplanmadığını, EPDK 1240 Sayılı Kurul kararının 4 madde (e) fıkrasında açıkça yazılı, davalı firma sorumluluğunda bulunan Kurumsal Kimlik oluşturmasını 5015 sayılı kanun, yönetmelik ve EPDK kararlarına göre yapmadığı tespitine rağmen, davacı tarafın EPDK tarafından verilen davacıya davalının kusuru nedeniyle ve yükümlülüğünü ihlalinden dolayı EPDK tarafından takdir edilmiş olan 85.000 TL tutarlı idari para cezası rapordaki zararlar içinde hesaplanmadığını, bu hususun raporlanması gerektiğini, Davalı … firmasının fesih için belirtmiş olduğu şartlardan (10) gün şirketten Otogaz almaması gerekçesi ile ilgili olarak rapora alınmadığı tespiti yapılmış ancak, 5307 sayılı kanun, yasa, yönetmelik ve EPDK kararları gereğince Kurumsal Kimlik uygulaması ve Fiyat Panosu yapılmadan otogaz alımı ve satışının yapılamayacağının belirtilmediğini, Haksız fesih nedeniyle, Otogaz Bayilik sözleşmesi CEZAİ ŞART Madde 40 da belirtildiği üzere sözleşmeyi haksız fesih etmesi nedeniyle 75.000 (Yetmişbeşbin) USD (Amerikan Doları) ödenmeyerek zarar meydana geldiğini, bunun hesaplanmadığını,Davalı firmanın Malatya … Noterliğinin 13.07.2016 tarih ve … yevmiye numarası ile otogaz bayilik sözleşmesini feshettiğini, sözleşmenin fesih ihtarının müvekkili şirkete 22.07.2016 tarihinde tebliğ edildiğini, davalının sözleşme feshinin tebliğini beklemeden 15 Temmuz darbe girişimine müteakip 18 Temmuz 2016 tarihinde banka teminat mektubunu nakde dönüştürdüğünü, bu nedenle kötü niyetli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: davacının ilk almış olduğu ürün bedeli karşılığında çek vermediğini, almış olduğu ürün bedelini 27.05.2016, 04.07.2016 ve 08.07.2016 tarihlerinde bölerek (yaklaşık 2 ayda) 3 parçada ödediğini, buna rağmen 294,44 TL cari borcun kaldığını, sözleşmenin 40. maddesi gereğince bayinin 10 gün …’dan ürün almamasının “işin fiilen bırakıldığı” anlamına geldiğini, davacı bayinin, müvekkili firmadan ilk ürün talebinden sonra yaklaşık 2,5 ay boyunca ürün talebinde bulunmadığını, davacı bayinin sözleşme şartlarına uymaması, ödemleri vadelerinde yapmaması ve ürün ikmal talebinde bulunmaması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin ve protokol’ün ilgili maddeleri incelendiğinde maddelerin üst başlığı “Ariyetler ve Bakım Bedelleri” olduğu ve içeriğinde herhangi bir şekilde bahsedilen ariyetlerin verileceğine ilişkin bir taahhütün olmadığını, buna rağmen müvekkili firma kanuni yükümlülüğü olan fiyat panosunun kurulumunun davacı benzinliğinde 13.06.2016 tarihinde yapıldığını, davacı tarafın kötü niyetle hareket ederek müvekkili firma tarafından yapılan kurumsal kimlik uygulamalarını sökerek, müvekkili firmayı EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna) şikayet ettiğini, müvekkilinin EPDK ya bu alanda savunmasını verdiğini, davacının şikayeti üzerine EPDK tarafından müvekkili aleyhine düzenlenen idari para cezasının iptali talebiyle açtıkları dava sonunda Ankara 4. İdare Mahkemesi 2018/557 E. 2018/3110 K. Sayılı ilamı ile müvekkili aleyhine düzenlenen idari para cezasının iptaline karar verildiğini, davacı tarafın şikayetinin asılsızlığı anlaşılınca, EPDK tarafından davacı aleyhine 85.000 TL bedelli idari para cezası düzenlendiğini, müvekkilinin davacıdan herhangi bir banka teminat mektubu almadığını, davacı tarafın bunu asılsız olarak iddia ettiğini, ayrıca davacı tarafın dava dilekçesi ve diğer dilekçelerinde öyle bir iddiasının veya delilinin olmadığını, bayilik ilişkisi başladıktan sonra müvekkili firmaya, davacı firmanın borçlu olduğu ve benzinlik arazisi üzerindeki ipoteğin paraya çevrileceğine ilişkin Acıpayam İcra Müdürlüğünden … E. Sayılı dosyasından İİK 150.C şerhini içeren yazı geldiğini beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle kar kaybı ve menfi zararın alacağının tahsili talebine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 15.04.2016 tarihli Bayilik Sözleşmesi ve 11.04.2016 tarihli Protokol imzalandığı hususu ihtilafsızdır. 15.04.2016 tarihinde taraflar arasında akdedilen Otogaz Bayilik Sözleşmesinin Sözleşmenin Feshi başlıklı 40 . Maddesinde Bayi’nin en fazla 10 (on) gün ŞİRKET’ den Otogaz (LPG) almaması veya işin başkası tarafından yürütülmesine müsaade etmesi, istasyonu devretmeşi, lisansının iptal edilmesi, vefat etmesi, veya iflas etmesi “ işin fiilen bırakıldığı” anlamına geleceğini taraflar kabul olduğu düzenlenmiştir. 11.04.2016 tarihli Protokol’ün 4/2 Maddesinde ise, bayinin LPG alımlarını 11 gün vadeli çeklerle yapacağı ve bayinin LPG fatura bedeli olan ödemelerini ikmal sırasında şirkete vereceği çeklerle yapacağı kararlaştırılmıştır. Davalı …’ın 13.07.2016 tarihinde Malatya … Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesinde, bayinin, son olarak 12.05.2016 tarihinde Otogaz alımı yaptığını ve fesih ihtarnamesi düzenlenen tarihi kadar da otogaz almayarak “Otogaz Bayiliğini fiilen terk ettiğini”, akdedilen protokolün 4/2 maddesi gereğince alınan Otogaz’a karşılık 11 gün vadeli Çek düzenlenmesi gerekirken, son Otogaz alımına karşılık çek düzenlemediklerini ve ödemeyi 3 parçaya bölerek yaptıklarını ve 294,44-TL de cari borç bakiyesi kaldığı ileri sürerek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur.Kar mahrumiyeti müspet zararlardan olup sözleşmede aksine hüküm bulunmaması halinde aktin feshinden sonra talep edilemez. Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Sözleşmenin feshedilmiş olması halinde menfi zarar talep edilebilecek olup, sözleşme feshedildikten sonra müspet zarar talep edilebilmesi için sözleşmede bu yönde açık bir düzenleme bulunması gerekmektedir. Kâr mahrumiyeti talep edilebilmesi için davalı dağıtıcının borca aykırı davranması ve bu borca aykırı davranış nedeniyle davacı bayiinin sözleşmeyi feshetmesi ya da davalının haklı sebep olmadan sözleşmeyi feshetmiş olması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında ihtilafsız olan protokolün 4/2 maddesinde bir ödeme şekli belirlenmiş olup, davacı tarafından 12/05/2016 tarihinde 17.237,44 TL bedelli ürün alınmış ve bu bedel ödeme şeklinde belirtildiği şekilde 11 gün vadeli çek yerine, davacı tarafından fesihten önceki dönemde üç taksit olarak banka havalesi ile nakit olarak 16.943,- TL ödenmiş olup, dava tarihi itibarıyla halen 294,44 TL borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından alınan mal bedelli nakit olarak ödenmeden önce yada yapılan ilk nakit ödemeden sonra bu husus fesih sebebi yapılmamış, davacı ödemesi tamamlandıktan ve davalı tarafından yapılan bu ödeme şekli benimsendikten sonra davalının ,davacı ödemesinin protokol hükümlerine aykırı olduğuna ileri sürmesin göre bu fesih sebebi yerinde değildir. Ancak davacı şirket ve davalı şirket teknik müdürü tarafından imzalanan; … Sistem Kontrol Başlıklı formda ariyetlerin davalı bayiye ait olduğu ve kurumsal giydirme hazır formunda fiyat panosunu mevcut olduğu tespit edilmiştir. EPDK ‘nın13/10/2016 tarihli davacı akaryakıt istasyonunda davalıya ait kurumsal kimlik ve fiyat panosu bulunmadığına ilişkin tutanağının fesih tarihinden sonraki bir döneme ilişkin olduğu gözetildiğinde davacının davalının sözleşmeye konu ariyetleri süresinde teslim etmeyerek sözleşmenin ifasını engellemesi nedeniyle davalının feshinini haksız olduğunu yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Davacı ilk ve son olarak 12.05.2016 tarihinde davalıdan ürün almış,13.06.2016 tarihinde fiyat panosu teslim edilmesine rağmen , davacı tarafından bu tarihten sonra da sözleşmede belirtilen 10 günlük süreyi aşacak şekilde gaz alımı yapılmamış, dosya kapsamındaki delliler ile de bu durumun davalının kusurundan kaynaklandığı da ispat edilememiştir. Buna göre davalının Otogaz Bayilik Sözleşmesinin Sözleşmenin Feshi başlıklı 40 . Maddesinde uyarınca davacının işi fiilen bırtaktığını kabul edilerek ,sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin fesh edilmesi haklıdır.Davaya konu bayillik sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğinden davalının yasal koşulları oluşmayan menfi ve müspet zarar kapsamında kar kaybı talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalının yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2022