Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1098 E. 2022/1354 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1098
KARAR NO: 2022/1354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2019
NUMARASI: 2018/156 Esas – 2019/1009 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, cari hesaptan kaynaklanan borç ödenmediği için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya marifeti ile davalı-borçluya ödeme emri gönderildiğini, takipten sonra davalının 2.000,00 TL davacı şirket hesabına ödeme gönderdiğini, bu ödemeden sonra kalan bakiye 5.057,00 TL borcun kaldığını ileri sürerek alacak için davalının menkul, gayrımenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının üzerine tedbir konulmasını, davalının fiilen çalıştığı tespit edilen adreslerinde de ihtiyati tedbir gibi haciz işlemi tatbik edilmesini alacak likit olduğundan dolayı, itirazın iptali ile davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hukuken muteber bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, davacını her ne kadar alacak iddialarını cari hesaba dayandırmakta ise de taraflar arasında hukuken muteber bir cari hesap ilişkisi bulunmadığını, 6102 s. TTK m. 89/2 hükmü cari hesap sözleşmesinin “yazılı” yapılmadıkça geçerli olmayacağını açıkça düzenlendiğini, cari hesap sözleşmesinin yazılı olması bir geçerlilik şartı olup, yazılı olarak kurulmadıkça cari hesap ilişkisinin varlığından bahsetmek hukuken mümkün olmadığını, somut olayda da davalı ve davacı arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, hukuken geçerli bir cari hesap ilişkisi bulunmadığından buna dayalı icra takibinin ve işbu davanın da reddi gerektiğini, davalı şirket ile davacı arasında cari hesap mutabakatı da yapılmadığını, davalının takibe dayanak cari hesap ekstresinden kaynaklı herhangi bir borcu olmadığını, davacı tarafça dosyaya cari hesap mutabakatı sunulmadığını, esasen davalı şirkete tebliğ edilen herhangi bir cari hesap mutabakatı da bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklanan muaccel bir alacağın bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi ile davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesinc incelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ve alınan bilirkişi rapor içeriğine göre; davalı borçlu tarafından öncelikle her ne kadar taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de yapılan ticari defter incelemesinde yanlar arasında 12/05/2017 tarihine kadar toplam beş adet faturadan kaynaklı ödemelerin olduğu, ticari ilişkinin tespit edildiği, açılan davada cari hesaba dayalı bu ticari ilişkide davalının faturalardan kaynaklı ödenmeyen borcunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi olup, başka bir anlatımla davalının hakkındaki icra takibine itirazında haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Denetime elverişli ve bilimsel bulunan bilirkişi raporuna göre; davacı yanın usulüne uygun tuttuğu ticari defterlerini incelemeye ibraz ettiği, davalı yanın yapılan tebligata rağmen ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için hazır etmediği; davacı yanın davalıya düzenlediği ve sevk irsaliyesinde teslim imzalı olarak davalıya hitaben düzenlediği beş adet fatura bedelinin 19.343,18 TL olduğu, bu beş adet faturadan kaynaklı 17.000,00 TL ödeme yapıldığı, ihtilafa konu iki adet fatura bedeli ve ödenmeyen diğer faturalardan bakiye kalan alacak ile birlikte takip tarihi olan 10/01/2018 tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.057,86 TL alacaklı bulunduğu, davacının belirlenen bu miktar yönünden davalı hakkında icra takibi yapmakta ve işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararınının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile, İAA … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında; davalının 5.057,86 TL asıl alacak üzerinden itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacak 5.057,86 TL ye takip tarihinden itibaren yıllık 9,75 değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın likit olduğu gözönüne alındığında kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 İcra inkar tazminatı tutarı 1.011,40 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında hukuken muteber bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, süregelen ticari ilişki bulunduğunu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacıdan herhangi bir mal alınmışsa da alınan malın bedelinin müvekkili şirket çalışma prensibi gereği taraflarca tespit edilip cari hesap ilişkisine girilmeksizin davacıya ödendiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında cari hesap mutabakatı da yapılmadığını, cari hesaba dayanarak alacak talebinde bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçeli karar içeriğinde ve hüküm kısmında savunma ve taleplerine yer verilmediğini, beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, açık hesap alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Açık hesap ilişkisi ; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı). Fatura düzenlenmesi ve dayanağı kanıtlanamayan faturalar davacı defterlerinde kayıtlı olması ve faturaya itiraz edilmemiş olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz(Yargıtay HGK’nun 19/09/2018 Tarih, 2017/19-915 Esas ve 2018/1338 Karar Sayılı İlamı). Davada ispat külfeti faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacının üzerindedir. Davacının faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir(Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22/02/2016 Tarih, 2015/13357 Esas ve 2016/2695 Karar Sayılı İlamı). Ticari defterlerin usulüne uygun tutulması yanında defterlerde yer alan kayıtların dayanağının da usulüne uygun olması gerekir. Dayanağı kanıtlanamayan faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması tek başına akdi ilişkinin kanıtı olamaz. Taraflara arasındaki ticari ilişki açık hesap niteliğinde olduğundan sözleşmenin yazılı olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Somut olayda davalı ticari defterleri incelemeye sunulmadığı için incelenememiş ise de ,davacının sahibi lehine delili niteliği taşıyan ticari defterlerinde davalı adına düzenlenen 5 adet fatura bedeli toplamı 2017 açılış bakiyesi de dahil olmak üzere 19.343,18 TL olup , davalı tarafından toplam 17.000,00 TL ödeme yapılmış ve davacı defterlerinde kayıtlı son i 23.05.2017 tarihli son iki faturalardan … nolu 1.786,58 TL tutarındaki faturaya dayanak olan 16287 nolu sevk irsaliyesi ve 40566 nolu 928,09 TL tutarındaki faturaya dayanak 16286 nolu sevk irsaliyesi imzalı olup;davalının açıkça içeriğine ve imzasını itiraz etmediği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya yapılan kısmi ödemeleri kapsamayan son iki faturanın dayanagı irsaliyelerin imzalı olmasına göre davacı satıcının bu faturalara konu malları davalıya teslimi ettiğinin ve davalı tarafından kismi ödeme yapılan faturaların benimsendiğinin kabulü gerekmiştir.Buna göre davalı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu sonucu 5.057,86- TL alacaklı olduğu anlaşılmakla mahkemece bu miktar üzerinden davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-(b)/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafça başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 375,00 TL harcın, alınması gerekli olan 345,44 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 29,56 TL istinaf karar harcının istemi halinde davalıya iadesine,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 07/12/2022