Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1091 E. 2022/1116 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1091
KARAR NO: 2022/1116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2018/226 Esas – 2019/418 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kredi borçlarının ödeme planına göre ödenmesi gereken taksitleri süresinde ödenmediğinden davalıya Beyoğlu … Noterliği’nin 05/04/2017 tarih, … yevmiye numaralı hesap kat ihtarı keşide edildiğini, ihtara rağmen ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başladığını, davalının takibe itiraz etmesi sonucu itirazın durduğunu, krediye temerrüt halinde uygulanacak faiz oranının yine VDF kredi sözleşesinin 6. maddesinde belirtilmiş olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, kötüniyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye matuf olduğundan yapılan itirazın iptali ile takibin devamını ve 18.211,53 TL alacağın tahsilini, itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu için %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını, yargılama masrafı ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine açılan işbu davayı kabul etmediğini, mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Afyonkarahisar Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalı şirket tarafından içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle iflastan kurutlmak macaıyla Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 E. Sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesi için dava açtığını, davalı şirketin dava konusu itirazının haklı olduğunu, İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/297 E. 2017/612 K. Sayılı kararı ile sadece takibe konu taşınır hakkında muhafaza işlemini kaldırdığını, istenen faizlerin fahiş olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddini, mahkemenin yetkisizliğini, davanın esastan reddini, ve yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesini dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Davanın KISMEN KABULÜ ile; 1-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 17.153,71 TL asıl alacak 671,40 TL işlemiş faiz ve 33.57 %5 BSMV ile 153,24 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 18.011,92 TL üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık %16,07 ve değişen oranlarda faiz ve faizin %5 i oranında BSMV işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, 2-İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (18.011,92 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarla, müvekkili hakkında verilen tedbir kararının gereği dikkate alınmadan hukuka aykırı şekilde karar verildiğini, yetki itirazlarının da ilk derece mahkemesince değerlendirilmediğini, müvekkili şirket tarafından iflastan kurtulmak amacıyla Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 esas sayılı dosyası üzerinden iflasın ertelenmesi için dava açıldığını, mahkemece verilen 15.01.2016 tarihli tensip kararı üzerine müvekkili şirket hakkında yapılmış icra takiplerinin durdurulması ve bu tarihten sonra yeni takibin başlatılmaması gerektiğini, Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/3 esas sayılı dosyasında tereddütleri gidermek için 15.01.2016 tarihli tensip kararı gereğince verilen tedbir kararlarına ek olarak 19.01.2016 tarihli ara kararın verildiğini, müvekkilinin dava konusu itirazının haklı olduğunu, istenen faizin de fahiş miktarda bulunduğunu, ortada likit bir borçtan söz edilemeyeceğini, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının da yerinde olmadığını, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, öncelikle belirtilen sebeplerle davanın usulden reddine, olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nun 355. maddesi uyarınca, kararı istinaf eden davalı vekilinin istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dosya içerisinde bulunan Afyonkarahisar İcra müdürlüğünün … sayılı iflas dosyasından gönderildiği anlaşılan müzekkerenin incelenmesinde; Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 30.10.2021 tarih ve 2016/3 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile …. Ltd. Şti’nin iflasına karar verildiği, iflasın 30.12.2021 günü açıldığı anlaşılmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden, iş bu davada verilen hükmün istinafından sonra davalı şirketin iflasına karar verildiği, görülmüştür. Kural olarak, İİK.’nın 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Müflisin tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olması (İİK.’nın m.191), müflisin iflas masasına giren mal ve haklarına ilişkin davaları takip etme yetkisini de etkiler. Müflis, nasıl iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmiyorsa, dava ehliyetini de kaybetmez. Ancak müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı), artık müflise değil, iflas idaresine aittir. Adi tasfiyede İİK.’nın 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK.’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir. İflas idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını (yani davaları takip edip etmeyeceğini) tespit edebilmek için, ilk önce iflas organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, Kanun, müflisin taraf bulunduğu hukuk davalarının, iflasın açılması ile belli bir süre için durmasını kabul etmiştir. (md. 194). İflastan önce açılmış olup da devam eden, müflisin (davacı veya davalı olarak) taraf bulunduğu hukuk davaları, (maddede yazılı istisnalar dışında) iflasın açılması ile durur. Bu durma, ikinci alacaklılar toplantısından (md. 237) on gün sonraya kadar devam eder; ancak bundan sonra, duran hukuk davalarına devam edilebilir. (md. 194/1) Davaların durduğu bu süre içinde, iflas idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Müflisin davalı olduğu davalarda, iflas idaresi davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davalı olarak iflas idaresine karşı devam edilir. İflas idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısı, davanın başarı şansı olmadığı kanısına varırlarsa, masanın davayı takip etmemesine karar verirler. Bu halde, o davayı takip yetkisi, isteyen alacaklıya devredilir (md. 245). Hiçbir alacaklı, davayı takip etmek istemezse, o zaman, müflisin dava takip yetkisi yeniden doğar ve müflis iflasın kapanmasını beklemeden, davayı kendi adına devam ettirebilir. Taraf ve dava ehliyeti İİK 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olduğundan resen gözetilmesi gerekmekte olup, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesince İİK 194.maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılmak üzere HMK 353(1)a-4 uyarınca esası incelenmeksizin hükmün kaldırılması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-4 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.13/10/2022