Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1082 E. 2022/1244 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1082
KARAR NO: 2022/1244
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2019
NUMARASI: 2019/139 Esas – 2019/779 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından icra takibine konu edilen çek davalının simsarlık faaliyeti sonucu kendisine verildiğini, bu hususun davalı tarafından müvekkile kesilen faturanın komisyon bedeli açıklaması içermesi ile, icra takibine konu çekin davalının aracılık yaptığı mal satımına konu dava dışı elemeği firması tarafından davacı müvekkili emrine kesilmiş olması ve müvekkili tarafından da davalı tarafa verilmiş olması ile, dava konusu çekin taraflar arasındaki ticari ilişkinin konusu olan simsarlığa konu cari hesap kayıtlarına işlenmiş olması ve dava dışı … Tic. Aş firması da davalı gibi aynı tarz ticareti yapıyor olması ve komisyon ücretinin ifa şartına bağlı olduğu uygulama hususundaki beyanları ile de sabit olacağını, dava konusu çekin komisyon faturası bedeli olarak davalıya ciro edilen çek olduğunu, ücretin doğumu sözleşmenin ifa koşuluna bağlı olduğunu, sözleşmenin ifa koşulu gerçekleşmediğinden dava dışı … San. Ve Tic. Aş tarafından edim ifa edilmemesi dolayısıyla koşul gerçekleşmediğinden evvel emirde İstanbul Anadolu …icra müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına ödenen paranın davalıya ödenmemesi için tedbir kararı verilmesini, dava sonucunda ise müvekkilinin takibe çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline ciro edilen çekin hukuka uygunluğu ve müvekkilinin kambiyo senedine dayanan alacaklı olduğu konusunda tarafların mutabık olduğunu, komisyon faturasına itiraz etmeyen davacı cari hesaplarına da komisyon faturaları işlendiğini, müvekkilinin bir simsarlık hizmeti verdiği ve ilgili hukuki nedenler ile ilgili yasal hükümler ışığında anlaşılacağı üzere müvekkilinin davacı ile dava dışı firma arasında sözleşme kurulmasını sağladığını ve bu sebeple ücretini almaya hak kazandığını, davacı dahi gerçekte böyle olduğunu bildiğinden ödeme aracı olarak müvekkiline çek verdiğini , bu verilen çek toplam alacağını kapsamamakla beraber yapılan simsarlık hizmetinin ve bu sebeple kesilen komisyon faturasının ödeme aracı olduğunu beyanla açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, ” Uyuşmazlık konusunun tespitinde de belirtildiği üzere taraflar arasında davalının simsarlık faaliyetinde bulunduğuna ilişkin bir ihtilaf bulunmayıp, uyuşmazlığın davalının simsarlık faaliyeti sebebiyle ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplandığı, davalının simsarlık faaliyetinde bulunması sonucunda davacı tarafından dava dışı … isimli şirkete mobilya satışına ilişkin sözleşme imzalandığı, bunun karşılığında davacı şirkete iki adet çek verildiği, bu çeklerden … Nilüfer/Bursa şubesine ait … seri numaralı 30/11/2018 ödeme tarihli 51.598,30 TL bedelli çekin davalının simsarlık faaliyeti kapsamında düzenlediği … seri … sıra numaralı fatura bedeli olarak davalı şirkete cirolandığı, karşılıksız olarak çıkan çek sebebiyle davalı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığı, dava dışı … İnşaat isimli şirketin konkordato sürecinde olduğu, taraflar arasında yazılı bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı, davacı sadece sözleşmenin kurulması ile davalının ücret alacağının doğmayacağını, davalının, ücrete hak kazanmasının sözleşmenin ifasının şartına yani geciktirici şarta bağlandığını iddia etmiş olup, diğer taraftan davalı ise sözleşmenin kurulmasının ücrete hak kazanmak için yeterli olduğunu, simsarın faaliyette bulunduğu işin sözleşme ile neticelendiği anda ücrete hak kazanacağını, müvekkilinin de sözleşmenin kurulmasını sağlaması sebebiyle ücrete hak kazandığını savunmuştur. Taraflar arasında simsarlık faaliyeti sebebiyle yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davacının, davalının ücret alacağının sözleşmenin ifasının şartına yani geciktirici şarta bağlandığına ilişkin iddiasının soyut beyanlarından ibaret olduğu, bu iddiasını destekleyen bir delilinin mevcut olmadığı, davalının simsarlık faaliyetinde bulunması sonucunda davacı tarafından dava dışı … İnşaat isimli şirkete mobilya satışına ilişkin sözleşme imzalandığının sabit olduğu, 6098 sayılı TBK 520/1 maddesinde simsarlık sözleşmesinin, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşme olarak tanımlanması sebebiyle davalının ücrete hak kazandığının Mahkememizce değerlendirildiği, … Nilüfer/Bursa şubesine ait … seri numaralı 30/11/2018 ödeme tarihli 51.598,30 TL bedelli çekin davalının simsarlık faaliyeti kapsamında düzenlediği … seri … sıra numaralı fatura bedeli olarak davacı tarafından davalı şirkete cirolandığı dikkate alındığında davalının ücret alacağına hak kazandığının davacının da kabulünde olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; simsarlık sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasının zorunlu olmadığı ve taraflar arasında, simsarlık sözleşmesinin varlığına ilişkin olarak bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin “geciktirici koşula bağlandığından” davalının, simsarlık ücretine hak kazanmamış olup TBK md. 521/2’de;”simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi halinde ödenir” şeklinde ifade edildiğini, açıkça, davacı ile kendisine simsarlık hizmeti veren davalı … Tic. A.Ş arasında ücretin sözleşmenin ifası ile doğduğuna ilişkin sözlü anlaşma olduğunu gösterme taraflar arasındaki sözlü anlaşmayla simsarlık ücretinin ifa koşuluna bağlandığının diğer bir göstergesinin; … Tic. A.Ş tarafından ifa amacıyla müvekkile keşide edilen çekin müvekkil şirket tarafından davalıya ücret karşılığı olarak cirolanmasının kabulü olduğunu, mahkeme tarafından, müvekkil şirketin iddiasını ispat edecek nitelikteki deliller değerlendirmeye alınmadan ve dosyada bilirkişi incelemesi yapılmadan hatalı ve eksik şekilde karar verildiğini, hukuki dinlenilme hakkının 3 unsurunun mevcut olup bu mahkeme tarafından tanıkların dinlenmeden karar verildiğini, bahse konu hususu ispat etme hakkının kısıtlandığını, bu kapsamda; müvekkil şirketin hmk md. 27 uyarınca açıkça hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilmiş olup bu husus açıkça AİHS md.6 uyarınca “adil yargılanma hakkı”nın da ihlali niteliğinde olup mahkeme tarafından, taraflar arasındaki ticari ilişki ve ticari defterlere ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davaya konu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, taraflar arasındaki simsarlık sözleşmesi uyarınca asıl sözleşmenin kurulup kurulmadığı ve davalının tellallık ücretine hak kazanıp kazanmadığı, davacının çekler nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı noktasındadır.Dava konusu çek dava dışı … Tic. A.Ş. tarafından, davacı lehine, 30/11/2018 tarihlerinde 51.598,00 TL bedelli olarak keşide edilmiş ve sırasıyla davacı lehtar ve davalı tarafından ciro edilerek bankaya ibraz edilmiş ve karşılıksız çıkmıştır. Davacı tarafça, dava konusu çekin tellallık ücreti olarak verildiğini ancak geciktirici koşul gerçekleşmediğinden davalının ücrete hak kazanamadığından bahisle çekin bedelsiz kaldığı iddiasıyla eldeki menfi tespit davasını açmıştır.Menfi tespit davalarındaki genel kuralın aksine senede dayalı borç ilişkilerinde ispat yükünün senet borçlusundadır.Kambiyo senetleri ve dolayısıyla çek illetten mücerret olup davalı hamilin çekleri edinme sebebini açıklama yükümlülüğü yoktur. Kural olarak çek ödeme aracı olup, çeklerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla verildiği yolunda yasal karine mevcuttur. Yasal karinenin aksini yani çekin borç ödenmesinden başka bir amaçla verildiğini, bedelsiz bir avans çeki olduğunu iddia eden davacı tarafın bunu kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davacının kendi ticari defterlerinde alacaklı gözükmesi veya davalı ticari defterlerinde mal teslimine ilişkin bir kayıt bulunmaması tek başına ispata yeterli değildir. Davalının dava konusu ödemeler karşılığı mal teslim edildiğini ya da başka bir ticari ilişki kapsamında çeklerin alındığını savunması ispat yükünü değiştirir nitelikte değildir.Somut olayda, davacı taraf müvekkili ile davalı arasındaki sözlü anlaşmanın, müvekkilinin dava dışı … Tic. A.Ş kurulan sözleşme gereği satılan ürünlerin bedelinin … Tic. A.Ş tarafından ödenmesi halinde davalının ücrete hak kazanacağı yönünde olduğu ve davalının simsarlık ücretine hak kazanması sözleşmenin ifası koşuluna bağlandığını, dava dışı icra dosyasının diğer borçlusu … Tic. A.Ş’nin kendisine satımı ve teslimi gerçekleştirilen menkullere ilişkin ödemede bulunmadığını ve dolayısıyla davalının tellallık ücretine hak kazanamadığı, dolayısıyla çekin bedelsiz kaldığını ileri sürmektedir. Davalı ise, ücrete hak kazanabilmek için asıl sözleşmenin kurulmuş olmasının yeterli olduğunu ve tellallık ücreti için kesilen faturanın davacı tarafından ticari defterlerine kaydedildiğini savunmuştur. Bu kapsamda çek hamili olan davalının savunması ispat yükünü değiştirecek nitelikte değildir. Ayrıca ispat yükü kendisinde olmayan tarafın ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz (HMK 191). Bu halde davacı iddialarını ispatla yükümlüdür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 520/1. Maddesine göre, simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir. TBK’nın 521. Maddesine göre, simsarın ücrete hak kazanabilmesi için yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulması gerekir. Ancak simsarın faaliyeti sonucunda kurulan sözleşme geciktirici koşula bağlanmışsa ücret, koşulun gerçekleşmesi hâlinde ödenir. Davacı taraf, tellallık ücretinin ödenmesi hususunun geciktirici koşula bağlandığın ileri sürmüş ise de, davalı tarafça bu iddia kabul edilmediği gibi ücretin geciktirici koşula bağlandığı da ispatlanamamıştır. Ayrıca, davalının tellallık ücretine ilişkin faturasının davacı tarafça ticari deftere kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacı taraf tellallık ücretine ilişkin borcu benimsemiş durumdadır. Davacı yanca ticari defterlerinin ve davaya konu çekin aksi kesin delillerle ispatlanabilmiş değildir. Davacı taraf her ne kadar tanık bildirmiş ise de, uyuşmazlığın miktarı ve karşı tarafın alacağının belgeye dayalı olması karşısında ancak davalının açık muvafakati ile tanık dinlenebilir. Davalının tanık dinlenmesine açık muvafakati bulunmadığına göre eldeki uyuşmazlıkta tanık dinlenmesi mümkün değildir.Davacı taraf bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de, hangi hususta bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği açıklanmamıştır. Davalının faturasının davacı tarafn ticari defterinde kayıtlı olması nedeniyle taraf defterlerinde yapılacak inceleme de sonuca etkili değildir. Bu halde, davacı davasını ispatlayamamış olup mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.08/11/2022