Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1073 E. 2022/1307 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1073
KARAR NO: 2022/1307
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2019
NUMARASI: 2016/159 Esas – 2019/873 Karar
DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 15/02/2016
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uluslararası taşımacılık faaliyetinde bulunduğunu, taşımacılığını yaptığı emtiaların sigorta ettirilerek oluşabilecek hasar ve kayıplar nedeniyle müşterilerinin ve kendisinin uğrayacağı riskleri teminat altına aldığını, müvekkili şirketin 14/02/2015 tarihinde Türkiye’den Rusya’ya 775 kap kumaşı sevk ettiğini, nakliyeyi yapan tırın Ukrayna’da kaza yapması sonucunda emtiaların başka bir tıra yüklendiğini ancak yüklenme esnasında tırda bulunan malların eksik olduğunun tespit edildiğini, olay hakkında ekspertiz raporu hazırlandığını, müvekkili şirketin olaydan sonra hasara ilişkin sigorta şirketine müracaat ettiğini, davalı sigorta şirketinin müvekkilinin isteklerini reddettiğini bildirmekle davanın kabulüne, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı CMR Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigorta poliçesi kapsamında malların taşıyacının kusurundan kaynaklanan zararların meydana gelmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun doğabilmesi için taşıyıcının taşımada kusurunun bulunması gerektiğini, poliçe ile taşıyıcının sorumluluğunun teminat altına alındığını, davacı şirketin kazadan sonra müvekkili şirkete başvuru yaptığını, yapılan değerlendirme sonucunda söz konusu zarardan taşıyıcı/davacının sorumlu olmadığını ve davacının poliçe genel şartlarını ihlal ederek dava dışı talep sahibine ödeme yaptığını bildirmekle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “CMR hükümlerine göre davacı taşımacının meydana gelen zararlardan sorumlu olduğu ve dava dışı … firmasına ödeme yapmasının uygun olduğu, davacı tarafın yapmış olduğu ödemeyi CMR sigorta poliçesi ve Genel Şartları hükümlerine göre davalı taraftan isteyebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ancak davacı tarafın, dava dilekçesinin konu ve netice-i talep kısmında “62.958,00 ABD dolarının karşılığı olarak 185.000,00 TL’nin tazminini” talep etmesi, davacı tarafın yabancı para alacağına ilişkin seçimlik hakkını Türk parası cinsinden talepte bulunarak kullanmış olması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereğince 185.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, CMR Konvansiyonu uyarınca 10/07/2015 tarihinden itibaren yıllık %5 temerrüt faizi uygulanmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı taraf CMR 17/2 uyarınca söz konusu hasardan dolayı sorumlu olmadığı halde sigortacı şirketin talimatına aykırı davranarak yük ilgililerine ödemede bulunulduğunu,Davacı sigortalı tarafından Sigorta Genel Şartlarına açıkça aykırı davranıldığını, müvekkilleri tarafından davacıya emtiadaki hasar ve kayıp dolayısıyla herhangi bir ödeme yapamaması gerektiğine ilişkin açık bir talimat verildiğini, müvekkilleri tarafından davacıya verilen işbu talimat da dosyada mübrez olup Yerel Mahkemenin dikkatine sunulduğunu, buna rağmen davacı, sigortacının talimatına aykırı hareket edip 3. kişilere ödemede bulunduğunu,Davacının üçüncü kişilere yapmış olduğu ödemeyi usule uygun şekilde ispat etmediğini, her ne kadar dosyada mübrez bilirkişi raporunda, 18/02/2015 tarihli trafik kazası zararı için davacının 10/07/2015 tarihli “ödeme ve halefiyet belgesi” başlıklı çeviri belgesi içeriğine göre tazminatı ödediği gözetilerek davacının bu tarih itibarı ile müvekkillerinden talep hakkı olduğu tespit edilse de davacı tarafından söz konusu ödemeye ilişkin EFT/Havale banka dekontunun sunulmadığını ve ödeme olgusu ispat edilmediğini, ödeme ve halefiyet belgesi, ödemenin gerçekleştirildiği tarihin tespit edilebileceği bir belge olmadığından dolayı ödeme olgusu ispat edilebilmiş olmadığını, davacı tarafın Hukuk Muhakemeleri Kanunu 190. maddesi uyarınca iddiasını süresinde ve usulüne uygun olarak ispatlamaya yarar ödeme belgesini sunmadığını beyan ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin CMR uyarınca hasardan sorumlu olmadığına ilişkin davalı tarafça sunulan emsal Yargıtay kararları ile somut olayın örtüşmediğini, müvekkili şirket tarafından alıcıya yapılan ödeme ve ödemeye ilişkin dosyaya sunulan belge usule uygun ve ödemenin yapıldığına ilişkin hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde tanzim olunduğunu, davalı sigorta şirketi işin esasına ilişkin hukuki hiç bir gerekçe ileri süremediğinden, kötüniyetli olarak mesnetsiz usuli gerekçelerle dava konusu olayda oluşan zararı tazminden kaçınma yoluna başvurduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddi ile tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası kara taşımasında meydana gelen hasar bedelini taşıtan-alıcı-gönderilen konumundaki … firmasına ödeyen taşıyıcı davacının ödediği zarar bedelini CMR sigorta poliçesi kapsamında sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının Türkiye’den … Plakalı araç ile Rusya’ya 10 ayrı firmaya ait kumaşları taşıma işini üstlendiği, taşıtan-alıcı-gönderilenin … firması, yükün toplam 775 kap/18.942,57 kg olduğu, meydana gelen kaza ve hırsızlık sonucu yükün 275 kap’ının eksik ve 16 kap’ının da hasarlandığı, ekspertiz raporuna göre zarar toplamın 62.958,84 Amerikan doları olduğu, dosya içeriğinde kaza raporu, eksper raporu, ödeme belgesi, cmr sigorta poliçesi ve hasar dosyasının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu zararın, Türkiye-Rusya arasında icra edilen uluslararası karayolu taşıma işi sırasında vuku bulan kaza yüzünden meydana geldiği sabit olduğundan somut olaya CMR hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. CMR’nin 17. maddesine göre; taşımacı, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan yüke has bir kusurdan yahutta taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşımacı sorumlu tutulamaz. Taşımacı taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıttan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahutta çalışanlarının hata veya ihmallerinden dolayı sorumludur. Davalının savunması “taşıyıcının kusuru bulunmaması nedeniyle” zarar görenlere ödeme yapılmaması gerektiği, dolayısıyla taşıyıcının sorumluluğunu üstlenen davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığına, davacı sigortalının sigorta genel şartlarına açıkça aykırı davranarak sigortacının muvafakatı olmaksızın ödeme yapması ve sigortacının hasar sonrası direktiflerine uymadığından davalının sorumluluğu bulunmadığı ve 3. kişiye yapılan ödemenin ispat edilmediğine ilişkindir. Taşıyıcının sorumluluğunun belirlenmesi için CMR 17. ve 18. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Meydana gelen hasarın taşıyanın sorumluluğundaki aracın arka tekerleğinin tamiri esnasında başka bir aracın arkadan çarpması sonucu kaza meydana geldiği, ürünlerin bir kısmının kaza sebebiyle zarar gördüğü, bir kısmınında bu kaza sonrası çalındığı anlaşılmaktadır. Dosyaya alınan belgelere ve bilirkişi raporu ile meydana gelen olayda davacının özensizlik ve basiretsizlik içinde olduğu, bu gibi durumlarda davacının CMR hükümlerince sorumlu olduğu, CMR hükümlerine göre taşıyıcının sorumlu olması için kusurlu olması değil, kusursuzluğunu tam olarak ispatlayamamasının da yeterli olduğu, özensizliklerinde de taşıyıcının bürüt birim kg başına 8.33 SDR ile sınırlı sorumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin meydana gelen hasarın teminat kapsamı dışında olduğuna yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dosyaya sunulan, faturalar, ödeme belgesi, ekspertiz raporu ve kaza raporu birlikte değerlendirildiğinde yapılan ödemenin usulüne uygun olarak ispatlandığı kabul edilmiş olmakla davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf istemi de yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin sigortalının kaza sonrası davalı sigortacının talimatlarına uymamış olması nedeniyle genel şartlara aykırı davranması nedeniyle sorumlu olmadıklarına yönelik istinafı yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tarafça yapılan ödemenin olayın meydana geliş şekline, hasar miktarına ve sözleşmesel sorumluluklarına uygun olduğu, davacının ödeme yapmasının davalı sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünü artırmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nin 353(1)-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 3.159,34 TL harcın, alınması gerekli olan 12.637,35 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.478,01‬ TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/11/2022