Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1060 E. 2022/1057 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1060
KARAR NO: 2022/1057
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2014/1303 Esas – 2019/859 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı … A.Ş. ve davalı arasında 01.09.2010 tarihinde ” Protokol” ve 06.09.2010 tarihinde ” istasyonlu bayilik sözleşmesi” imzalanarak, anılan sözleşmeler ve taraflar arasında sair sözleşmeler kapsamında … tarafından davalı/borçlu … adına toplam 6 adet ve 17.865,65-TL tutarında faturalar keşide edildiğini tahsili amacıyla, davalı/borçlu … aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası işbu faturaların tahsili amacıyla 06.12.2013 tarihli kararı ile icra takibinin durdurulmasına karar verilerek huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını, davalı şirketin yetki itirazının haksız olduğunu, taraflarca imzalanmış sözleşmede uyuşmazlık halinde İstanbul icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşmesinin 38. maddesinde ihtilafların İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olacağının belirlendiğini, davalı şirketin borcun tamamına, tüm ferilerine, takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek faize ve faiz oranına itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, taraflarca imzalanan bayilik sözleşmesinin ilgili hükümlerince, satış yerinde mevcut olan ve bilahare inşa edilecek her türlü makine bina tesis vs. kullanım, bakım hasar arıza vs gibi durumlardan bayinin sorumlu olduğunu, bu gibi durumlardan kaynaklanan aksaklıkların giderilmesini veya faaliyetin durması halinde …’nun işbu sözleşmeyi fesih yetkisine haiz olduğunu, sözleşmeler uyarınca takip dayanağı faturalar düzenlediğini, davalının davacıdan aldığı akaryakıt bedeli ile faturalarda belirtilen hizmet bedellerini ödemediğini, davalının itirazının yerinde olmadığını , fazalaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinde, alacağın tamamı ile takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek temerrüt faizinin tamamına, faiz oranına vaki itirazı haksız ve dayanaksız olduğundan davalının itirazının iptali ile takibin devamına, itiraz edilen alacaklarının % 20 sinden aşağı almamak üzere, davalı şirketin icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklet ilmesi ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı … A.Ş. yetkilisinin davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile 02.10.2012 tarihinde açılan ilamsız takipte ödeme emri süresinde yapmış oldukları itirazları neticesinde takibin durduğunu, 29.11.2013 tarihli itiraz dilekçesinde şirketlerinin Ceyhan’da olması sebebi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz etmelerine rağmen herhangi bir karar verilmediğini, icranın yetki yönünden verdiği kararın zamanında taraflarına tebliğ edilmediğini, açılan bu davanın süresinde açılmadığını, ayrıca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün yetki yönünden vermiş olduğu kararın yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Huzurdaki davada davacı … A.Ş. ve davalı arasında 01.09.2010 tarihinde ” Protokol” ve 06.09.2010 tarihinde “İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi” imzalanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu sözleşme ve taraflar arasında sair sözleşmeler kapsamında cari hesaptan kaynaklanan … tarafından davalı/borçlu …e toplam 6 adet ve 17.865,65-TL tutarında faturalar düzenlendiği anlaşılmaktadır. 01.09.2010 tarihinde taraflar arasında akdedilmiş “PROTOKOL” ve ekinde bulunan Ek-1, ve Bila tarihli, davalı tarafından kaşe ve imzalı, davacı tarafından imzalanmamış Otogaz LPG tesis ve ticari şartlara yönelik “PROTOKOL” dosya kapsamındadır. Bu doğrultuda; dosya kapsamında bulunan Mali Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, takibe konu olan 4.510 Kg ” karşılığı 15.621,93-TL tutarındaki ilgili Otogaz LPG ürün tesliminin … plakalı araçla yapıldığının tespit edilmiştir. 29.06.2012 tarihli “Hizmet Bedeli Probe Değişimi açıklamalı, 418.90-TL tutarlı, fatura. Konusu; Takibe konu PROBE DEĞİŞİMİ HİZMET BEDELİ açıklamalı 2 adet toplam 837,80.-TL tutara konu olan faturalara yönelik olarak, davacının kendi bayilerine TANK OTOMASYON/PROBE TESİSİ konusunda hizmet veren … şirketinin düzenlemiş olduğu faturalardan kaynaklandığı, Müşteri sadakat programı geliştirilmesi ve uygulaması kapsamında, kullanıma sunulan “… KART” dan kaynaklanan davalı payı olarak fatura edilen 343,92-TL tutarlı faturanın, dosya kapsamında dava dilekçesi ekinde bulunan ve davalı tarafından imzalanmış “Müşteri Sadakat Programlan beyanı” doğrultusunda fatura edildiği belirlenmiştir. Takibe konu “OTOMASYON VE İLETİŞİM BEDELİ” açıklamalı 2 adet toplam 1.062.-TI tutara konu olan faturalar ise önceki dönemlere yönelik ödeme kayıtlarının da mevcut ve davalının da kabulümde olarak bu hizmet bedellerinin ödendiğinden hareketle, davalının bu alacak kalemine itirazınında geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır. Dava konusu faturaların Ba Bs formunda ki bu toplama dahil olup olmadığı anlaşılamamıştır. Ancak Ba Bs formlarının ispat yükü taşımadığını fakat sadece tarafların akdi bir ticari ilişkisi olduğunun tespitinin yapıldığı, Davacı tarafın 02.10.2012 tarihi itibarıyla; resmi defter kayıtlarına göre son bakiyesinin davalı taraftan 17.461,94 -TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Tüm bu nedenlerle bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 17.461,94-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara yasal faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir. Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 3.492,-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin takip sonrası dönem bakımından asıl alacak tutarına yasal faiz yürütmesinin hatalı olduğunu, tarafların her ikisinin ticaret şirketi olduklarını, icra takip tarihinde takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlarda avans faiz istenildiği halde ilk derece mahkemesince hukuka aykırı şekilde yasal faize hükmedildiğini, bahsi geçen sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, 17.461,94 TL tutarındaki asıl alacak miktarına, takip tarihi olan 03.10.2012 tarihinden itibaren yıllık %17,75 oranından az olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine dair hüküm verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş, davacı vekili tarafından yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK.’nın 355. maddesi uyarınca, kararı istinaf eden davacı vekilinin istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme yapılmıştır. Davaya esas İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında; alacaklının … , borçlunun … Tekstil oldukları, 1.461,94 TL bakiye fatura alacağının takibe konu edildiği, 6 adet faturanın takip sebebi olarak gösterildiği, takip talebinde asıl alacağa yıllık %17,75 oranında ve değişen oranlarda işleyecek avans faizinin tahsilinin talep edildiği, itiraz eden vekilin itiraz dilekçesinde şirketin merkezi itibari ile yetkili icra dairesinin Ceyhan olduğu, takibe konu edilen miktar konu edildiği şekilde borçlarının bulunmadığı, belirtilen sebeplerle borca ve fer’ilerine itiraz ettiklerini beyan etmiştir. 09/06/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında icra dairesinin yetkisizliğine ilişkin itirazın karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki 07.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki 01.09.2010 tarihli sözleşme irdelenmiş, sözleşme konusunun mevcut anlaşmanın 18.09.2016 tarihinde sonlandırılarak bu tarihten geçerli olmak üzere 5 yıllık yeni bir anlaşma yapılması intifa süresinin 01.09.2015 tarihine kadar geçerliliğini korumak üzere bayilik sözleşmesi kapsamında karşılıklı hak ve yükümlülüklerin belirlenmiş olduğunu, davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığını ve söz konusu defterlerde talep konusu 6 adet faturanın kayıtlı olduğunu, 02.01.2012 tarihi itibari ile davalının alacaklı olduğu meblağın 33.974,60 TL olarak devrettiğini, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, 26.07.2012 tarihinde davalının banka havalesi yoluyla 35.000,00 TL ödeme yaptığını, davalının davacıya 17.461,94 TL borçlu olduğunu, davalının 09.06.2012 tarihinde teslimat yaparak 15.621,93 TL tutarındaki faturayı düzenlediği yönünde değerlendirme yapılmıştır. İlk derece mahkemesince yargılama aşamasında aldırılan 20.03.2018 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde; icra dosyasında borç sebebi olarak gösterilen 4 adet fatura değerlendirilerek davalının söz konusu alacak taleplerine yaptığı itirazların sektörel bir dayanağının olmadığı belirlenmiştir. Davaya konu icra dosyasında; 17.461,94 TL bakiye fatura alacağının , takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %17,75 oranında ve değişen oranlarda değişecek avans faizleri ile birlikte tahsili talep edilmiş olup,davanın tarafları tacir ve dava konusu alacağın ticari nitelikte olduğu gözönüne alınarak hükmedilen alacak tutarına temerrüt tarihi takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizine hükmedilmesi gerekirken(Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 02.04.2018 tarihli 2016/9512 E., 2018/2292 K. sayılı emsal kararı),mahkemece yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından,kararın kaldırılmasına asıl alacağa takip tarihinde yürürlükte bulunan yıllık %17,75 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın Kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 17.461,94-TL üzerinden iptali ile takibin devamına , asıl alacak olan bu miktara takip tarihinden itibaren yıllık %17,75’i geçmemek üzere ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, 2-% 20 oranında icra inkar tazminatı 3.492,-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2-Karar ve ilam harcı 1.192,82-TL nin peşin alınan 210,95-TL den düşümü ile kalan 981,87-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan peşin ve başvuru harcı toplamı 239,95-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1.573,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 7-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak; a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 121,30 TL ile posta ve tebligat gideri 63,90 TL olmak üzere toplam 185,20 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.06/10/2022