Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1057 E. 2022/1131 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1057
KARAR NO: 2022/1131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2018/694 Esas – 2019/597 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Trampa Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 12/08/2010 tarihinde Satım Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin yanında 2010 yılı Ek Anlaşma Sözleşmesi, ek Protokol ve Satım Sözleşmesi Ek Protokol adıyla bir çok ek protokol ve sözleşme de imzalandığını, müvekkilin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı şirketin sözleşmeden kaynaklı cari hesap ilişkisinden doğan bakiye borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının öncelikle 26/03/2018 tarihli talebinde takip borcuna ilişkin indirimli kapak hesabı yapılmasını talep ettiğini, 28/03/2018 tarihli itiraz dilekçesinde icra takibine, borca ve ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, haksız itiraz edildiğinden asıl alacak tutarının %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin cari hesap ekstrelerinde açıkça görüleceği üzere davacının cari hesap ilişkisi kapsamında icra takibine konu alacak tutarında bir alacağı bulunmadığını, uyuşmazlığın davacının ticari defterlerini hatalı ve usulüne uygun tutmamasından kaynaklandığını, müvekkilinin defter ve kayıtlarının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kesin delil olarak kabul edildiğini ileri sürerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibinin iptaline, davacı aleyhine davaya konu alacağın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, cari hesabı oluşturan faturaların dosyaya sunulmadığı, davalının cari hesap nedeniyle borçlu olmadığını, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutmadığını, müvekkili şirketin defter ve kayıtlarının taraflar arasındaki anlaşma uyarınca kesin delil olarak kabul edildiğini, talebinin haksız olduğunu savunduğu görülmüştür. Bilirkişi raporunda davacı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca yaptırıldığını, envanter defterinin ise kayıt edilmemi boş olarak ibraz edildiğini, bu durumda ticari defterlerin birbirlerini teyit ettiğinden bahsedilemeyeceğini, ticari defterlerin sahibi lehine delil vasfını taşımadığını, muavin defter dökümlerine göre davacının 31/12/2017 tarihi itibari ile davalıdan 19.322,21TL alacaklı durumda bulunduğunu, davacı tarafın 2018 yılı ticari defterleri ve dayanağı muavin defter dökümleri sunulmadığından davacının takip tarihi olan 19/03/2018 tarihi itibari ile alacağının devam edip etmediğinin belirlenemediğini, davalı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırıldığını, ticari defterlerin birbirini teyit ettiğini, davalı ticari defterlerinin davalı lehine delil vasfına haiz olduğu, buna göre takip tarihi itibariyle davacının herhangi bir alacağı veya borcu bulunmadığı belirtilmiştir. Davacının incelenen defterleri usulüne uygun tutulmadığı gibi ön inceleme duruşmasında yapılan ihtara rağmen dava konusu döneme ait tüm defterler sunulmadığından takip tarihi itibari ile alacağının olup olmadığı tespit edilememiştir. Kadı ki taraflar arasında düzenlenen sözleşme sözleşmenin 7. Maddesinde yer alan davalı defter ve kayıtları, faks, elektronik posta ve/veya EDI üzerinden yapılan tüm işlem ve yazışmalara ilişkin kayıtların HMK 193. maddesi anlamında kesin delil teşkil edeceği davalı defterlerinin bağlayıcı ve kesin delil olduğu hususundaki hüküm HMK’nın 193. Maddesinde (HUMK’un 287.md) hükme bağlanan delil sözleşmesi niteliğindedir. Buna göre davalı defter ve belgeleri usulüne uygun tutulduğundan davalı defterlerindeki kaydın hükme esas alınması gerekir. Davalı defterlerinde takip tarihi itibariyle davacının herhangi bir alacağı veya borcu bulunmadığı tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacının cari hesaba yönelik alacak iddiasını ispat edemediği, bunun yanında davacı icra takibi yapmakta haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminatı talebinin haklı görülmediği anlaşılmakla …” davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacaklı olduğu bilirkişi raporuyla da sabitken, davanın reddinin yerinde olmadığını, Mahkeme kararında hükme esas alınan Bilirkişi Raporunda müvekkilinin ticari defter kayıtları ile davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının birbirinden farklı kayıtlar içerdiği ve müvekkilinin defter kayıtlarında davalı taraftan 19.322,21TL alacaklı olduğu bilgisi var iken, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında böyle bir hususun olmadığı konusunun detaylı olarak incelenmemiş olduğunu, zira davalı yan taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkar etmediği gibi malların kendine teslim edilmediğine dair bir itirazda da bulunmadığını, nitekim eksik inceleme ile de hüküm kurulmuş olmasının hukuka aykırı olduğunu, kararının hukuka aykırı olduğunun tespiti ile istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılması yine haklı davalarının kabulü, itirazı iptali ile takibin devamına karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava taraflar arasında ticari satıma dayalı cari hesap ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dosyaya toplanan deliller ve bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından yukarda yazılı sebepler ile istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Satım sözleşmesinde kural olarak olarak mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Davacı tarafça davalı hakkında İstanbul Anadolu …icra müdürlüğünün … esas dosyası ile icra takibi başlatılmış, davalı tarafın süreside borca ve ferilerine yaptığı itiraz ile takip durmuş ve eldeki itirazın iptali davası açılmıştır. Somut olayda incelenen taraf ticari defterlerine göre ; her iki tarafın ticari ilişkilerine ait son kayıtlarının 06/03/2017 tarihinde davacıya ödenen 1.711,37 TL lik ödemeye ilişkin olduğu, bu tarihten sonra ticari defterlerin alacak borç ilişkisine dair bir kayıt içermedikleri görülmektedir. Yine bu tarih itibarıyla davacı ticari defterlerinde 19.322,21 TL bakiye alacak bulunurken davalı ticari defterlerinde davacıya borcun kalmadığı yani sıfır bakiye görünmektedir. Mahkemece taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi hakkında denetime elverişli veri içermeyen, yalnızca davacının envanter defterinin boş olması (kayıt içermemesi) nedeniyle davacının ticari defterlerinin birbirini doğrulamadığı gerekçesi ile sahibi lehine delil olamayacağı, davalı ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulması nedeniyle sahibi lehine delil olma niteliğinde olduğu ve satış sözleşmesinin 7. Maddesindeki delil sözleşmesinden bahsedilerek davacının alacağı bulunmadığını belirtilen denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu uyarınca ve ayrıca davacının açıkca yemin deliline dayandığı ,yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; yemin teklif etmek hakkı bulunduğu hatırlatılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu durumda mahkemece bilirkişi heyetinden tarafların ticari defterleri arasında farka yol açan kayıtların liste halinde dökümünün yapılması ve kayıtların dayanak belgelerinin bulunup bulunmadığı hususları da irdelenip açıklığı kavuşturacak şekilde alınacak ek rapor sonrasında varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2- Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2022